Rusya, nükleer çözüme mi başvuruyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. (AP)
TT

Rusya, nükleer çözüme mi başvuruyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. (AP)

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın nükleer saldırı başlatma tehdidi nedeniyle savaş suçlarıyla ilgili yargılanmaktan kurtulabileceğini sandığını söyledi. İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House'a konuşan Zelenskiy şu ifadeleri kullandı:
“Nükleer devlet gücüne sahip olmaları dolayısıyla, işledikleri savaş suçlarından yargılanmayacaklarını düşünüyorlar. Savaşın 72’inci gününde henüz bir sonun kaydedileceğini göremiyoruz. Rus tarafından savaşı sona erdirme yönünde herhangi bir niyet hissetmiyoruz.”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dolaylı da olsa, savaşın başlangıcından bu yana, çatışmaya müdahale eden her ülkeye nükleer saldırı olasılığından bahsetti. Peki, ‘nükleer çarpışma’ senaryosu ne derece ciddi?

Gerilimi artıran ifadeler
Putin, 24 Şubat'ta Ukrayna'ya askeri operasyon başlattığını açıkladığı konuşmada, Batı'nın müdahale etmesi halinde karşılık olarak nükleer silah kullanabileceğine dair üstü kapalı ama net bir ültimatom yayınlamıştı.
Reuters’ın Kremlin’den aktardığına göre Putin, “Kim yolumuza çıkmaya çalışır veya ülkemizi, halkımızı tehdit ederse, bilsinler ki Rusya derhal karşılık verecektir. Tüm tarihinizde görmediğiniz sonuçları olacaktır” ifadelerini kullanmıştı.  27 Şubat’ta da NATO liderlerinin saldırgan açıklamalarını ve Batı'nın Moskova'ya yönelik ekonomik yaptırımlarını gerekçe göstererek askeri liderlerine Rusya'nın nükleer caydırıcı güçlerini yüksek alarma geçirmelerini emretti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova'nın bunu önlemek için mümkün olan her şeyi yaptığını söylese de nükleer savaşın tehlikelerine işaret etti. Lavrov geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada nükleer risk ile ilgili; “Bu riskleri yapay olarak şişirmek istemezdim. Birçoğu bunu istiyor olabilir. Tehlike ciddi, tehlike gerçek. Hafife alınmamalı” açıklamalarında bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı ise bu açıklamaları ‘sorumsuzca’ olarak niteledi.
Washington, Rus nükleer kuvvetlerinin yüksek alarmda olduğunu gösteren herhangi bir adım gözlemlemezken, Putin'in kendisini Ukrayna'da kapana kısılmış hissettiği veya NATO savaşa dahil olduğu takdirde nükleer silah kullanma riskini göz önüne alan Batılı uzmanlar ve yetkililer ise, bu açıklamaların yalnızca bir tehdit olarak görülmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.
ABD'li yetkililer, Putin'in Rusya'nın nükleer güçlerini yüksek alarma geçirme konusundaki açıklamalarını ‘tehlikeli’, ‘gerginliği artırıcı’ ve ‘tamamen kabul edilemez’ şeklinde nitelendirdi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de söz konusu açıklamalar için ‘saldırgan ve sorumsuzca’ ifadelerini kullandı.
ABD'li yetkililer Rus kuvvetlerinin nükleer tutumlarını değiştirdiğine dair hiçbir belirti görmediklerini belirtirken, ABD ordusu ise, tutumunu değiştirmek için bir neden görmediğini bildirdi.  
28 Şubat'ta Başkan Joe Biden kendisine ABD halkının nükleer savaş konusunda endişelenmesi gerekip gerekmediği sorulduğunda, “Hayır, endişelenmemeliler” dedi.  
Biden'ın bu ifadesi, ABD’li uzmanlar ve Batılı yetkililerin Rusya'nın savaşta nükleer silah kullanma şansının ‘son derece düşük’ olduğu yönündeki yaygın görüşü yansıtıyor.
Foreign Affairs'in eski editörü Gideon Rose, geçtiğimiz hafta yayımladığı yazısında şu ifadeleri kullandı:
“1945'ten bu yana, nükleer güce sahip her lider geçerli nedenlerle savaşta nükleer silahların kullanımına karşı çıktı. Putin, gerçekçi bir şekilde hareket ettiği için bir istisna olmayacak. Bunu haklı çıkaracak hiçbir sebep olmaksızın sıradışı bir misilleme ve evrensel aşağılama gerektireceğini biliyor.”
Batılı uzmanlar ve diplomatlar, Rusya'nın nükleer tehdit ile aslında Washington ve NATO müttefiklerini doğrudan savaşa katılmaktan caydırmak istediğine dikkat çekiyor.
Diğer yandan Reuters’ın haberine göre konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmaması koşuluyla açıklamada bulunan Batılı bir diplomat, “Onlara güvenilmez. Batı'yı korkutmaya çalışıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Batı ülkeleri savaş başladığından bu yana Ukrayna'ya silah tedarik ederken Biden daha önce yaptığı bir açıklamada, ABD güçlerini Ukrayna'da karaya çıkarmanın ‘söz konusu olmadığını’ söyledi. Nükleer adımlar bir yana, ABD ve müttefikleri, Rusya ile konvensiyonel savaşa girmek istemiyor. Diğer yandan
uzmanlar, Rusya nükleer silah kullanacak olursa, Karadeniz'i veya Ukrayna'nın ıssız bir bölgesini bombalamaktan daha çok Ukrayna'da bir askeri hedefi veya bir şehri vurarak yeteneklerini göstermesi için birçok olasılık görüyorlar.
Ukrayna'da nükleer silah kullanılması Rus güçlerini tehlikeye atabileceği gibi Rusya'da radyoaktif bir etkiye de yol açabilir.

‘Konvensiyonel’ yanıt
Analistlerden bir kısmı, Washington'ın ABD müttefiklerine zararı olacak, Avrupa veya ABD’yi riske atacak nükleer gerilime yol açabilecek nükleer bir karşı saldırı yerine konvansiyonel bir askeri yanıt verebileceğini öngörüyor.
Reuters’ın haberine göre Silah Kontrol Derneği’nden (ACA) Daryl Kimball şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bunun yerine ABD ve NATO'nun, Rusya'yı daha fazla izole etmek ve nükleer savaşa ilerlemeden çatışmayı sona erdirmek için konvansiyonel ve ezici nitelikte askeri, siyasi ve diplomatik güçle karşılık vermesi görüşündeyim.”
NATO, Rus füzelerini düşürmek için Polonya ve Romanya'daki ABD yapımı balistik füze kalkanını gelecekte yeniden tasarlayabilir. İttifak uzun zamandır mevcut tasarımın İran ve Suriye'den gelen füzelere karşı koymayı amaçladığını savunuyor. Rus saldırısının Hindistan ve Pakistan gibi diğer nükleer devletlerin nükleer güce başvurma ihtimalini artırıp artırmadığı ise henüz belli değil. Uzmanlar, küresel düzeyde kınandığı takdirde başka ülkelerin nükleer silah kullanma şansının azalabileceğini belirtiyor.



ABD, İran'ın gölge filosu içindeki 29 tankere yaptırım uyguladı

ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)
ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)
TT

ABD, İran'ın gölge filosu içindeki 29 tankere yaptırım uyguladı

ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)
ABD yaptırımları İran'ın petrol gelir akışını hedef alıyor (Reuters)

ABD, İran'ın "gölge filosu"nu hedef alan ve İran petrolü ile petrol ürünleri ihraç ettiğini söylediği operasyon kapsamında dün 29 gemi ve gemi yönetim şirketine yaptırım uyguladı.

Reuters'e göre, ABD Hazine Bakanlığı, hedef alınan gemi ve şirketlerin "aldatıcı nakliye uygulamaları" yoluyla yüz milyonlarca dolar değerinde mal taşıdığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre “Gölge filo” terimi, yaptırım uygulanan petrolü taşıyan gemileri ifade eder. Bu gemiler genellikle eski, sahipleri belirsiz ve büyük petrol şirketleri ile birçok liman için uluslararası standartlar gereği zorunlu olan kapsamlı sigorta kapsamı olmadan seyrediyorlar.

Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı John Hurley, yaptığı açıklamada, Hazine Bakanlığı'nın “rejimin askeri ve silah programlarını finanse etmek için kullandığı petrol gelirlerini engellemeye devam edeceğini” söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Tahran'ın nükleer programı ve Ortadoğu'daki silahlı gruplara verdiği destek nedeniyle İran'a yaptırımlar uyguladığını söylüyor. İran ise nükleer programının sivil amaçlı olduğunu savunuyor.

İki ülke arasında yapılan beş tur dolaylı nükleer müzakerenin ardından Tahran ve Washington arasındaki gerilim arttı. Bu müzakereler haziran ayında 12 gün süren bir hava savaşıyla sonuçlandı; bu savaş sırasında İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri İran'ın nükleer tesislerini bombaladı.

ABD, bu ay halihazırda İran petrolü taşıdığı için ABD yaptırımları altında olan Venezuela ham petrolü taşıyan bir petrol tankerine karşı ek önlemler aldı.

Washington, 10 Aralık'ta Venezuela kıyıları açıklarında Venezuela'dan petrol taşıyan Skipper adlı petrol tankerine el koydu; bu hamle Washington ve Karakas arasındaki gerilimi daha da artırdı.

Eski Başkan Joe Biden'ın yönetimi, 2022'de "Adisa" adıyla anılan tankere, İran petrol ticaretine karışması gerekçesiyle yaptırımlar uygulamıştı.


ABD'de meydana gelen uçak kazasında eski NASCAR pilotu Greg Bevel de dahil olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti

Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)
Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)
TT

ABD'de meydana gelen uçak kazasında eski NASCAR pilotu Greg Bevel de dahil olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti

Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)
Pistte çıkan yangını ve uçaktan yükselen alevleri gösteren videodan görüntüler (AP)

Ulusal Otomobil Birliği (NASCAR), dün Kuzey Carolina'daki Statesville'de bir Cessna 550 özel uçağının düşmesi sonucu, eski NASCAR pilotu Greg Bevel de dahil olmak üzere 7 kişinin öldüğünü açıkladı.

Kuzey Carolina Eyalet Karayolu Devriyesi, Bevel ve aile üyelerinin ölenler arasında olduğuna inanıldığını, ancak kazadan sonra çıkan büyük yangın nedeniyle bunun henüz resmi olarak doğrulanmadığını söyledi. Uçak, Bevel ile bağlantılı bir şirkete kayıtlıydı. Yetkililer, adli tıp ofisi isimleri doğruladıktan sonra 7 yolcunun listesini yayınlayacak.

Uçuş takip sitesi FlightAware, uçağın Florida'ya doğru gittiğini ancak kalkıştan kısa bir süre sonra, yerel saatle 15:15 civarında kötü hava koşulları nedeniyle Kuzey Carolina'daki havaalanına geri dönmeye çalıştığını gösterdi. Yerel medya ve sosyal medyada yayınlanan bir fotoğrafta, enkazın ortasında pistte büyük bir yangın görülüyordu. Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu, kaza yerine bir ekip göndereceğini ve bugün soruşturmayla ilgili olarak medyaya bilgi vereceğini açıkladı.

Yetkililer düzenledikleri basın toplantısında, olaydan sonra havaalanının kapatıldığını ve yeniden açılabilmesi için pistten enkazın kaldırılması gerektiğini belirtti.

Havalimanının internet sitesinde, Statesville Bölgesel Havalimanı'nın Amerika'daki Fortune 500 şirketlerine ve çeşitli NASCAR yarış takımlarına özel havacılık hizmetleri sağladığı belirtiliyor.


Amerika'da Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırının şüphelisi ölü olarak bulundu

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
TT

Amerika'da Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırının şüphelisi ölü olarak bulundu

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)

Fox News, bir kaynağa dayandırdığı dünkü haberinde, Brown Üniversitesi'nde birkaç gün önce meydana gelen toplu silahlı saldırı şüphelisinin silahla intihar ettiğinin tespit edildiğini bildirdi.

Yerel polisin X platformunda yaptığı paylaşıma göre, ABD yetkilileri geçen cumartesi günü Brown Üniversitesi'nde 2 kişinin ölümüne ve 9 kişinin yaralanmasına neden olan silahlı saldırıyla bağlantılı olarak ikinci bir kişiyi arıyordu. Polis soruşturmacıların, şüpheliye yakın yerde görülen bir kişinin kimliğini belirlemek için bölge sakinlerinden yardım istediğini belirtti.

Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğusunda yer alan Rhode Island eyaletinin Providence şehri polisi, yüzü net olarak görünmeyen şahsın üç fotoğrafını yayınladı. Şahsın lacivert kıyafetler giydiği, başının örtülü olduğu ve bir çanta taşıdığı görülüyor.

Güvenlik güçleri daha önce, "yaklaşık 1,73 metre boyunda ve iri yapılı", koyu renk kıyafetler, yüz maskesi ve yün şapka giyen bir şüphelinin çeşitli fotoğraflarını ve videolarını yayınlamıştı. Şüphelinin kimliği henüz bilinmiyor.

Yetkililer, failin tespit edilip tutuklanmasına yol açacak her türlü bilgi için 50 bin dolarlık ödül teklif etti ve şüphelinin "silahlı ve tehlikeli" olduğu konusunda uyarıda bulundu.