Şam’da yüzlerce kişi af kapsamındaki mahkumların dönüşünü bekliyor

Serbest bırakılanlara ilişkin şu ana kadar yayınlanan sayı oldukça az.

Suriyeliler Salı günü Şam'daki "Başkan Köprüsü"nde toplanarak cumhurbaşkanlığı affıyla serbest bırakılan mahkumların gelişini bekliyor (AP)
Suriyeliler Salı günü Şam'daki "Başkan Köprüsü"nde toplanarak cumhurbaşkanlığı affıyla serbest bırakılan mahkumların gelişini bekliyor (AP)
TT

Şam’da yüzlerce kişi af kapsamındaki mahkumların dönüşünü bekliyor

Suriyeliler Salı günü Şam'daki "Başkan Köprüsü"nde toplanarak cumhurbaşkanlığı affıyla serbest bırakılan mahkumların gelişini bekliyor (AP)
Suriyeliler Salı günü Şam'daki "Başkan Köprüsü"nde toplanarak cumhurbaşkanlığı affıyla serbest bırakılan mahkumların gelişini bekliyor (AP)

Suriye hapishanelerindeki yüzlerce tutuklunun ailesi, bazı mahkumların idam edildiğine dair korkular ortasında, devlet başkanlığı tarafından çıkarılan 'terör suçları' af kararnamesinin uygulanma sürecini yakından takip ediyor. Kararname, insanların ölümüne neden olan tutukluları kapsamıyor.
Af kararnamesinin uygulanmaya başladığı geçen pazar gününden bu yana başkent Şam’ın merkezindeki Cisr er-Reis bölgesi, Sednaya şehri ve Şam’ın kuzey kırsalındaki Adra banliyösü, tutuklu ailelerinin büyük bir kalabalığına tanık oluyor. Aileler, yıllardır cezaevleri ve gözaltı merkezlerinden uzaklaştırılmalarının ardından yakınlarının halen hayatta olmalarını ümit ediyor. Kararname kapsamında serbest bırakılanlar, otobüslerle söz konusu bölgelere götürülürken asıl ikamet yerlerine dönmeleri içins ise paraları bulunmuyor.
Yerel kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada, başta küçük servis araçları olmak üzere toplu taşıma araçlarının sürücülerinin, serbest bırakılan bazı tutukluları mahallelerine ücretsiz olarak taşıdıklarını aktardı. Rejim kontrolündeki bölgelerde akrabası bulunmayan tutukluların nereye gideceği ise belirsizliğini koruyor.
Facebook’ta Cisr er-Reis köprüsü altında toplanarak yakınlarının serbest bırakılmasını bekleyen vatandaşların bir fotoğrafı paylaşıldı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), serbest bırakılanların büyük bir kısmının hafıza kaybı yaşadığını bildirdi.
Diğer yandan aktivistler, sosyal medya organları aracılığıyla kötü üne sahip Sednaya Hapishanesi de dahil olmak üzere farklı cezaevlerinden tahliye edilen tutukluların listelerini yayınlamaya devam ediyor. Güvenlik birimlerinin, geçen pazartesi gününe kadar Suriye'nin farklı şehirlerinden 240 tutuklunun serbest bırakıldığını belgelediğini belirten SOHR, serbest bırakılma sürecinin gelecek haziran ayına kadar süreceğine dikkat çekti. Aynı şekilde kararın uygulanmasından sorumlu Suriye Adalet Bakanlığı da son iki gün içinde yüzlerce mahkûmun serbest bırakıldığı bilgisini paylaşırken af kapsamındaki tüm mahkumların ilerleyen günlerde serbest bırakılacağı vurgulandı.
İnsan hakları aktivistleri, şu ana kadar serbest bırakılanların sayısını ‘oldukça az’ olarak nitelendirdi. Bir aktivist, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Yaklaşık 11 yıl önce patlak veren devrimden bu yana on binlerce insan tutuklanarak hapishanelerde çürümeye terk edildi. Bu nedenle serbest bırakılanlar neredeyse yok denecek kadar az.”
SOHR da aynı şekilde güvenlik güçlerinin, iktidardaki Baas Partisi’ne bağlı ekiplere, çok sayıda tutuklunun ilerleyen saatlerde serbest bırakılacağı bilgisi verdiğini bildirdi.  Gözlemevi, af kararnamesi uyarınca rejim hapishanelerinde tutulan on binlerce tutuklunun serbest bırakılmasının beklendiğini aktardı.
Tutuklulardan birinin babası bğlunun henüz serbest bırakılmadığını söylediği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Onu 2012’de gösterilere katıldığı için tutukladılar. Bildiğimiz tek şey Sednaya Cezaevinde olduğu. 2015’te edindiğimiz son bilgi halen hayattı olduğuydu. Annesi ve ben onu canlı göreceğimiz umuduyla yaşıyoruz. Ama serbest kalanların bir kısmına sorduk ve kimse onun hakkında bir şey bilmiyor. Öldüğünden korkuyoruz.”
Cisr er-Reis yakınlarında AFP’ye konuşan Um Maher de “2014’ten beri beş çocuğumu ve kocamı bekliyorum. Onları Rabbime teslim ettim” dedi.
Um Maher gibi Um Abdo da 2013 yılında gittiklerinde ortadan kaybolmalarından bu yana akıbetleri hakkında hiçbir şey bilmediği iki oğlunu görmek için sabırsızlananlardan. Komşusuyla birlikte çocuklarını bekleyen Um Abdo AFP’ye yaptığı açıklamada “Umarım geri dönerler. Hayatımızda kimseye zarar vermedik. Komşuma, ‘Onları görürsen beni tut, bayılabilirim’ dedim. Onları tanıyıp tanımayacağımı dahi bilmiyorum” dedi.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed 30 Nisan’da, yayınlandığı tarihten önce işlenmiş terör suçları için genel af sağlayan 7 sayılı bir kararname yayınladı. 1949 tarihli ve 148 sayılı kararname kapsamında yayınlanan 2012 tarihli ve 19 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Kanunu’nda öngörülene göre bir insanın ölümüne yol açan suçlular affın dışında tutuluyor.
Uzmanlar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada kararnamenin af kapsamı dışında bıraktığı ‘bir insanın ölümüne yol açan terör suçlanan bazı tutukluların’ idam edilmiş olabileceğine dikkat çekti.
Suriye Adalet ve Hesap Verebilirlik Merkezi direktörü Muhammed el-Abdullah, AFP’ye yaptığı açıklamada “Sednaya Hapishanesi’nden yıllar sonra ilk kez mahkum serbest bırakıldı” dedi. Uluslararası Af Örgütü’ne göre Sednaya Hapishanesi, adeta bir ‘insan mezbahası’ sayılıyor. Öyle ki yetkililer, 4 yıl içerisinde tahminen 13 bin kişiyi asarak idam etti.
AFP’nin aktardığına göre başkanlık affı, İngiliz merkezli ‘The Guardian’ gazetesi ve ‘New Lines’ Enstitüsü’nün geçen hafta Şam’ın Tadamon Mahallesi’nde hükümet güçleri tarafından onlarca insanın öldürüldüğünü gösteren ve 2013 dayanan korkunç videoların yayınlamasının ardından yayınlandı.
Tutuklular ve kayıp kişiler meselesi, Suriye anlaşmazlığının en karmaşık konularından biri olarak sayılıyor. 2011 yılında patlak veren çatışmadlarda yaklaşık 500 bin kişi yaşamını yitirdi, altyapı büyük bir zarara uğradı ve milyonlarca insan ülke içinde ve dışında yerinden edildi.



Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
TT

Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas üzerindeki askeri baskıyı iki katına çıkarma tehdidinin ve hükümetindeki bakanların Hamas’ın Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını ve savaşın sona erdirilmesini öngören kapsamlı bir anlaşmaya varma talebini reddederek Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme çağrılarının ardından İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını arttırarak dün daha fazla can kaybına neden oldu.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine düzenlenen çok sayıdaki hava saldırısı, topçu bombardımanı ve insansız hava aracı (İHA) ile açılan ateş sonucunda 30'dan fazla Filistinli hayatını kaybetti.

Aynı istatistiklere göre kurbanların çoğu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerindendi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne düzenlenen bombardımanlarda ölenlerin sayısının 51 bin 201'e, yaralananların sayısının ise 116 bine yükseldiği bildirildi.

Yeni bir teknik

Şarku’l Avsat muhabiri, dün gece, Gazze şehrinin doğusunda yer alan Zeytun, Şecaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin her noktasını vuran İsrail’in saldırılarının yoğunluğu açısından zor geçtiğini, özellikle et-Tuffah Mahallesi ve Yafa Caddesi çevresi ile Gazze şehrinin orta kesimlerine yakın bölgelerden çok sayıda insanı kaçmaya zorladığını bildirdi.

İsrail, 18 Mart'ta çatışmaların yeniden başlamasından bu yana İsrail askerleri arasında yaşanan ilk ölümcül olay olan, Hamas üyeleri ile İsrail askerleri arasında et-Tuffah Mahallesi’nin doğusunda yaşanan çatışmalarda bir İsrail askerinin ölmesi ve dört askerin yaralanmasından bir gün bu bölgelere saldırdı.

İsrail askerleri coğrafi olarak, ateşle korudukları, ancak asker bulundurmadıkları kuzeybatı bölgeleri dışında Refah şehrinin tamamını karadan kontrol ediyorlar. Refah şehrini Han Yunus'tan ayıran ve ‘Morag Koridoru’ olarak bilinen bölgede konuşlanmış durumdalar.

sdfgthy
Dün Gazze’nin kuzey yakınlarında İsrail’e ait askeri bir aracı taşıyan bir tır (Reuters)

İsrail kara kuvvetleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyini orta kesimlerden ve güneyden ayıran Netzarim Koridorunda konuşlu olsa da bölgede tam kontrol sağlanmış değil, Reşid sahil yolu halen açık durumda. İsrail kara kuvvetleri aynı zamanda Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin dış bölgelerinde de konuşlu ve buradaki operasyonlar, kuzeydeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiye semtlerinin dış mahallelerindeki diğer askeri birlikler gibi yavaş ve temkinli bir şekilde yayılıyor.

Operasyonlarında yeni bir taktiksel yaklaşım benimseyen İsrail güçleri, bir yandan Hamas'ı yavaş ilerleyen kara operasyonlarıyla baskı altına almayı hedeflerken, diğer yandan da bomba ya da patlayıcıları tespit etmek amacıyla geriye kalan binaları ve evleri havaya uçurmak için patlayıcı robotlar kullanıyor.

Öte yandan İsrail güçleri, Gazzelilerin evlerine dönmelerini engellemek için onların evlerini yıkmayı ve buraları yaşanmaz alanların ve belki de gelecekte girmelerinin yasak olduğu tampon bölgelerin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Hamas'a baskı

Başta Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililer, Hamas üzerinde baskı kurmak amacıyla operasyonları yoğunlaştırmayı planladıklarını açıkladılar. Netanyahu cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İsrail güçlerine Hamas üzerindeki baskıyı her zamankinden daha fazla arttırmaları talimatını verdiğini ve İsrail'in mutlak zafer elde edene kadar savaşmaya devam etmekten başka çaresi olmadığını söyledi. ‘Katiller’ dediği kişilere teslim olmayacağını ve herhangi bir dikteye boyun eğmeyeceğini vurgulayan Netanyahu, Hamas tarafından ‘kapsamlı anlaşma’ olarak adlandırılan anlaşma kapsamında yeniden belirlenen koşulları reddettiğini belirtti.

Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar bu konuşmayı överken, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gazze'deki askeri operasyonların sürdürülmesi ve yoğunlaştırılması, herhangi bir müzakerenin kabul edilmemesi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilerek askeri yönetimin kurulması için çalışılması çağrısında bulundu. Buna karşın İsrailli gazeteciler ve analistler, İsrail için askeri ve ekonomik risklere değindiler.

dfgthyu
İleri karakol kurmak için Gazze'ye geçmeye çalışan radikal Yahudi yerleşimciler, Şubat 2024 (DPA)

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin yüzde 30 ila 40'ını etkin bir şekilde kontrol ediyor. Bu durum yerleşimcilerin liderlerini ve onları destekleyen bakanları, 2005 yılında boşaltılan Gazze Şeridi'nde yerleşim inşaatlarının yeniden başlatılması çağrısında bulunmaya teşvik ediyor.

Giderek kötüleşen insani kriz

İsrail'in İbranice yayın yapan haber sitesi Walla, İsrail ordusunun, Hamas'ın gücünü zayıflatmak ve yönetimini sarsmak amacıyla, Gazze'deki bölgeleri daha ufak bölgelere ayırmak amacıyla daha büyük operasyonlara hazırlandığını bildirdi. Walla’nın aktardığına göre bu çerçevede sivil şirketler tarafından işletilen ve doğrudan sivillere gıda yardımı dağıtacak merkezlerin kurulması da söz konusu.

İsrail, Hamas'a baskı uygulamak için sivilleri yerlerinden ederek ve evlerini yıkarak operasyonlarında açıkça sivilleri hedef alıyor. Ayrıca ablukayı sıkılaştırarak ve yardım ve ticari ürünlerin girişini engelleyerek onları açlığa mahkum ediyor.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre 90 binden fazlası kendisine ait 115 barınakta olmak üzere, yaklaşık 420 bin kişi yeniden başlayan saldırıların ardından yerinden edilmiş durumda ve askeri operasyonlar ve insani yardım girişinin engellenmesi sonucunda insani koşullar hızla kötüleşiyor.

Öte yandan Dünya Gıda Programı (WFP) tüm tarafları sivillere öncelik vermeye ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışanlarını korumaya çağırdı. WFP, İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde yürütülen savaş nedeniyle insani acıların daha da arttığını vurguladı.

WFP tarafın dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Gazze'deki aileler bir sonraki öğünlerinin nereden geleceğini bilmiyorlar. WFP tüm taraflara sivillerin ihtiyaçlarına öncelik vermeleri, insani yardım çalışanlarının korunmasını sağlamaları ve Gazze'ye derhal yardım girmesine izin vermeleri çağrısında bulunuyor.

sdfgrthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda ücretsiz gıda dağıtım noktasının önünde bekleyen Filistinliler, 12 Nisan 2025 (AFP)

Gazze Elektrik Kurumu (GEDCO) tarafından dün yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi'nde yaklaşık 18 aydır elektrik kesintisi yaşandığı ve bu süre zarfında Gazzelilerin 1,88 milyar kilowatt saatten (kWsa) fazla elektriği kullanmaktan mahrum kaldığını bildirdi.

Bu uzun süreli kesinti, başta sağlık, su ve sanitasyon olmak üzere hayati öneme sahip alanları çöküşün eşiğine getirdi. Çünkü temel altyapıyı çalıştıracak enerji kaynağı yok ve kötüleşen insani durumla birleştiğinde salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme riski artıyor.

İsrail, 2 Mart'ta Gazze'ye tam bir abluka uygulayarak ateşkesle birlikte yeniden başlayan uluslararası yardımların girişini engelledi. Ayrıca Gazze’nin başlıca deniz suyunu tuzdan arındırma tesisine giden elektriği de kesti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), bu hafta insani durumun savaşın başlamasından bu yana geçen 18 ayın en kötü halinde olduğu uyarısında bulundu. Gazze'ye herhangi bir malzemenin geçişine izin verilmesinin üzerinden bir buçuk ay geçtiğini vurgulayan OCHA, bu durumun bugüne kadarki en uzun süreli tedarik kesintisi olduğunun altını çizdi.