Sincar’da Irak ordusu ile PKK yanlısı silahlı kişiler arasında çatışmalar yaşandı

Dohuk iline bağlı Laliş bölgesinde 19 Nisan’da yeni Ezidi yılını kutlayan Ezidiler (DPA)
Dohuk iline bağlı Laliş bölgesinde 19 Nisan’da yeni Ezidi yılını kutlayan Ezidiler (DPA)
TT

Sincar’da Irak ordusu ile PKK yanlısı silahlı kişiler arasında çatışmalar yaşandı

Dohuk iline bağlı Laliş bölgesinde 19 Nisan’da yeni Ezidi yılını kutlayan Ezidiler (DPA)
Dohuk iline bağlı Laliş bölgesinde 19 Nisan’da yeni Ezidi yılını kutlayan Ezidiler (DPA)

Irak ordusu, Irak'ın Musul kentine bağlı, nüfusunun çoğunluğunu Ezidilerin oluşturduğu Sincar ilçesinde terör örgütü PKK'ya yakınlığıyla bilinen YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri) ve Ezidhan Asayiş Güçleri unsurlarına yönelik askeri operasyonlarını sürdürüyor.
Irak Güvenlik Medya Ağı (hükümete bağlı), Sincar ilçesine bağlı Sinun semtinde önceki gece ve dün sabah bazı güvenlik olaylarına tanık olunduğu bildirdi. Güvenlik Medya Ağı’nın açıklamasına göre YBŞ ve Ezidhan Asayiş Güçleri, Sinun ve Hanesor semtlerini yakındaki yerleşim birimleri ve köylere bağlayan bazı yolları kesip, bariyerler koyarak söz konusu bölgeler arasında vatandaşların hareket etmesini engelledi. Dün sabahın erken saatlerinde askeri birliklerin Ninova’nın batısında operasyon başlattıkları ve kapatılan yolları açtıkları belirtilen açıklamada, ordu birliklerinin binaların çatılarına yerleştirilen keskin nişancılar tarafından hedef alındıkları ve yol kenarlarına tuzaklanan patlayıcıların birliklerin geçişleri sırasında infilak ettirildiği kaydedildi.
Bağdat, geçtiğimiz Cumartesi günü ‘askeri birlikleri denetlemek ve güvenlik durumunu takip etmek’ üzere Sincar'a üst düzey bir askeri heyet gönderdi. Heyette Irak Genelkurmay Başkanı Abdulemir Reşit Yarallah ve Ortak Harekât Komutanı Yardımcısı Korgeneral Abdulemir eş-Şemmari’nin yanı sıra Kara Kuvvetleri Komutanı ve Askeri İstihbarat Direktörü yer aldı. Terör örgütü DEAŞ'ın 2014 yılı yazında kontrolünü ele geçirdiği sırada Ezidilere karşı en ağır suçları işlediği Sincar ilçesi, 2017 yılında örgüte karşı kazanılan askeri zaferin ardından bölgenin jeopolitik önemi ve çeşitli siyasi ve askeri taraflar arasında devam eden en karmaşık çatışmaların devam ettiği bölgeler arasında yer alıyor. Bağdat hükümeti bölgedeki kontrolünü genişletmek isterken, Erbil'deki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hükümeti, Haşdi Şabi’ye bağlı gruplar, PKK ve PKK’nın müttefiki Ezidhan Asayiş Güçleri ile DEAŞ'la mücadelede ve sonrasında Ezidileri destekleyip PKK’ya yaklaşan, çoğunluğunu Ezidilerin oluşturduğu YBŞ’nin bölgede sahip olduğu nüfuzun yanında merkezi bir rol oynamak istiyor.
PKK’ya yakın gruplar, Irak ordusunun ‘bölgeyi silahlı gösterilerden arındırma’ konusundaki kararlarını uygulamayı sık sık reddediyor. Sincar ilçesi yönetimi, biri Bağdat'taki federal hükümete, diğeri Erbil hükümetine bağlı iki grup tarafından denetleniyor.  Bu da bölge dosyasıyla ilgili sorunların ve karmaşıklığın boyutunu ortaya koyuyor. Nüfusun önemli bir bölümü halen IKBY’de yaşadıkları ve bölgedeki istikrarsızlık ve kargaşa nedeniyle evlerine dönmedikleri biliniyor.
Bağdat ve Erbil yönetimleri, 2020'nin Ekim ayı başlarında başta YBŞ unsurları olmak üzere silahlı grupların egemenliğine son vermek amacıyla Sincar'daki durumu normalleştirmek için bir anlaşmaya vardılar. Anlaşmaya göre Bağdat, Erbil ile koordineli olarak güvenlik dosyasını yönetecek, bölgenin bağlı olduğu Ninova ili ise kentin hizmet boyutunu, Arap ve Kürt nüfusun evlerine dönüşüne odaklanarak ele alacaktı. DEAŞ’ın yükseliş döneminde bölgenin eski sakinlerini DEAŞ ile iş birliği yapmakla suçlayan bazı Ezidi akımlar buna karşı çıktılar. Anlaşma, taraflar arasında silahlı çatışma çıkması korkusuyla uygulamaya konulmadı.
Ezidhan Asayiş Güçleri ve YBŞ’nin Sincar ilçesinde Irak ordusundan bir tugay komutanına yönelik silahlı saldırıda bulunmasının ardından son iki gün içinde hızlı gelişmeler yaşanıyor. Yerel basına konuşan askeri kaynaklar, Ezidhan Asayiş Güçleri ve YBŞ unsurlarının Musul kentinin batısındaki Sincar ilçesinin kuzeyinde Irak ordusu 72. Tugay komutanının konvoyuna düzenlediği saldırı sonucunda iki askerin yaralandığını söylediler. Kaynakların verdiği bilgilere göre tugay komutanının konvoyuna düzenlenen saldırıdan sonra Ezidhan Asayiş Güçleri ve YBŞ unsurları ordu birliklerinin bölgeye gelmesini engellemek amacıyla kuzey yönündeki yolları toprak yığınlarıyla kapattı.
Ezidilerin ruhani lideri (Baba Şeyh) Ali İlyas, dün Sincar ilçesinde meydana gelen olayların ardından Irak hükümetine acil bir mesaj gönderdi. İlyas mesajında, Irak hükümetine ve diğer taraflara, Şengal (Sincar) bölgesindeki sivillerin ve masumların hayatlarını korumaları ve uluslararası insancıl hukuka uymaları, çatışmaları özellikle çoğunluğunu bölgeye yeni dönen ailelerin oluşturduğu sivillerle dolu şehir ve kasabalardan uzak tutmaları çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. Tüm tarafları diyaloga davet eden İlyas, “Erbil ve Bağdat yönetimlerini, halen soykırımın sonuçlarını ve DEAŞ’ın terör kampanyasının yarattığı etkilerin tehlikelerinden muzdarip olan bölgede radikal bir çözüm bulmaya çağırıyoruz” dedi.
Öte yandan Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI) tarafından dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Sincar'da yaşanan çatışmalardan ve bunların siviller üzerindeki olumsuz etkisinden derin endişe duyuyoruz. Sincar’ın güvenliği ve istikrarı her şeyin üstünde olmalıdır. Geçmişte çok acılar ve zorluklar yaşadılar.”



Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
TT

Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)

Rabia Abdusselam

Cezayir'in 1954 yılında Fransa’nın sömürgeciliğine karşı başlattığı Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümü kutlamaları sıradan bir etkinlik değildi. Ülke, 132 savaş uçağı ve insansız hava aracı (İHA), yüzlerce tank ve Rus yapımı İskender-E mobil kısa menzilli balistik sistemi gibi benzeri görülmemiş yeni silahların tanıtıldığı devasa bir askeri geçit törenine tanık oldu.

Cezayir bu büyüklükte bir askeri geçit törenini ilk kez düzenlemiyor. Bundan iki yıl önce, bağımsızlığının 60’ıncı yıldönümünde yetkililer, Cezayir hükümetinin 30 milyon euro (32 milyon dolar) ayırdığı büyük bir askeri geçit törenini düzenledi. Bu durum, askeri gücü göstermesinin arkasında yatan sebepler ve bu askeri geçit törenlerinin verdiği mesajlar hakkında soru işaretleri yarattı.

Askeri geçit töreninde, medya tarafından ‘Cezayir'in uyuyan canavarı’ olarak anılan Rus ordusunun envanterindeki versiyonu 500 kilometre, dışarıya ihraç edilen versiyonu 280 kilometre menzile sahip olan Rus yapımı İskender-E balistik füze sisteminin tanıtılması heyecan yarattı. Törende, yüksek savaş kabiliyetine sahip etkili bir silah olan BM-30 Smerç çok namlulu roketatar sistemi, çok sayıda hedefi tespit ve takip edebilen ve balistik füzeleri ve çeşitli uçakları püskürtme ve imha etmede üstün yeteneklere sahip olan S-300 karadan havaya füze savunma sistemi ve D-30 obüslerinin yanı sıra hareket halindeki düşman hedefleri hassas bir şekilde imha edebilen BARQ lazer güdümlü anti tank füze sistemleri başta olmak üzere savunma ve saldırı silahları ile modern füze sistemlerinden oluşan bir cephanelik de sergilendi.

Ordunun silahlarının modernizasyonu

Törende Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu silahlar da vardı. S-90 ve P-350 nakliye uçakları, S-130 taktik nakliye uçağı ve Ilyushin Il-76 havada yakıt ikmal uçağının yanında Suhoy-24 ve Suhoy-30 savaş uçakları uçuş yaptı. Cezayir Donanması da Akdeniz sularında Cercera, el-Hakkar ve Ouarsenis denizaltıları ve düşman topraklarının derinliklerindeki kara hedeflerini uzun mesafelerden yok etmek için derin denizden karaya kanatlı füzeler fırlatan ve gemileri ve denizaltıları yok etmek için torpido ve uzun menzilli füzeler kullanabilen Varshavyanka sınıfı denizaltısı gibi etkileyici gösterilerle geçit törenine katıldı.

Cezayir'in 2025 yılı genel bütçesi, Cezayir ordusu ve Savunma Bakanlığı bütçesinde 2024 bütçesine kıyasla ve 2018 yılından bu yana tahmini üç milyar dolarlık bir artışla 25 milyar doların üzerinde kayda değer ve kesintisiz bir artış olduğunu ortaya koyarken, askeri geçit töreni Cezayir'in savunma sektörüne her yıl harcadığı paranın büyüklüğünü gösterdi. Cezayir’in Savunma Bakanlığı ve ordu bütçeleri, yetkililerin ordunun teçhizat ve silahlarını yenileme ve modernize etme ve hatta gelişmiş silah sistemleri edinme arzusu nedeniyle rekor bir artışa tanık oldu. 2023 yılında 18 milyar dolar olan savunma bütçesi, 2024 yılında 22 milyar dolara yükselirken 2025 bütçesinde ise 25,1 milyar dolara ulaştı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, terörizm, Sahel bölgesindeki huzursuzluk, suç oranları, gizli göç ve insan kaçakçılığı ile ilgili artan güvenlik sorunları ve Cezayir'in etrafının Mali, Nijer ve Libya gibi güvenlik ve siyaset alanında zayıflıklarla boğuşan bir grup ülkeyle çevrili olması gerçeği göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar. Kasaba Merbah Ouargla Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü ve uluslararası ilişkiler uzmanı olan Dr. Mebruk Kahi, Al-Majalla'ya yaptığı değerlendirmede, askeri geçit törenlerinin özellikle zamanlaması açısından iktidarın hem yurt içine hem de yurt dışına göndermek istediği siyasi mesajı ve hedefleri olduğunu söyledi.

Ordu ve halk arasındaki kutsal bağ

Bu mesajların hem yurt içinde hem de yurt dışındaki meselelerle ilgili olduğunu söyleyen Dr. Kahi, “Bunlar askeri düzeyde elde edilen başarıları tanıtmak ve Cezayir ordusunun vatanı savunmak ve korumak için tamamen hazır olduğuna dair bir güven mesajı göndermenin yanı sıra ordunun halkla olan ve Cezayir'in birliğini baltalamak niyetiyle kurulan pek çok komployu boşa çıkaran ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan bir girişim” ifadelerini kullandı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, artan güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar.

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, ordunun kara, hava ve deniz kuvvetleri ile jandarma, polis, sivil savunma ve sınır güçlerinin seçkin mensuplarının katıldığı bu geçit töreninin açılış konuşmasında çeşitli mesajlar verdi. Kısacası yetkililer, askeri geçit töreninin Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümünün boyutlarına ve temsil ettiklerine uygun olmasını sağlamaya ve emaneti koruyanların fedakarlıklarının karşılığını vermeye istekliydiler. Bu tören, halk ile onun kalbinde yer alan Cezayir ordusunun yüksek bir vatanseverlik duygusu, sarsılmaz bir bağlılık ve saf bir vatanseverlikle çalışan mensupları arasındaki kutsal bağın gücünü ifade ediyor.

ASCDvfg
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir Devrimi'nin 70’inci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen askeri geçit töreni sırasında askeri bir aracın üzerinden törene katılanları selamlarken, 1 Kasım 2024 (AP)

Törende yaptığı konuşmada ordunun savunma doktrinini ve ülkenin güvenliğinin ve istikrarının korunması ilkesini yineleyen Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir ordusunun misyonu sınırları savunmak olan bir barış, güvenlik ve konsantrasyon gücü olarak görülmesine dayanan sabit savaş doktrinini teyit eden bir mesaj verdi. Tebbun, bu mesajda “Cezayir Halk Ulusal Ordusu'nun doktrini bir savunma doktrinidir ve silahları sadece ulusal egemenliği korumanın yanı sıra ülkemizin uluslararası ve bölgesel taahhütleri ve anayasal ilkelerimiz ve kurallarımız çerçevesinde uluslararası hukuka saygı doğrultusunda uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunmaya yöneliktir” dedi.

Cezayir ayrıca, Mağrip bloğu projesine yönelik mevcut yönelimi yansıtan birden fazla anlamı olan bir imajı vurgulamak istiyordu.

Tebbun, gözden geçirme faaliyetlerinin hedeflerini anlamak için bölgesel riskler ve zorluklarla ilgili dikkate değer önemli mesajlar da verdi. Mebruk Kahi, “Mali ve Nijer gibi ülkelerdeki siyasi yapının kırılganlığı ve yönetimin zayıflığı nedeniyle Sahel bölgesinde yaşananlar ve Sahra meselesindeki gelişmeler nedeniyle mesaj açık. Cezayir barışçıl çözümlere olan bağlılığını vurguluyor, ama bu onun zayıf olduğu anlamına gelmiyor. Aksine Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinin güvenliğinin garantörü olacak güce sahip olduğunu göstermeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fransa'ya gönderilen mesajlar

Cezayir ayrıca, Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliği konusundaki son tutumu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçtiğimiz hafta Fas parlamentosunda yaptığı konuşmada teyit ettiği görüşlerinin ardından Fransa'ya doğrudan bir mesaj göndermeye çalışıyor. Macron, konuşmasında Sahra'nın geleceğinin ‘sadece Fas'ın egemenliği altında ve özerklik önerisi çerçevesinde olabileceğini’ vurguladı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Nurussabah Aknuş, “Bu görüntü, özerklik seçeneğine meseleyi çarpıtarak ve BM'nin meşru çerçevesinden çıkarıp yerleşim mantığına çekerek tamamen tasfiye etme eğiliminde olan ya da olabilecek Fransa ve diğer ülkelere bir cevap niteliğindedir” diye konuştu.