Iraklı taraflar, yeni bir hükümetin kurulması için ABD ve İran’ın yakınlaşabileceğini düşünüyor

İçerideki hareketlilik, yeni bir denklem formüle edilmesi olasılığına işaret ederken İran’a yakın taraflar, Biden yönetimine ‘flört mesajları’ gönderiyor

Irak'ta siyasi çıkmaz devam ediyor (AFP)
Irak'ta siyasi çıkmaz devam ediyor (AFP)
TT

Iraklı taraflar, yeni bir hükümetin kurulması için ABD ve İran’ın yakınlaşabileceğini düşünüyor

Irak'ta siyasi çıkmaz devam ediyor (AFP)
Irak'ta siyasi çıkmaz devam ediyor (AFP)

Ahmed es-Suheyl
Irak’ta siyasi çıkmazın ve son seçimlerde Meclis’teki çoğunluğu kaybeden İran yanlısı grupların yarattığı gerilimin devam etmesinin ardından altı ayı aşkın bir süredir hükümet kurma krizinin sürmesi ve siyasi anlaşmazlıklara çözüm bulunamaması nedeniyle Tahran'a yakın tarafların, Irak’ta bir sonraki hükümetin kurulması konusunda ABD ile İran arasında bir mutabakat oluşması senaryosunu yeniden harekete geçirmeyi istedikleri düşünülüyor.
Tahran ile Washington arasında Irak’taki bir sonraki hükümetin kurulması atmosferinde bir mutabakat oluşması senaryosunu potansiyel bir aktör olarak yeniden canlandıran faktör, gözlemcilerin, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin İran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmayı birtakım şartlarla yeniden canlandırarak bölgede İran'ı tekrardan güçlendirebileceğine dair tahminleri olabilir.
Bu denklemin geçtiğimiz yıllarda Irak’ta büyük sorunlara yol açmasına ve ülkedeki siyasi hareketi bölgesel ve uluslararası dış etkilerden uzak tutulmasına ilişkin yoğun taleplere rağmen içerideki siyasi hareketlilik, bu senaryonun yeniden canlanmasının istendiğine yönelik bir tablo çiziyor.
Ancak son iki yılda Irak arenasında meydana gelen büyük değişimler, özellikle Şii çevreler arasındaki bölünmelerin en yüksek seviyelerine ulaşması ve Mukteda Sadr, Mesud Barzani ve Muhammed Halbusi'nin kurduğu Üçlü İttifak’ın istediği ‘ulusal çoğunluk’ hükümeti kurulması konusundaki kararlılıkları, bu tür mutabakatların yeniden Irak sahnesinde etkin bir aktör olmasının önünü kesebilir.

İran yanlısı tarafların Biden yönetimi ile flörtü
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin başını çektiği İran'a ve onun siyasi kollarına yakın taraflar, ABD Başkanı Joe Biden'ın Beyaz Saray'a gelişinden bu yana nükleer anlaşmayla ilgili yeniden bir uzlaşıya varılması olasılığı ile Tahran'ın Washington’a karşı açıkça görünen rahatlama sinyalleri çerçevesinde Biden yönetimine flört mesajları göndermekten geri durmadılar.
Bir yanda İran'a yakın Şii güçlerden oluşan Koordinasyon Çerçevesi ile diğer yanda Irak Meclisi'ndeki Egemenlik Koalisyonu (Sünni) ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Sadr Hareketi’ni (Şii) içeren üçlü ittifak arasındaki krizin ortasında ‘Velayet-i Fakih destekçilerinin’ Washington'a yönelik flörtünün özellikleri ortaya çıktı.
Maliki'nin son açıklamaları, Irak'taki Tahran müttefiklerinin ABD yönetimine yönelik flört mesajlarını içeriyordu. Maliki, Washington'ı ‘Meclis’teki en büyük bloğa karşı kurulan üçlü ittifakın başını çektiği komplonun’ dışında tuttu.
Maliki, 28 Nisan'da Washington'ın üçlü ittifakın projesinden ‘memnun olmadığını’ söylerken, Biden yönetiminin ‘bu projesinin başarısız olmasıyla doğacak sonuçlar ve zararlardan endişe ettiğini’ belirtti.
Iraklı gazeteci yazar Muhammed Aziz, yaptığı değerlendirmede, Irak’taki İran yanlılarının siyaset sahnesindeki mevcut atmosferin, İran-ABD denkleminin ortaya çıktığı eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde hükümet kurdukları atmosferle bir nebze benzer olduğuna inandıklarını söyledi. Bu görüşün, Irak’ın önceki hükümetlerine ilişkin ABD ve İran arasındaki tüm uzlaşıların, Demokrat Parti yönetimleri sırasında yapıldığı gerçeğine dayandığını söyleyen Aziz, Tahran yanlısı cephede bunun yeniden bekleniyor olabileceğini belirtti.
Aziz, her ne kadar İran yanlıları, şu an için aynı senaryonun yeniden sahneye konulmasını bekleseler de Irak siyaset sahnesinde son yıllarda meydana gelen değişikliklerin bu senaryoyu engellediğini düşünüyor. Aziz, bu değişikliklerin başında gelenlerden birinin, ‘geçmiş yıllarda İran’ın baskısı karşısında boyun eğme konusunda yaşananların aksine, üçlü ittifakta yer alan taraflar arsında uyumun halen devam etmesinin’ olduğuna dikkati çekti.
Aziz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Erbil’in balistik füzelerle bombalanmasının ardından İran baskısının en üst düzeye ulaşmasına rağmen, üçlü ittifakın bugüne kadar gösterdiği uyum ve kararlılık, Irak denklemindeki değişimin göstergelerinden biri olabilir. Mevcut koşullarda, ABD’li Demokratlar ile İran yanlısı gruplar arasında yeni bir siyasi paylaşım formülü ortaya koyulması ve Washington'daki demokratik yönetimleri sömürmek için hızla bir uzlaşıya varılması mümkün olmayabilir.”

Siyasi çıkmaz ve Kazımi’nin planları
Gözlemciler, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin İran ve ABD arasında mutabakat senaryosunu yeniden sahneye koyma girişimlerinin ortasında ‘giderek artan bir şekilde İran yanlısı milislere doğru attığı son adımların, siyasi çıkmaza ve bunu tüm tarafların rızasına dayalı bir seçenek olarak öne sürme olasılığına dayanarak ikinci bir dönem daha başbakan olarak kalmaya çalıştığı izlenimi verdiğini söylediler.
Kazımi ile İran yanlısı milis gruplar arasındaki ilişki, görev süresi boyunca birçok gerilimle gölgelense de Kazımi’nin son adımları, siyasi tutumunda son aylarda büyük bir değişimin meydana geldiğine işaret ediyor.
Geçtiğimiz Nisan ayında, Kazımi ile İran yanlısı grupların liderleri bazı görüşmeler gerçekleştirdiler. Kazımi’nin Hadi el-Amiri, Ebu Fedek künyesiyle bilinen Abdulaziz el-Muhammedavi, Falih el-Feyyad ve Nuri el-Maliki’nin başını çektikleri İran yanlısı akımların liderleriyle birçok kez bir araya geldiği görüldü.
Kazımi, bu görüşmelerin yanı sıra geçtiğimiz hafta Anbar'da,  Haşdi Şabi Anbar Operasyonlar Komutanı Kasım Muslih ile birlikte askeri bir operasyonu izlediği görüntülerde yer aldı.
Muslih, İran’ın Irak'taki nüfuzuna karşı düzenlenen protestolara liderlik eden İhab el-Vezni'nin öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle Mayıs 2021'de tutuklandı. Ancak, Haşdi Şabi’ye bağlı güçlerin, bakanlıkların ve yabancı misyonların yer aldığı başkent Bağdat’taki Yeşil Bölge'yi kuşatmasının ardından dava hızla kapatıldı.
Kazımi'nin milislere karşı tutumundaki değişim, iktidarda olduğu sırada kendisine yakın basın kuruluşlarına göstermeye çalıştıklarının aksine, kendisini İran’ın Irak’taki nüfuzu sorununu çözmede iç, bölgesel ve uluslararası düzeyde bir denge unsuru olarak sunarak ikinci kez başbakan olarak seçilme girişimine işaret ediyor.
 Iraklı Siyaset Bilimi Profesörü İyad el-Anbar’a göre şu ana kadarki siyasi değişiklikler, Irak’ta kurulacak yeni hükümetle ilgili ABD ile İran arasında bir uzlaşıya varılması ihtimaline dair bir izlenim vermiyor.
The Independent Arabia’ya konuşan Prof. Anbar, Kazımi’nin kendine yeni bir konum edinmeye çalıştığını belirterek, “Bu, Kazımi’nin kendini, Sadr Hareketi ile Koordinasyon Çerçevesi arasındaki mevcut siyasi açmaza bir çözüm olarak sunma girişimidir” dedi.
Kazımi’nin ikinci bir dönem şansının, Üçlü İttifak’ın önümüzdeki dönemde de birliğini sürdürüp sürdüremeyeceğine bağlı olduğunu belirten Prof. Anbar, Kazımi'nin şu anki mevcut siyasi çıkmazdan en çok yararlanan taraf olduğuna dikkati çekti.

“İran'ın yeniden güçlendirilmesi”
Iraklı siyasi ilişkiler araştırmacısı Ahmed el-Yasiri, İran ve ABD arasında mutabakat senaryosu, özellikle içerideki etkileşimlerin çıkmaza girmesiyle birlikte Bağdat'ın ufkunda belirdiğini söyledi. Bu senaryoyu yeniden gündeme getiren nedenin, Koordinasyon Çerçevesi’nin ve Maliki'nin, Üçlü İttifak’ı dağıtmakta yetersiz olduklarını düşünmeleri olduğunu belirten Yasiri, “Bu düşünce onları, Üçlü İttifakı baltalamak için klasik bir yöntem olan dış aktörlere başvurmaya itti” dedi.
Yasir’e göre bölgesel sahnedeki değişiklikler ve ABD Başkanı Joe Biden'ın ‘İran’ı bölgede yeniden güçlendirmeye’ yönelik girişimleri çerçevesinde ABD yönetimi projesine, Irak'taki siyasi çizgiyi, İran ve ABD arasında siyasi paylaşımın olduğu eski Başkan Obama'nın yönetimi sırasındaki haline geri getirerek başlayabilir.
İran ve Irak İşlerinden Sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Jennifer Gavito’nun Iraklı politikacıları ‘ülkeyi kaostan çıkarmak’ için yeni hükümetin kurulması çalışmalarını hızlandırmaya çağırması, Irak arenasında ABD ve İran arasında yeni bir uzlaşı formüle edilmesine ilişkin tahminleri haklı çıkarabilir.
ABD’li yetkili, 22 Nisan'da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Irak’ta hükümetin kurulmasının gecikmesi, ikili meselelerin yanı sıra güvenlik ve ekonomi alanları başta olmak üzere tüm alanlarda ilerlemenin önünde bir engel teşkil ediyor.”
Gavito, ‘kötü niyetli’ olarak nitelendirdiği İran nüfuzuna dair endişesini dile getirse de Washington'ın İran ile arasındaki farklılıkları diplomatik yollarla çözmeye çalıştığını belirtti.
Siyasi ilişkiler araştırmacısı Yasiri, ABD’nin Irak’ta yeni hükümetin bir an önce kurulmasıyla ilgili açıklamalarının, tıpkı önceki hükümetler sırasında demokratik yönetimler ile İran yanlısı milis gruplar arasında olduğu gibi, farklı taraflar arasında fikir birliği için bir baskıyı barındırdığını düşünüyor.
Yasiri, İran-ABD denkleminin bir kez daha harekete geçirilmesinin, Üçlü İttifak’ın ulusal çoğunluk hükümeti kurulması konusundaki kararlı tutumundan geri adım atıp atması ihtimaline bağlı olacağına işaret etti.
Birkaç faktörün Üçlü İttifak’ın mevcut kararlılığını güçlendiğini söyleyen Yasiri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadr, Şii Evi’nden uzakta kendi başına bir başbakan çıkarmayı, Sünni blokların Üçlü İttifak’ın iktidarda ilk kez gerçek ortaklar olmaları için bir fırsat olduğunu hissetmelerini sağlamayı ve KDP'nin Bağdat’ta ve Erbil’de hakim bir taraf olması için ek bir adım atmayı hedefliyor.”
Yasiri, sözlerini mevcut denkleme göre dış aktörlerin siyasi uzlaşılar üzerinde etkili olmasının mümkün görünmediğini belirterek sonlandırdı.



Suriye İçişleri Bakanlığı, Suveyda hastanesindeki katliamdan sorumlu olanların hesap vereceğini duyurdu

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, Temmuz 2025 (DPA)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, Temmuz 2025 (DPA)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı, Suveyda hastanesindeki katliamdan sorumlu olanların hesap vereceğini duyurdu

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, Temmuz 2025 (DPA)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, Temmuz 2025 (DPA)

Suriye İçişleri Bakanlığı bugün, geçtiğimiz ay vilayette yaşanan şiddet olayları sırasında Suveyda Merkez Hastanesi'nde silahsız bir adamın öldürülmesiyle ilgili olarak sorumluların hesap vereceğini taahhüt etti. Bu açıklama, askeri üniforma giyen silahlı kişilerin adamı doğrudan vurduklarını gösteren bir videonun yayılmasının ardından geldi.

Suveyda vilayetinde 13 Temmuz'dan itibaren bir hafta boyunca mezhepsel çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda aralarında çok sayıda Dürzi sivilin de bulunduğu bin 600'den fazla kişi hayatını kaybetti.

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Bu eylemi en şiddetli şekilde kınıyor ve lanetliyoruz. Faillerin, mensup oldukları gruplara bakılmaksızın, adalete teslim edilerek hak ettikleri cezayı alacağını garanti ediyoruz” denildi.

Bu açıklama, yerel haber sitesi Suveyda 24’ün dün, 16 Temmuz tarihinde hastane içindeki bir güvenlik kamerasından çekildiğini söylediği görüntüler yayınlamasının ardından geldi. Görüntülerde, sağlık personeli kıyafeti giymiş bir grup insanın bir koridorda dizilmiş olduğu görüldü.

Sağlık personellerinin önünde askeri üniforma giymiş beş silahlı kişi ve üzerinde Genel Güvenlik Komutanlığı yazan bir yelek giyen altıncı bir kişi duruyordu. Videoda, silahlı bir adam ile Suveyda 24 sitesinin ‘hastanede gönüllü olarak çalışan bir mühendis’ olarak tanımladığı bir adam arasında kısa bir kavga yaşandığı görüldü. Ardından iki silahlı adam, diğer adama ateş etti ve cesedini sürükledi.

İçişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanı’nın Güvenlik İşlerinde Sorumlu Yardımcısı Tuğgeneral Abdulkadir et-Tahhan'ı, suçluların en kısa sürede yakalanması ve tutuklanması için soruşturmayı doğrudan denetlemekle görevlendirdi.

Geçtiğimiz ay Suveyda vilayetinde Dürzi militanlar ile Bedevi savaşçılar arasında çatışmalar çıktı. Hükümet güçlerinin ve ardından aşiretlerin müdahalesiyle olaylar büyüdü.

20 Temmuz'dan beri ateşkes devam etmesine rağmen durum halen gergin. Halk, hükümeti on binlerce kişinin yerinden edildiği bu vilayete abluka uygulamakla suçluyor, ancak Şam bunu reddediyor. O zamandan bu yana birçok yardım konvoyu bölgeye girdi.

Adalet Bakanlığı geçen ayın sonunda Suveyda olaylarını soruşturmak üzere bir komisyon kurdu. Komisyonun ‘üç ayı geçmeyecek bir süre içinde’ raporunu tamamlaması bekleniyor.