SDC, ‘et-Tadamun katliamına’ karışanlardan hesap sorulmasını istedi

The Guardian, et-Tadamun Mahallesi’ndeki katliama ilişkin görüntüler yayınladı.
The Guardian, et-Tadamun Mahallesi’ndeki katliama ilişkin görüntüler yayınladı.
TT

SDC, ‘et-Tadamun katliamına’ karışanlardan hesap sorulmasını istedi

The Guardian, et-Tadamun Mahallesi’ndeki katliama ilişkin görüntüler yayınladı.
The Guardian, et-Tadamun Mahallesi’ndeki katliama ilişkin görüntüler yayınladı.

Suriye Demokratik Konseyi (SDC), İngiltere merkezli The Guardian gazetesinin, 2013 yılında Suriye’nin başkenti Şam’ın et-Tadamun mahallesinde, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e bağlı güçlerden bir grup silahlı adam tarafından gerçekleştirilen katliamın ayrıntılarını belgeleyen bir video kaydıyla desteklenen haberinin yayınlamasından günler sonra ‘et-Tadamun katliamına’ karışanlardan hesap sorulmasını istedi. Söz konusu video kaydında Devlet Başkanı Esed'e bağlı güçlerden bir grup silahlı kişilerin aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 41 sivili infaz ettikten sonra bir çukura attığı ve cesetlerini ateşe verdiği görülüyor.
SDC Eş Başkanı Emine Ömer, yaptığı açıklamada Suriye savaşının, Suriyelileri, dünyanın içinde bulunduğumuz yüzyılda daha önce benzerine tanık olmadığı karanlık bir şiddet tüneline soktuğunu söyledi. Şarku'l Avsat'a konuşan Ömer, “Et-Tadamun mahallesi katliamıyla ilgili geçtiğimiz günlerde kamuoyuna gösterilen korkunç ve çarpıcı sahneler, Suriyelileri ve dünyayı, gözleri bağlı 41 sivile karşı işlenen soğukkanlı cinayetlerin çirkinliği karşısında şoka uğrattı” dedi. Ömer, sivillerin önce vurularak infaz edildiği ardından cesetlerinin yakıldığı görüntülerin, ‘en hafif tabirle vahşi ve korkunç bir sahne’ olduğunu belirtti.
Savaş suçluları cezalandırılmaz, kayıp ve tutukluların akıbeti ortaya çıkarılmazsa kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşılamayacağını vurgulayan Kürt siyasetçi, “(SDC olarak) Biz, Suriyelilere karşı işlenen tüm ihlallerin ve suçların belgelenmesi için çalışıyor, bu belgeleri faillerinin takibi ve cezalandırılması için ilgili uluslararası kuruluşlara sunuyor, kayıp ve tutukluların akıbetinin açıklanmasını ve savaş suçlularının cezalarını çekmeleri için adil mahkemelerin kurulmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu. SDC Eş Başkanı, ‘özellikle mezhepçi, milliyetçi ya da dinci nedenlerden kaynaklanan suçlar cezalandırılmadıkça, Suriyeli kimliğinin kolektif bir kimlik olduğu gerçek vatandaşlığa dayalı bir ulus inşa etmenin imkansız olduğunu’ vurguladı.
SDC, resmi internet sitesinde Cuma günü bir açıklama yayınlayarak, et-Tadamun katliamıyla ilgili görüntülerden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Olaya karışanların cezalandırılması ve adalete teslim edilmeleri talep edilen açıklamada, “Bu görüntüler, çatışmanın çeşitli taraflarınca Suriyelilere karşı işlenen onlarca katliamı akıllara getirdi. Siyasetçi ve arabulucu Hevrin Halef’in vahşice öldürüldüğü M4 karayolu katliamı gibi katliamların failleri halen cezalandırılmadı” denildi. Geleceğin Suriye Partisi (FSP) Genel Sekreteri olan Kürt kadın siyasetçi Hevrin Halef, şoförü ve iki yoldaşıyla birlikte 2019 yılı sonlarında Suriye'nin kuzeyindeki Rakka şehrine giderken Suriyeli silahlı gruplar tarafından öldürülmüştü.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.