Ian Fleming'in kayıp James Bond senaryosu ortaya çıktı

Bu senaryo James Bond'un yaratıcısının, ünlü karakteri sinemaya uyarlamak için yaptığı tek girişim olarak biliniyor

Bond karakterini bugüne kadar Roger Moore'un yanı sıra Daniel Craig, Pierce Brosnan, Timothy Dalton gibi oyuncular canlandırdı (MGM)
Bond karakterini bugüne kadar Roger Moore'un yanı sıra Daniel Craig, Pierce Brosnan, Timothy Dalton gibi oyuncular canlandırdı (MGM)
TT

Ian Fleming'in kayıp James Bond senaryosu ortaya çıktı

Bond karakterini bugüne kadar Roger Moore'un yanı sıra Daniel Craig, Pierce Brosnan, Timothy Dalton gibi oyuncular canlandırdı (MGM)
Bond karakterini bugüne kadar Roger Moore'un yanı sıra Daniel Craig, Pierce Brosnan, Timothy Dalton gibi oyuncular canlandırdı (MGM)

James Bond'un yaratıcısı ve 007 romanlarının yazarı Ian Fleming'in, karakterini sinemaya uyarlamaya yönelik kayıp senaryo girişimi ortaya çıktı. 
Britanyalı yazar, Ay Harekatı (Moonraker) adlı romanını filme dönüştürmek için 1956'da 150 sayfalık bir tretman kaleme almıştı. Fleming bu girişimine romanın piyasaya sürülmesinden bir yıl sonra başlamıştı. 
Ancak ilk Bond filmi bu denemeden 6 yıl sonra izleyicilerle buluşmuştu. 
Fleming'in senaryosunuysa film endüstrisi büyük ölçüde göz ardı etmiş ve unutmuştu. Aynı adı taşıyan film 1979'da sinemaya geldiğindeyse Fleming'in vizyonuyla çok az ortak noktaya sahipti. 
Söz konusu senaryoyu 2015'te bir koleksiyoncu satın almıştı ve The Guardian'ın haberine göre metne dair yeni detaylar gün yüzüne çıktı. 
Metin büyük bir Bond koleksiyonu hazırlayan Adrian Harrington Rare Books tarafından ortaya çıkarıldı. 
Ay Harekatı'nda Roger Moore'un canlandırdığı James Bond uzaya seyahat ediyordu ancak Fleming'in senaryosu çok daha ciddi bir tona sahipti. Söz konusu filmin vizyona girmesinden iki yıl önce yayımlanan ilk Yıldız Savaşları (Star Wars) yapımıyla uzay teması kültürel bir fenomene dönüşmüştü. 
Bununla birlikte her iki Ay Harekatı senaryosu, Bond'un süper kötü Hugo Drax'ın dünyayı yok etmesini durdurmak için büyük çaba sarf etmesine odaklansa da Fleming'in metni çok daha gerçekçi bir yapıya sahipti ve nükleer tehdide dikkat çekiyordu.

1979'da vizyona giren Ay Harekatı'nda Roger Moore'a Lois Chiles ve Richard Kiel eşlik etmişti (United Artists)
Bond'un flörtöz sekreteri Moneypenny senaryoda yer almıyordu ve M karakteri gösterişli bir Hollywood yardımcısından çok normal bir bürokrat olarak resmediliyordu. Filmlerde yer almayan birçok yeni karakter de mevcuttu. 
Adrian Harrington Rare Books'ta Fleming edebiyatı uzmanı olarak çalışan Jon Gilbert metne dair şu ifadeleri kullanıyor:
"Bu, Fleming'in beyazperde için Bond'u tasavvur ettiği ilk senaryo. Film senaryosu açısından yazarın tek girişimi bu ve bu yüzden çok önemli."
Independent Türkçe, Indiewire, The Guardian



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe