Kabalan’dan Hizbullah ve Emel Hareketi’ne oy verilmesi çağrısı

Beyrut seçim afişleriyle donatıldı. (AFP)
Beyrut seçim afişleriyle donatıldı. (AFP)
TT

Kabalan’dan Hizbullah ve Emel Hareketi’ne oy verilmesi çağrısı

Beyrut seçim afişleriyle donatıldı. (AFP)
Beyrut seçim afişleriyle donatıldı. (AFP)

Lübnan’da Caferi Genel Müftüsü Şeyh Ahmed Kabalan, 15 Mayıs'ta yapılması planlanan parlamento seçimleriyle ilgili açıklamada bulundu. Kabalan Ramazan Bayramı hutbesinde “Seçim büyük bir ibadet ve farzdı” diyerek Şii seçmene seslendi.
Seçimleri boykot etme veya geçersiz oy kullanmanın haram olduğunu savunan Caferi Müftü, “Seçim savaşı Allah'ın yüklediği en büyük yükümlülüktür” ifadesini kullandı.
Şii ikili’ye (Hizbullah ve Emel Hareketi) ve müttefiklerine oy verilmesi çağrısında bulunan Kabalan, seçim savaşını kader olarak nitelendirdiği açıklamasında genel olarak Lübnanlılara, özel olarak da Şiilere hitaben şunları söyledi:
“Seçim büyük bir ibadet ve milli, ahlaki ve dini bir yükümlülüktür. Oy kullanma konusunda tereddüt etmek, seçim savaşından kaçmak ve geçersiz oy kullanmak haramdır. Çünkü ülke ve iktidar Allah'ın emanetidir. Onu zayi etmeyin. Kim seçim meydanından kaçarsa Allah'ın en büyük vazifesini terk etmiş olur. ABD, yorucu Lübnan savaşını normalleştirmek ve yaş ve kuru her şeyi yakmak için bölgesel bir ittifakla savaşıyor. Lübnan’ı siyonistleştirmeyi hedefliyor. Tarafsızlık büyük günahtır. Seçimler kader niteliğinde Ey mümin kardeşlerim, 15 Mayıs'ta, siyasi kararı özgürleştirmek ve ülkeyi kötü niyetli bağımlılıklardan kurtarmak için en büyük ulusal savaşı vereceğiz. Mesele, ulusal öncelikler ve hedeflerdir. Gerisi detaydır.”
Caferi Genel Müftüsü her mezhepten Lübnanlıya hitaben de şunları syledi:
“Kazanan ve kaybeden zihniyetinden uzak bir arada yaşamayı talep ediyoruz. Günah, ihanet, yıldırma, psikolojik barikatlar ve nefret dolu cumhuriyetlerin eğiliminden uzak yaşamak istiyoruz. Mezhepsel sistemdeki siyasi deneyim bizi parçaladı ve böldü. Tek olan milli ailemiz korku, endişe, nefret ve yabancılaşmanın olduğu mini ülkelere dönüştü.”
Kabalan ayrıca ‘ulusal ikili’ (Şii İkili) lehine oy verilmesi çağrısında bulundu:
“Bugünkü savaş, idari ve güvenlik atamaları savaşı değildir. Daha ziyade vatandaşlık sistemini kurmak için gömülmesi gereken mezhepçi bir sistemin savaşıdır. Bütün savaşların en büyüğü, seçim sandığı aracılığıyla siyasi ve idari kararların temizlenmesi ve özgürleştirilmesi ile başlar. Ulusal Koalisyon'a (Şii ikili) çok büyük bir evet diyeceğiz.”



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.