Amnesty, Libya güvenlik yetkililerini göçmenlere ve mültecilere yönelik ihlallerle suçluyor

İstikrar Destek Ajansı’na bağlı bir güvenlik devriyesi, Trablus’ta güvenliği sağlamak için çalışıyor (İstikrar Destek Ajansı Medya Ofisi)
İstikrar Destek Ajansı’na bağlı bir güvenlik devriyesi, Trablus’ta güvenliği sağlamak için çalışıyor (İstikrar Destek Ajansı Medya Ofisi)
TT

Amnesty, Libya güvenlik yetkililerini göçmenlere ve mültecilere yönelik ihlallerle suçluyor

İstikrar Destek Ajansı’na bağlı bir güvenlik devriyesi, Trablus’ta güvenliği sağlamak için çalışıyor (İstikrar Destek Ajansı Medya Ofisi)
İstikrar Destek Ajansı’na bağlı bir güvenlik devriyesi, Trablus’ta güvenliği sağlamak için çalışıyor (İstikrar Destek Ajansı Medya Ofisi)

Libya Başkanlık Konseyi’ne bağlı İstikrar Destek Ajansı, Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty) göçmenleri ve mültecilerin keyfi olarak gözaltına alındığı ve haklarında ihlallerin yapıldığına ilişkin suçlamalarını reddetti.
Silahlı milisleri içeren İstikrar Destek Ajansı, Amnesty tarafından sunulan rapor ile ilgi olarak, ‘doğru olmayan iddiaları hakkında herhangi bir soru veya suçlamaya cevap vermeden önce, Libya devletindeki resmi güvenlik sistemlerine ve kurumlarına resmi olarak hitap edilmesi için gerekli olan en basit resmi çalışma standartlarından yoksun’ bir rapor olduğunu söyledi.
Ajans kendisini savunarak, adalet standartlarını ve insan haklarını gözeten Libya yasalarını uygulamakta kararlı olduğunu, aynı zamanda resmi devlet kurumları çerçevesinde de çalıştığını zira, gözaltına alınan tüm kişilerin kanunlara göre, resmi delil toplama tutanakları uyarınca Cumhuriyet Savcılığına sevk edildiğini belirtti. Ayrıca, takip ve teftiş departmanlarını harekete geçirerek, herhangi biri tarafından yapılabilecek yasa dışı uygulamaları caydırmak amacıyla çalışanlarının ihlalleri de araştırdığını vurguladı.
Amnesty daha önce yaptığı bir açıklamada “Libya’da cezadan kurtulma durumunun derinleşmesi, devlet tarafından finanse edilen İstikrar Destek Ajansı milislerini, cinayet işlemeye, insanları keyfi olarak gözaltına almaya, göçmenlerin ve mültecilerin durdurularak keyfi olarak gözaltına almaya, işkence ve zorla çalıştırmaya, diğer korkunç insan hakları ihlalleri ve uluslararası hukuk kapsamındaki suçları işlemeye teşvik etti” dedi.
Amnesty yaptığı açıklamada, 19 Nisan’da Abdulgani el-Kikli ve eski yardımcısı Lutfi el-Harari hakkında edindiği bilgilere ilişkin Libya makamlarına, bu kişilerin başka ihlaller yapma, soruşturmalara müdahale etme veya soruşturmalar tamamlanana kadar cezasız kalabilme ihtimali sebebiyle görevden uzaklaştırılması çağrısında bulunduğunu ancak açıklamanın yayınlandığı ana kadar yetkililerden herhangi bir yanıt alamadığını söyledi.
Ajans, ‘Libya devletine ve resmi güvenlik kurumlarına yönelik iftira’ suçlamasıyla Amnesty’ye dava açmaya yönelik yasal hakkı olduğunu belirtti. Kendisini savunurken, ‘tam şeffaflık ve profesyonellik ile çalışmaya devam ettiğini ve Libya’nın güvenlik ve istikrarını, yürürlükteki Libya yasalarına uygun olarak önceliklerinin ilk sırasına koyduğunu’ söyledi.
Ajans, Amnesty’ye raporlarının doğruluğunu kontrol etme çağrısında bulundu.  Raporların, Akdeniz’de tüm insan hakları standartlarına aykırı bir şekilde kaçakçılık çeteleri ve uluslararası organize suçlar tarafından trajik bir ortamda, işkence ve sömürüye maruz kalan ve cesetleri kıyılar bulunan yüzlerce kayıtlı göçmen vakasını içermediğini vurguladı.
Amnesty Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Ofisi Direktör Yardımcısı Diana el-Tahavi, “İhlallerde bulunan milis liderlerin yasallığının onaylanması ve haklarında hiçbir soru sorulmaksızın görev getirilmeleri, cezadan kaçma durumu söz konusuyken, daha fazla insanın haklarını ihlal etmelerine zemin hazırlıyor. Bu nedenle, el-Kikli milislerinin yeniden, göçmenlere, mültecilere veya Libyalılara karşı korkunç suçlara karışması bizi şaşırtmıyor.” ifadelerini kullandı.



Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması önceliğinde ısrar etmesi ve geçici ateşkes önerisini göz ardı etmesinden sonra Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının tekrar başlaması yeni bir krizle karşı karşıya.

Özellikle İsrail'in gerilimi artırması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretin yaklaşması nedeniyle ateşkes anlaşmasını kabul etmeye kapıyı kapatmayan Hamas, daha önce Doha'da liderleriyle görüşen ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler'e kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması konusunda pozisyonlarının aynı olduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar bu durumu, Filistin hareketinin manevraları ile Binyamin Netanyahu hükümetinin gerilimi artırması arasında çok zor ‘parmak ısırma’ aşamasının tanımı olarak görüyor.

Uzmanlar arabulucuların rolü konusunda, kapsamlı bir anlaşmaya varmaya ya da iki tarafı yeniden yakınlaştırmaya çalışmak ile Hamas'ın hafta ortasında İsrailli muadile sunulmadan önce prensipte kabul ettiği son Mısır önerisine göre, ABD'nin ve muhtemelen Türkiye'nin desteği ve garantisiyle kapsamlı bir anlaşmaya yol açacak kısmi ateşkesi kabul etmeleri için iki tarafa baskı yapmak arasında bölünmüş durumda.

Alternatif bir öneri sunan Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil el-Hayye, perşembe akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, ‘hareketin, İsrail'in bölgeden çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşma çerçevesinde, tüm esirlerin İsrail tarafından alıkonulan mutabık kalınan sayıda Filistinliyle takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu’ söyledi. El-Hayye, “Tüm esirlerin ve işgal tarafından tutulan mutabık kalınan sayıda mahkûmun serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısmi anlaşmalar Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm esirlerin feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayalı siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor. Biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

El-Hayye, ABD Özel Temsilcisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşın birlikte sona erdirilmesi yönündeki tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun, ‘hareketin kapsamlı bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumuyla kesiştiğini’ söyledi. Diğer yandan, ‘Hamas'ın bizim şartlarımıza uygun bir şey sunması halinde bu teklife sıcak baktıklarını’ belirten Boehler, esirler konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılması ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu ifade etti.

erlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)Yerlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)

CNN, ismi açıklanmayan bir Hamas liderinin pazartesi günü “Kahire'den gelen İsrail teklifini reddediyoruz ve kapsamlı bir anlaşma istiyoruz” dediğini aktardı.

Maariv gazetesi tarafından dün yayınlanan yeni bir ankete göre İsraillilerin yüzde 62'si çatışmaların durdurulması ve Gazze Şeridi'nden çekilme karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı bir anlaşmaya destek verirken, yüzde 21'i buna karşı çıktı, yüzde 17'si ise fikrini belirtmedi.

Hamas'ın tutumunun ardından dün İsrailli bir güvenlik kaynağı, ‘İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki askeri baskıyı yoğunlaştıracağını, bu reddin Hamas'a ve üst düzey yetkililerine zarar vereceğini, havadan, denizden ve karadan askeri baskının artacağını’ söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hamas'a cehennemin kapılarını açmanın ve Gazze Şeridi'ni tamamen işgal edene kadar çatışmaları yoğunlaştırmanın zamanı geldi” dedi.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, “Hamas'ın nihai çözüme adım adım değil, bir kezde ulaşılmasını istediğini ve bu isteğin ABD'nin arzusuyla uyumlu olduğunu” belirterek, bunun Trump'ın Ortadoğu ziyareti öncesinde Amerikan baskısıyla karşılaşabilecek olan Binyamin Netanyahu'nun arzusuyla çeliştiğine işaret etti.

Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, askıdaki ateşkesin ‘parmak ısırma’ aşamasında olduğuna inanıyor. Özellikle de Beyaz Saray'daki toplantıda Trump'ın talimatıyla bu ayın sonuna kadar mühleti olduğunun farkına varan Netanyahu'nun büyük tırmanışıyla birlikte bu çok zor bir aşama. İsrail medyasına sızan bilgilere göre Hamas da bunun farkında ve bu nedenle İsrail Başbakanı üzerindeki baskıyı arttırmayı reddediyor.

Er-Rakab, İsrail'in önerisinin Netanyahu tarafından reddedilmek üzere sunulduğunu, özellikle de çekilmeden ya da esirlerin serbest bırakılmasının anahtarlarından bahsetmemesi gibi birçok kusuru olduğunu ve Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulunan yanıtının Washington'dan gelen önceki açıklamalarla örtüştüğü için İsrail içinde geniş kabul gördüğünü belirtti.

Başta Kahire ve Doha olmak üzere arabulucular Hamas'ın pozisyonu hakkında yorum yapmadı. Ancak Halil el-Hayye'nin kapsamlı bir anlaşmaya bağlı kalınması yönündeki konuşmasından önce Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani perşembe günü Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, “Filistin halkının acılarını sona erdirecek bir anlaşmaya varmak için görüşleri yakınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)

Er-Rakab, Mısır ve Katar'ın Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ talebini dikkate almaksızın kısmi bir ateşkese varmak ve uzlaşmaya yönelik yaklaşımlar oluşturmak için agresif bir şekilde hareket edeceğine inanıyor. Hamas, Mısır'ın kalıcı bir ateşkesin önünü açan son kısmi önerisini kabul etmeye istekli. İsrail hafta ortasında, hareketin silahsızlandırılmasını da içeren bir teklifle karşılık verdi, ancak bu teklif reddedildi.

Mısır ve Katar krizi çözüp görüşleri yakınlaştırana kadar Washington'un önemli bir adım atmayacağına inanan Ferec, ABD'nin Hamas'a garanti vermesi koşuluyla Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde özel bir baskıyla ABD müdahalesinin belirleyici olacağına inanıyor.

Ferec'e göre arabulucuların ‘kapsamlı anlaşmanın’ tamamlanması, ABD taahhüdü ve pratikte savaş öncesiyle aynı olmayan silahsızlanmanın reddinin nasıl aşılacağına dair anlayışlar dışında bir seçeneği yok.