ABD eski Savunma Bakanı: Trump, göstericilerin bacaklarından vurulmasını istedi

Eski ABD Başkanı Donald Trump (EPA Arşiv)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (EPA Arşiv)
TT

ABD eski Savunma Bakanı: Trump, göstericilerin bacaklarından vurulmasını istedi

Eski ABD Başkanı Donald Trump (EPA Arşiv)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (EPA Arşiv)

ABD eski Savunma Bakanı Mark Esper, yayınladığı kitabında, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın görevdeyken Beyaz Saray önünde gösteri yapan insanlardan rahatsız olduğunu ve “Onları basitçe vuramaz mısın?” dediğini belirtti.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Esper, Trump’ın siyahi bir adamın polis tarafından öldürülmesi üzerine Beyaz Saray’ın önünde gerçekleşen protestolardan rahatsız olduğunu belirtti.
ABD merkezli Axios sitesinin haberine göre Esper kitabında Trump’ın tepki çeken açıklamalarına yer verdi. Olay sırasında Trump, “Onları basitçe vuramaz mısınız? Onları ayaklarından vurun” dediği belirtildi.
Siyahi George Floyd’un bir polis tarafından öldürülmesinin ardından ABD genelinde gösteriler düzenlenmişti.
Gazeteci Michael Bender, gerekli kaynaklardan alıntı yaparak ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in Trump’ın göstericilerin vurulması teklifine karşı çıktığını belirtti.
Bender, Trump’ın göstericilerin bacaklarından vurulmasını ve göstericilere karşı sert davranılmasını istediğini belirtti.
ABD Ulusal Muhafız Güçleri, gerçekleşen olaylarda göstericileri Beyaz Saray’dan uzaklaştırmak için göz yaşartıcı bomba kullandı.
Esper, nadiren kullanılan ve ABD Başkanı’na silahlı kuvvetleri konuşlandırma yetkisini veren yasanın yürürlüğe girmesine karşı olduğunu belirtti. Esper, yasanın yürürlüğe girmesini istememesinin, kendisini 2020 Kasım’da görevden alan Trump’ı kızdırdığını açıkladı.
Axios, Esper’in 10 Mayıs tarihinde yayınlanacak kitabının ABD Savunma Bakanlığı ve yetkililer tarafından incelendiğini açıkladı.
Söz konusu kitapta Trump’ın yakınında bulunan Esper, görev yıllarını anlatıyor. Trump’ın göstericilere karşı ateş açılmasını istemesinin ‘ağırlığını yaşanan olaylarda hissettirmesinden” kaynaklandığını açıkladı. Esper’in ‘Kutsal Yemin’ isimli kitabında, “Bu atmosferde kaosa neden olmadan Trump’ı ortamdan kurtarmanın yolunu bulmalıydım” ifadeleri kullanıldı.



Lübnan için kritik bir an

ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack, 18 Ağustos’ta Lübnan’ın Baabda bölgesinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlıyor (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack, 18 Ağustos’ta Lübnan’ın Baabda bölgesinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlıyor (Reuters)
TT

Lübnan için kritik bir an

ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack, 18 Ağustos’ta Lübnan’ın Baabda bölgesinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlıyor (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack, 18 Ağustos’ta Lübnan’ın Baabda bölgesinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlıyor (Reuters)

Michael Harari

Lübnan, 27 Kasım 2024'te Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmaları durduran bir ateşkes anlaşmasına vardı. Ancak, BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının uygulanması sürüyor ve devam eden meydan okumalar ve engellerle karşı karşıya. Lübnan'ın yeni başbakanı ve hükümeti, stratejik hedeflerinin, Hizbullah ve kamplardaki Filistinli örgütlerin silahsızlandırılmasını gerektiren silahın sadece devlet kontrolünde olması ilkesini yerleştirmek olduğunu açıkladı.

Bu yaklaşım, Lübnan devletini tarihi bir yol ayrımına getiriyor. Bu hedefe Hizbullah ile diyalog yoluyla ulaşmayı açıkça tercih etmesine rağmen, özellikle İran'ın Hizbullah’ın bu karara uymayı reddetmesini açıkça desteklemesi göz önüne alındığında, bunun yalnızca barışçıl yollarla başarılabileceğine inanmak zor.

Sahada, Lübnan ordusu ülkenin güneyinde benzeri görülmemiş bir ölçekte faaliyet gösteriyor. İsrail ise Lübnan topraklarından henüz tamamen çekilmedi. Ona göre bu önlem, Lübnan ordusunun bu bölgeler üzerindeki kontrolünü sağlamak ve Lübnan hükümetine Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının kapsamını genişletmesi amacıyla baskı uygulamak için gerekli.

Lübnan bugün kritik bir dönüm noktasında. Lübnan devleti ve toplumunun, iç savaş travması ve benzer bir çatışmaya geri dönme korkusundan kaynaklanan ikilemi anlaşılabilir. Gelgelelim bu gerçeklik, mevcut fırsatın tekrarlanmayabileceği ve değerlendirilmezse bir daha asla geri dönmeyebileceği gerçeğiyle çelişiyor.

ABD, özellikle Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda İsrail'e tutumunu yumuşatması için baskı yapmayacak

ABD'nin Lübnan Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaretten bir önceki ziyaretinde, Lübnan hükümetine fiili ültimatom olarak değerlendirilebilecek bir mesaj verdi; fakat bunu bu şekilde sunmamaya da özen gösterdi. Ancak, açıklamalarının içeriği Washington'ın tutumunu açıkça ortaya koyuyordu. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre Lübnan medya kuruluşları, Amerikan mesajının ana noktalarını şu şekilde özetledi:

A. Lübnan, başlıca bölgesel ve uluslararası aktörlerin öncelik listesinde üst sıralarda yer almıyor. Uluslararası toplum, Lübnan'ın Hizbullah'ı silahsızlandırma taahhüdünü yerine getirmesini bekliyor.

B. Bölgesel çatışmaların yoğunlaştığı Ortadoğu'da Suriye, yeniden inşasına yönelik artan ilgiyle birlikte öncelikler listesinin başında yer almaya başladı. Bu bağlamda Lübnan ikincil öneme sahip bir cephe konumunda.

zxcdfg
Hizbullah destekçileri, 8 Ağustos'ta Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahsızlandırma planını onaylamasını protesto etmek için sokaklarda lastik yaktı (AFP)

C. ABD, özellikle Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda İsrail'e tutumunu yumuşatması için baskı yapmayacak. İsrail, Birleşmiş Milletler'e ve kurumlarına güvenmiyor ve 1701 sayılı kararın uygulanmasını denetlemekte başarısız olan UNIFIL'in görevini sürdürmesinin bir anlamı olmadığını düşünüyor. ABD yönetimi, BM barış gücü UNIFIL’e tahsis edilen fona katkısını önemli ölçüde azalttı ve bu durum, UNIFIL'in görev süresinin uzatılması veya gözlemci sayısının sınırlı sayıya düşürülmesi ihtimalini şüpheli hale getirdi. ABD, İsrail'in tutumuna paralel olarak, UNIFIL'in rolünün tamamen sonlandırılması tercihini dolaylı olarak destekleyebilir.

Barrack'ın açık niyeti, Lübnan hükümetine yükümlülüklerini yerine getirmesi için baskıyı artırmaktı. Bu hamle risksiz değil, ancak zamanlaması kritik; İran ve Hizbullah ciddi bir zayıflık yaşıyor, Esed rejimi çöktü ve bölgesel güç dengesinde dramatik değişimler yaşandı.

Silahsızlandırma ile ilgili başlıca meydan okumayla başa çıkmanın Lübnan devletine düştüğü açık. Lübnan, tüm bileşenleriyle birlikte, şüphesiz ki kritik bir tarihi anla karşı karşıya

İsrail, Lübnan'daki gelişmeleri yakından takip ediyor. İsrail'in bakış açısına göre devam eden askeri baskının Lübnan hükümetine hem “İsrail sopası” hem de “Amerikan sopası”ndan yararlanarak Hizbullah'ı silahsızlandırma konusunda yardım etmesi bekleniyor. 7 Ekim 2023'ten sonra İsrail'in güvenlik doktrinini kökten değiştirdiği inkâr edilemez. Kendine hakim olma politikasından, askeri gücünü kararlı bir şekilde kullanmaya geçiş yaptı ve gerekirse iradesini zorla dayatması için Trump yönetiminin verdiği destekten yararlandı. Ancak İsrail, Lübnan'a yönelik adımlarını dikkatlice ayarlamalı ve daha sofistike ve incelikli bir yaklaşım benimsemeli.

• İsrail sessiz kalıp itidal göstermeli ve Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan içindeki tartışmaya dahil olmaktan kaçınmalı. Zira tutumu yeterince açık ve retorik açıdan durumu daha fazla tırmandırmaya gerek yok.

dfgrt
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, ABD Özel Temsilcisi Büyükelçi Tom Barrack ve ABD Ortadoğu Temsilcisi Yardımcısı Morgan Ortagus, 18 Ağustos'ta Beyrut'taki Hükümet Sarayı’nda bir toplantıda (AFP)

• Bu aşamada olumlu yorumlanabilecek bir veya iki yerden çekilme isteğini ifade etmek gibi kısmi adımlar atılması düşünülebilir. Ayrıca, güneydeki köylerin sakinlerinin evlerine dönmelerine ve yeniden inşa sürecine başlamalarına izin verilmesi, Hizbullah için bir zorluk oluşturabilir ve hükümete ilave bir destek sağlayabilir.

• İsrail, Şeba Çiftlikleri ve Gacar köyü gibi İsrail ve Lübnan arasında Suriye boyutu olan tartışmalı bölgeler de dahil olmak üzere tüm cephelerde Suriye-Lübnan sınırı meselesinin çözümünü teşvik etmek için Washington ile yoğun bir şekilde çalışmalı. Bu, iki taraf arasındaki kara sınırı anlaşmazlıklarının çözümüne katkıda bulunabilir ve ek bir engeli, Hizbullah'ın silahını korumak için öne sürdüğü gerekçelerden birini ortadan kaldırabilir.

Silahsızlandırma ile ilgili başlıca meydan okumayla başa çıkmanın Lübnan devletine düştüğü açık. Lübnan, tüm bileşenleriyle birlikte, şüphesiz ki kritik bir tarihi anla karşı karşıya. Durumun karmaşıklığına ve mevcut risklere rağmen, mevcut koşullar beklenebilecekler için ideal. Ayrıca, Filistin ve Lübnan cepheleri şimdilik ayrı kalmaya devam ediyor ki, bu olumlu bir nokta. Zira Gazze'de operasyonların tırmanması muhtemel ve bu, geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir. En iyisi bu senaryodan kaçınmak ve ateşkesi sağlamlaştırmaya doğru ilerlemektir. Son iki yıldır süren savaşın şiddetine rağmen, mevcut koşullar hem Lübnan hem de İsrail için kuzey cephesinde altın bir fırsat sunuyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.