İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’dan Arap ülkeleriyle koordinasyon komitesi kurulması önerisi

Herzog tarafından kurulması önerilen komitenin Mescid-i Aksa konusunda çalışması hedefleniyor.

Ramazan Bayramı namazından sonra Tapınak Tepesi’ndeki çocuklara hediye dağıtıldı. (Reuters)
Ramazan Bayramı namazından sonra Tapınak Tepesi’ndeki çocuklara hediye dağıtıldı. (Reuters)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’dan Arap ülkeleriyle koordinasyon komitesi kurulması önerisi

Ramazan Bayramı namazından sonra Tapınak Tepesi’ndeki çocuklara hediye dağıtıldı. (Reuters)
Ramazan Bayramı namazından sonra Tapınak Tepesi’ndeki çocuklara hediye dağıtıldı. (Reuters)

Kudüs’te Ramazan Bayramı namazı yaklaşık 200 bin Filistinlinin katılımı ile eda edildi. Kudüs son aylarda hiç şahit olmadığı, nispeten sakin bayram kutlamalarına tanık oldu. Böyle bir iklimde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail ile ilişkileri süren Arap ülkeleri arasında Mescid-i Aksa dosyasında koordinasyon için ortak bir komite kurma önerisinde bulundu. Diplomatik kaynaklar tarafından dün yapılan açıklamaya göre Herzog pazar akşamı Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Abu Dabi Veliaht Prensi ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile yaptığı telefon görüşmesinde bu fikri ortaya koydu. Bu tür kararları alma yetkisine sahip İsrail hükümetin söz konusu fikri onaylayıp onaylamadığı netlik kazanmasa da siyasi kaynaklar bu önerinin siyasi arenada ciddi ayrılıkları tetikleyeceği görüşünde.
Herzog konuya dair şu açıklamada bulundu:
"Menahem Begin hükümetinden, Benjamin Netanyahu hükümetlerine kadar önerilen tüm barışçıl uzlaşma projeleri, İsrail ile Filistin liderliği ve bir dizi Arap ülkesi arasında Kudüs'teki kutsal mekanları idarede bir ortaklık kurulmasını gündeme getiriyor.”
Herzog ayrıca Mısır, Ürdün, BAE, Bahreyn ve Fas’ın, önerisine olumlu yanıt verdiğini kaydetti.
Mescid-i Aksa dün özellikle İsrail işgal güçlerinin sayısının azaltıldığı  ve güvenlik personelinin caminin avlularına girmekten kaçındığı için olağanüstü bir sakinliğe tanık oldu. Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi Genel Müdürü Şeyh Azzam el-Hatib, bayram namazına katılanların sayısının 200 bini aştığını söyledi.
Filistinliler, sabah namazından itibaren aileleriyle birlikte Mescid-i Aksa'nın avlularına akın ederek tekbir getirdiler. Namazın ardından bazı aktivistler ve Filistinli gruplar çocuklara hediyeler dağıttı.
Mescid-i Aksa hatibi Şeyh Muhammed Selim, bayram hutbesinde Mescid-i Aksa'nın İslam'da büyük öneme sahip olduğunu ve ona bağlılığı kutsal bir görev kıldığını söyledi.
Binlerce Filistinli, Kıble Mescidi’nin önünde toplanarak Filistin bayrağı sallayıp "canımız ve kanımız ile seniniz ey Aksa" ve "özgürlük, özgürlük" sloganları attılar.
Hamas aktivistleri Kıble Mescidi’nin önünde üzerinde "İslami Direniş Hareketi Hamas, Arap ve İslam dünyasının Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyor" yazılı bir roketatar taşıyan askeri üniformalı bir adamın yer aldığı büyük bir pankart astı.
İsrail'deki sağcı muhalif kanat, Filistinlilerin İsrail egemenliğine karşı siyasi isyanını bastırmadaki “başarısızlığını” eleştirdi. Muhalif kanat bunu zayıflık ve hükümetin uluslararası baskılara boyun eğmesinin bir başlangıcı olarak gördüler. Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı şu açıklamada bulundu:
“Hükümetin bir yandan akıllıca davranışı, diğer yandan şiddete karşı katı tutumu değerini kanıtladı. Batı ülkeleri İsrail politikasına her zamankinden daha fazla anlayış gösterdiler.”
Filistin Cumhurbaşkanlığı konuyla ilgili olarak pazar akşamı Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog'dan Ramazan Bayramı dolayısıyla bir tebrik telefonu aldığını duyurdu. Filistin Cumhurbaşkanlığı, Filistin resmi haber ajansı Wafa tarafından yayınlanan kısa bir açıklamada, Herzog'un ayrıntı vermeden bölgede barış ve istikrarın hakim olmasını dilediğini aktardı. Filistin ve İsrail cumhurbaşkanları çeşitli vesilelerle tebrikleşmek için telefonla iletişim kuruyorlar.
İsrail medyası geçtiğimiz günlerde İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar'ın, son zamanlarda Mescid-i Aksa'daki olaylar ışığında Filistin topraklarındaki durumun sakinleştirilmesini görüşmek üzere Abbas ile bir araya geldi.
Filistin Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı, ABD yönetimine Filistin vatandaşlarına dayatılan ‘toplu yaptırım politikasını’ durdurması ve ‘çifte standarttan uzak’ hareket etmesi için İsrail’e baskı yapma çağrısında bulundu.
Bakanlık yaptığı basın açıklamasında “ABD yönetiminin durumu sakinleştirmek için çaba sarf etme konusundaki isteğine, taahhütlerini pratik adımlara çevirmesi eşlik etmelidir" dedi.
İsrail'in ‘en kötü toplu ceza biçimlerini uygulama alışkanlığına sahip olduğunu’ ifade eden Bakanlık, Tel Aviv yönetiminin Filistin halkını istismar eden ve temel hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakan ırkçı bir sömürge sistemi içinde, savunmasız sivillere kısıtlama getirdiğini vurguladı.
Filistin Dışişleri Bakanlığı, toplu cezalandırmadan İsrail hükümetini sorumlu tuttu. Bakanlık açıklamasının devamında “İsrail ateşe benzin döken biri gibi. Gerginliğin devam etmesi ve çatışma arenasında daha fazla patlamaların yaşanmasının ana sebebi kendisidir”  ifadesini kullandı.



Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
TT

Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)

Hindistan'ın kuzeyindeki Akalia Kalan köyü sakinleri 7 Mayıs günü erken saatlerde art arda gelen patlama sesleri üzerine yataklarından fırladılar. Dışarı çıktıklarında bir alev topunun başlarının üzerinden geçerek yakındaki bir tarlaya düştüğünü gördüler. Enkazın bir savaş uçağı olduğu açıkça görülebiliyordu. İki Hintli pilot daha önce uçaktan fırlatılmış ve yakındaki tarlalarda yaralı olarak bulunmuşlardı.

Şarku’l Avsat’ın The Economist'ten aktardığına göre Hindistan henüz resmi olarak doğrulamadı ama bu uçak mayıs ayında Pakistan'la dört gün süren çatışmalar sırasında kaybolan savaş uçaklarından biriydi.

Hindistan hükümeti Pakistan'ın, üçü yeni Fransız Rafale jetleri olmak üzere altı savaş uçağını düşürdüğü iddiasına şüpheyle yaklaşıyor. Ancak yabancı askeri yetkililer, en az biri Rafale olmak üzere beş Hint uçağının imha edildiğine inanıyor. Hintli askeri yetkililer rakamları doğrulamayı reddederken, bazı uçakların kaybolduğunu kabul ediyorlar.

Söz konusu itiraflar, Çin'in Pakistan'ın en büyük silah tedarikçisi olması nedeniyle önemli. Bu, gelişmiş Çin savaş uçakları ve füzelerinin Batılı ve Rus muadillerine karşı kullanıldığı ilk çatışmaydı. ABD ve müttefikleri, Çin'in Tayvan'a karşı olası bir savaşta aynı silahların birçoğunu kullanabileceği için bu konuyla yakından ilgileniyor.

İlk raporlar belirleyici faktörün Pakistan-Çin yapımı J-10 savaş uçakları ve PL-15 havadan havaya füzelerinin üstünlüğü olduğunu gösteriyordu. Hindistan onları hafife almış gibi görünüyor.

Ayrıca Çin, Pakistan'a gerçek zamanlı erken uyarı ve hedefleme verileri sağlayarak dengeyi değiştirmiş olabilir.

Ancak savaşın ilerleyen safhalarında Hindistan'ın elde ettiği başarı göz önüne alındığında, belki de en büyük sorun Hindistan'ın o ilk gece savaş uçaklarını nasıl kullandığıdır. En son ve en tartışmalı değişimlerden biri haziran ayında, Hindistan medyasının Hindistan'ın Cakarta'daki Savunma Ataşesi Yüzbaşı Shiv Kumar'ın ay başında bir seminerde yaptığı konuşmanın kaydını yayınlamasıyla yaşandı.

Kumar, Hindistan'ın bazı uçaklarını kaybettiğini, çünkü siyasi liderliğinin hava kuvvetlerine Pakistan'ın hava savunma sistemlerini vurmamalarını emrettiğini söyledi. Bunun yerine ilk gün sadece militan mevzilerini hedef aldılar. Kumar, “Kayıptan sonra taktiklerimizi değiştirdik ve askeri tesislerine yöneldik” dedi.

Bu gelişme, Hindistan Genelkurmay Başkanı Anil Chauhan'ın mayıs ayı sonunda bir televizyon röportajında Hindistan'ın çatışmanın ilk gecesinde ‘taktiksel hatalar’ nedeniyle bazı uçaklarını kaybettiğini itiraf etmesinin ardından geldi.

Chauhan, Hindistan'ın iki gün sonra hatalarını düzelttiğini ve tüm savaş uçaklarının yeniden uçmasına izin vererek Pakistan'daki hedefleri uzaktan vurduğunu kaydetti. Hindistan çatışmanın ilerleyen safhalarında füzelerinin Pakistan'ın hava savunmasını aşması ve bazı askeri üslerini vurmasıyla daha büyük başarılar elde etti.

Yabancı yetkililer arasındaki bir teoriye göre Hindistan ilk gün Rafale savaş uçaklarını uzun menzilli Meteor havadan havaya füzelerle donatmadı. Muhtemelen Pakistan savaş uçaklarının ulaşamayacağını ya da Pakistan'ın ilk tepkisinin daha az şiddetli olacağını düşündü.

Bir başka neden de Hindistan'ın savaş uçaklarının Pakistan'ın yeni silahlarından korunmak için uygun elektronik karıştırma ekipmanına, güncellenmiş yazılıma ya da ilgili verilere sahip olmamasıdır.

Üçüncü ve daha geniş bir açıklama ise Hindistan'ın, Pakistan'ın Hint planlarını nasıl tespit edebileceğini, verileri savaş uçaklarına nasıl aktarabileceğini ve füzeleri hedeflerine nasıl yönlendirebileceğini anlamak için gereken ‘görev verilerinden’ yoksun olmasıdır.

Ancak Yüzbaşı Kumar'ın öne sürdüğü gibi savaş uçakları siyasi liderlerin sadece militanları vurma emri nedeniyle tehlikeye girdiyse, sorumluluk daha çok Narendra Modi hükümetine aittir.

Rafale'nin Fransız üreticisi Dassault, İsveçli Saab, Boeing ve Lockheed Martin ile birlikte Hindistan'ın silah anlaşmalarındaki başlıca rakibi. Ancak bazı Hintli askeri figürler Rafale'nin son çatışmada iyi performans göstermediğine dikkat çekti. Diğerleri ise Dassault'nun Rafale'nin kaynak kodunu paylaşmakta isteksiz davranarak Hindistan'ın uçağı kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirmesini engellediğinden şikayetçi.

Anlaşmazlıktan bu yana Çinli diplomatların Rafale'yi diğer potansiyel alıcılara küçümsediği ve onları bunun yerine Çinli savaş uçakları almaya çağırdığı bildiriliyor.

Dassault yöneticileri, Mısır, Endonezya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere Rafale uçağı satın alan ülkelerin yanı sıra gelecekteki potansiyel müşterilere güven vermek istiyor.

Dassault Aviation Yönetim Kurulu Başkanı Eric Trappier, Pakistan'ın üç Rafale jetini düşürdüğü iddialarını “Kesinlikle doğru değil” diyerek reddetti.

Trappier, bir Fransız dergisine verdiği ve 11 Haziran'da yayınlanan röportajda, “Tüm ayrıntılar bilindiğinde, gerçek birçok kişiyi şaşırtabilir” ifadesini kullandı. Trappier ayrıca, Rafale'in ‘Çin'in şu anda sunduğu her şeyden çok daha iyi’ olduğunu söyledi.

Fransız hükümeti de bir Rafale'in savaşta ilk kez kaybedilmesi konusunda açıklama yapması için baskı altında. Fransız parlamentosunun bir üyesi olan Marc Chavanne, mayıs ayı sonunda hükümete yazılı bir soru önergesi sunarak Hint Rafale jetlerindeki Spectra elektronik harp sisteminin Pakistan yapımı PL-15 havadan havaya füzeleri tespit edemediği ya da karıştıramadığı yönündeki endişelerini dile getirmişti.