İsrail'de Hamas liderleri Sinvar ve Aruri’ye suikast düzenlenmesi çağrısı yapıldı

Abbas, Elad saldırısını kınadı ve Filistinlilere karşı saldırı yapmama uyarısında bulundu.

İsrailliler, Elad'daki bıçaklı saldırıda öldürülenler için cenaze düzenledi. (AP)
İsrailliler, Elad'daki bıçaklı saldırıda öldürülenler için cenaze düzenledi. (AP)
TT

İsrail'de Hamas liderleri Sinvar ve Aruri’ye suikast düzenlenmesi çağrısı yapıldı

İsrailliler, Elad'daki bıçaklı saldırıda öldürülenler için cenaze düzenledi. (AP)
İsrailliler, Elad'daki bıçaklı saldırıda öldürülenler için cenaze düzenledi. (AP)

İsrail ve Filistin arasında mart ayından bu yana yaşanan gerginlik artıyor. İsrail güvenlik güçleri önceki gece Elad şehrinde gerçekleşen ve üç İsraillinin ölümüyle sonuçlanan saldırının faillerini yakalamak için ülke çapında geniş çaplı bir operasyon başlattı. Batı Şeria’da onlarca kasabaya baskınlar düzenlendi. Yüzlerce Yahudi yerleşimci Filistinlilere fiziksel saldırılarda bulunmaya başladı. İsrail medyasında, Hamas'ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar ve Batı Şeria sorumlusu Salih el-Aruri'nin öldürülmesi yönünde çağrılar yapıldı. Söz konusu isimlerin yaptıkları konuşmalarla, İsrail vatandaşlarına şiddet eylemleri düzenlenmesini teşvik ettikleri savunuldu.  
Medyada yer alan haberlerde, Yahya Sinvar’ın geçen hafta yaptığı bir konuşmada İsrail vatandaşı olanlar dahil olmak üzere tüm Filistinlileri, Yahudilerin yerleşim alanlarında bıçaklı saldırılar düzenlemeleri yönünde kışkırttığı ifade edildi. Yedioth Ahronoth gazetesinin güvenlik uzmanı Ron Ben Yishai şu açıklamada bulundu:
“Sinvar’ın son konuşmasıyla Elad’da düzenlenen saldırı arasında doğrudan bir ilişki olduğu açıktır. Sinvar ve adamlarına bedel ödetmek için yapılacak bir eylem, Gazze’de savaşa yol açsa dahi buna değer. Şu an yaşanan şiddet olayları devam edecek gibi görünüyor. Sinvar’ı cezalandırmak yetmez, diğerlerine ders olması ve caydırması için ortadan kaldırılması gerekir. Böylece Gazze’deki Hamas liderleri kışkırtmalarının karşılığını almış olurlar.”  
İbranice yayın yapan Wala internet sitesinin analistlerinden olan Amir Buhbut, Elad’da yaşananların, Sinvar’ın şiddet çağrılarıyla ilişkili olduğunu ve bunun hesabının sorulması gerektiğini vurguladı.  
Gazze Tümeni'nin eski komutanı General Israel Ziv, yeni bir askeri çatışmaya mal olsa dahi Yahya Sinvar’ın tasfiye edilmesi gerektiğini söyledi. Ulusal radyo kanalına açıklamada bulunan Ziv, şu ifadeleri kullandı:
“Sinvar balta ve bıçak taşınması da dahil olmak üzere son saldırıyı teşvik eden çağrılarda bulundu. Dolayısıyla saldırının başlıca sorumlularından biridir ve can güvenliği yoktur. Hamas’ı şaşırtmak gerekir. Hemen yarın değil, belki bir iki hafta sonra tasfiye edilebilir.”
İsrail’de aşırı sağcı milletvekili Itamar Ben Gvir açıklamasında “İsrail savaş uçakları bıçaklı saldırı çağrısı yapan Yahya Sinvar’ın evini bombalamalıdır. Terör bu şekilde ortadan kaldırılır.” dedi.  
Batı Şeria sınırında Yeşil Hat üzerine kurulu olan Elad, Ortodoks Yahudilerin yoğunluklu olarak ikamet ettiği bir yerleşim yeri olarak biliniyor. Batı Şeria'dan İsrail'e geçiş, ülkede anma ve bağımsızlık günleri kapsamında alınan güvenlik önlemleri gereğince salı gününden bu yana kapalıydı. Filistinli iki genç önceki gece güvenlik önlemlerini aşarak kente giriş yaptı ve bıçak ile balta kullanarak üç yerleşimciyi öldürdü ve en az üç kişinin ağır bir şekilde yaralanmasına yol açtı. İsrail polisi, olay yerinden kaçmayı başaran iki Filistinliyi bulmak için geniş çaplı bir operasyon başlattı. İsrail polisinden dün yapılan açıklamada saldırının, 19 yaşındaki Esad Yusuf Rifai ve 20 yaşındaki Subhi İmad Ebu Şukeyr tarafından gerçekleştirildiği, bu kişilerin Cenin’e bağlı Rummane köyünden oldukları ve daha önce Elad’da kaçak olarak çalıştıkları kaydedildi. İsrail polisi, Kudüs, Batı Şeria ve Yahudi yerleşim yerlerinde failleri ve destekleyicilerini yakalamak için geniş çaplı soruşturma başlattı.
İsrail Başbakanı Naftali Bennet dün sabah, dışişleri, savunma ve iç güvenlik bakanları, polis müdürleri, Şin-Bet ve Mossad yetkilileriyle geniş katılımlı bir güvenlik istişare toplantısı düzenledi. Toplantıda Batı Şeria ve Gazze sınırlarının pazartesi gününe kadar kapalı tutulması ve sınır bölgelerindeki güvenlik önlemlerinin artırılması kararlaştırıldı. Bennet toplantının ardından yaptığı kısa açıklamada, terör saldırısının faillerinin ve destekçilerinin yakalanacağını vurguladı.  
Filistinli kaynaklar İsrail askerlerinin kontrol noktalarında Filistinlilere sözlü ve fiziksel saldırılarda bulunduğunu aktardı. İsrail askerlerinin çıldırmış gibi davrandığını bildiren kaynaklar, Deir Mişal köyünden iki vatandaşın başlarından plastik mermiyle vurulduğunu ve hastaneye kaldırıldığını söyledi. İsrail güvenlik güçleri onlarca Filistin yerleşimine baskın düzenledi, otomobil ve evlerin camlarını kıran askerler de bazı mescitlere saldırdı. Yüzlerce Yahudi yerleşimci, Filistinlilerin mahallelerini basarak karşılarına çıkan kişileri darp etti. İsrail basınında, yahudilere yönelik şiddet olaylarının arkasında olan Hamas yönetimine yumuşak davranmakla suçlanan hükümet sert bir dille eleştirildi.  
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Elad’da sivillere yönelik yapılan saldırıyı kınadı. Abbas şu ifadeleri kullandı:
“Filistinli ve İsrailli sivillerin öldürülmesi, istikrarı sağlamaya ve gerilimi önlemeye çalıştığımız bir zamanda durumun daha da kötüleşmesine yol açar. Bu saldırının yerleşimciler tarafından Filistinlilere saldırı düzenlenmesi için istismar edilmemesi gerektiği yönünde uyarıyoruz.”  
Şiddet döngüsünün ancak İsrail ve Filistinliler arasında, kalıcı, kapsamlı ve adil bir barış ile sona ereceğine işaret eden Abbas, güvenlik ve istikrarın sağlanması için barışın zorunlu olduğunu söyledi.  
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Elad'daki "korkunç saldırıyı” şiddetli bir şekilde kınayarak, "İsrail’in bağımsızlık yıl dönümünün kutlandığı bir sırada, masum erkek ve kadınları hedef alan korkunç bir saldırıydı. ABD terör tehdidine maruz kalan İsrail’in güçlü bir şekilde yanındadır” dedi.   



Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.


Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı görüşme sırasında Oval Ofis'te karşılaştığı en tuhaf şeyin "Beyaz Saray'da UFC" başlıklı bir dosya olduğunu açıkladı.

Çarşamba günü Adam Friedland Show'a katılan Mamdani, odaya girdiğinde mobilyaların üzerine serpiştirilmiş "bir sürü farklı sehpa üstü kitabı" gördüğünü söyledi.

"Bunlardan biri 'Beyaz Saray'da UFC' isimliydi" diye devam eden Mamdani, başkanın gelecek yıl haziranda Amerika'nın 250. yıldönümünü kutlamak için Güney Çimleri'nde düzenlemeyi planladığı karma dövüş sanatları etkinliği hakkında daha önce "hiçbir fikri olmadığını" da ekledi.

dfrgty
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 25 Kasım 2025 Çarşamba günü Adam Friedland'e röportaj verdi (The Adam Friedland Show/YouTube)

"Sadece göz gezdiriyordum" diyen Mamdani, daha fazla ayrıntı istendiğinde, bunun aslında gelecek yaz Beyaz Saray'da kurulacak sekizgen şeklindeki kafes arenanın nasıl görüneceğine dair konsept çizimlerinden oluşan bir dosya olduğunu açıkladı.

Friedland dövüşe katılmayı düşünüp düşünmediğini sorunca seçilmiş belediye başkanı kıkırdayarak "Hayır!" cevabını verdi.

Trump bu spor etkinliğinden ilk olarak temmuzda, Iowa Eyaleti Fuar Alanı'nda yaptığı bir konuşmada söz etmişti. Etkinliğin, ABD Başkanı'nın da 80. doğum günü olan 14 Haziran 2026'da düzenlenmesi ve dövüşçülerin Lincoln Anıtı önünde tartılması bekleniyor.

Trump ilk önce, 25 bin kişinin müsabakayı canlı izleyebileceğini söylemiş ancak UFC Başkanı ve CEO'su Dana White, eylülde Fox News'un sorusuna cevap verirken kapasitenin sadece 5 bin kişi olduğunu açıklamıştı.

White, müsabakayı 85 bin kişilik bir kalabalığa aktarmak için yakındaki bir parka büyük ekranlar kurulacağının sözünü vermişti.

Ayrıca ekimde Sports Business Journal'a yaptığı açıklamada, şirketinin etkinlikten sonra Güney Çimleri'nin onarımı için 700 bin dolar ödeyeceğini söylemişti.

Hangi dövüşçülerin mücadelede yer alacağına dair henüz bir açıklama yok.

Dövüş sporlarıyla epeydir ilgilenen Trump, geçen yılki başkanlık seçimlerini kazandıktan sonra Mar-a-Lago'daki zafer partisinde konuşma yapan White'la da uzun süredir arkadaş.

Seçim kampanyası sırasında eski dövüşçü ve podcast sunucusu Joe Rogan'a verdiği röportajın, Trump'ın daha geniş bir kitleye ulaşmasına yardımcı olduğu söyleniyordu.

Başkan, son bir yılda Elon Musk'ın yanı sıra Robert F. Kennedy Jr. gibi kabine bakanlarıyla UFC müsabakalarına katıldı. İrlandalı eski UFC şampiyonu Conor McGregor ise Aziz Patrick Günü'nde Beyaz Saray'da ağırlanmıştı.

Mamdani'nin cuma günü Trump'la yaptığı görüşme, başkanın, demokratik sosyalisti seçim kampanyası sırasında "yüzde 100 komünist deli" diye nitelendirmesine ve kazanması halinde New York'tan federal fonları çekmekle tehdit etmesine rağmen, beklenmedik bir şekilde samimi geçti. Bu sonuç, MAGA müttefiklerini şoke etti.

Independent Türkçe


Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
TT

Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)

Amerikan ordusunun Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle ABD'yle Venezuela arasında başlayan gerginlik sürüyor. 

Donald Trump yönetimi, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu da dahil ettiği Cartel de los Soles'i Yabancı Terörist Örgütler (FTO) listesine dün eklemişti. 

Öte yandan Trump, "terör örgütü lideri" olmakla suçladığı Maduro'yla görüşmeye açık kapı bıraktığını da söylemişti.

Reuters'ın analizinde, Venezuela'nın ABD'yle müzakereye başlaması durumunda çoğunlukla Çin'e sattığı ham petrolü "pazarlık kozu" olarak kullanabileceği belirtiliyor. 

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Venezuela'nın petrol üretimi bu yıl günde 1,1 milyon varil civarında sabitlendi. Nakliye verilerine göre, ihracatın yüzde 80'inden fazlası haziran ve ekim arasında Çin'e gönderildi.

Analistler, pazarlık kozu olarak bu sevkıyatların bir kısmının ABD'ye yönlendirilebileceğini ve Amerikan şirketlerine esnek işletme lisansları verilebileceğini söylüyor. 

Trump ilk döneminde Venezuela Devlet Petrol Şirketi'ni (PDVSA) yaptırım listesine almıştı. 2019'daki bu hamlenin ardından PDVSA'nın tedarik sözleşmelerinin çoğu askıya alınmış, şirket neredeyse tüm petrolünü spot piyasada büyük indirimlerle satmak zorunda kalmıştı.

Enerji analisti Thomas O'Donnell, "ABD'ye daha fazla petrol göndermek ve onların Venezuela'daki yatırımlarını korumak Maduro'nun sunabileceği bir teklif" diyor. 

Washington, Maduro yönetiminin kartellerle işbirliği yaptığını savunuyor. İddiaları reddeden Karakas ise Trump yönetiminin ülkede darbe planladığını öne sürüyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Yardımcısı ve Petrol Bakanı Delcy Rodriguez, pazartesi günkü açıklamasına ABD'nin petrol nedeniyle ülkesini hedef aldığını savunmuştu. 

Kolombiya lideri Petro: Trump'ın derdi petrol

Kolombiya lideri Gustavo Petro da CNN'e verdiği röportajda, Trump yönetiminin Venezuela üzerindeki baskılarının uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleden çok ülkenin petrolüne erişmekle ilgili olduğunu ileri sürdü. 

Petro, Venezuela'nın küresel uyuşturucu ticaretinin küçük bir kısmında rol oynadığını savunarak, ABD'nin ülkedeki geniş petrol rezervlerini ele geçirmeye çalıştığını iddia etti.

Batı Yarımküre'de uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için Güney Mızrağı Operasyonu başlattığını bu ay duyuran ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etti.

Bölgede en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Reuters, CNN