Ukrayna taarruza geçti: Harkiv cephesi savaşın seyrini değiştirebilir

ABD’nin Kiev’e istihbarat desteği, Ukraynalıların Rus generalleri öldürmesine yardım etti

Ukrayna taarruza geçti: Harkiv cephesi savaşın seyrini değiştirebilir
TT

Ukrayna taarruza geçti: Harkiv cephesi savaşın seyrini değiştirebilir

Ukrayna taarruza geçti: Harkiv cephesi savaşın seyrini değiştirebilir

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, Rusya'nın Ukrayna’ya sağlanan silah tedarik hatlarını bozmayı başaramadığını ve Rus ordusunun, Donbass çevresindeki hareket kabiliyetinin halen kısıtlı olduğunu açıkladı.  
Rus ordusunun saldırılarını Lviv çevresine yoğunlaştırdığını ve bölgedeki demiryolu hattını bombaladığını aktaran yetkili, “Demiryolları tedarik hattı olarak iki taraf için de oldukça hayati, ABD ve diğer ülkelerin sağladığı silah sevkiyatları şu ana kadar Rus saldırılarından ciddi bir zarar görmüş değil” dedi. Rusya daha önce Batılı ülkelerden Kiev yönetimine sağlanan silah yüklü konvoyları hedef aldığını ve hedef almaya devam edeceğini açıklamıştı.  
ABD’nin, Başkan Joe Biden’ın söz verdiği üzere Ukrayna’ya Sovyet yapımı 5 helikopter gönderdiğini açıklayan askeri yetkili, Rus ordusunun saldırılarını değerlendirdi. Rusların Donets Nehri civarını kontrol etmeye odaklandığını belirten yetkili, “Güçlerinin çoğunu Mariupol’dan çektiler, şehrin bazı bölgelerini uzaktan bombalıyorlar ve burada sadece iki bin kadar asker bıraktılar. Rusların güney cephelerinde ciddi bir ilerleme kaydedemediklerini gözlemledik, ağır ve düzensiz olarak ilerliyorlar. Rus kuvvetlerinin, cephe hattına yakın olan Lyman civarında konumlandığını gördük, bu bölgeye yakın bir zamanda saldırı başlatabilirler” diye konuştu.  
Rusların İzyum'dan, ilki Lyman'a, ikincisi Sloviansk'a, üçüncüsü Kramatorsk'a olmak üzere 3 eksende ilerlemeye çalıştıklarını belirten Adrienne Watson, Rus savaş uçaklarının son yirmi dört saat içinde yaklaşık 250 sorti gerçekleştirdiğini ve özellikle Donbass ile Mariupol'un kuzeyinin bombalandığını aktardı. Ukrayna güçlerinin Harkiv’i (Harkov) kontrol altında tuttuğuna değinen yetkili, Rusların bu bölgede ilerleme kaydedemediğini ancak Harkiv’i ele geçirme noktasında kararlı bir duruş sergilediklerini ifade etti.
Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujniy ise Ukrayna ordusunun Harkiv ve İzyum istikametlerinde karşı saldırıya geçtiğini bildirdi. Washington merkezli Savaş Araştırmaları Enstitüsü, Ukrayna ordusunun Rus güçlerini Harkiv’in yaklaşık 40 kilometre doğusuna püskürten "büyük bir karşı saldırı" başlattığını duyurdu. Enstitüye göre, söz konusu karşı saldırı, Harkiv’in kuzeydoğusundaki Rus mevzilerini istikrarsızlaştırabilir ve Rusların bölgedeki konumlarını terk etmesini sağlayacak daha geniş çaplı bir operasyona zemin hazırlayabilir. Enstitünün raporuna göre, Rusların bu aşamada, daha geniş bir Ukrayna operasyonunu önlemek için Harkiv yakınlarındaki mevzilerini takviye etmek ya da Ukrayna topçu menzilinde yer alan mevzilerinin çoğunu kaybetme riskini göze alması gerekiyor. Bu bağlamda askeri yetkili, Ukrayna'ya gönderilen obüslerin yüzde 90'ından fazlasının Ukrayna kuvvetlerine ulaştığını ve şimdiden çatışmalara katıldığını söyledi. 
Bu arada New York Times gazetesi, üst düzey ABD yetkililerine dayandırdığı haberinde, ABD'nin, savaş başladığından bu yana Ukraynalılara sağladığı ‘gerçek zamanlı çok değerli istihbaratın’, Ukrayna güçlerinin çok sayıda Rus generalini öldürmesine yardımcı olduğunu kaydetti. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, haberin yayımlanmasından sonra, Ukraynalılara sağladıkları istihbaratı, ülkelerini savunmaları için yaptıklarını, ancak Rus generallerin öldürülmesi hedefiyle istihbarat paylaşmadıklarını söyledi. Beyaz Saray ya da Pentagon açıkça ifade etmese de Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby daha önce yaptığı bir açıklamada, ABD'nin "Ukrayna'ya kendisini savunmasını sağlayan istihbarat sağladığını" kabul etmişti. New York Times’a göre Washington, Kiev'e Rus kuvvetlerinin gerçek zamanlı hareketlerinin ve konumlarının yanı sıra askeri karargahlarına dair ayrıntıları da paylaşıyor. Ukrayna bu bilgileri kendi istihbaratı ile yorumlayarak Rus generalleri öldürmeyi başardı. Ukraynalı yetkililere göre bugüne kadar savaş cephelerinde 12 Rus general öldürüldü. Ukrayna geçtiğimiz günlerde, Rusya'nın İzyum komuta merkezini vurduğunu, saldırıda 200'ün üzerinde askerin öldüğünü açıkladı. Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov'un da bölgede olduğu iddia edildi. Medya raporları, İzyum saldırısında Rus ordusunun üst düzey isimlerinden Tümgeneral Andrei Simonov'un öldürüldüğünü aktardı.  
Pek çok askeri uzman, Rusya'nın Ukrayna savaşında başarısız olmasına yol açan üç hatadan söz ediyor. Bunlar özetle şöyle; Rus ordusunun üstünlüğüne olan aşırı güven ve Ukrayna ordusunun yeteneklerini küçümseme, elektronik savaş alanında beklenmedik başarısızlık ve Ukrayna ordusunun 2015'ten beri NATO'dan aldığı destek ve nitelikli eğitimin hafife alınması. Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığı habere göre, Ukrayna Rus ‘elektronik ağlarına’ sızmayı başardı ve Rusya’nın en gelişmiş elektronik savaş sistemlerinden bazılarını ele geçirdi. ABD ve NATO, Ukrayna ordusuna kritik elektronik harp ekipmanları sağladı ve ‘elektronik savaş’ konusunda eğitim verdi. Habere göre, ABD 2015’ten sonra Ukrayna’ya, gelişmiş güvenli iletişim ekipmanı L3-Harris'i sağlamaya başladı. Ukraynalılar, 2015 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve bazı NATO müttefikleri tarafından Lviv kenti yakınlarında kurulan bir eğitim üssünde bu modern savaş araçlarını kullanmayı öğrendiler. Ukraynalılar ayrıca Rus iletişim sistemlerini bozmayı başardılar, böylece Ruslar cephe hatlarında mobil telefonlar kullanmak zorunda kaldı. Bu durum sadece Rusların harekât planlarının değil konumlarının da ifşa olmasıyla sonuçlandı ve Ukraynalıların hassas saldırılar gerçekleştirmesine olanak sağladı. Ukraynalılar bu süreçte, Rusya’ya ait Krasukha 4 Elektronik Harp Sistemi’nin kontrol ünitesini ele geçirdi ve tersine mühendislik ile yeniden programlayarak Rus ordusuna karşı kullandı.  



Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
TT

Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)

İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un internet sitesi Ynet, dün yayımladığı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in görevine başladıktan sonraki ilk resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştireceğini bildirdi.

Habere göre Merz, bugün (pazar) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelecek.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, X platformundaki paylaşımında Almanya’yı İsrail için ‘önemli bir ortak’ olarak niteledi. Saar, iki ülke ilişkilerinin sürekli geliştiğini belirterek Merz’in ziyaretinin bu ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Saar ayrıca, Almanya’nın geçen hafta ilk kez kendi topraklarında İsrail’e ait Arrow balistik füze savunma sistemi bataryası konuşlandırdığını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in İsrail’e yaptığı ilk ziyarette, Berlin’in Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarına ve işgal altındaki Batı Şeria’daki şiddete yönelik son dönemdeki itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ‘özel’ ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

Merz, Ürdün’ün Akabe kentinde Kral 2. Abdullah ile yaptığı iki saatlik kısa görüşmenin ardından İsrail’e geçti. Şansölyenin bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi planlanıyor.

Ziyaret, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana iki yılı aşkın süredir uluslararası alanda yalnızlık yaşayan Netanyahu açısından dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Savaşa ve yarattığı sonuçlara rağmen Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Almanya-İsrail ilişkilerinin sağlam, yakın ve güvene dayalı’ olduğunu vurguladı.

Almanya, İsrail’e güçlü destek veriyor ve bunu Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı nedeniyle taşıdığı tarihi sorumlulukla açıklıyor. Merz’in bugün, Nazi Almanya’sı tarafından öldürülen Yahudi kurbanların anısını yaşatan Yad Vashem Anma Merkezi’ni ziyaret etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Berlin, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun ağırlaşmasıyla birlikte son aylarda İsrail’e yönelik söylemini sertleştirdi.

Geçtiğimiz ağustos ayında Merz, İsrail’in kuşatma altındaki ve büyük ölçüde yıkıma uğramış Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasına tepki olarak, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatına kısmi kısıtlama getirme kararı almış ve bu adım ülkede siyasi tartışmaya yol açmıştı.

‘Söylem farklılığı’

Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, iki ülke arasındaki ‘söylem farklılığına’ dikkat çekti.

Şansölye ile İsrail Başbakanı’nın bugün Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için yürütülen çabaları ele alması bekleniyor.

Bu anlaşma, İsrail ile Hamas’ın neredeyse her gün karşılıklı ihlal suçlamaları yöneltmesi nedeniyle hâlâ kırılgan. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören planının tam olarak uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soru işaretlerini artırıyor.

Hille cuma günü, ‘yerleşimci şiddetinde büyük artış’ yaşandığını belirterek, bu durumu tekrardan kınadı ve İsrail hükümetine ‘yerleşim inşasını durdurma’ çağrısını yineledi.

Geçtiğimiz ağustos ayında açıklanan silah ihracatı kısıtlaması, Netanyahu hükümetinden sert tepki çekmişti. İsrail yönetimi, geleneksel müttefiki Almanya’yı bu adımla ‘Hamas terörünü ödüllendirmekle’ suçlamıştı.

Şansölye Merz’in, kararını İsrail Başbakanı’na telefonla bildirmesi sırasında ‘tartışmanın alevlendiği’ bildirildi.

Ancak Alman solunun radikal kanadındaki Die Linke partisine bağlı Rosa Luxemburg Vakfı’nın Tel Aviv Ofisi Direktörü Gil Shohat, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, bunun iki lider arasındaki ‘söylemsel bir ayrışmadan’ öteye gitmediğini söyledi.

Öte yandan Alman ordusunun çarşamba günü İsrail dışında ilk kez konuşlandırılan Arrow füze savunma sisteminin ilk bölümünü faaliyete geçirmesi, Almanya’nın uzun vadeli güvenliği açısından İsrail’e duyduğu bağımlılığın boyutunu ortaya koydu.

Berlin ayrıca son dönemde, insansız hava araçlarına (İHA) karşı savunmasını güçlendirmesi konusunda İsrail’den aldığı desteğe dikkat çekti.

Yüksek beklentiler

Almanya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına onay vermesi, perşembe günü alınan kararla ülkede geniş destek görürken, bazı diğer ülkelerde boykot çağrılarını tetikledi.

Gil Shohat, Almanya Şansölyesi’nin Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etmesini, ‘normalleşmemesi gereken bir durumda olumsuz bir normalleşme işareti’ olarak değerlendirdi.

Friedrich Merz, şubat ayı sonunda parlamentoyu kazandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada, UCM’nin hakkındaki yakalama kararına rağmen Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebileceğini söylemişti.

Ancak Şansölyelik makamı daha sonra bu meselenin ‘şu anda gündemde olmadığını’ bildirdi.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Kudüs Ofisi Direktörü Michael Rimmel ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Berlin’den ‘sürekli bir destek işareti’ beklediğini ve kendisinin şu anda ‘yüksek beklentilere’ sahip olduğunu söyledi.

Öte yandan Rimmel’e göre Berlin’in son aylarda yaptığı çağrılar, Donald Trump’ın ‘daha güçlü etkisi’ karşısında sınırlı kalıyor. Rimmel, Trump’ın Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’i baskı altına alabilen ‘tek aktör’ olduğunu belirtti.


ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.