Macron, Putin ile bir ‘iletişim hattını’ sürdürmeye ihtiyaç duyuyor

Macron, Putin ile bir ‘iletişim hattını’ sürdürmeye ihtiyaç duyuyor
TT

Macron, Putin ile bir ‘iletişim hattını’ sürdürmeye ihtiyaç duyuyor

Macron, Putin ile bir ‘iletişim hattını’ sürdürmeye ihtiyaç duyuyor

Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimi sona erdi. Emmanuel Macron ikinci beş yıllık dönem için yeniden seçildi. Seçimlerin sonuçlarının ülke içinde iki yetkisi var. Bunlar; yeni bir hükümetin kurulması ve gelecek yıl 12 ve 19 Haziran'da yasama seçimlerinin yapılması. Fransa cumhurbaşkanı, politikalarını destekleyen yeterli bir çoğunluğa ulaşmayı umuyor. Macron seçim kampanyası sırasında çeşitli vesilelerle verdiği sözleri yerine getirmeye ek olarak dış ilişkilere, özellikle de Ukrayna'daki savaşa yeniden yöneldi. Diğer yandan Fransa haziran ayı sonuna kadar Avrupa Birliği dönem başkanlığını elinde bulunduracak.
Macron, Cumartesi Ukrayna Devlet Başkanı Vlademir Zelenskiy ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Diğer yandan Fransa Cumhurbaşkanı yaklaşık kırk günlük bir aradan sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de bir telefon görüşmesi yaptı. Böylece Macron, Rusya Devlet Başkanı ile bir ‘iletişim hattı’ sürdürmeye yönelik eski politikasını yeniden uygulamaya koyuldu. Macron, Ukrayna savaşının sona ermesinin ancak müzakereler ve siyasi bir anlaşma yoluyla gerçekleşebileceğini düşünüyor.
Macron’un, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü ‘haksız’ savaşa rağmen, Moskova ile ilişkilerde ‘yumuşaklık’ politikası uygulaması Polonya liderliğindeki Avrupa taraflarınca daha önce eleştirilmişti. Ayrıca Rus ordusunun Ukrayna'da yaptıklarını bir ‘soykırım’ olarak değerlendirmeyi reddetmesinden dolayı da Macron’a bir ‘sitem’ var. Soykırım ifadesini ilk ABD Başkanı Joe Biden kullanmıştı.
Macron, bahsi geçen ifadenin gelişigüzel kullanılamayacağını ve bunu söylemek için bazı yasal mülahazalar olması gerektiğini defalarca açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı ayrıca Rusya devlet başkanı için ‘savaş suçlusu’ tanımını kullanmaya da pek hevesli değil. Bu durum Macron’un defalarca eleştirilmesine yol açtı.
Macron, 7 Şubat'ta Moskova'ya yaptığı ziyarete ek olarak Putin’i dokuzu Rus askeri operasyonlarının başlamasından sonra olmak üzere en az yirmi kez aradı. Bundan önceki son temas 29 Mart'a kadar uzanıyor. Macron, Putin ile temaslarının "Zelenskiy'nin isteği üzerine" gerçekleştiğini birçok kez dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Macron, başta Buça olmak üzere birçok şehirde ve banliyölerde işlenen ‘katliamların’ ortaya çıkmasının ardından yaklaşımında ortaya çıkan değişime rağmen Moskova ile diyaloğu sürdürmek isteyen ana Batılı figür olarak kendini gösteriyor. Bunu üç şey kanıtlıyor: Birincisi, Paris'in Moskova'ya karşı ABD’den  daha katı bir dil kullanmaya başlaması. İkincisi, bu katliamların sorumlularından hesap sorulmasını talep etmesi ve Kiev'e delil ve kanıt toplaması için Fransız müfettişler göndermesi. Üçüncüsü, en önemlisi gelişmiş ve uzun menzilli ‘Sezar’ topçu sistemleri olmak üzere Ukrayna ordusuna ağır silahlar gönderme aşamasına geçmesi. Söz konusu topçu sistemi Irak'taki aşırılık yanlılarına karşı savaşta etkinliğini kanıtlamıştı.
Elysee Cumhurbaşkanlığı Sarayı dün, Macron ve Putin’in iki saat on dakika süren telefon görüşmesinin ardından bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre Macron, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının ciddi sonuçlarını bir kez daha vurguladı. Elysee Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın açıklamasında ayrıca Macron'un Mariupol ve Donbas bölgesindeki durumla ilgili derin endişesini dile getirdiği belirtildi.
Savaş temel olarak Rus kuvvetleri ve ayrılıkçı milisler ile Ukrayna kuvvetleri ve Ulusal Muhafız kuvvetleri arasında geçiyor. Moskova'nın ‘Nazi’ olarak gördüğü Azak Tugayı da Ukrayna kuvvetlerinde yer alıyor.
Macron, Rus mevkidaşını, insani yardım örgütleriyle koordineli olarak Mariupol'de bulunan Azovstal fabrikasındaki tutukluların tahliye sürecinin devam etmesine izin vermeye çağırdı. Fransa Cumhurbaşkanı tutukluların uluslararası insan hakları hukukuna uygun olarak gidecekleri yeri seçmelerine olanak sağlanması gerekliliğini vurguladı. Rus tarafının tutukluları Rus topraklarına transfer ederek zorla gözaltına alacakları iddiası üzerine açıklama yapan Kiev bu durumu ‘zorla rehin almak’ olarak değerlendirdi.
Macron, Kiev'e uygulanan abluka konusunu, tahıl ürünleri ihracatından mahrum bırakılması açısından ele aldı. Paris, Afrika Kıtası ve az gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere birçok programdaki ‘insani sonuçları’ nedeniyle bu ablukaya son vermek için uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmayı teklif etti.
Siyasi meseleye gelince; Cumhurbaşkanlığı açıklamasında Macron'un Rusya'yı Ukrayna'ya karşı yıkıcı saldırganlığına son vererek ‘Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olma sorumluluklarını yerine getirmeye’ çağırdığı belirtildi. Macron ateşkes istedi ve gerekli koşulların oluşturulması halinde çalışmaya hazır olduğunu ifade etti. Macron’un hedefi barışın geri dönüşüne ve Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygıya izin verecek müzakere edilmiş bir çözüme ulaşmak.
Bu açıklamadan iki şey anlaşılabilir: İlk olarak, Fransız tarafının genellemelerde kalmayı tercih etmesi, ki bu nedenle Kremlin tarafından yapılan açıklamanın aksine yeni bir şey söylemiyor. İkincisi, her iki liderin de kendi bakış açılarını aralarında yaşananların büyük ölçüde bir ‘sağır diyalogmuş’ gibi sunmuş olmaları. Bazı Fransız kaynakları Ukrayna'daki savaşın amaçlarının sadece Rusya tarafından değil, Ukrayna ve Batı tarafından da değiştiğini düşünüyor. Talep edilen artık bir ateşkese varılması ve uluslararası garantilerden yararlanan bir anlaşmaya varmak amacıyla siyasi müzakerelere devam edilmesi değil, aksine, tıpkı Zelensky gibi, bugün Rusya'yı ‘hezimete uğratmaktır.’ Paris, zorluğuna rağmen, Cumhurbaşkanı Macron'un yapmaya çalıştığının çok önemli olduğunu savunuyor.



Bremen Havalimanı'nda İHA görülmesinin ardından hava trafiği geçici olarak durduruldu

Doğu Almanya'daki Bremen Havalimanı'ndan kalkış yapan bir uçak (DPA)
Doğu Almanya'daki Bremen Havalimanı'ndan kalkış yapan bir uçak (DPA)
TT

Bremen Havalimanı'nda İHA görülmesinin ardından hava trafiği geçici olarak durduruldu

Doğu Almanya'daki Bremen Havalimanı'ndan kalkış yapan bir uçak (DPA)
Doğu Almanya'daki Bremen Havalimanı'ndan kalkış yapan bir uçak (DPA)

Bremen Havalimanı'ndaki hava trafiği, kimliği belirsiz bir insansız hava aracının (İHA) yakınlarda uçtuğu tespit edildikten sonra dün akşam geçici olarak durduruldu. Dün akşam ayrıca NATO güçleri tarafından kullanılan Belçika askeri hava üssü Kleine-Brogel üzerinde dört İHA görüldü.

Kuzey Almanya'daki bir polis sözcüsü, İHA’nın "saat 19:30 civarında (yerel saatle 18:30) havalimanının hemen yanında" görüldüğünü söyledi.

Federal polisle mutabık kalan hava trafik kontrolörünün, tüm kalkış ve inişleri derhal askıya alma kararı aldığını belirtti.

Hava trafiği yaklaşık bir saat sonra yeniden başladı, ancak havalimanına ulaşılamadığı için iptal edilen veya başka bir yere yönlendirilen uçuş sayısı bilinmiyor.

Polis, İHA’yı kimin kontrol ettiğinin henüz belli olmadığını belirtti.

Hafta sonu bildirilen birkaç olayın sonuncusunda, dün akşam NATO güçleri tarafından kullanılan Belçika askeri hava üssü Kleine-Brogel üzerinde dört İHA görüldü.

Belçika haber ajansı Belga, yerel belediye başkanı Steven Mathieu'nun gözlemleri aktardığını belirtti. Bir polis helikopteri İHA’ları takip etti, ancak sonunda kuzeye, Hollanda'ya doğru kayboldu.

Daha önce, Belçika Savunma Bakanı Theo Francken, Cumartesi'den Pazar'a kadar gece boyunca İHA’lar görüldüğünü söylemişti.

Francken, bir sinyal bozucu cihazın yerleştirildiğini ancak etkisiz kaldığını ifade etti.

Franken, X platformunda yaptığı paylaşımda, "Bir polis helikopteri ve araçlar İHA’yı takip etti, ancak kuzeye doğru birkaç kilometre ilerledikten sonra gözden kayboldu" diye yazdı. Bakan, İHA'ları büyük maketler olarak nitelendirdi ve "sadece basit bir uçuş değil, Kleine Brogel Hava Üssü'nü hedef alan açık bir görev" olduğunu belirtti. Yüksek irtifada uçtuklarını da belirten Franken, soruşturmanın sürdüğünü kaydetti. Belga haber ajansı, polis kaynaklarına dayanarak, cumartesi günü Antwerp Havalimanı üzerinde bir İHA'nın görüldüğünü bildirdi.

Flaman Bölgesi'nde bulunan Kleine Brogel askeri üssü, NATO'nun geçen ekim ayında yaklaşık 2 bin askerin katılımıyla ittifak topraklarının nükleer silahlarla savunulmasına yönelik eğitim amaçlı yıllık tatbikatına katıldı.

Doğrulanmamış haberlere göre üs, Avrupa'da ABD nükleer silahlarının depolandığı yerlerden biri.

y
Cuma günü geçici olarak kapatılan Berlin Havalimanı'nda bir yolcu, bir İHA'nın görülmesinin ardından içeri giriyor (AP)

Cuma akşamı, İHA gözlemleri nedeniyle Berlin Havalimanı'nda uçuşlar yaklaşık iki saat boyunca durduruldu.

Ekim ayı başlarında, Almanya'nın en yoğun ikinci havalimanı olan Münih Havalimanı da aynı nedenle birkaç saatliğine faaliyetlerini askıya almak zorunda kalmıştı.

Alman yetkililer, bu yıl kimliği belirsiz İHA’ların havalimanları ve hassas askeri tesislerin hava sahasına yaptığı bir dizi saldırının ardından, İHA’ların oluşturduğu artan tehdit konusunda defalarca uyarıda bulundu.

Ukrayna'nın kilit destekçilerinden Berlin, bu faaliyetlerin bazılarının arkasında Moskova'nın olduğundan şüpheleniyor.

Son aylarda, Almanya ve Norveç ve Belçika gibi diğer AB ülkelerindeki askeri ve endüstriyel üsler ile kritik altyapılar üzerinde çok sayıda İHA uçuşu yapıldığı bildirildi.


İran Cumhurbaşkanı: Hasar gören nükleer tesislerimizi yeniden inşa edeceğiz

İran Atom Enerjisi Örgütü'nün yayınladığı, Pezeşkiyan'ın dün bir nükleer laboratuvara yaptığı ziyaretten
İran Atom Enerjisi Örgütü'nün yayınladığı, Pezeşkiyan'ın dün bir nükleer laboratuvara yaptığı ziyaretten
TT

İran Cumhurbaşkanı: Hasar gören nükleer tesislerimizi yeniden inşa edeceğiz

İran Atom Enerjisi Örgütü'nün yayınladığı, Pezeşkiyan'ın dün bir nükleer laboratuvara yaptığı ziyaretten
İran Atom Enerjisi Örgütü'nün yayınladığı, Pezeşkiyan'ın dün bir nükleer laboratuvara yaptığı ziyaretten

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ülkesinin haziran ayındaki Amerikan-İsrail saldırıları sonucu zarar gören nükleer tesislerini yeniden inşa edeceğini söyledi. Ancak Tahran'ın nükleer silah üretmeye çalıştığı iddialarını yalanladı.

Pezeşkiyan'ın açıklamaları, Tahran'ın nükleer programını ihtiyaçlarına uygun olarak "istikrarlı bir şekilde" sürdüreceğini vurguladığı İran Atom Enerjisi Kurumu'na yaptığı ziyaret sırasında geldi. Hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani mesajlar aldığını ve müzakerelerin detaylarının zamanı geldiğinde açıklanacağını duyurdu.

Bu arada, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani, Washington’un baskısına karşı "ulusal bir direniş" oluşturulması çağrısında bulunarak, "düşmanın taleplerinin sınırsız" olduğunu ve "koşulsuz tavizlerle durdurulamayacağını" ifade etti.


Trump: ABD ordusu Nijerya'ya asker konuşlandırabilir veya hava saldırıları düzenleyebilir

Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)
Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)
TT

Trump: ABD ordusu Nijerya'ya asker konuşlandırabilir veya hava saldırıları düzenleyebilir

Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)
Boko Haram'a karşı düzenlenen operasyon sırasında Nijerya askerleri (Arşiv- Yerel basın)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, ABD ordusunun Afrika ülkesindeki Hristiyanlara yönelik toplu katliamı durdurmak için Nijerya'ya asker konuşlandırabileceğini veya hava saldırıları düzenleyebileceğini söyledi.

Nijerya'ya kara birlikleri konuşlandırmayı mı yoksa hava saldırıları düzenlemeyi mi düşündüğü sorulduğunda Trump, "Olabilir. Yani, belki başka şeyler de olabilir. Birçok şey hayal ediyorum. Nijerya'da rekor sayıda Hristiyan öldürüyorlar... Çok büyük sayılarda Hristiyan öldürüyorlar. Buna izin vermeyeceğiz" dedi.

Nijerya, Batı Afrika ülkesinde Hristiyanlara yönelik kötü muamele nedeniyle ABD Başkanı'nın askeri müdahale tehditlerine yanıt olarak, toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi koşuluyla terörist militanlarla mücadelede ABD'nin yardımını memnuniyetle karşılayacağını açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Nijerya Devlet Başkanı Bola Tinubu'nun danışmanlarından Daniel Bwala, verdiği demeçte, "Toprak bütünlüğümüze saygı duyduğu sürece Amerikan yardımını memnuniyetle karşılıyoruz," dedi. Trump'ın Nijerya'yı "utanç verici" bir ülke olarak nitelendirmesine rağmen Bwala, iki ülke arasındaki gerginliği küçümsemeye çalıştı. "Donald Trump'ın Nijerya hakkında iyi düşündüğünü bildiğimiz için meseleleri ciddiye almıyoruz. Eminim ki bu iki lider bir araya gelip masaya oturduğunda, terörle mücadele konusundaki ortak kararlılığımızda daha iyi sonuçlar elde edeceğiz" ifadelerini kullandı.