Kongre’den Biden’ı İran nükleer anlaşmasına karşı uyardı

Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, dün Washington'daki Capitol'de düzenlenen basın toplantısında (AFP)
Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, dün Washington'daki Capitol'de düzenlenen basın toplantısında (AFP)
TT

Kongre’den Biden’ı İran nükleer anlaşmasına karşı uyardı

Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, dün Washington'daki Capitol'de düzenlenen basın toplantısında (AFP)
Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, dün Washington'daki Capitol'de düzenlenen basın toplantısında (AFP)

Kongre, ABD yönetiminin İran ile imzalanan nükleer anlaşmaya dönme çabalarına karşı uyarıda bulundu. 16 Demokrat senatör, İran'ın terörizme verdiği desteği veya balistik füze programını ele almayan bir nükleer anlaşmayı veto etmede Cumhuriyetçilere katılırken 62 senatör ise Devrim Muhafızları'nın terör listelerinden çıkarılmaması ve herhangi bir yaptırımın kaldırılmaması çağrısında bulundu.
Fikrin ortaya atan Cumhuriyetçi Senatör James Lankford, tasarının 4 Mayıs akşamı kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Bu gece senato, ABD'nin İran ile geçmişteki faaliyetlerini ve mevcut niyetlerini göz ardı eden bir nükleer anlaşma imzalamasını istemediğimize dair net bir mesaj gönderdi” ifadelerine başvurdu.
Lankford’un önerisi ABD Başkanı Joe Biden yönetimi için bağlayıcı olmasa da, Başkan’ın kendi partisinden doğrudan bir uyarı gönderilmiş oluyor. Aynı zamanda 2015 tarihli nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme çabalarına karşı artan muhalefeti yansıtıyor.
Tasarıya oy veren önde gelen isimlerden ABD Senatosu çoğunluk lideri Chuck Schumer, müzakerelerin gidişatından rahatsız olduklarını açıkça gösteren diğer meslektaşlarına katıldı.
Temsilcilerin açıklamaları, ABD yönetiminin İran'ın bölgedeki istikrarı bozucu faaliyetlerine değinmeden anlaşmaya devam etme ısrarından ve Beyaz Saray’ın Devrim Muhafızları’nın terör listelerinden çıkarılması üzerine durmasından memnun olmadıklarını gösteriyor. Daha önce Biden'ı alenen eleştirmekten kaçınan bazı Demokratlar, Başkan’ı böyle bir adım atmaması konusunda uyarıyor. Lankford, önerisini onaylama çağrısında bulunduğu sıradaki açıklamasında, “Bu öneri, İran'ın terörist faaliyetleri, Biden yönetimi ile müzakereler sırasında Devrim Muhafızlarını terör düzenlemelerinden çıkarma talebi üzerine duruyor. Irak'ta bizim güçlerimize saldıran Devrim Muhafızları, güçlerimizin öldürülmesini kolaylaştırdı. İran'ın istediğini alamaması için bu projeye destek vermelisiniz” vurgusunda bulundu.
Biden’a yakınlığı ile bilinen, tasarı lehinde oy kullandığını belirten Senatör Chris Coons ise “Biden yönetimini Tahran'ın nükleer silah programını ve diğer kötü niyetli faaliyetlerini ele alan güçlü bir anlaşmaya teşvik etmek amacıyla kararı destekledim” ifadelerine başvurdu.
Lankford’un bağlayıcı olmayan önerisi, İran’ın nükleer silah geliştirme programını, istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini, balistik füze programını, terörizme yönelik desteğini, bireylerin ve grupların yaptırımlardan kaçınmasını içerecek bir nükleer anlaşmaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Aynı zamanda ABD yönetimini Devrim Muhafızları'na yönelik yaptırımları kaldırmamaya, terör örgütleri listesine dahil etmeye çağırıyor.
Temsilciler aynı zamanda Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz'un İran Merkez Bankası ve Devrim Muhafızları’na yönelik yaptırımların sürdürülmesine vurguda bulunan bir başka öneriyi de onayladı. 86 temsilci tarafından desteklenen tasarıda, söz konusu yaptırımların sürdürülmesinin İran ile Çin arasındaki işbirliğini sınırlamak için gerekli olduğu üzerine duruluyor. Aynı zamanda Biden yönetimini enerji, altyapı, ekonomi, finans, diplomasi, askeri ve bankacılık alanlarında bu iş birliğinin niteliğini ayrıntılı hale getiren bir raporu Kongre'ye sunmaya çağırıyor.
Cruz, öneriyi oylamaya sunduğu sırada yaptığı açıklamada şu ifadelere başvurdu:
“Biden yönetimi, Devrim Muhafızları ve Merkez Bankası'na yönelik terörle ilgili yaptırımların kaldırılması için görüşmelerde bulunuyor. Ancak 600'den fazla ABD personelinin ölümünden sorumlu olan Devrim Muhafızları, şimdi ise eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'a karşı suikast düzenlemeye çalışıyor. Devrim Muhafızları'na yaptırım uygulanmasını destekliyorsanız tasarıyı desteklemek için oy verin, bu yaptırımların kaldırılmasını destekliyorsanız karşı oy verin”.
Kongre'de yönetimin nükleer anlaşmaya dönme çabalarına karşı bir muhalefet mevcut. Ancak temsilciler, anlaşma gerçekleştiği taktirde Beyaz Saray'ın eski Başkan Barack Obama yönetiminin yaptığı gibi Kongre'den onay istemeyeceğini biliyor. Önde gelen Demokratlar bu tür yasa tasarıları için Cumhuriyetçiler ile birlikte oy vererek, bunların bağlayıcı olmayan yasa tasarıları olmaları dolayısıyla yönetimi kısıtlamamış, yalnızca uyarmış oluyor.
Bu konuda yönetimin pozisyonu ise değişiklik gösteriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “ABD, İran ile nükleer anlaşmaya dönme yönünde karşılıklı taahhüdün kaydedildiği senaryoya ya da anlaşmanın sağlanamadığı senaryoya hazırlanıyor. Zirâ anlaşmaya geri dönüş belirsiz” ifadelerine başvurdu.
Diğer yandan Axios internet sitesinin haberine göre de İsrailli bir yetkili, nükleer anlaşmaya geri dönme çabaları başarısız olduğu taktirde ABD ve İsrail'in Tahran'a baskı yapmanın yolları üzerine durduğunu aktardı. Yetkilinin bildirdiğine göre, iki ülkenin ulusal güvenlik danışmanları geçtiğimiz hafta Beyaz Saray'da bir araya geldikleri sırada, Tahran'ı nükleer programında ilerlemeye, nükleer bomba üretimi için uranyumun yüzde 90'a kadar saflıkta zenginleştirmeye ittirmeden bu baskı senaryosunun nasıl uygulanacağı üzerine durdu.



Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
TT

Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)

İsrail'de 7 Ekim 2023'te Hamas'ın düzenlediği saldırıya ilişkin komplo teorileri tehlikeli bir boyuta ulaştı. İktidardaki Likud partisinden Knesset üyesi Tali Gottlieb, saldırı sırasında güvenlik güçlerinin (ordu, istihbarat ve polis) başındaki kişileri, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu devirmek için komplo kurmakla suçladı ve tutuklanıp idam edilmelerini istedi.

Netanyahu'nun yakın çevresinden biri olarak bilinen Gottlieb, güvenlik teşkilatlarının başkanlarının Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırı planından haberdar olduğunu ve bu saldırıyı önleyebilecekleri halde önlemediklerini belirtti.

Güvenlik şeflerinin bunu "ülkeyi Netanyahu'ya karşı öfkeyle doldurmak ve bunun sonucunda halkın sokaklara çıkıp onu devirene kadar yürümesini sağlamak" için yaptıkları suçlamasını sürdürdü. Bu nedenle, "vatana ihanet" suçlamasıyla tutuklanmalarını ve idam edilmelerini talep etti.

Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre Gottlieb, Genel İstihbarat Servisi (Şin Bet) başkanı Ronen Bar'ın "kronik ve son derece tehlikeli bir komplocu" ve "Korkutucu yalanlar yaymada usta" olduğunu söyledi.

Savaşın ikinci günü, yukarıda bahsi geçen 8 Ekim'de Netanyahu'ya "bu kurumların tüm liderlerini görevden alması gerektiğini" söylediğini açıkladı; "Herhangi bir başkan: Genelkurmay, Mossad, Şin Bet ve Ulusal Güvenlik. İhanet ettiler” ifadelerini kullandı.

Gazetecinin “Sence hainlerin cezası nedir?” sorusuna, “ölüm cezası” diye cevap verdi.

Milletvekili, suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma komisyonu kurulmasını reddetti, çünkü “bu askeri liderler yargıçlar üzerinde çok büyük bir nüfuza sahip ve kimse onlara suçlama yöneltmeye cesaret edemez” iddiasında bulundu.

Ona göre “tek çözüm”, “hükümet kararıyla onları görevlerinden uzaklaştırmak. Hükümet herkesten üstündür.”

Komplo teorileri İsrail'de, özellikle de iktidardaki sağ kesim arasında yaygın.

Bazı sağcı destekçiler, “İsrail istihbarat ve ordu mensupları Gazze'de karıncaların bile hareketini biliyorlar, (Hamas'ın) neredeyse alenen planladığı saldırıdan haberi olmamaları mantıklı değil” diyorlar.

Bu kişiler, “gözetleme görevlileri uyarıda bulunmuş ve tatbikatlarla ilgili fotoğraf ve bilgiler sunmuş” olduğunu iddia ediyorlar. Bu nedenle, “7 Ekim'deki saldırıya şaşırmış olmaları mantıklı değil. Ancak haberleri gizlediler ve (Hamas'ı) serbest bıraktılar” iddiasını dile getiriyorlar.

Bu teoriyi savunanlar arasında Netanyahu'nun en büyük oğlu Yair ve Netanyahu'nun hizmetinde çalışan internet ordusu da bulunuyor.