İsrail, Ukrayna’nın Zafer Günü kutlamalarını öne çekme veya iptal etme talebini reddetti

Naftali Bennett (solda), Vladimir Zelenskiy (ortada) ve Vladimir Putin (AFP)
Naftali Bennett (solda), Vladimir Zelenskiy (ortada) ve Vladimir Putin (AFP)
TT

İsrail, Ukrayna’nın Zafer Günü kutlamalarını öne çekme veya iptal etme talebini reddetti

Naftali Bennett (solda), Vladimir Zelenskiy (ortada) ve Vladimir Putin (AFP)
Naftali Bennett (solda), Vladimir Zelenskiy (ortada) ve Vladimir Putin (AFP)

İsrail basınında çıkan haberlere göre, İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Ukrayna’nın İsrail’deki 9 Mayıs Zafer Günü törenlerini Rusya ile aynı günde kutlanmaması için iptal etme veya öne çekme talebini reddetti.
Rusya’da 9 Mayıs’ta kutlanan Zafer Günü ülkedeki en önemli ulusal olaylardan biri. Moskova, bu tarihte Sovyetler Birliği’nin 2. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nı yenmek için yaptığı büyük fedakarlıkları anıyor.
İsrail ise bu tarihte aynı zamanda, savaş gazileri de dahil olmak üzere Rusya ve eski Sovyetler Birliği’nden gelen göçmenler için etkinlikler düzenliyor.
İngiltere, ABD, Fransa ve diğer ülkeler ise, Almanya’nın resmi olarak müttefik kuvvetlere teslim olduğu 8 Mayıs’ta Zafer Günü’nü kutluyor.
İsrail’deki Zafer Günü töreni, eski Sovyet cumhuriyetleri ve İkinci Dünya Savaşı’na katılan diğer ülkelerin elçilerinin her zaman davet edildiği bir etkinlik ile Kudüs’teki Herzl Dağı Ulusal Mezarlığı’nda düzenleniyor.
İsrail merkezli Kanal 12’nin haberine göre, Ukrayna’nın İsrail Büyükelçisi Yevgen Korniychuk ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Başbakan Bennett’e etkinliğin 8 Mayıs’ta diğer ülkelerle birlikte düzenlenmesini veya Rusya ile uyumlu görünmeyecek şekilde tamamen iptal edilmesini isteyen mesajlar iletti.
İsrail Başbakanlık ofisi ise bu talebi reddetti.
İsrailli yetkililer ise, bu hafta başlarında Herzl Dağı’ndaki tören ve diğer tüm etkinliklerin planlandığı gibi 9 Mayıs’ta gerçekleşeceğini duyurdu.
İsrail, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından her iki müttefikiyle ilişkilerini koruyarak, müzakerelerde arabuluculuk teklif etti.
Son zamanlarda İsrail medyası, Tel Aviv’in Ukrayna’ya daha güçlü bir desteğe yöneldiğini ve Rusya’nın işlediği iddia edilen savaş suçlarını kınadığını bildirdi.



Japonya ve Güney Kore’de nükleer silah tartışması: ABD’ye güvenmiyoruz

"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
TT

Japonya ve Güney Kore’de nükleer silah tartışması: ABD’ye güvenmiyoruz

"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)

Japonya ve Güney Kore, ABD'nin güvenlik garantilerine yönelik şüpheleri nedeniyle nükleer silah geliştirmeyi tartışıyor. 

Reuters'ın analizinde, Japonya'da iktidardaki Liberal Demokrat Parti'den (LDP) bazı siyasetçilerin Washington'ın güvenlik garantilerine daha şüpheci yaklaşmaya başladığı aktarılıyor. 

Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergisi politikası ve NATO'ya yönelik eleştirilerinin bu tutumu kuvvetlendirdiği belirtiliyor. 

LDP'li eski savunma bakan yardımcısı Rui Matsukawa, şunları söylüyor: 

Trump çok öngörülemez, bu belki de onun gücü ama biz her zaman B planını düşünmek zorundayız. Bu da bağımsız olmak ve nükleer silah edinmek anlamına geliyor.

Japonya, II. Dünya Savaşı'ndan sonra nükleer silah üretmeme, bulundurmama ve ülkeye sokmama ilkesini benimsedi. Tokyo yönetimi, 1960 tarihli ABD-Japonya Güvenlik Anlaşması kapsamında Washington'ın "nükleer şemsiyesi" altına girdi. 

Ancak Çin, Kuzey Kore ve Rusya'nın nükleer kapasitesine karşı kamuoyunda ve siyasette farklı sesler yükselmeye başladı.

Analizde, Japonya'nın teknik olarak "nükleer eşiğe" yaklaştığına işaret ediliyor. 45 ton plutonyuma, uranyum zenginleştirme kapasitesine, gelişmiş füze teknolojisine ve uzay programına sahip olan Japonya, isterse birkaç yıl içinde, hatta bazı uzmanlara göre 6 ayda nükleer silah geliştirebilir. 

Japonya'da özellikle genç kuşaklar arasında, ABD'nin 6 Ağustos 1945'te Hiroşima'ya, 9 Ağustos 1945'te de Nagasaki'ye düzenlediği atom bombası saldırılarının anılarının giderek silindiğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle gençler arasında nükleer caydırıcılığın gerekli olabileceği görüşünün güç kazandığı yazılıyor. 

Analize göre Japonya'da gündemde olsa da nükleer silah geliştirmeye destek henüz büyük değil. Ancak 1953'te imzalanan savunma anlaşması kapsamında ABD'nin "nükleer şemsiye" koruması altına giren Güney Kore'de durum bunun tam tersi.

Trump yönetimine güvensizliğin arttığı ülkede yapılan kamuoyu yoklamalarına göre halkın yaklaşık yüzde 75'i Güney Kore'nin kendi nükleer silahlarını geliştirmesini destekliyor. 2022'de yapılan anketteyse bu oran yaklaşık yüzde 61'di.

Muhtemel nükleer saldırılara karşı ABD'nin koruması altındaki Seul yönetimi, kendi silah programını 1970'lerde sonlandırmıştı. ABD, Kuzey Kore'yi nükleer silah üretmekten caydırmak için Güney Kore'ye yerleştirdiği nükleerleri de 1991'de çekmişti.

Ancak Washington'ın izlediği politika başarılı olmadı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün geçen yılki verilerine göre Pyongyang yönetiminin elinde kullanıma hazır 50 nükleer savaş başlığı var. Ayrıca ülkenin 40 başlık daha üretmek için yeterli kapasiteye sahip olduğu düşünülüyor.

Independent Türkçe, Reuters, Asahi