Avrupa Birliği merkeziyetsiz sosyal medya platformlarına katıldı

Kurum, Mastodon ve PeerTube’da kendi sunucusunu kurduğunu duyurdu

2016’da kurulan Mastodon’da gönderilere, "tweet" yerine "toot" adı veriliyor (Mastodon Social Network / Facebook)
2016’da kurulan Mastodon’da gönderilere, "tweet" yerine "toot" adı veriliyor (Mastodon Social Network / Facebook)
TT

Avrupa Birliği merkeziyetsiz sosyal medya platformlarına katıldı

2016’da kurulan Mastodon’da gönderilere, "tweet" yerine "toot" adı veriliyor (Mastodon Social Network / Facebook)
2016’da kurulan Mastodon’da gönderilere, "tweet" yerine "toot" adı veriliyor (Mastodon Social Network / Facebook)

Meta, YouTube ve Twitter gibi sosyal medya devlerini denetlemek için yasa hazırlığında olan Avrupa Birliği (AB) merkeziyetsiz platformları teşvik ediyor.
Dünyanın en zengin insanı unvanlı Elon Musk'ın Twitter'ı satın almasının yankıları sürerken AB, Mastodon ve PeerTube'da kendi sunucusunu kurduğunu duyurdu.
Merkeziyetsiz sosyal ağlar, kısaca, bir işletmenin veya şirketin sahip olduğu merkezi bir sunucu yerine bağımsız sunucularda çalışan platformlar diye tanımlanabilir.
Mastodon'un arayüzü Twitter'a benzediği için platform, "Merkeziyetsiz Twitter" diye niteleniyor. Video paylaşım platformu PeerTube ise, YouTube alternatifi olarak görülüyor.
Bu sosyal ağların öne çıkan yönlerinden biri, açık kaynak ActivityPub protokolü üzerine kurulmuş bir yazılım platformunu kullanmaları. Bu sayede dağıtık ağlar, bir şirketin sağladığı tekil siteler olarak kalmıyor. Aksine platformlara kaydolan kullanıcılar kendilerine ait bir sosyal medya ağı kurmuş oluyor ve bu sunucular üzerinden diğer tüm sunucularla iletişim halinde kalabiliyor.
Örneğin, nüfusunun büyük kısmının Twitter kullandığı Japonya için Mastodon'un 2016'da kurulması devrim niteliğinde bir gelişme olmuştu. 2017'de Japonlar, kendi içeriklerini kolayca paylaşabilecekleri ve sadece kendi milletlerinin bulunduğu bir ortam oluşturmuştu. Ortaya çıkan "mstdn.jp" sunucusu, muazzam bir veri trafiğine sahip olmuştu.
Bu özellik sayesinde veriler tamamen kullanıcının kontrolünde oluyor ve reklamsız bir ortam yaratılabiliyor. Söz konusu özellik merkeziyetsiz platformların alameti farikası olarak görülüyor ve zaman zaman "fediverse (federatif evren)" diye de adlandırılıyor.
Yeni kararla birlikte AB ve kurumları da fediverse'e katılmış oldu.
Avrupa Komisyonu, Mastodon'daki sunucuya bağlı olarak yayın yapan hesabını Twitter'dan duyurdu. Şu anda yaklaşık 5 bin takipçisi olan hesabın duyurusunda şu ifadelere yer verildi: 
"Artık gizlilik odaklı bir ortamda AB politikalarına dair haberleri ve bilgileri okuyabilir ve bunlarla etkileşime girebilirsiniz."

AB'nin yeni hamlesi, ana akım sosyal medya platformlarına rakip olabilecek özel ve açık kaynaklı yazılımları destekleme hedefini temsil ediyor.
Kurumun Mastodon'da açtığı sunucuya "EU Voice" (AB'nin Sesi), PeerTube'daki sunucusuna da "EU Video" (AB Video) adı verildi.
Avrupa Veri Koruma Denetçisi Wojciech Wiewiórowski, “EU Voice ve EU Video'nun pilot uygulamalarıyla bireylere ve onların mahremiyet ve veri koruma haklarına öncelik veren alternatif sosyal medya platformları sunmayı amaçlıyoruz" dedi.
Bu platformlarda reklam yok ve kullanıcıların profili çıkarılmıyor. Bu önlemler, bireylere kişisel verilerinin nasıl kullanılacağına dair seçim ve kontrol sağlıyor.

Dijital Hizmetler Yasası
AB Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi'nden geçen ay gelen açıklamada, Dijital Hizmetler Yasası hakkında yapılan müzakerelerde anlaşma sağlandığı bildirilmişti.
AB makamları, bu yasa uyarınca şu kuralları ekleme kararı almıştı:
- Çevrimiçi platformların yasadışı ve zararlı içerikle ilgili sorumlulukları artırılacak. Platformlar sahip oldukları içerikleri sıkı biçimde denetleyecek.
- Gerçek hayatta yasadışı olanın internet ortamında da yasadışı olması gerektiği ilkesi esas alınacak. İnternet kullanıcılarının temel hakları daha iyi korunacak. Platformlar bildirilen yasa dışı ürün, hizmet ve içeriği hızla kaldırmak zorunda olacak.
- Dijital platformlarda dezenformasyon önlenecek ve platformların algoritmalarının şeffaflığı artırılacak.
- Yasa çerçevesinde reşit olmayanlar internet ortamında daha iyi korunacak. Reşit olmayanlara yönelik doğrudan reklam yasaklanacak. Yasadışı veya zararlı içeriğin yayılmasında oluşturdukları belirli riskler nedeniyle büyük çevrimiçi platformlar ilave sorumluluklara tabi tutulacak.
- AB'de 45 milyondan fazla kullanıcısı olan büyük dijital platformlar ve arama motorları daha sıkı kurallara uymak durumunda kalacak ve bu dijital platformlar AB Komisyonu tarafından denetlenecek.
- Kural ihlalinde bulunan dijital platformlara küresel cirolarının yüzde 6'sına ulaşan para cezaları uygulanabilecek. İhlallerin tekrarı durumunda söz konusu dijital platformların AB'deki faaliyetine son verilebilecek.
Independent Türkçe, Gizmodo, PC 



Stranger Things finaline doğru: Sonumuz Game of Thrones'a benzemesin

22 yaşındaki Kanadalı oyuncu Finn Wolfhard (ortada), Stranger Things'de Mike Wheeler karakterine hayat veriyor (Netflix)
22 yaşındaki Kanadalı oyuncu Finn Wolfhard (ortada), Stranger Things'de Mike Wheeler karakterine hayat veriyor (Netflix)
TT

Stranger Things finaline doğru: Sonumuz Game of Thrones'a benzemesin

22 yaşındaki Kanadalı oyuncu Finn Wolfhard (ortada), Stranger Things'de Mike Wheeler karakterine hayat veriyor (Netflix)
22 yaşındaki Kanadalı oyuncu Finn Wolfhard (ortada), Stranger Things'de Mike Wheeler karakterine hayat veriyor (Netflix)

Stranger Things yıldızı Finn Wolfhard, dizinin final sezonunu tamamlarken hissettiği baskıdan bahsetti.

Netflix'in popüler dizisi, gelecek ay 5. ve final sezonuyla izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Yapım ekibi Stranger Things'in, final bölümleriyle büyük tepki çeken Game of Thrones ve Lost gibi kült dizilerle aynı kaderi paylaşmasını istemiyor.

"Umarız bizim başımıza öyle bir şey gelmez"

Wolfhard, bu hafta Time dergisine verdiği röportajda duygularını şöyle anlattı:

Açıkçası herkes biraz endişeliydi. Game of Thrones'un final sezonunun yerden yere vurulduğunu gördük. Biz de 'Umarız bizim başımıza öyle bir şey gelmez' diye düşünüyorduk. Ama senaryoları okuduğumuzda, bunun gerçekten özel bir şey olduğunu anladık.

2019'da Game of Thrones'un finali büyük bir hayal kırıklığı yaratmış, bu olumsuz tepki, tüm zamanların en iyi yapımlarından biri olarak görülen dizinin mirasını gölgelemişti. Stranger Things ekibi de benzer bir baskı altında. Duffer kardeşler, finali hazırlarken Six Feet Under ve The Sopranos gibi efsane dizilerin kapanış bölümlerini detaylı biçimde inceleyerek çalışıyor.

Wolfhard, baskı altında çalışmanın onlar için yeni bir durum olmadığını söylüyor. 4. sezonun çekimleri sırasında, hem hayran beklentilerinin yüksekliği hem de sıkı koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle "hiperventilasyon" yaşadığını itiraf etti:

Set ortamı bir fanusu andırıyordu çünkü figüranların çoğu hayrandı. Bu durum sonunda bir panik atağa dönüştü.

Oyuncu, hayran ilgisini yönetmenin zaman zaman "korkutucu" olabildiğini de belirtti.

"Hem büyüleyici hem korkutucu"

Wolfhard, çocuk yaşta başlayan şöhretin zorluklarına da değindi:

Bu, sinema dünyasının ne kadar kaotik olabileceğinin bir yansıması. Çocuk oyuncuyken kendini nasıl savunacağını, nasıl mola isteyeceğini bilmiyorsun. 13 yaşındayken bir anda herkesin seni tanıması hem büyüleyici hem de korkutucu bir deneyimdi.

Stranger Things'in 5. ve final sezonu, üç parça halinde izleyiciyle buluşacak: İlk kısım 27 Kasım'da, ikinci 26 Aralık'ta, final bölümleriyse 1 Ocak 2026'da ekrana gelecek.

Final sezonunda ana kadro eksiksiz geri dönüyor. Winona Ryder, David Harbour, Millie Bobby Brown, Finn Wolfhard, Gaten Matarazzo, Caleb McLaughlin, Noah Schnapp, Joe Keery, Sadie Sink, Natalia Dyer, Charlie Heaton, Maya Hawke ve Brett Gelman yeniden izleyici karşısına çıkacak. Ayrıca kült bilimkurgu Terminatör'ün (The Terminator) yıldızı Linda Hamilton da gizemli bir rolle kadroya katılıyor.

Independent Türkçe, GameRadar, Time


Kel karaktere özel gösterim: Giriş için saçsız olmanız şart

36 yaşındaki Emma Stone, Damien Chazelle imzalı Aşıklar Şehri'ndeki (La La Land) performansıyla 2017'de En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Universal Pictures)
36 yaşındaki Emma Stone, Damien Chazelle imzalı Aşıklar Şehri'ndeki (La La Land) performansıyla 2017'de En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Universal Pictures)
TT

Kel karaktere özel gösterim: Giriş için saçsız olmanız şart

36 yaşındaki Emma Stone, Damien Chazelle imzalı Aşıklar Şehri'ndeki (La La Land) performansıyla 2017'de En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Universal Pictures)
36 yaşındaki Emma Stone, Damien Chazelle imzalı Aşıklar Şehri'ndeki (La La Land) performansıyla 2017'de En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Universal Pictures)

Emma Stone'un başrolünde yer aldığı Bugonia'nın Los Angeles'taki özel gösterimine yalnızca kel ya da tıraş edilmiş izleyiciler kabul edilecek.

Yorgos Lanthimos'un yeni filmi, 2025 Venedik Film Festivali'ndeki prömiyerinin ardından büyük övgü toplamış ve eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 90 beğeni oranına ulaşmıştı. Film, ABD'de 24 Ekim'de sınırlı, 31 Ekim'de ise geniş çaplı olarak vizyona girecek. Türkiye'de ise önce Filmekimi kapsamında gösterilen Bugonia, 31 Ekim'de sinemaseverlerle buluşacak.

Gösterimlerden önce, 20 Ekim'de Los Angeles'taki Culver Tiyatrosu'nda özel bir etkinlik düzenlenecek. Katılımcıların ya saçsız olmaları ya da salondaki berbere başlarını tıraş ettirmeleri gerekiyor. Berber hizmeti saat 18.00'de başlayacak, film ise 20.00'de gösterilecek.

Gösterim, Emma Stone'un canlandırdığı kel CEO Fuller'a ithaf ediliyor. Filmde Stone, büyük bir şirketin güçlü CEO'suna hayat veriyor ve Jesse Plemons'la Aidan Delbis'in oynadığı iki adam tarafından kaçırılıyor. Komplo teorilerine saplantılı ikilinin, Fuller'ın bir uzaylı olduğuna inanarak onun saçlarını tıraş etmesi, olayların merkezinde yer alıyor.

Bu "kel gösterim" için bilet alanların yer garantisi bulunmuyor; oturma düzeni ilk gelene göre belirlenecek. Etkinlik sadece 18 yaş ve üzeri katılımcılara açık olacak ve gösterimin bir bölümü filme alınacak.

Los Angeles'a özel etkinlik önerileri paylaşan DoLA’nın Instagram gönderisinde şu ifadeler yer aldı:

Saçın mı var? Endişelenme, berberimiz saat 18.00'den itibaren orada olacak. Film 20.00'de başlıyor. Bu gerçek! Ve evet, bir kısmı kameraya alınacak.

Bugonia, Yunan yönetmen Lanthimos'la Emma Stone'un 4. işbirliği. İkili daha önce Sarayın Gözdesi (The Favourite), Zavallılar (Poor Things) ve Merhamet Hikayeleri'nde (Kinds of Kindness) birlikte çalışmıştı.

Emma Stone, ağustosta köklü moda ve kadın dergisi Vogue'a verdiği röportajda, rolü için saçlarını gerçekten kazıttığını açıklamıştı. Oyuncu, bu deneyimin "hayatta eşi benzeri olmayan bir özgürlük duygusu" yarattığını ama aynı zamanda kişisel bir anlam taşıdığını söylemişti:

Saçımı kazıtmadan önce karavanımda ağlamaya başladım çünkü annem Krista Stone da meme kanseri tedavisi sırasında saçlarını kazıtmıştı.

Independent Türkçe, ScreenRant, Hollywood Reporter, Vogue

 


100 tam puanlı savaş filmi izleyicileri hayran bıraktı

No. 24'ün büyük bölümü, Gunnar Sønsteby'nin memleketi Rjukan kasabasında çekildi (Netflix)
No. 24'ün büyük bölümü, Gunnar Sønsteby'nin memleketi Rjukan kasabasında çekildi (Netflix)
TT

100 tam puanlı savaş filmi izleyicileri hayran bıraktı

No. 24'ün büyük bölümü, Gunnar Sønsteby'nin memleketi Rjukan kasabasında çekildi (Netflix)
No. 24'ün büyük bölümü, Gunnar Sønsteby'nin memleketi Rjukan kasabasında çekildi (Netflix)

Eleştirileri derleyen Rotten Tomatoes'da 11 eleştirmenden 100 üzerinden 100 puan alan savaş filmi, türünün en iyilerinden biri olarak gösteriliyor. 

Netflix'teki No. 24 (Nr. 24), II. Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı yürütülen Norveç direnişinde sabotaj görevlerine ve suikast girişimlerine katılan genç Gunnar Sønsteby'nin hikayesini anlatıyor.

16 yaş altı için uygun bulunmayan yapım, 250'nin üzerinde izleyiciden ortalama 95 puan aldı. Bir izleyici, Rotten Tomatoes'daki yorumunda şöyle diyor:

Uzun zamandır izlediğim en iyi film. Güçlü, sarsıcı, etkileyici.

Bir diğer kullanıcı ise şu ifadeleri kullanmış:

Duygularınızı acımasız gerçeklikle harmanlayan, çok iyi işlenmiş bir film. Bugün bulunduğumuz noktaya gelmek için bazı insanların nasıl acı çektiğini gösteriyor. Genel olarak izlediğim en iyi filmlerden biri.

IMDb'den yaklaşık 18 bin seyircinin puanlamasıyla 10 üzerinden 7.5 alan film hakkında bu sitede yapılan bir yorumdaysa şu ifadeler yer aldı:

Naziler Norveçli vatanseverlerin direniş hücresini çökertmeye çalışırken yaşanan gerilim kalp atışlarını hızlandırıyor. Aksiyon sahneleri mükemmel, sinematografi olağanüstü. Oyunculuklar kusursuz. En iyi kısmı ise her şeyin gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması. Baştan sona nefes kesici. İzleyin, pişman olmazsınız.

Filmde Gunnar karakterine Rådebank ve Makta gibi dizilerdeki rolleriyle tanınan Sjur Vatne Brean hayat veriyor. Yönetmen koltuğunda ise Deprem (Skjelvet) ve Kuzey Denizi'ni de çeken (Nordsjøen) John Andreas Andersen oturuyor.

Andersen filmle ilgili yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Savaş sırasında genç Gunnar'ın yaşadığı olağanüstü koşullara ve bir denetçi asistanıyken Norveç'in en çok aranan adamına dönüşmesine yakından bakıyoruz. Farklı takma adlarla yaşıyor, her gece başka bir evde kalıyor ve yastığının altında el bombasıyla uyuyordu. Gunnar'ı canlandıran Sjur, tüylerimizi diken diken eden bir performans sergiledi.

Independent Türkçe, Express, Rotten Tomatoes