Tunus'ta yerli ve uluslararası kuruluşlar ülke makamlarına mültecileri koruma çağrısı yaptı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Tunus'ta yerli ve uluslararası kuruluşlar ülke makamlarına mültecileri koruma çağrısı yaptı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Tunus'ta yerli ve uluslararası 22 kuruluş, ülke makamlarına mültecileri koruma konusundaki bağlılıklarına vefa gösterme ve mültecilere destek için ulusal kampanya başlatma çağrısında bulundu.
Tunus İnsan Hakları Savunma Birliği, Sınır Tanımayan Avukatlar Tunus Ofisi, Yeryüzü Doktorları-Tunus, Afrika Kalkınma Derneği gibi çeşitli yerli ve uluslararası kuruluşlar, Tunus'taki mültecilerle ilgili ortak yazılı açıklamaya imza attı.
Açıklamada, 16 Nisan'dan bu yana aralarında kadın ve çocukların da olduğu mülteci, sığınma talebinde bulunan ve vatansız 214 kişinin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Tunus ofisi önünde oturma eylemi yaptığı belirtildi.
Eylemcilerin, vakıf ve derneklerin verdiği yardımlara dayanarak geçindiği, sağlık açısından ve yaşamsal olarak zor koşullarda olduğu ifade edilen açıklamada, eylemcilerin farklı uyruklardan (Sudan, Etiyopya, Somali, Mali, Çad, Eritre, Nijer ve vatansızlar) olmasına rağmen tek bir talepleri olduğu, onun da Tunus'tan tahliye edilerek, insan haklarına saygılı bir ülkeye yerleştirilmek istedikleri kaydedildi.
BMMYK Tunus ofisine, mülteciler ve sığınma talebinde bulunanlar meselesiyle ilgilenmesi, en kısa zamanda konuya kalıcı çözüm bulması çağrısı yapıldı.
Tunus makamlarına da mültecileri koruma konusundaki bağlılıklarına vefa gösterme ve mültecilere destek için ulusal kampanya başlatma çağrısında bulunuldu.
Afrika uyruklu göçmenler, yaklaşık 3 aydır Tunus'un Zarzis kentinde eylem düzenlerken, daha sonra eylem başkent Tunus'taki BMMYK ofisi önüne taşınmıştı.
Her yıl Akdeniz'de yasadışı yollarla seyrederek İtalya'ya göçmek isterken bulundukları tekneler arızalanan yüzlerce Afrikalı düzensiz göçmen Tunus kıyılarına ulaşıyor.



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”