Pentagon, eski Savunma Bakanı Esper'ın Trump hakkındaki iddiasını sansürlemeye çalışmış

Eski Savunma Bakanı Esper, yeni kitabında birbirinden ilginç anılar anlattı

2019 - 2020'de ABD'nin 27. Savunma Bakanı olarak görev yapan Esper, 9 Kasım 2020'de Trump tarafından bir tweet'le kovulmuştu (AP)
2019 - 2020'de ABD'nin 27. Savunma Bakanı olarak görev yapan Esper, 9 Kasım 2020'de Trump tarafından bir tweet'le kovulmuştu (AP)
TT

Pentagon, eski Savunma Bakanı Esper'ın Trump hakkındaki iddiasını sansürlemeye çalışmış

2019 - 2020'de ABD'nin 27. Savunma Bakanı olarak görev yapan Esper, 9 Kasım 2020'de Trump tarafından bir tweet'le kovulmuştu (AP)
2019 - 2020'de ABD'nin 27. Savunma Bakanı olarak görev yapan Esper, 9 Kasım 2020'de Trump tarafından bir tweet'le kovulmuştu (AP)

ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon), eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Meksika'daki uyuşturucu laboratuvarlarını yok etmek için füze atmayı önerdiğini iddia eden Mark Esper'ı durdurmaya çalıştığı öne sürüldü.
CNN International'ın konu hakkında bilgisi olan kaynaklara dayandırdığı habere göre Pentagon, Esper'ın kendilerine gönderdiği "A Sacred Oath: Memoirs of a Secretary of Defense During Extraordinary Times" (Kutsal Bir Yemin: Bir Savunma Bakanı'nın Olağanüstü Günlerdeki Anıları) adlı kitabın taslağını incelerken iddianın yayımlanmaması için savaştı.
Eski Savunma Bakanı Esper, söz konusu kitapta Trump yönetiminde görev yaparken Beyaz Saray'da yaşadıklarını anlattı.
Esper, Trump'ın 2020'de kendisiyle en az iki defa görüşerek Meksika'daki uyuşturucu laboratuvarlarını ve çetelerini yok etmek için füze saldırısı düzenlemeyi önerdiğini öne sürdü.
Öneriye itiraz ettiğini belirten eski bakan, Trump'ın "Birkaç Patriot füzesi atarız ve laboratuvarları kimse anlamadan yok ederiz. Kimse bizim yaptığımızı bilmez" dediğini iddia etti.
ABD'de yürütme organında görev yapan kişilerin hassas bilgiler paylaşmaması için hazırladıkları kitapların taslağını Pentagon'a göndermesi gerekiyor. Haberde bu kuralın, halktan bilgi saklanması için değil ABD yönetiminde önceden ya da halihazırda görev yapan kişileri zor duruma sokmamak için koyulduğu yazıldı.
Esper ise söz konusu kitabın bazı bölümlerinin yayımlanmasını engellediği gerekçesiyle Pentagon'a Kasım 2021'de dava açmıştı. Kitabın incelenmesi için verdiği Pentagon'un, metinden bazı bölümleri "rastgele" çıkardığını savunmuştu. Öte yandan Esper, Pentagon'un tutumunu değiştirdiğini söyleyerek şubatta davayı geri çekmişti.
Kaynaklar, davanın gerekçelerinden birinin Pentagon'un bu iddianın çıkarılmasını istemesi olduğunu söyledi. CNN International'a konuşan kişilerden biri, "ABD ve Meksika arasındaki ilişkileri bozma potansiyeli sebebiyle bu konuda özellikle endişeliydiler. Şiddetle itiraz ettiler" dedi.
Yorum için ulaşılan Pentagon'dan adı açıklanmayan bir yetkiliyse şöyle konuştu:
"Yayımlanmadan önce incelemeye gönderilen her kitapta olduğu gibi, köklü protokol ve politikalarımızın her birini uyguladık. Bunun ötesinde söyleyecek bir şeyimiz yok."
Esper kitabında ilginç anılara yer verdi
Salı yayımlanacak kitapta, George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından 1 Haziran 2020'de patlak veren Siyahilerin Hayatı Önemlidir (Black Lives Matter) protestoları kapsamında göstericilerin Beyaz Saray'a yürümesine karşı Trump'ın şiddete başvurmayı düşündüğü iddiaları da yer aldı.
Esper, Trump'ın düzenlediği bir toplantıda ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley'ye "Onları bacaklarından falan vuramaz mısınız?" diye sorduğunu öne sürdü.
Eski Savunma Bakanı'nın kitabında, Trump'ın üst düzey danışmanlarından Stephen Miller'ın mülteci geçişlerini engellemek için Meksika sınırına 250 bin asker göndermeyi teklif ettiği de savunuldu. Esper ise buna "ABD ordusunun böyle bir saçmalık için sınıra gönderecek 250 bin askeri olmadığını söyleyerek" yanıt verdiğini öne sürdü.
Ayrıca Esper, 2019'da DEAŞ'ın o dönemki lideri Ebu Bekir el Bağdadi'nin ABD askerleri tarafından öldürülmesinin ardından, Miller'ın Bağdadi'nin başının kesilip domuz kanına batırılarak gözdağı vermek için sokaklarda gezdirilmesini önerdiğini de ileri sürdü. Eski Savunma Bakanı, Miller'ın bu teklifine "Bu bir savaş suçu olur" diyerek karşı çıktığını savundu.
Independent Türkçe, CNN International, AP



Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
TT

Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün (cuma) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Trump'ın görevde olduğu sürece Pekin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söylediğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusunda görüşmeler yapmadan önce Fox News’e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Trump, Fox News’in ‘Special Report’ (Özel Haber) programına verdiği röportajda şunları söyledi: “Size şunu söyleyeyim, bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkanı Şi ve Tayvan arasında çok benzer bir durum var. Ancak ben buradayken bunun kesinlikle olmayacağını düşünüyorum. Göreceğiz.”

Trump, “Başkan Şi bana ‘Sen başkan olduğun sürece bunu asla yapmayacağım’ dedi. Ben de ona ‘Tamam, bunu takdir ediyorum’ dedim. O da ‘Ben çok sabırlıyım ve Çin de çok sabırlı’ dedi” ifadelerini kullandı.

Trump ve Şi, Trump'ın ikinci başkanlık döneminde haziran ayında ilk kez telefon görüşmesi yaptılar. Trump ayrıca, nisan ayında Şi'nin kendisini aradığını söyledi, ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleştiğini belirtmedi.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak özerk demokratik ada ile yeniden birleşmeyi taahhüt ediyor. Tayvan, Çin'in egemenlik iddialarına şiddetle karşı çıkıyor.

Çin'in Washington Büyükelçiliği dün Tayvan konusunu Çin-ABD ilişkilerinde ‘en önemli ve hassas konu’ olarak nitelendirdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD hükümeti, tek Çin ilkesi ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildirgeye bağlı kalmalı, Tayvan ile ilgili konuları akıllıca ele almalı, Çin-ABD ilişkilerini ve Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı ciddiyetle korumalıdır.”

Washington, Tayvan'ın ana silah tedarikçisi ve uluslararası destekçisi olmasına rağmen, çoğu ülke gibi ABD’nin de ada ile resmi diplomatik ilişkisi bulunmuyor.