Lübnan, Mısır'dan gaz ithalatı için ABD'den yardım istedi

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv
TT

Lübnan, Mısır'dan gaz ithalatı için ABD'den yardım istedi

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv

Lübnan Başbakan Yardımcısı Saade eş-Şami, ülkesinin Mısır'dan gaz ithalatı için ABD'den yardım talep ettiğini bildirdi.
Şami'nin basın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Yardımcısı'nın geçen hafta Washington'da Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Bahar Toplantılarına katıldığı belirtildi.
ABD Dışişleri ve Hazine Bakanlıkları yetkilileriyle bir araya gelen Şami'nin, Lübnan'ın Mısır'dan gaz ithalatı için Washington yönetiminden yardım istediği, aynı şekilde uluslararası toplumdan finans açığını kapatmasını talep ettiği kaydedildi.
ABD'den istenen yardımın içeriğiyle ilgili net bilgi verilmedi.
IMF ve Dünya Bankası yetkilileriyle görüşmelerin, Mısır'dan gaz temini için tahsis edilecek krediler ile Dünya Bankasının Lübnan'a destek programları üzerine yoğunlaştığı belirtildi.
Ülkedeki elektrik krizine çözüm amacıyla Ürdün ve Mısır'la anlaşan Beyrut yönetimi, proje için Dünya Bankasının finansal destek kararının nihai olarak onaylanmasını bekliyor.
Lübnan Enerji ve Su Bakanı Bakanı Velid Feyyad, daha önce yaptığı açıklamalarda Mısır'dan gaz ithalatının Dünya Bankasının finansı ile ABD'nin Suriye'deki Esed rejimine uyguladığı yaptırımları kapsayan Sezar Yasası'ndan Ürdün ve Mısır'ın muaf tutulmasına bağlı olduğunu ifade etmişti.
Eylül 2021'de Lübnan, Ürdün, Mısır ve Suriye enerji bakanları, Lübnan'ın yaşadığı enerji krizinin çözümü amacıyla bu ülkeye elektrik ve gaz temini için yol haritası üzerinde anlaşmıştı.
Lübnan'da 3 yıldır devam eden ekonomik kriz nedeniyle gerekli yakıtın temin edilememesi ve yetersiz altyapı gibi sebeplerle Haziran 2021'den bu yana ülke genelinde elektrik kesintileri yaşanıyor.
Devlet halihazırda yaşanan krizin bir sonucu olarak günlük yalnızca birkaç saat elektrik hizmeti sunuyor. Lübnanlılar bireysel olarak temin ettikleri jeneratörler aracılığıyla elektrik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.