Irak ordusu Sincar’daki ‘silahlı tezahürleri’ ortadan kaldırdı

Genelkurmay Başkanlığından bir heyet operasyonların gidişatı hakkında bilgi almak için Sincar ilçesini ziyaret etti.

Irak askeri heyeti Sincar ilçesini ziyaret etti (INA)
Irak askeri heyeti Sincar ilçesini ziyaret etti (INA)
TT

Irak ordusu Sincar’daki ‘silahlı tezahürleri’ ortadan kaldırdı

Irak askeri heyeti Sincar ilçesini ziyaret etti (INA)
Irak askeri heyeti Sincar ilçesini ziyaret etti (INA)

Irak ordusu dün (salı) yaptığı açıklamada ülkenin kuzeyindeki Sincar ilçesinde PKK, Sincar Savunma Birlikleri (YBŞ) aylarca süren hakimiyetinin ardından ilçede kontrolün geri alındığını ve yeniden kanun hakimiyetinin sağlandığını bildirdi.
Sincar ilçesi, pazartesi günü Irak ordusu ile Türkiye karşıtı PKK ile bağlantılı Ezidi savaşçılar arasında yaşanan ve bir Irak askerinin hayatını kaybettiği, iki askerin de yaralandığı çatışmalara tanık oldu. AFP’nin kaynağına göre YBŞ’den 13 unsur öldürüldü.
Irak’taki azınlık Ezidilerin kalesi olan Sincar bölgesi zaman zaman Irak ordusu ile YBŞ arasında çatışmalara sahne oluyor. İki taraf arasında pazar gecesi patlak veren çatışmalar pazartesi gününe kadar devam etti. Her iki taraf birbirini çatışmayı başlatmakla suçluyor.
Irak ordusunun en üst otoritesi kabul edilen Ortak Operasyonlar Komutanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, yasa dışı silahlı yapıların Sincar üzerinde aylarca süren kontrolünden sonra ilçede yeniden kanun hakimiyetinin sağlandığı vurgulandı. Açıklamada Sincar’da Irak devletine bağlı olanlar dışında hiçbir silahlı gücün bulunmadığı ifade edildi.
Irak’taki üst düzey askeri yetkililerden oluşan bir askeri heyet, Iraklı Silahlı Kuvvetlerin Sincar’da kanun hakimiyetini sağlaması ve tüm silahlı tezahürlerin ortadan kaldırılmasının ardından dün ilçeyi ziyaret ederek güvenlik durumu hakkında denetlemelerde bulundu ve operasyonun gidişatı hakkında bilgi aldı.
Ninova vilayeti Emniyet Müdürlüğü’nden bir kaynak, basına yaptığı açıklamada, “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdulemir Yarallah başkanlığındaki üst düzey askeri yetkililerden oluşan bir heyet Sincar’a ulaştı. Ziyaret, çatışmaların ardından ilçedeki güvenlik durumu hakkında bilgi almak amacıyla gerçekleştirildi” ifadelerini kullandı.
Heyette yer alan Ortak Operasyonlar Komutanlığı Komutan Yardımcısı Abdulemir Şammari, ilçede yaptığı açıklamada, “Ziyaretin amacı ilçedeki askeri birliklerin faaliyetlerini takip etmektir. Birlikler şu anda kuzey nahiyenin (Sincar) tamamında güvenliği sağladı. Operasyonların amacı, Sincar’ı yeniden imar etmek ve yerinden edilenlerin geri dönmesi için kanun ve nizam getirmektir” dedi.
Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Tahsin el-Hafaci, açıklamasında, “Sincar’da Irak devletinin kapsamı dışındaki hiçbir gücün varlığına izin vermeyeceğiz. Bazıları devlet kapsamı dışındaki silahlar kullanmaya ve Sincar Anlaşması’nı akamete uğratmaya çalıştı. Buna izin vermeyeceğiz. Ayrıca hiçbir grubun Sincar’da yol kesmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bağdat ve Erbil arasında imzalanan Sincar Anlaşması, Ezidi savaşçılar ile PKK unsurlarının bölgeden çekilmesini gerektiriyor. YBŞ, Irak ordusunu kendi bölgelerinde kontrolü ele geçirmeyi ve kendilerini bölgeden çıkarmayı istemekle suçluyor.
Hafaci, açıklamasının devamında, “Sincar’ı sadece Irak ordusu yönetiyor. Batı Ninova Operasyonlar Komutanlığı bu dosyadan sorumlu. Hiçbir ikinci güçle iletişim kurmayacağız. Hiçbir silahlı tezahüre ve Irak bayrağı dışındaki hiçbir bayrağa izin vermeyeceğiz. Bugün Sincar’da durum sakin. Görevimiz Ezidi halkını ve genel olarak Iraklıları korumaktır” dedi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İçişleri Bakanlığı Kriz Koordinasyon Merkezi, son üç günde yaşanan olaylar ve Irak ordusu ile PKK yanlısı YBŞ arasında meydana gelen çatışmalar nedeniyle 700 ailenin Sincar ilçesinden göç ettiğini duyurdu.
Tartışmalı bölgelerden biri olan Sincar’da aylardır devam eden gerginliğin temelinde, PKK yanlısı güçlerin, Irak ordusunun “tüm silahlı güçlerin ilçeyi tahliye etme ve sivil yerleşim yerlerindeki güvenlik noktalarına asker konuşlandırma” kararını uygulamaktan kaçınması bulunuyor.
Sincar’da durumun normalleşmesi amacıyla Bağdat’taki merkezi hükümet ile Erbil’deki IKBY hükümeti arasında 9 Ekim 2020’de Sincar Anlaşması imzalandı. Anlaşma, Sincar’da idari, güvenlik ve hizmet konularının Erbil ve Bağdat arasında ortak bir şekilde yönetilmesini öngörüyor.
Geçtiğimiz iki yıl içinde Sincar’da iki yerel yönetim vardı; birincisi merkezi hükümet tarafından atanırken, ikincisi seçilmiş yerel yönetimdi. İkinci yönetim çalışmalarını Duhok vilayetinden yürütüyor. Ankara karşıtı PKK, Sincar’da YBŞ adı altında kendisine bağlı bir askeri grup kurdu. YBŞ, Haşdi Şabi çatısı altında bulunduğu için Irak hükümetinden maaş alıyor.



"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
TT

"Gazze'nin Geleceği" Hamas ile Arap Birliği arasında tartışma yarattı

srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)
srail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanların tahliyesi (AP)

Savaşın bitmesinin ertesi günü hakkında Arap Birliği ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin bir anlaşmazlık patlak verdi. “Birlik’ten üst düzey bir yetkili ’Filistin halkının çıkarının (Hamas'ın) Şerit'teki sahneyi terk etmesini gerektirdiğini” düşünürken, hareket bunu şiddetle reddetti; iki eski diplomat ise Şarku’l Avsat'a “bunun ifadelerin ve açıklamaların yorumlanmasına ilişkin bir anlaşmazlık olduğunu ve Arap pozisyonunu ya da Gazze'nin geleceğine ilişkin devam eden müzakereleri etkileyecek şekilde genişlemeyeceğini” vurguladı.

Birkaç gün önce Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Hüsam Zeki, Mısır'da yerel bir televizyon kanalında “Filistin'in çıkarları (Hamas'ın) sahneyi terk etmesini gerektiriyor” dedi.

Ancak Hamas sözcüsü Hazım Kasım dün bir açıklama yaparak, hareketin Zeki'nin açıklamalarına “şaşırdığını” söyledi ve “(Hamas) Gazze Şeridi'nin yönetimine ilişkin siyasi ve idari yaklaşımların formüle edilmesinde, özellikle Mısır'daki kardeşlerimizle yapılan çok sayıda diyalogda, ulusal uzlaşı hükümeti kurulmasının kabul edilmesi ve Mısır'ın (Toplumsal Destek Komitesi) önerisinin tamamen kabul edilmesi de dâhil olmak üzere azami esneklik göstermiştir” dedi.

Hamas sözcüsü, “hareketin, ulusal uzlaşı çerçevesinde ve işgal ya da ABD'nin her türlü müdahalesinden uzak bir şekilde, savaştan sonra Gazze Şeridi'ndeki durumla ilgili tüm kararlarının merkezine Filistin halkının üstün çıkarlarını koymaya devam edeceğini” vurguladı.

Arap Birliği'ni, “bu tutumu desteklemeye ve Arap ulusal güvenlik sistemini tehdit edecek herhangi bir projenin geçmesine izin vermemeye” çağırdı.

 Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)Filistinli bir kadının, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Balah'ta İsrail baskını sırasında akrabalarından birinin öldürülmesine tepkisi (Reuters)

“Şarku’l Avsat” dün Arap Birliği ve Hamas'tan resmi yorum istedi, ancak yanıt alamadı.

Mısır'ın eski Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Moataz Ahmedin, “Hamas'ın tepkisinin doğal olduğunu ve savaştan sonra Gazze'de yönetime tutunmayacağını, direniş hakkından vazgeçmeyeceğini defalarca ifade eden tutumuyla tutarlı olduğunu” söyledi ve “yönetime katılmamanın Gazze'yi terk etmek anlamına gelmediğini” ifade etti.

Ahmedin, Hamas'ın “Hüsam Zeki'nin açıklamasını Arap Birliği'nin İsrail-Amerikan planına ve talebine, yani hareketi ortadan kaldırmaya ve Gazze'deki varlığına son vermeye yönelik bir yanıt olarak anlamış olabileceğini” belirtti.

Ahmedin, “Donald Trump'ın gelişinden önce ateşkese varılan Arap ve hatta Amerikan önerisinin Hamas'ın Gazze'den çıkarılmasına atıfta bulunmadığını, sadece Gazze Şeridi'nde bir rolü olmamasından bahsettiğini, şimdi ise İsrail'in bunu değiştirmek istediğini ve Hamas'ın ortadan kaldırılmasını ve Gazze'deki varlığına son verilmesini talep ettiğini” vurguladı.

İsrail, ABD ve Avrupalı taraflar Hamas'ın Gazze Şeridi'nde gelecekte bir rolü olmayacağı konusunda ısrar ederken, Arap tarafların da desteklediği ateşkes anlaşması, İsrail ve ABD'nin sürekli uymama ya da uygulamama tehditleriyle karşı karşıya, bu da arabuluculara ateşkesin kalıcılığını destekleme konusunda çifte sorumluluk yüklüyor.

Daha önce Gazze'deki ateşkes müzakereleri hakkında bilgi sahibi olan Mısırlı bir kaynak, Kahire Haber Kanalı'na yaptığı açıklamada, “(Hamas'ın) üç aşamalı ateşkes anlaşmasına bağlılığını ve bir sonraki aşamada Şerit'in yönetimine katılmayacağını teyit ettiğini” belirterek, “Şerit'in rahatlatılması ve yeniden inşası sürecini denetleyecek geçici bir komite oluşturmak için Mısır’ın yoğun temasları olduğunu” bildirdi.

​​​​​​​Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezinde yerlerinden edilmiş insanlara yönelik bir sığınağa hava saldırısı düzenlediği alanda yaralı bir adamı taşıyor (Reuters)

Hamas sözcüsü Abdüllatif el-Kanu daha önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, hareketin Mısır ve Katar'daki arabuluculara Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmadan herhangi bir öneriyi kabul etmeyeceğini söylediğini doğruladı.

Bu arada Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Büyükelçi Rakha Ahmed Hassan, “Hüsam Zeki'nin açıklaması talihsiz, çünkü Hamas'ın Gazze'den çıkması konusunda ortak bir Arap pozisyonu yok ve ortak pozisyon Hamas'ın yönetime katılmaması gerektiği yönünde” dedi.

Ahmed Hassan, “Herkes, bir buçuk yıldan uzun süredir mücadele eden bir harekete ‘Gazze'den derhal çıkın’ demenin ne mantıklı ne de gerçekçi olduğunu anlıyor: Bu nedenle Mısır, grupların onayı ile onların katılımı olmadan oluşturulan Toplumsal Destek Komitesi önerisini sundu” dedi. İsrail'in talep ettiği şeyin Hamas'ın Gazze'den çıkması olduğunu ve bunu ateşkes anlaşmasının uygulanmasını engellemek için bir bahane olarak kullandığını vurgulayan Hasan, “Hamas'ın sahneden çekilmesi, grupların hiçbir rolünün olmadığı birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıyla kolaylıkla sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hassan, Hamas'ın tepkisinin “ateşkes anlaşmasında yer almayan bir konuyla ilgili olduğu için doğal olduğunu” vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu, ateşkesin uygulanmasına yönelik müzakereleri genişletmeyecek ya da etkilemeyecek bir Arap anlaşmazlığıdır.”