Yahudiler ve Araplar’dan ortak kamusal alanlara destek

Mezarlıklar ve yerleşim yerleri söz konusu ortak kamusal alanların dışında tutuluyor.

Yahudilerin ve Müslümanların bir arada yaşadığı Akka’da, 2021’deki Gazze savaşının ardından şiddet olayları meydana gelmişti. (Getty)
Yahudilerin ve Müslümanların bir arada yaşadığı Akka’da, 2021’deki Gazze savaşının ardından şiddet olayları meydana gelmişti. (Getty)
TT

Yahudiler ve Araplar’dan ortak kamusal alanlara destek

Yahudilerin ve Müslümanların bir arada yaşadığı Akka’da, 2021’deki Gazze savaşının ardından şiddet olayları meydana gelmişti. (Getty)
Yahudilerin ve Müslümanların bir arada yaşadığı Akka’da, 2021’deki Gazze savaşının ardından şiddet olayları meydana gelmişti. (Getty)

Yahudi Halkı Politika Enstitüsü tarafından yapılan bir anket, son yıllarda büyük bir dönüşüme tanık olan İsrail toplumu içindeki farklı kesimlerin artan görüş ayrılıklarını gün yüzüne çıkardı. Enstitü, İsrail’in kuruluş yıl dönümü öncesinde, yıllık olarak yaptığı ‘çoğulculuk endeksi’ araştırmasını yayınladı. Toplumdaki seküler, milliyetçi, dindar, Ortodoks ve Arapların katılım sağladığı anket sonuçları Times of Israel internet sitesi tarafından açıklandı.  
Anket sonuçlarına göre İsrail vatandaşları (Yahudi olanlar ve olmayanlar) genel olarak mezarlıklar ve yerleşim yerleri dışında kamuda herkese açık alanların olmasını destekliyor. Sağ siyaseti destekleyen Yahudiler arasında, İsrail vatandaşı Araplarla ortak bir geleceğe dair karamsar yaklaşımda artış var. Buna karşılık liberaller bu konuda daha iyimser.  
Anket sorularının çoğunda katılımcıların siyasi ve dini eğilimlerine odaklanıldı. Kendilerini sağcı ve dindar olarak tanımlayan İsrailliler, solcu ve laik kesime nazaran Araplara karşı daha olumsuz yaklaşım sergiledi ve toplumsal olarak tecrit edilmelerini savundu. Anketi düzenleyenler, Araplara yönelik olumsuz yaklaşımlardaki yükselişi seçim dönemlerindeki artan anti Arap kampanyalar ile Mayıs 2021’deki ayaklanmalara bir tepki olarak yorumladı. Aynı zamanda İsrail ordusu ve Hamas arasında 2021’de 11 gün süren savaşın ve son dönemlerde İsrail içinde Araplar ve Yahudiler arasında yaşanan çatışmaların da anket sonuçlarını önemli ölçüde etkilediği değerlendirildi. Geçen yıl yapılan anketlerde sağcıların yüzde 50’si Araplarla ortak bir gelecek gördüklerini düşünürken bu yıl aynı soruya olumlu yanıt verenlerin sayısı yüzde 28’le sınırlı kaldı. Buna karşılık solcular geçen yıl aynı soruya yüzde 70 oranında olumlu yanıt verirken bu yıl Araplarla ortak geleceğe dair umutlu olan solcuların sayısı yüzde 88’e yükseldi.
Ankete iştirak eden Yahudi ve Yahudi olmayanların yüzde 58’i Yahudilerle Arapların ‘vatandaşlık’ paydası üzerinde İsrail’de ortak bir geleceğe sahip olduğunu düşündüklerini ifade ettiler. Ankete yanıt veren Arapların büyük çoğunluğu, destekledikleri siyasi partilerin hükümette yer almasına karşı çıktı. İsrail'deki Arapların çoğu, Yahudilerle karışık mahallelerde yaşamayı ve mezarlıklarla kutsal alanlar dışında Yahudilerle ortak kamusal alanları paylaşmayı destekledi.  
Ankete göre Yahudiler arasında dindarlık arttıkça Haredim (Ultra-Ortodoks Yahudiler) akımlarının hükümette yer almasına yönelik destekte de artış yaşanıyor. Ultra Ortodoks Yahudilerin koalisyon hükümetinde yer almasını, seküler kesimden yüzde 32, muhafazakâr kesimden yüzde 57 ve milliyetçi dindar kesimden ise yüzde 78’i destekledi. Arapların hükümette yer almasına ise sekülerler yüzde 73 muhafazakârlar yüzde 43 ve milliyetçiler yüzde 19 oranlarında destek verdi.  
Anketörler ayrıca katılımcılara Arap-İsrail toplumundaki şiddet konusunu ve bundan kimin sorumlu olduğunu sordu. Bu konuda İsrail Arapları ile Yahudiler arasında keskin görüş ayrılıkları olduğu görüldü. Araplar sorumlu olarak İsrail toplumunu ve güvenlik güçlerini gösterirken Yahudilerin çoğu Arap kültürünü suçladı. Yahudi olmayan İsrailli katılımcıların yüzde 40’ı şiddet olaylarını, yıllar boyu süregelen Arap toplumunun dışlanmasıyla ilişkilendirdi. Yüzde 37’si ise şiddet olaylarının sorumlusunun görevini doğru bir şekilde yerine getirmeyen güvenlik güçleri olduğunu savundu. Yahudi olmayan katılımcıların yüzde 14’ü ise şiddetin Arap kültüründen kaynaklandığını ifade etti. Yahudilerin yüzde 37’si şiddetin Arap kültüründen kaynaklandığını düşünürken yüzde 35’i Arap toplumunun ihmal edilmesi ve dışlanması ile ilişkilendirdi. Geriye kalanların bir kısmı polisi suçlarken bir kısmı ise Arap toplumunu şiddetin önlenmesi için polisle iş birliği yapmamakla suçladı.  



İsrail ordusu Batı Şeria'da iki Filistinli genci öldürdü

İsrail güçleri Batı Şeria'nın Cenin kenti yakınlarındaki Mesliye köyüne baskın düzenledi. (EPA)
İsrail güçleri Batı Şeria'nın Cenin kenti yakınlarındaki Mesliye köyüne baskın düzenledi. (EPA)
TT

İsrail ordusu Batı Şeria'da iki Filistinli genci öldürdü

İsrail güçleri Batı Şeria'nın Cenin kenti yakınlarındaki Mesliye köyüne baskın düzenledi. (EPA)
İsrail güçleri Batı Şeria'nın Cenin kenti yakınlarındaki Mesliye köyüne baskın düzenledi. (EPA)

Ramallah'taki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun bugün işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kenti yakınlarında iki Filistinliyi öldürdüğünü duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Filistin Sivil İşler İdaresi'nin ‘23 yaşındaki Muhammed Ömer Zekarne ve 19 yaşındaki Mervah Yaser Ratib Hazimiyye'nin bu sabah Kabatiye kasabasında işgalciler tarafından şehit edildiği’ bilgisini verdiği belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İslami Cihad Hareketi, iki şehidin İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri’nden olduğunu duyurdu.

Hareket yaptığı açıklamada Muhammed Ömer Zekarne'nin ‘el-Funduk operasyonunun faillerinden biri olduğunu’ doğruladı.

erg
İsrail güçleri Batı Şeria'nın Cenin kenti yakınlarındaki Mesliye köyüne baskın düzenledi. (EPA)

İsrail ordusu tarafından bugün yapılan açıklamada, “Geçtiğimiz birkaç saat içinde, Filistin güvenlik güçleri, İsrail ordusu ve Şin-Bet arasındaki ortak terörle mücadele operasyonunda, Cenin bölgesindeki güçler Kabatiye'den bir İslami Cihad Hareketi mensubu olan Muhammed Ömer Zekarne'yi etkisiz hale getirdi” denildi.

Zekarne, 6 Ocak'ta el-Funduk kasabasında üç İsrailli sivilin öldürüldüğü ölümcül terör saldırısını gerçekleştiren terörist hücrenin üç üyesinden biriydi.

6 Ocak'ta Filistinli silahlı kişiler Nablus ve Kalkilya'yı birbirine bağlayan yolda, el-Funduk kasabası yakınlarında İsrail araçlarına saldırarak üç İsraillinin ölümüne ve yedi kişinin yaralanmasına neden oldu.

İsrail askeri araçlarıyla çevrili bir İsrail buldozerinin, Cenin'in Kabatiye kasabası yakınlarındaki Mesliye köyünün eteklerinde, iki gencin saklandığı anlaşılan bir mağarayı buldozerle yıktığı görüntüler sosyal medyada paylaşıldı.

Mesliye köyü muhtarı İmad Ebu’r Rub, ‘köy sakinlerinin sabah saatlerinde İsrail ordusunun baskını karşısında şaşırdıklarını’ söyledi.

Ebu’r Rub, “Askeri yetkililerle temasa geçtik ve bize sınırlı bir saldırı olduğunu söylediler. Ancak kısa bir süre sonra köyün kuzey bölgesinde silah sesleri duyduk. Bir İsrail helikopteri ve buldozerler geldi” ifadelerini kullandı.

Helikopterin ‘taş ocağı bölgesine doğru’ iki füze attığını ifade eden Ebu’r Rub, operasyonun yaklaşık dört saat sürdüğünü ve ‘köylülerin bölgeye gittiklerinde kan izleri gördüklerini’ söyledi.

Batı Şeria, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlediği saldırının ardından Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinden bu yana şiddet olaylarında artışa tanık oldu.

Ramallah'taki Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre o tarihten bu yana Batı Şeria'da İsrail güçleri ya da yerleşimciler tarafından en az 918 Filistinli öldürüldü.

Buna karşılık, İsrail resmi kaynaklarına göre aynı dönemde Filistinliler tarafından gerçekleştirilen saldırılarda en az 33 İsrailli öldürüldü.