Rusya, İngiltere'nin ‘Buça tiyatrosunda’ rol üstlendiğine dair verileri açıklayacak

İngiltere Büyükelçisine protesto notası verildi, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılması, Ukrayna savaşında suç ortağı sayılmaları anlamına gelir

Ukraynalılar, Donetsk bölgesinde tahrip olan evlerinin pencerelerini ahşap panellerle kapattı. (AP)
Ukraynalılar, Donetsk bölgesinde tahrip olan evlerinin pencerelerini ahşap panellerle kapattı. (AP)
TT

Rusya, İngiltere'nin ‘Buça tiyatrosunda’ rol üstlendiğine dair verileri açıklayacak

Ukraynalılar, Donetsk bölgesinde tahrip olan evlerinin pencerelerini ahşap panellerle kapattı. (AP)
Ukraynalılar, Donetsk bölgesinde tahrip olan evlerinin pencerelerini ahşap panellerle kapattı. (AP)

Ukrayna'nın başkenti Kiev yakınlarındaki Buça yerleşkesinde meydana gelen kanlı olaylarla ilgili Rusya-Batı anlatımlarındaki çelişkiler devam ediyor. Rus tarafı, İngiliz istihbaratının Buça’da ‘Rusya’yı savaş suçlusu göstermek üzere bir tiyatro sahnelenmesine’ destek verdiğini ima etti. Kremlin, ‘katliam senaryosuyla ilgili’ Rusya’nın bakış açısını yansıtan belgeler yayınlama sözü verdi.  
Batı'da Ukrayna'da işlenen ‘savaş suçlarını’ belgeleyecek ve soruşturma standartlarını belirleyecek bir mekanizma kurulması konusundaki tartışmalar yaşanırken, Rus medyasında, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun, Buça katliamında Batılı istihbaratların rolünü gösteren verileri Devlet Başkanı Vladimir Putin’e teslim ettiği iddia edildi. Lukaşenko’nun Putin’e verdiği dosyada, İngiliz istihbarat elemanlarının Buça’da ‘mizansen çekimler yaptığı’ ve sosyal medya üzerinden paylaşarak Rusların ‘savaş suçu işlediğine dair algı yaratmak istediği yer alıyor.  
Belarus lideri Lukaşenko’nun Buça’da düzenlenen provokasyonda İngiltere’nin parmağı olduğuna dair kanıtları Rusya’ya ilettikleri sözleri hatırlatılarak bu konunun, Putin ile görüşmesinde gündeme gelip gelmediği Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov’a soruldu. Peskov, ‘’Buça’daki provokasyonun hikayesini ayrıntılı olarak biliyoruz, bu dosya toplantının gündemindeydi. Buça’daki provokasyonlara karışanlarla ilgili veriler, uygun bir zamanda kamuoyuyla paylaşılacaktır, yakında bu tiyatro sahneleriyle ilgili tüm ayrıntılar ortaya çıkarılacaktır” dedi.  
Rusya’nın Moskova kruvazörünün ABD’nin verdiği istihbarat üzerine batırıldığı iddialarını da yanıtlayan Peskov, Kremlin’in bu iddiaları doğrulayacak net bilgilere sahip olmadığını aktardı. Peskov, Kiev yönetiminin, Karadeniz’de Amiral Makarov adlı fırkateyni vurdukları yönündeki açıklamalarını ise, ‘’Karadeniz’deki Rus gemisine sözde saldırı yapılmasıyla ilgili bilgim yok’’ diye yanıtladı.  
Rusya Devlet Başkanı Putin, Buça’da yaşanan katliamlarla ilgili raporları ‘sahte’ olarak nitelendirdi. Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko’nun kendisine Buça’daki olaylarla ilgili bir dosya verdiğini söyleyen Putin, provokasyonu kimin organize ettiği, nasıl gerçekleştiği ve kullanılan yöntemler hakkında bilgiler içeren söz konusu dosyanın, Federal Güvenlik Servisi’ne teslim edildiğini kaydetti.  
Rusya Dışişleri Bakanlığı, İngiltere'nin Moskova Büyükelçisi Deborah Bronner ile yapılan görüşmede, İngiltere'ye, Rus medya kuruluşlarına uygulanan yaptırımlar nedeniyle protesto notası verildiğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Rusya’nın kendisine uygulanan tüm yaptırımlara misliyle mukabelede bulunacağı vurgulandı. İngiltere geçtiğimiz günlerde, Moskova’ya daha fazla baskı amacıyla Rus gazetecilere ve medya kuruluşlarına yaptırım uygulanacağını duyurmuştu.    

İsrail ile ilişkiler 
Kremlin Sözcüsü Peskov, son günlerde gerilim yaşanan İsrail-Rusya ilişkilerine değinerek, ‘’İsrailli dostlarımızla güçlü diyaloğumuzu sürdürüyoruz, başkanımız (Putin) Sayın Bennet ile sürekli iletişim halinde, iki gün önceki telefon görüşmesinde sürekli temas halinde kalınması üzerinde anlaştılar” dedi.  
Putin’in Bennet’e, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Hitler’in Yahudi kökeniyle ilgili açıklamaları nedeniyle resmi bir özür sunup sunmadığı sorulan Peskov, ‘’Görüşme oldukça önemliydi, ancak şu anda daha önce görüşmeyle ilgili açıklananlara ekleyecek bir şeyimiz bulunmuyor’’ ifadesini kullandı.  
Lavrov’un, “Hitler’in Yahudi kökenleri vardı ve Yahudilerin düşmanlarının çoğu Yahudilerin içinden çıkıyor” sözleri, İsrail ile Rusya arasında diplomatik gerilime sebebiyet vermişti. İsrailli diplomatik kaynaklar, Putin’in İsrail Başbakanı Naftali Bennett ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde bu sözler için özür dilediğini aktardı.  
  
NATO üyeliği 
Öte yandan Rus çevreleri, Finlandiya ve İsveç'in NATO’ya üye olma ihtimaline karşı uyarılarının dozunu arttırdı. Rusya Devlet Duması Güvenlik Konseyi üyesi Adalbe Shkagushev, ‘’Kuzey Atlantik Örgütü, İsveç ve Finlandiya'yı NATO'ya katılmaya davet ederek onları Ukrayna'daki savaşın suç ortağı yapıyor. NATO Ukraynalı milliyetçilere milyarlarca dolarlık silah desteği sağlıyor, şimdi de İskandinav ülkelerini kullanmak istiyor, onların güvenliğini bahane ederek kendi gündemini dayatmak istiyor" dedi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İskandinavya ülkelerinden Finlandiya ve İsveç'in İttifak'a dahil olmayı istemeleri durumunda, bu talebin hızlı bir biçimde gerçekleştirileceğini ifade etmişti. İsveç ve Finlandiya 19 Mayıs’ta düzenlenecek NATO zirvesine davet edildiler.  
   
Asılsız suçlamalar  
Moskova, Rusya’nın Ukrayna’ya ait tahıl sevkiyatlarına el koyduğu iddialarını yalanladı. Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya’nın Ukrayna’nın tahıl stoklarını çaldığı ve kamyonlarla ülke dışına çıkardığına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Peskov, “Elimizde bu yönde bir bilgi yok. Bu haber sahte hatta kurgu gibi görünüyor. Bu sözü Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında tam olarak kimin söylediğini bilmiyorum, ancak bu bilgiyi kontrol etme zahmetinde bulunmamış oldukları açık” dedi. 
Ayrılıkçı Donetsk güçleri, Ukrayna’nın Rus işgalinin başladığı 24 Şubat’tan bu yana kuşatma altındaki Mariupol kentinde bulunan Azovstal çelik fabrikasından 178 kadın, çocuk ve yaşlının tahliye edildiğini bildirdi. Tahliye edilenlerin kentin doğusundaki bir sığınma merkezine nakledildiği belirtildi.  

“Güney Ukrayna'da kalıcıyız”
Rus Milletvekili Andrei Torchak, ülkesinin ‘sonsuza kadar güney Ukrayna'da kalacağını’ vurguladı. Torchak, Rusların Mart ayında tam kontrol sağladığı Herson kenti ziyareti sırasında, ‘’Herson halkına sesleniyorum, hiç şüpheye düşmesinler Rusya burada sonsuza kadar kalacaktır” dedi.  
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, Rus hava savunma güçlerinin, Luhansk bölgesinde Ukrayna hava kuvvetlerine ait 1 adet Su-25 ve 1 adet Mig-29 savaş uçağını düşürdüklerini bildirdi. Ukrayna ‘operasyonun’ seyrine dair açıklamalarda bulunan Konaşenkov, "Havadan karaya yüksek hassasiyetli füzelerle Kramatorsk şehrinde Energomaşspetstal fabrikası sahasında bulunan Ukrayna askeri birliklerine ait büyük bir mühimmat deposu yok edildi. Dün gece topçu birliklerimiz 24 Ukrayna hedefini bombaladı. Novotavriçeskoye yerleşim birimi yakınlarında bulunan Toçka-U taktik füze sistemi yüksek hassasiyetli füzelerle vuruldu. Füze birlikleri, Donetsk'te Nikiforovka yerleşim birimi yakınlarında S-300 hava savunma füze sistemi ile askeri birliklerin toplandığı 5 mevziiyi imha etti” diye konuştu.  
Konaşenkov son 24 saat içinde Ukrayna güçlerindeki kayıpların, 280 milliyetçi savaşçı ve 41 askeri araç olarak tahmin ettiklerini kaydetti. Konaşenkov ayrıca, Donetsk ve Luhansk hava sahalarında, Ukrayna’ya ait 13 adet insansız hava aracının düşürüldüğünü belirtti.  



Afganistan sınırları, kayıtlı olmayanların son başvuru tarihi dolmadan İran'dan dönenlerle dolup taşıyor

5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
TT

Afganistan sınırları, kayıtlı olmayanların son başvuru tarihi dolmadan İran'dan dönenlerle dolup taşıyor

5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).

On binlerce Afganistanlı, dün belirlenen geri dönüş tarihi öncesinde İran sınırını geçti ve sınır kapılarında “acil durum” yarattı.

Resim  Afgan mülteciler İran'dan Afganistan ile İran arasındaki İslam Kale sınır kapısına geliyor - 5 Temmuz 2025 (AFP)

İran mayıs ayı sonunda, kayıtlı olmayan Afganistanlıların 6 Temmuz'a kadar ülkeyi terk etmeleri gerektiğini duyurdu. Bu çağrı, Tahran'ın ülkede yaşadığını söylediği 6 milyon Afganistanlıdan 4 milyonunu kapsayabilir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği cuma günü, haziran ortasından bu yana sınırları geçenlerin sayısının keskin bir artış gösterdiğini ve 1 Temmuz'da batıdaki Herat eyaletindeki İslam Kale sınır kapısında 43 bin kişiyi aşarak zirveye ulaştığını açıkladı.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), haziran ayında 250 binden fazla Afganistanlı'nın İran'dan geri dönüş yaptığını bildirdi.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Afganistan temsilcisi Tajuddin Avila , bu durumun, İran ve Pakistan gibi geleneksel ev sahibi ülkelerden 1,4 milyon Afganistanlının geri dönüşüyle birlikte, halihazırda “kronik bir geri dönüş krizi” ile karşı karşıya olan ülkede bir “acil durum” olduğunu söyledi. 

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre perşembe günü verdiği demeçte, “Tüm bu geri dönenlerin yüzde 25'inin çocuk olması endişe verici... çünkü nüfus yapısı değişti” dedi. Erkeklerden oluşan gruplardan, çok az eşya ve parayla sınırı geçen bütün ailelere dönüştü.

İslam Kale kampının bu kadar büyük sayılara ev sahipliği yapabilecek kapasitede, ancak hizmetlerden yoksun olduğunu belirterek, "Günlük 20 binin üzerinde kişiye ulaştığımızda, bu planladığımız senaryonun çok ötesindedir" dedi.

Kurum, aşılama, beslenme ve çocuk dostu alanlar sağlamanın yanı sıra, günde 7 bin ila 10 bin kişiye su ve sağlıklı ortamı genişletmek için acil önlemler uyguladı.

Geçiş yapanların çoğu, tutuklama ve sınır dışı etme dahil olmak üzere yetkililerden baskı gördüklerini bildirdi.

38 yaşındaki Arif Atayi, Afganistanlıların İran'da maruz kaldığı baskılarla ilgili olarak, “Bazı insanlar o kadar korkuyor ki, evlerinden tek başlarına çıkamıyorlar... Küçük çocuklarını bir parça ekmek almak için gönderiyorlar ve bu çocuklar bile bazen tutuklanıyor” dedi.

Uluslararası Göç Örgütü'nün işlettiği bir kabul merkezinde yardım beklerken cumartesi günü AFP’ye konuşan Atayi, “Kendi ülkemde dilenmek zorunda kalsam bile, bu şekilde muamele gördüğümüz bir yerde kalmaktan iyidir” dedi.

Dış yardımdaki büyük kesintiler krizle mücadeleyi olumsuz etkiledi ve Birleşmiş Milletler, uluslararası sivil toplum örgütleri ve Taliban yetkilileri, geri dönenlere destek için daha fazla finansman sağlanması çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler, bu göç akınının zaten aşırı yoksulluk, işsizlik ve iklim değişikliğiyle ilgili şoklarla boğuşan ülkeyi daha da istikrarsız hale getirebileceği uyarısında bulunarak, ülkelere Afganistanlıları zorla geri göndermemeleri çağrısında bulundu.