Dünya liderleri ne zaman özür diler?

Irkçılık, pervasızlık ve cinsel taciz suçlamaları onları, ‘bağışlanma’ dilemeye sevk ediyor.

Güney Kore’nin başkenti Seul’de, ağlayan Kuzey Kore liderinin karikatürü (AP)
Güney Kore’nin başkenti Seul’de, ağlayan Kuzey Kore liderinin karikatürü (AP)
TT

Dünya liderleri ne zaman özür diler?

Güney Kore’nin başkenti Seul’de, ağlayan Kuzey Kore liderinin karikatürü (AP)
Güney Kore’nin başkenti Seul’de, ağlayan Kuzey Kore liderinin karikatürü (AP)

Radab Nehar
Geçtiğimiz haftalarda İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ‘Partygate’ skandalı çerçevesinde Haziran 2020’de Kovid pandemisiyle mücadele kısıtlamalarını ihlal ettiği için parlamentodan özür diledi. 10 Downing Street’taki hükümet binasında 56. doğum günü münasebetiyle düzenlenen bir toplantıya katılmasının ardından bile kural ihlali yaptığının aklına gelmediğini dile getirdi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, İngiltere’de görevdeyken yasaları çiğnediği için cezalandırılan ilk başbakan olan Johnson, kamuoyu önünde özür dilemek zorunda kalan ilk lider değil. Devletlerin arşivleri, liderlerin kendilerini pişmanlık duymaya ve kitlelerden af ​​dilemeye mecbur hissettikleri birçok benzer olayı saklıyor. Peki bunların başında hangileri geliyor?

Barack Obama
Temmuz 2009’da Harvard Profesörü Henry Louis Gates, anahtarlarını unuttuğu için Cambridge’teki evinin kapısını sökmek zorunda kalmasının ardından şehir polisi eve girmeye çalışan bir hırsız olduğunu düşünerek onu gözaltına aldı.
Bu tutuklama, Afrika kökenli Gates’in bir arkadaşı olan Barack Obama’yı öfkelendirdi ve polisin davranışını ‘aptalca’ olarak nitelendirmesine neden oldu. Ancak o dönemde bir ABD Başkanı tarafından yapılan bu açıklama, dikkatlerden kaçmadı ve ABD’de bazı bölgelerde tırmanan ırkçı bir tartışmayı alevlendirdi. 
Durumu düzeltmek ve toplumu sakinleştirmek için Obama, Massachusetts Eyaleti’ndeki Cambridge polis memuru ve tutuklamayı gerçekleştiren Çavuş James Crowley’i aradı ve kendisinden özür diledi. Obama, daha sonra “Talihsiz biçimde Cambridge Polis Müdürlüğü ya da Çavuş Crowley’yi kötülüyormuşum izlenimi veren sözlerime açıklık getirmek istiyorum. O kelimeleri daha iyi ayarlayabilirdim” açıklaması yaptı.
222.jpg
Aktris Heather Lind, aktör Seth Numrich ve eski ABD Başkanı George HW Bush, TURN serisinin özel sunumunda bir fotoğraf için poz veriyor (AP)

George HW Bush
Aktris Jordana Grolnick, eski Başkan George HW Bush’u 2016 yılında katıldığı bir tiyatro gösterisinin aralarındaki görüşmeleri sonrasında vücuduna dokunmakla suçladı. Aynı suçlama, ‘kendisine arkadan dokunduğunu’ belirten aktris Heather Lind tarafından da yöneltildi.
Bu iki suçlama, eski ABD Başkanının Ekim 2017’de ‘kendisini kötüleyen herkesten’ özür dilemesine neden oldu. Öyle ki medya organlarına konuşan Baba Bush’un Sözcüsü, “Başkan Bush 93 yaşında ve yaklaşık beş yıldır tekerlekli sandalye kullanıyor. Yani kolu, birlikte fotoğraf çekildiği kişilerin vücudunun alt kısmına kalıyor. Bazıları bu durumu masum görüyor, diğerleri uygunsuz buluyor. Başkan Bush, kendisini kötüleyen herkesten içtenlikle özür diliyor” açıklamasında bulundu.
333.jpg
Güney Koreli yaşlı kadınlar, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon İmparatorluk Ordusu için köle olarak hizmet etmeye zorlandıkları gerekçesiyle Japonya hükümetinden tazminat ve resmi bir özür talep etmek üzere 22 Nisan’da gösteri düzenledi (AFP)

İspanya Kralı Juan Carlos
2012 yılında İspanya’da, aynı yılın Nisan ayında Botsvana’da yaptığı bir balık avı gezisi sırasında Kral Juan Carlos’un fotoğraflarıyla bir gürültü koptu. Zira Kral, elinde bir tüfekle, avlanma nedeniyle nesli tükenmekte olan ölü bir filin yanında görünüyordu.
Uçuş sırasında kalça kırığı nedeniyle hastaneye kaldırılan Carlos’a çok sayıda eleştiri yapıldı. Bazı taraflar, kanunlara ve hayvan haklarına aykırı davranmasının dışında ülkesinin durgunluk içinde olduğu ve işsizlik oranının yüzde 23’e yükseldiği bir dönemde Kral’ın rahat bir hayat sürdüğünü belirtti.
Hastaneden çıkar çıkmaz Kral Carlos, vatandaşlardan alışılmadık bir özür dileyerek, ava gitmekle ‘hata yaptığını’ dile getirdi. Halk, özrü sonrasında biraz sakinleşti, ancak ekonomik krizin kaosu ülkeyi sararken, Kral’ın ‘nesli tükenmekte olan hayvanları’ avlamaya gittiğini ise asla unutmadı.

Güney Kore lideri
Eylül 2020’de Güney Kore’de meydana gelen bir olayda, Balıkçılık Bakanlığı’nda görevli bir yetkili, Kuzey Kore sularında kaybolduktan sonra Kuzey Kore kuvvetleri tarafından öldürüldü. Bu talihsiz olay, Güney Koreliler arasında o kadar çok şok ve öfkeye yol açtı ki, Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-in, söz konusu yetkiliyi koruyamadığı için vatandaşlardan özür dilemek zorunda kaldı. Üst düzey yardımcılarıyla gerçekleştirdiği bir toplantı sırasında Moon Jae-in, “Kurbanın nasıl Kuzey Kore sularına gitmiş olduğuna bakmaksızın, yakınlarını kaybeden aile üyelerine en içten taziyelerimi ve başsağlığı dileklerimi sunuyorum” dedi. Cumhurbaşkanı ayrıca, “Hükümet, gerekçe göstermeksizin, vatandaşlarının güvenliğini korumaktan sorumludur” şeklinde konuştu.

Kuzey Kore lideri
Güney Kore yetkilisinin öldüğü bu olay, Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un’un güney komşusundan özür dilemesine neden oldu. Bu özür, birçok kişi tarafından ‘nadir’ olarak nitelendiriliyor. Bu çerçevede Pyongyang, yaşananların ‘kusurlu ve beklenmedik’ olduğunu dile getirdi. Ancak Kuzey Kore askerlerinin ‘yasadışı yollardan Kore sularına giren’ bir adama ateş açtığını belirtti.
Kimsenin bir gün kendi halkından özür dileyebileceğine pek inanmadığı Kim Jong-un’dan sürpriz bir özür daha geldi. Bu özür, Ekim 2020’de başkent Pyongyang’da Kuzey Kore İşçi Partisi’nin kuruluşunun 75. yıldönümünü kutlamak için düzenlenen büyük bir askerî geçit törenine katılımı sırasında gerçekleşti.
Jong-un, o dönemde ağladığını gören herkesi şaşkına uğrattı. Öyle ki ülkesini etkileyen ekonomik baskılar ortasında zor koşullarda yaşamak zorunda kaldıkları için halkından özür diledi. Beklenen ekonomik ilerlemeye ilişkin vaatlerinin yerine gelmemesi nedeniyle üzüntüsünü dile getiren Kim Jong-un, kasırgaların yanı sıra koronavirüs pandemisinin ve uluslararası yaptırımların bunun nedeni olduğunu savundu.
Kuzey Kore lideri, “Hayatlarınızı iyileştiremediğim ve büyük güveninizi yeterince ödüllendiremediğim için utanıyorum. Halkımızı zor yaşam koşullarından kurtarmak için gösterdiğim çaba ve özveri her şeyin üstünde değildi. Sağlığı yerinde olan tüm vatandaşlarımıza minnettarım” dedi.
555.jpg
Güney Koreli kadınlar, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 50. yıl dönümünde Japon sömürgeciliği sırasında cinsel sömürünün kurbanı oldular (AFP)

Justin Trudeau
2019 yılında Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 21 Ekim 2019’da yeniden seçilmesi için kampanya yürütürken, ‘özür dilemesine ve düşüncesiz davranışından dolayı pişmanlığını dile getirmesine’ neden olan bir fotoğraf ortaya çıktı.
Fotoğraf, daha önce öğretmenlik yaptığı okul tarafından 2001 yılında 29 yaşındayken düzenlenen bir partide çekilmişti. Sarık takmış ve siyahi bir adam kılığına bürünmek için ellerine, yüzüne ve boynuna koyu renk makyaj yapmıştı.
Time dergisinin fotoğrafı yayınlaması sonrasında Trudeau, ırkçılık suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Medya organlarına Kanada Başbakanı, “Vancouver’da öğretmendim. Binbir Gece Masalları adlı yılsonu partisine katıldım. O dönemde Alaaddin kılığına girdim. Bir hata yaptım ve daha dikkatli olmalıydım. Ama bunun tam tersi oldu ve son derece üzgünüm” açıklamasında bulundu.
Trudeau, “Seçimimin ve davranışımın sorumluluğunu üstleniyorum. O dönemde bunun ırkçı görüneceğini düşünmemiştim. Ama şimdi bunun ırkçı bir şey olduğunu kabul ediyorum ve özür diliyorum” dedi.

Diğer halklara özürler
Bazı çağdaş liderler, onlarca yıl geriye dönüp ülkelerinin diğer ülkelere karşı işlediği suiistimaller için özür dilemeyi seçti. Bunların arasında, İtalya’nın 1940’ta Almanya’nın müttefiki olarak savaşa girmesi sonrasında Kanada’nın İkinci Dünya Savaşı’nda 600’den fazla İtalyan’ı tutuklaması nedeniyle İtalya’dan özür dileyen Justin Trudeau da bulunuyor.
Trudeau, Temsilciler Meclisi’nde Kanada Hükümeti adına resmi özrünü sundu. Mevcut belgelere göre İtalyan kökenli yaklaşık 31 bin Kanadalının, ‘düşman bir devletin vatandaşları’ olarak kabul edildiğini ve bunun onlara karşı zarara ve ayrımcılığa yol açtığını açıkladı.
Aynı şekilde İkinci Dünya Savaşı sırasında ve Japonya’nın Güney Kore’yi sömürgeleştirdiği 1910’dan bu yana on binlerce Koreli kadın, Japon ordusunun mensuplarıyla seks yapmaya zorlandı. Japonya’nın bu suçu yıllarca inkâr etmesinin ardından, Kabine Baş Sekreteri Yohei Kono, 1993’te Japon askerlerinin uğrak yeri olan genelevlerde çalışmaya zorlanan kadınların varlığını kabul etti ve özür diledi.
Ayrıca aynı dönemde Japonya Başbakanı Kiichi Miyazawa, bu ihlaller nedeniyle birçok vesileyle özür diledi. Güney Kore Ulusal Meclisi huzurunda yaptığı konuşmada Miyazawa, “Son günlerde, Japon İmparatorluk Ordusu’na hizmet eden ‘zevk kadınları’ konusu gündeme geldi” dedi.
Zarar gören kurbanlarını tazmin etmek isteyen Güney Kore açısından önceki iki özür yeterli değildi. Bu durum, 2015 yılında Japonya Başbakanı Şinzo Abe’yi, ‘Japon hükümetinin askeri yetkililerinin, yarımadanın sömürgeleştirilmesi döneminde kadınları seks kölesine dönüştürmekte rol oynadıklarını itiraf ederek’ bu kadınlardan özür dilemek zorunda kaldı. Ayrıca iki ülke, Japonya’nın hayatta kalan kadınlara, maruz kaldıkları zararlardan dolayı yasal sorumluluklarını kabul ederek yaklaşık 9 milyon dolar tazminat ödediği bir anlaşma imzaladı.
444.jpg
Fransa’daki Harkiler tarafından kendilerine saygı duyulması talebiyle düzenlenen bir gösteri (Sosyal medya organları)
Önceki yıllardan bir başka mesele, tartışma masasına koyulana kadar asla durulmadı. Bu; 1954 ve 1962 yılları arasında Cezayir kurtuluş savaşı sırasında Fransız güçleriyle eski Cezayir işbirlikçisi olan Cezayirli Harkiler meselesi. 18 Mart 1962’de Fransa ile Cezayir arasında Evian Anlaşmaları imzalanır imzalanmaz Fransa hükümeti, Harkilerin çoğunu kabul etmeyi reddetti ve onları, silahsızlandırdıktan sonra Cezayir’de kendi kaderlerine terk etti. Kabul ettiği 42 bin Harki’yi bile, derme çatma kamplara yerleştirdi ve en basit tabirle insanlık dışı, zalim ve sefil koşullarda yaşamaya zorladı.
Ağustos 2001’de Fransa, 25 Eylül gününü Harkiler için ulusal bir gün ilan etti. Ardından 25 Eylül 2016’da eski Cumhurbaşkanı François Hollande, Fransız devletinin Harkileri kaderine terk ederek, savaş sırasında ve sonrasında katledilmelerine yol açan sorumluluğunu tanıdığını açıkladı. Bu ifade, üstü kapalı bir özür olarak sayılıyor.
Fransız cumhurbaşkanları arasında bu konuyla ilgili ilk özür ise, 20 Eylül 2020’de Elysee Sarayı’nda yaptığı konuşmada Harkilerden resmi ve alenen ‘bağışlanma’ isteyen Emmanuel Macron’dan geldi.
Macron’un girişimi temelinde Fransa parlamentosu, özür yasasını tartıştı ve yasa, bu yılın Şubat ayında oy çokluğu ile kabul edildi. Yasa ayrıca, Harkilerin aileleri için ‘tazminat’ öngörmesinin yanı sıra sembolik ve pratik adımlar da içeriyor. 2022 taslak bütçesinde tazminatın ödenmesi için 50 milyon Euro tahsis edildi.



Aradığı desteği Almanya’da bulamayan AfD, Trumpçılardan medet umuyor

Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)
Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)
TT

Aradığı desteği Almanya’da bulamayan AfD, Trumpçılardan medet umuyor

Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)
Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)

Radikal sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD), kendi ülkesinde ana akımda bulamadığı desteği ABD Başkanı Donald Trump'ı destekleyen Amerika'yı Yeniden Harika Yap (Make America Great Again/MAGA) hareketinde yakalamaya çalışıyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan ABD yönetimi ve Alman hükümetinden kaynaklar, AfD'nin ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey yetkililerle toplantılar düzenlediğini söylüyor.

ABD'deki Cumhuriyetçilerin yer aldığı New York Young Republican Club grubunun 2 Ekim'de Manhattan'da özel bir resepsiyon düzenlediği, toplantıya AfD'li parlamenterler Jan Wenzel Schmidt, Christian von Hoffmeister ve Kay Gottschalk'ın katıldığı aktarılıyor.

Opera sanatçısı Emilio Pons'un önderliğindeki AfD'li siyasetçilerin, Alman milli marşının ilk dizesini okuduğu belirtiliyor.

"Almanya, her şeyden üstün Almanya, dünyadaki her şeyden üstün" dizeleri, Nazi rejimiyle ilişkilendirildiği için Almanya'da tabu olarak kabul ediliyor ancak okunması kanunen yasak değil.

Elini kalbine koyup marşı okuyan Schmidt, Reuters'a gönderdiği açıklamada dizenin Nazi rejimiyle ilgisi olmadığını savundu.

Haberde, Schmidt'in bu resepsiyona katılmadan önce ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Darren Beattie'yle görüştüğü belirtiliyor. Bakanlıktan bir yetkili adının açıklanmaması şartıyla şunları söylüyor:

Ana akım dışında kalan siyasi örgütler, Amerikan diplomatlarla ilişki kurmanın tarihsel açıdan onlara sağladığı meşruiyeti istiyor.

Almanya'da AfD'li Rheinland-Pfalz Eyalet Meclis Milletvekili Joachim Paul'un Ludwigshafen belediye başkanlığına aday olmasına izin verilmemesi tartışma yaratmıştı.

Ludwigshafen seçim kurulu, 21 Eylül'de düzenlenen seçimlerden önce yaptığı açıklamada, siyasetçinin "Anayasa'ya bağlı olup olmadığı konusunda şüpheler bulunduğu" gerekçesiyle yarıştan men edildiğini duyurmuştu.

Politico'nun eylülde yayımladığı haberde, AfD Genel Başkan Yardımcısı Beatrix von Storch ve Paul'un Beyaz Saray'da görüşme yaptığı aktarılmıştı. Gazeteye konuşan kaynaklar, iki siyasetçinin de ABD Ulusal Güvenlik Konseyi, Dışişleri Bakanlığı ve ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in ofisinden yetkililerle görüştüğünü söylemişti.

rgt
Opera sanatçısı Emilio Pons’un (ortada) okuduğu Alman milli marşına Jan Wenzel Schmidt (en sağda) ve Christian von Hoffmeister (sarı ceketli) eşik ediyor (Reuters)

Vance, şubatta düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'ndaki konuşmasında, Avrupa'daki yönetimleri ifade özgürlüğünü sansürlemekle ve muhalif siyasetçilere baskı uygulamakla suçlamıştı. ABD Başkan Yardımcısı daha sonra AfD Eş Başkanı Alice Weidel'la görüşmüştü.

Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), AfD'nin "aşırılıkçı oluşum" diye nitelendiğini mayısta duyurmuştu. Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X'ten yaptığı açıklamada "Bu demokrasi değil, örtülü tiranlıktır" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, BBC, Politico


Trump yine Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun kafasına çikolata koydu

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Trump yine Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun kafasına çikolata koydu

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Perşembe gecesi Beyaz Saray'da düzenlenen Cadılar Bayramı etkinliğinde şeker toplayanları karşılayan ABD Başkanı Donald Trump, bir kez daha bir çocuğun kostümünün üzerine çikolata koydu.

Başkan, etkinlik için balkabakları, yapraklar ve diğer süslemelerle donatılmış Beyaz Saray'ın dışında First Lady Melania Trump'la birlikte yaklaşık bir saat boyunca şeker dağıttı. Başkan Trump, 2019 Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun Minyon kostümünün üzerine çikolata koyduğu viral olaya benzer şekilde, bir çocuğun ışıklı maskesinin üzerine çikolata koyarken görüldü.

Sosyal medyada bu anlar hızlıca yankı buldu. Bir kullanıcının bugünkü videoyu 2019'daki viral anla yan yana yüklediği gönderi yüzlerce beğeni aldı ve yeniden paylaşıldı.

Kullanıcı, "Başkan Trump YİNE YAPTI YAPACAĞINI! 6 yıl önce Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun kafasına çikolata koyduğu anı yeniden canlandırdı" diye yazdı. 

GERİ DÖNDÜK!

Şeker toplayan bazı çocukların Trump kılığına girdiği görülürken, bazıları da Gizli Servis ajanları veya Özgürlük Heykeli olmayı tercih etti. Başkan ve First Lady şeker dağıtırken Cadılar Bayramı temalı müzikler çaldı.

gt
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'daki Cadılar Bayramı etkinliğinde şeker toplarken kendisi gibi giyindiği anlaşılan bir çocuğa çak yaptı (AP)

Trump ayrıca McDonald's'ın otomobillere servis tabelasını taşıyan bir arabadaki iki küçük çocuğu da karşıladı. Başkan bilindiği üzere geçen yıl bir kampanya fotoğrafı çekimi için bir McDonald's fritözünü kullanmıştı.

dfrg
ABD Başkanı Donald Trump ve First Lady Melania Trump, Beyaz Saray'daki Cadılar Bayramı etkinliğinde, McDonald's'ın otomobillere servis tabelasını taşıyan bir arabada şeker toplayan iki çocuğu karşıladı (Reuters)

Birkaç çocuk balkabağı, balerin ve dinozor kostümü giydi. Şeker toplayan bazı çocuklar da Trump'ın imzalaması için golf topu ve Trump'ın yer aldığı Time Dergisi kapakları gibi eşyalar getirdi.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ve Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller gibi üst düzey Beyaz Saray yetkilileri de etkinlikte aileleriyle birlikte görüldü.
 

s
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ve ailesini Beyaz Saray Cadılar Bayramı etkinliğinde karşıladı (AP)

Diğer yandan Trump'ın gümrük vergilerinin Cadılar Bayramı şekerleri ve kostümlerinin fiyatlarını artırdığı bildiriliyor. The Independent'ın daha önce aktardığı üzere Trump'ın Çin mallarına uyguladığı gümrük vergisindeki fırlama, Cadılar Bayramı stoklarında daralmaya ve fiyatlarda artışa neden oluyor.

Ulusal Perakende Federasyonu ayrıca tüketicilerin bu Cadılar Bayramı'nda 13,1 milyar dolarlık rekor bir harcama yapmasının beklendiğini öngörüyor. Bu rakam hem geçen yıl kaydedilen 11,6 milyar doları hem de 2023'teki 12,2 milyar dolarlık rekoru geride bırakıyor.

dfg
Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller, ailesiyle birlikte Beyaz Saray Cadılar Bayramı etkinliğine katıldı (AFP)

Beyaz Saray Sözcüsü Kush Desai, önceki haftalarda kendisine artan fiyatlar sorulduğunda The Independent'a, "Sıradan bir Amerikalı için gerçek refahı iyi işler, büyüyen endüstri ve gelişen topluluklar sağlar, ucuza Çin'den yapılan ithalat değil" demişti.

Independent Türkçe


Hegseth: ABD'nin nükleer denemelerine yeniden başlaması ‘sorumlu’ bir adım

TT

Hegseth: ABD'nin nükleer denemelerine yeniden başlaması ‘sorumlu’ bir adım

ABD Kongre Kütüphanesi tarafından sağlanan 1946 tarihli fotoğrafta, Marshall Adaları'nda yapılan ABD nükleer silah denemesi sırasında ortaya çıkan mantar bulutu görülüyor. (Reuters)
ABD Kongre Kütüphanesi tarafından sağlanan 1946 tarihli fotoğrafta, Marshall Adaları'nda yapılan ABD nükleer silah denemesi sırasında ortaya çıkan mantar bulutu görülüyor. (Reuters)

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer denemelerine yeniden başlamasının ‘sorumlu’ bir adım olduğunu belirterek, ABD Başkanı Donald Trump'ın uluslararası eleştirilere maruz kalan sözlerini savundu.

Hegseth, Kuala Lumpur'da Çinli mevkidaşı Dong Jun ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Başkan açıkça belirtti, güvenilir bir nükleer caydırıcılığa sahip olmalıyız... Testlere yeniden başlamak, bunu başarmak için bir bakıma sorumlu bir yoldur” ifadelerini kullandı.

x
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 30 Ekim 2025 tarihinde Malezya'nın Kuala Lumpur kentinde düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Savunma Bakanları Zirvesi’nde (Reuters)

Trump daha önce sosyal medyada Pentagon'a nükleer silah denemelerine yeniden başlama talimatı verdiğini duyurmuştu, ancak bunun nükleer silah denemeleri mi yoksa nükleer savaş başlığı taşıyabilen bir silah sisteminin denemeleri mi olduğu tam olarak anlaşılamadı.

Trump'ın talimatı, Putin'in Moskova'daki bir askeri hastaneyi ziyaretinde, başhekim ve Ukrayna savaşının ön cephesinde yaralanan bir grup Rus askerin yanında otururken yeni bir Rus silahının başarıyla test edildiğini iddia etmesinden sadece birkaç saat sonra geldi.