İsrail tatbikatlarında Arap beldelerinde ‘kontrolün kaybedilmesi’ senaryosu uygulanıyor

İsrail daha önce de Nablus'un kuzeybatısında tatbikatlar gerçekleştirmişti. (AFP Arşiv)
İsrail daha önce de Nablus'un kuzeybatısında tatbikatlar gerçekleştirmişti. (AFP Arşiv)
TT

İsrail tatbikatlarında Arap beldelerinde ‘kontrolün kaybedilmesi’ senaryosu uygulanıyor

İsrail daha önce de Nablus'un kuzeybatısında tatbikatlar gerçekleştirmişti. (AFP Arşiv)
İsrail daha önce de Nablus'un kuzeybatısında tatbikatlar gerçekleştirmişti. (AFP Arşiv)

Amal Şehade
İsrail güvenlik servislerinin geçtiğimiz mayıs ayında kaydedilen olaylarla da ilgili olmak üzere geliştirdiği senaryolara bakıldığında, her ne kadar Ramazan Ayı’nda geniş çaplı çatışmalar kaydedilmemiş olsa da İsrail vatandaşı Filistinliler (1948 Arapları) güvenlik güçlerinin gündeminde olmaya devam ediyor.
İsrail’den yapılan değerlendirmelerinde kuzeyde Hizbullah, güneyde ise Hamas ile çatışmaların halen gündemdeki yerini koruduğu ve patlak vermesinin an meselesi olduğuna işaret ediliyor. Güvenlik servisleri, ordu ve polis yetkilileri, 1948 Araplarının yaşadıkları yerlerde benzeri görülmemiş bir gerilim yaşanma olasılığıyla başa çıkmanın yollarını ele alıyor.
Alınan kararların çoğunda polis ve ordu kuvvetlerinin kapsamlı ve yoğun bir askeri eğitim gerçekleştirmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Bu olaylar ile başa çıkma yolları arasında, kuzeyde ve merkezde İsrail kasabalarını birbirine bağlayan yolların arteri sayılan Arap kasabalarındaki ana caddelerin kapatılması yer alıyor.

‘İsyanların’ kontrolleri
Hamas ya da Hizbullah ile karşı karşıya gelinmesi durumunda İsrail'e düşman olan örgütlerin, İran ve Hizbullah gibi grupların menfaatine ‘1948 Araplarının kurduğu hücreler’ olarak nitelendirilen birimlerin harekete geçebileceğinin düşünülmesi dolayısıyla İsrail’de bir endişe hali mevcut. Güvenlik servisleri, İsrail'in ‘uyuyan hücrelerin ayaklanmalarını’ kontrol altına almasının zor olabileceği görüşünde.
Nitekim merkezi caddeler kapatıldığı takdirde nasıl hareket edileceği, kuzey ya da güneye asker veya askeri teçhizat taşıyan askeri otobüslerin nasıl ilerleyeceği konusunda eğitim verilmesine karar verildi.

Lübnan kaynaklı füzeler
Ordu ve polisin simüle ettiği senaryoların başında Hizbullah’ın Lübnan’dan, Hamas’ın ve İslami Cihad’ın ise Gazze’den füze fırlatmasıyla başlayacağı düşünülen savaşlar yer alıyor. Aynı zamanda Batı Şeria şehirleri ve köyleri, Hayfa, Lod ve Ramla gibi 1948 Araplarının yaşadığı kasabalar, Kudüs ve Necef’teki Bedevi topluluklarında bir gerilimin tanık olacağı üzerinde duruluyor.
Tatbikatlarda Tel Aviv’e, İsrail'in merkezine, Kudüs ve güneye doğru seyrin arteri olan kesişim noktasındaki Vadi Ara yolunun kapanması senaryosu uygulanıyor. Nitekim polis ve ordu, Arap kasabalarındaki protesto ve gösteriler ile başa çıkılması için düzenli özel kuvvetler ve sınır muhafızlarının konuşlandırılması operasyonuna hazırlanıyor.
Bu durumlara hazırlık olarak Sınır Muhafızları kuvvetleri kapsamında altı yeni tugay oluşturan polis, şuan iki yeni tugayın daha oluşturulması üzerinde duruyor. Üst düzey bir polis memurunun çeşitli güvenlik servislerinin alarmda olduğunu söylediği kaydedildi. Polis, dış tehditlere hazırlığın yanı sıra iç güvenlikte aksamalara yol açacak durumlara da hazırlanıyor. Üst düzey bir diğer polis memuru da şu açıklamada bulundu:
“Bu kararlar geçen yıl Mmayıs ayında Gazze Şeridi'nde gerçekleştirilen Duvarların Muhafızları Operasyonu’ndan alınan dersler üzerine kaydedildi. Bu operasyonlar, sürprizlerden kaçınma yönünde ordu ve İsrail İç Güvenlik Servisi Şin-Bet (Şabak) ile istihbarat birimleri gibi yeni modellerin kurulmasına veya donatılmasına yol açtı.” 
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre her tugay, plastik mermi ateşleme eğitimi almalarının yanı sıra çoğu daha önce orduda görev yapmış eğitimli 500 polisten oluşan özel bir kuvvet barındırıyor.
Teknoloji ve Lojistik Müdürlüğü başkanı General Yitzhak Turgeman, daha önceki bir açıklamasında ordunun bir sonraki savaşa dair hazırlıklarına dikkat çekmişti. Ordu konvoyları ve askeri teçhizatının engellenme, taş ve molotof kokteylleri ile taşlanma beklentisi dolayısıyla Vadi Ara’dan geçmeyeceğini bildirmişti.  

İHA’lar
Tüm bunların yanı sıra eğitimlere görevi eylemlerdeki biber gazı atmak olacak insansız hava araçlarının da (İHA) da dahil edildiği kaydedildi.  
Eğitimde silah depolarının hızla açılması, protestoları dağıtma yolları ve ordudan silah alma ihtiyacını beklemeden yedek kuvvetlerin çağrılması üzerine de duruluyor.
Polis, çağrılacak birliklerin ordunun değil, polisin yetki ve sorumluluğunda hareket edeceğini, ordunun ise gerektiğinde destek vereceğini bildirdi.
İsrail’de yayınlanan konuyla ilgili bir raporda, yetkililerin Arap toplumunda yaygın olan silahların kullanılması ve bunların ‘İsrail’e düşman terörist’ unsurlara aktarılmasından korktuğu kaydedildi.



UNRWA: İsrail'in Gazze'deki hava saldırıları bir hafta içinde 16 binden  fazla kişiyi yerinden etti

Gazze şehrindeki Filistinli mültecilerin çadırları (DPA)
Gazze şehrindeki Filistinli mültecilerin çadırları (DPA)
TT

UNRWA: İsrail'in Gazze'deki hava saldırıları bir hafta içinde 16 binden  fazla kişiyi yerinden etti

Gazze şehrindeki Filistinli mültecilerin çadırları (DPA)
Gazze şehrindeki Filistinli mültecilerin çadırları (DPA)

Birleşmiş Milletler Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze şehrine yönelik yoğun saldırılarının 12-20 Ağustos tarihleri arasında 16 binden fazla kişinin yerinden edilmesine yol açtığı belirtildi.

UNRWA, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, yerinden edilen ailelerin yaklaşık altı aydır Gazze'ye yeni barınma malzemelerinin girişine izin verilmediği için çadırlarını yanlarında taşımak zorunda kaldıklarını belirtti. Paylaşımda yerinden edilen bu kişilerin, UNRWA'nın barınaklara dönüştürülmüş aşırı kalabalık okullarından birinde kaldıkları kaydedildi.

UNRWA, Gazze şehrine yönelik saldırıların yoğunlaşmasının daha fazla sivilin kaçmasına neden olacağı konusunda uyarıda bulunarak, felakete uğrayan bölgede derhal ateşkes çağrısında bulundu.

İsrail, Gazze şehrinde operasyonlarını tırmandırmaya devam ediyor. İşgal etmeyi onayladığı şehrin çeşitli bölgelerine hava saldırıları ve topçu bombardımanlarını yoğunlaştırıyor. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, şehri Refah ve Beyt Hanun'da olduğu gibi yok etmeye yemin etti.

İsrail’in Gazze Şeridi’ni hedef alan askeri operasyonları, Cibaliye el-Beled ve en-Nazla mahallelerinden Şeyh Rıdvan mahallesindeki Ebu İskender bölgesine kadar şehrin kuzey sınırında yayıldı. Bu bölge, yoğun ve ayrım gözetmeyen bombardımanların ardından büyük bir göç dalgasına sahne oldu. Bu bombardımanlar sırasında yerinden edilmiş kişilere barınak sağlayan Amr ibn el-As Okulu da hedef alındı ve en az 13 Filistinlinin ölümüne, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere onlarca kişinin yaralanmasına neden oldu.

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz cuma günü yaptığı açıklamada, Hamas silahlarını teslim etmez ve tüm rehineleri serbest bırakmazsa Gazze şehrini yok edeceğini söyledi.

Katz, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Yakında, Hamas'ın katilleri ve tecavüzcüleri, İsrail'in savaşı sona erdirmek için koyduğu, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve silahların teslim edilmesi şartlarını kabul edene kadar cehennemin kapıları onlar için açılacak” ifadelerini kullandı. İsrailli Bakan, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki operasyonları sırasında büyük ölçüde yıkıma uğrayan iki şehre atıfla “Eğer bu şartları kabul etmezlerse, Hamas'ın başkenti Gazze şehri, Refah ve Beyt Hanun gibi olacak” dedi.


İskenderiye'nin batısındaki sahiller her yıl neden onlarca insanı yutuyor?

İskenderiye'nin batısındaki plajlar ziyaretçilerle dolup taşıyor. (Fotoğraf: Abdulfettah Ferac)
İskenderiye'nin batısındaki plajlar ziyaretçilerle dolup taşıyor. (Fotoğraf: Abdulfettah Ferac)
TT

İskenderiye'nin batısındaki sahiller her yıl neden onlarca insanı yutuyor?

İskenderiye'nin batısındaki plajlar ziyaretçilerle dolup taşıyor. (Fotoğraf: Abdulfettah Ferac)
İskenderiye'nin batısındaki plajlar ziyaretçilerle dolup taşıyor. (Fotoğraf: Abdulfettah Ferac)

İskenderiye'nin batısındaki Acemi bölgesinde bulunan Ebu Talat Plajı'nda altı öğrencinin boğulması ve 24 öğrencinin yaralanması, çok sayıda Mısırlıyı şok etti.

Bölgedeki yüksek dalgalar nedeniyle denize girme yasağı olmasına rağmen, Mısır'ın güneyindeki Sevhac'dan gelen öğrenciler denize girmek için ısrar ettiler.

İskenderiye Valiliği dün yaptığı açıklamada, Vali Ahmed Halid'in kazada yaralananlara yönelik müdahaleleri 24 saat boyunca takip ettiğini belirtti. Valilik, yüksek dalgalar nedeniyle yüzmeyi yasaklayan kırmızı bayrağın çekilmesine rağmen acı hadisenin yaşandığını doğruladı ve batı kesimindeki tüm plajlarda ve Acemi'de yüzmeyi yasaklayan bir kararın alındığı duyurdu.

Açıklamada, Mısır Ambulans Kurumu'nun olay mahaline 16 donanımlı ambulans gönderdiği, 21 yaralının Acemi İhtisas Hastanesi ve el-Ameriye Genel Hastanesi'ne nakledildiği, diğer üç kişinin ise kaza yerinde tedavi edildiği belirtildi.

İskenderiye Valisi, altı kişinin hayatını kaybettiği kazada ölenlerin ailelerine içten taziyelerini iletti, yaralılara acil şifalar diledi ve valiliğin tüm ilgili makamlarla koordineli olarak gelişmeleri takip ettiğini doğruladı.

Valilik, vatandaşlara ve tatilcilere, hayatları korumak ve bu tür trajik kazaların tekrarlanmasını önlemek için, özellikle grup gezileri sırasında plajlarda güvenlik talimatlarına uymaları çağrısında bulundu.

sdfrgt
İskenderiye'nin batısındaki plajlar güçlü akıntıları ile bilinir. (Fotoğraf: Abdulfettah Faraj)

İskenderiye'nin batısındaki plajlar, yüzücüler için, özellikle bu tür akıntılarda yüzme becerisi olmayanlar için tehlikeli olan güçlü akıntıları ile bilinir.

Vilayetin batısındaki plajlarda sık sık boğulma olayları yaşanıyor. Bu olaylar birkaç yıl önce en-Nahil Plajı'nda zirveye ulaştı ve bu plaj, aşırı sayıda toplu boğulma vakası nedeniyle ‘Ölüm Plajı’ olarak anılmaya başlandı.

Bu olay nedeniyle Mısır'da sosyal medyada üzüntü hâkim oldu. 2020 yılında en-Nahil Plajı'nda, Bakanlar Kurulu'nun kararlarına aykırı olarak şafak vakti plaja gizlice giren 12 kişi birden boğuldu.

Dr. Muhammed Muavvad da dahil olmak üzere çok sayıda deniz ve okyanus uzmanı, iklim değişikliğinin yanı sıra, sahildeki inşaatların yaygınlaşmasının da bu bölgedeki su akıntılarının bozulmasının nedeni olduğuna inanıyor. Muavvad, “İskenderiye kıyılarındaki Akdeniz akıntıları batıdan doğuya doğru akıyor, bu da o bölgedeki dalgaların vilayetin doğu kıyısına kıyasla daha güçlü ve şiddetli olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

New York Üniversitesi'nde eski bir araştırmacı olan Muavvad, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, İskenderiye'nin batı bölgesinin değişken deniz derinlikleriyle bilindiğini ve bu durumun güçlü akıntılara ve sık dalgalara neden olduğunu söyledi. Bu durum, suyun koyu ve açık mavi renklerinden anlaşılabilir; açık renk, sığ suları gösterir. Koyu mavi renk ise büyük derinlikleri gösterir ve bu çıplak gözle görülebilir.

xcdfgt
İskenderiye'nin plajları yaz aylarında popülerdir. (Fotoğraf: Abdulfettah Faraj)

Muavvad ayrıca, bu bölgedeki beton bariyerler veya dalgakıranların sistematik ve bilimsel olarak kurulmadığını düşünüyor. Muavvad, “Uyarılara rağmen halkın denize akın etmesi, İskenderiye'nin batısında boğulma kazalarının tekrarlamasının en önemli nedenleri arasında yer alıyor” dedi.

Yaklaşık beş yıl önce, İskenderiye'nin eski valisi, boğulma kazalarını azaltmak için bu alandaki tüm uzmanları ve danışmanlık firmalarını önerilerde bulunmaya ve bunları uygulamaya davet etmenin gerekliliğini vurgulamıştı. Bölgede boğulma olaylarının tekrarlamasına rağmen Muavvad, deniz motosikletleri gibi modern kurtarma ekipmanlarının kullanımı ve eğitimli kurtarma personelinin varlığı sayesinde bu olayların sıklığının azaldığını belirtti.


Rusya Dışişleri Bakanı: Batılı ülkeler Ukrayna müzakerelerini engellemeye çalışıyor

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)
TT

Rusya Dışişleri Bakanı: Batılı ülkeler Ukrayna müzakerelerini engellemeye çalışıyor

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AFP)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı ülkelerinin Ukrayna ile ilgili müzakerelerdeki tutumunu eleştirerek, bu ülkelerin süreci ‘engellemeye’ çalıştığını söyledi.

Lavrov bugün Rus televizyon kanalı RT tarafından yayınlanan açıklamalarında, Moskova'nın Batı'nın Ukrayna'daki uzlaşmayı engelleme girişimlerinin başarısız olmasını umduğunu bildirdi.

Lavrov ayrıca, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'yi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme talebinde ‘inatçı’ davrandığı için eleştirdi.

Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, ülkesinin gerçek barışı sağlayacak yapıcı adımlar atmaya hazır olduğunu, ancak Rusya'nın barış niyetini göstermediğini ve Ukrayna şehirlerini bombalamaya devam ettiğini söyledi.

Zelenskiy perşembe günü, Rusya'yı, Rus işgaliyle başlayan savaşı sona erdirmek için Başkan Vladimir Putin ile bir toplantı yapma ‘zorunluluğundan kaçmaya’ çalışmakla suçladı.

Putin ve ABD Başkanı Donald Trump, dört yıldan uzun bir aradan sonra ilk kez bu ay Alaska'da bir araya geldi. İki lider, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da yaşanan en şiddetli savaşı sona erdirmenin yollarını görüştü.