ABD eski Savunma Bakanı Esper: Trump, 2020 seçimlerinden önce önde gelen bir İranlı subayı öldürmek istedi

Eski ABD Savunma Bakanı Mark Esper (sağda), 2019'da Beyaz Saray'da düzenlenen bir etkinlik sırasında eski Başkan Donald Trump'ın yanındayken (AFP)
Eski ABD Savunma Bakanı Mark Esper (sağda), 2019'da Beyaz Saray'da düzenlenen bir etkinlik sırasında eski Başkan Donald Trump'ın yanındayken (AFP)
TT

ABD eski Savunma Bakanı Esper: Trump, 2020 seçimlerinden önce önde gelen bir İranlı subayı öldürmek istedi

Eski ABD Savunma Bakanı Mark Esper (sağda), 2019'da Beyaz Saray'da düzenlenen bir etkinlik sırasında eski Başkan Donald Trump'ın yanındayken (AFP)
Eski ABD Savunma Bakanı Mark Esper (sağda), 2019'da Beyaz Saray'da düzenlenen bir etkinlik sırasında eski Başkan Donald Trump'ın yanındayken (AFP)

ABD eski Savunma Bakanı Mark Thomas Esper, ‘A Sacred Oath: Memoirs of a Secretary of Defense During Extraordinary Times’ (Kutsal Bir Yemin: Bir Savunma Bakanı'nın Olağanüstü Günlerdeki Anıları) adlı kitabında, 2020 başkanlık seçimlerinden kısa bir süre önce dönemin Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien'ın ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley'e, “Başkan, İran dışında görev yapan üst düzey bir İranlı askeri yetkiliyi öldürmek istiyor” dediğini yazdı.
Esper kitapta, “Bu çok korkunç sonuçları olan gerçekten kötü bir fikirdi” diyerek, Milley’ın, O’Brien’ın bu karar hakkındaki görüşünün yalnızca eski Başkan Donald Trump'ın siyasi çıkarları için olduğundan şüphe duyduğunu da sözlerine ekledi.
The Guardian’ın haberine göre, Esper kitabında kendini İranlı subaya önerilen saldırı gibi Trump veya astları tarafından önerilen kötü veya yasadışı fikirlere direnen bir grup yardımcıdan biri olarak tanıttı.
O'Brien'ın İranlı subaya askeri saldırı önerisi hakkında Esper, Milley'e Trump'tan yazılı bir emir olmadan hiçbir şey yapmayacağını söylediğini yazdı.
Esper, kitabında ayrıca, Trump'ın uyuşturucu laboratuvarlarını yok etmek için Meksika'ya füze atmayı ve güney sınırına 250 bin asker göndermeyi önerdiğini iddia etti.
Eski Bakan, Trump'ın ABD hedeflerine yönelik saldırılarla suçladığı üst düzey bir İranlı generale insansız hava aracı ile (İHA) saldırısı emri verdiğini belirtti. Ocak 2020'de Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Bağdat'ta ABD tarafından düzenlenen hava saldırısında öldürülmüştü.
Esper, başkanlığı süresince Trump'ın İran'la bir savaşı kışkırtabileceğine dair korkularını dile getirdi ve bu korkuların 2020 seçimlerinin yaklaşmasıyla, özellikle de Trump'ın kamuoyu yoklamalarında ABD Başkanı Joe Biden'ın arkasında yer almasıyla birlikte arttığını ifade etti.



Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
TT

Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün (cuma) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Trump'ın görevde olduğu sürece Pekin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söylediğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusunda görüşmeler yapmadan önce Fox News’e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Trump, Fox News’in ‘Special Report’ (Özel Haber) programına verdiği röportajda şunları söyledi: “Size şunu söyleyeyim, bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkanı Şi ve Tayvan arasında çok benzer bir durum var. Ancak ben buradayken bunun kesinlikle olmayacağını düşünüyorum. Göreceğiz.”

Trump, “Başkan Şi bana ‘Sen başkan olduğun sürece bunu asla yapmayacağım’ dedi. Ben de ona ‘Tamam, bunu takdir ediyorum’ dedim. O da ‘Ben çok sabırlıyım ve Çin de çok sabırlı’ dedi” ifadelerini kullandı.

Trump ve Şi, Trump'ın ikinci başkanlık döneminde haziran ayında ilk kez telefon görüşmesi yaptılar. Trump ayrıca, nisan ayında Şi'nin kendisini aradığını söyledi, ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleştiğini belirtmedi.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak özerk demokratik ada ile yeniden birleşmeyi taahhüt ediyor. Tayvan, Çin'in egemenlik iddialarına şiddetle karşı çıkıyor.

Çin'in Washington Büyükelçiliği dün Tayvan konusunu Çin-ABD ilişkilerinde ‘en önemli ve hassas konu’ olarak nitelendirdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD hükümeti, tek Çin ilkesi ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildirgeye bağlı kalmalı, Tayvan ile ilgili konuları akıllıca ele almalı, Çin-ABD ilişkilerini ve Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı ciddiyetle korumalıdır.”

Washington, Tayvan'ın ana silah tedarikçisi ve uluslararası destekçisi olmasına rağmen, çoğu ülke gibi ABD’nin de ada ile resmi diplomatik ilişkisi bulunmuyor.