Irak: Koordinasyon Çerçevesi hükümet kurma süresi üzerinden Sadr Hareketi’ni köşeye sıkıştırıyor

Bağımsız milletvekilleri, hükümet kurma konusunda yapılan çağrılara karşı farklı tutumlara sahip.

Mukteda es-Sadr (Reuters_Arşiv)
Mukteda es-Sadr (Reuters_Arşiv)
TT

Irak: Koordinasyon Çerçevesi hükümet kurma süresi üzerinden Sadr Hareketi’ni köşeye sıkıştırıyor

Mukteda es-Sadr (Reuters_Arşiv)
Mukteda es-Sadr (Reuters_Arşiv)

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın yeni hükümetin kurulması sürecine katılmaları için 15 gün süre tanıdığı bağımsız milletvekilleri bu konuda henüz net bir tavır almazken, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin kısa süre içinde Vatanı Kurtarma İttifakı’nı (Sadr Hareketi, Muhammed el-Halbusi ile Hamis el-Hancer liderliğindeki Sünni Egemenlik İttifakı ve Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi/KDP’den oluşuyor) köşeye sıkıştırma noktasında başarı sağladığı görülüyor.
Vatanı Kurtarma İttifakı veya diğer adıyla ‘üçlü ittifak’ın içindeki sorunlardan artık herkesin haberdar olduğu bir ortamda, Koordinasyon Çerçevesi, Bafıl Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Müsenna es-Samarrai liderliğindeki Sünni Azim Koalisyonu’nun açıktan desteğini almasının yanı sıra kendi saflarını sıklaştırmayı ve kendisine sempati duyan çok sayıda bağımsız milletvekilini kazanmayı başardı. Siyasi gözlemciler, yeni cumhurbaşkanını seçmek için meclis üye tamsayısının üçte ikisini toplamayı başaramaması sebebiyle üçlü ittifakın artık eskisi gibi birbirine kenetlenmiş bir yapı olmadığı görüşünde. Nitekim bu koalisyon KDP’nin cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’i meclisten geçirememişti. Üçlü ittifak Anayasa’nın belirlediği süre içinde Ahmed’in seçilmesini sağlayamadı. Bunun üzerine ittifakın lideri Mukteda es-Sadr, diğer müttefiklerine danışmadan birtakım girişimler başlattı. Bu kapsamda Sadr Ramazan ayının hemen öncesinde Şii cephedeki rakibi olan Koordinasyon Çerçevesi’ne hükümeti kurması için 40 gün süre tanıyarak topu Koordinasyon Çerçevesi’nin sahasına bıraktı. Sadr’ın, Kürt (Barzani) ve Sünni (Halbusi) müttefikleri bu girişiminde onun yanında olduklarını ilan etmelerine rağmen siyasi kulislerde dolaşan bilgiler Sadr’ın bu kararı alırken diğer iki müttefikine danışmadığını söylüyor. Sadr, tanıdığı 40 günlük sürenin bitmesine yakın bir tarihte bu tavrını tekrarladı. Nitekim Sadr başlattığı yeni girişim kapsamında, Meclis çatısı altında tek bir blok altında toplanma ve hükümet kurma sürecinde üçlü ittifakın yanında yer almaları için bağımsız vekillere 15 gün süre tanıdı. Ancak Sadr’ın müttefiklerine danışmadan başlattığı bu girişim görünüşe göre ittifakın imajının daha da zayıflamasına yol açtı. Sadr’ın müttefiklerinden bağımsız olarak attığı bu adım, Sünni lider Halbusi ile Meclis Başkan Yardımcısı ve Sadr Hareketi mensubu Hakim ez-Zamili arasındaki ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde geldi. Halbusi ve Zamili, Meclis Başkanı’nın yetkileri konusunda daha önce bir anlaşmazlık yaşamıştı. Mukteda es-Sadr’ın bu anlaşmazlığın çözüme bağlanması için müdahale etmemesi ise dikkat çekti.
Mesut Barzani liderliğindeki KDP içinden sızdırılan bilgilere göre, parti yöneticileri Sadr ile yaptıkları ittifakın şimdiye kadar bir faydasını görmediklerini düşünüyor. Böyle düşünen çevreler KDP’nin cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’in hâlâ seçilememesini buna kanıt olarak gösteriyor. Söz konusu çevreler, KDP’nin Sadr ile ittifak kurarak, aynı şekilde ittifak kurması mümkün olan Şiilerin yarısını (Koordinasyon Çerçevesi) kaybettiğini ve başına iş açmaya gayret ederken birden İran’ı karşısına aldığı görüşünde. Bu çevreler ayrıca Sadr ile ittifak kuran KDP’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetim’deki (IKBY) ortağı KYB ile ciddi bir anlaşmazlık yaşaması sebebiyle IKBY’nin yarısını kaybettiği değerlendirmesi yapıyor. KYB ise mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in adaylığından vazgeçmemekte kararlı.
Sünni Egemenlik İttifakı ve KDP, Sadr’ın bağımsız vekillerle ilgili son girişimine karşı henüz bir pozisyon almadı ancak söz konusu iki taraf Koordinasyon Çerçevesi’nin ülkedeki siyasi tıkanıklığı açma ve bağımsız vekillere yönelmekle ilgili duyurduğu girişime destek açıklamasında bulundu. Sünni Egemenlik İttifakı ve KDP, yaptıkları ortak açıklamada, Koordinasyon Çerçevesi’nin buzları eritmeyi ve siyasi tıkanıklık durumunu aşmayı hedefleyen girişimdeki maddelerini desteklediklerini belirtti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hükümet kurma girişimini ele alırken, terörle mücadeleden etkilenen vilayetlerin haklarının tespit edilmesi, yasadışı silah sorununu iyileştirilmesi, Silahlı Kuvvetler Komutanı’nın kararlarının merkeziyeti, yerinden edilmişlerin geri dönmesi ve Anayasa referans alınarak Kürdistan Bölgesi ile federal hükümet arasında çözüm bekleyen tüm anayasal sorunların çözülmesinin öneminin yanı sıra objektif ve zorlayıcı nedenlerden hareketle, sayıca en fazla blokun adayının kabul görmesi veya reddedilmesi konusunda halkın diğer bileşenlerinin hakkına odaklanmak gerekir.”
Öte yandan bazı bağımsız vekiller Sadr Hareketi ile Koordinasyon Çerçevesi’nin başlattıkları girişimlere karşı farklı pozisyonlar alırken, bazıları da bu iki girişimin dışında üçüncü bir seçenek belirledi. Şarku’l Avsat’ın bağımsız vekillere yakın kaynaklardan edindiği bilgiye göre ne Sadr Hareketi ve ne de Koordinasyon Çerçevesi’nin bütün bağımsız vekilleri tek parça halinde kendi tarafına çekemeyeceği ve dolayısıyla da kendi cumhurbaşkanı adaylarını seçtirmek için gereken milletvekili sayısına ulaşamayacakları görüşü hakim. Bağımsız vekillerin iki taraftan birini desteklemek, tarafsız durmak veya üzerinde uzlaşı sağlanacak bir aday çıkarmak gibi farklı tutumlara sahip oldukları ifade ediliyor. Söz konusu kaynaklar, bağımsız vekillerinin tutumlarının kendi aralarında görüş birliğinin olmadığını gösterdiğini belirterek, günün sonunda bazı bağımsızların tarafsız kalacağını, bazılarının iki taraftan birini seçeceğini ve bu nedenle tek parça bir yapıdan bahsedilemeyeceğini belirtiyor. Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi, bağımsız vekillerin çoğunun Şiilerden oluşmasına ve dolayısıyla da Şii cephedeki rakip tarafa karşı kendi safına geçeceklerine bel bağlıyor.



Cezayir savunma yasasını yeniden düzenliyor: Genel seferberlik ilanı mı, önleyici bir tedbir mi?

Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)
Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)
TT

Cezayir savunma yasasını yeniden düzenliyor: Genel seferberlik ilanı mı, önleyici bir tedbir mi?

Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)
Yasa taslağı genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını içeriyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)

Ali Yahi

Cezayir'in Genel Seferberlik Yasası, onu şaşırtıcı olarak görenlerle normal olarak değerlendirenler arasında tartışmalara yol açmaya ve soru işaretleri yaratmaya devam ediyor. Taslağın nedenleri ve boyutları, Sahel bölgesi ve Kuzey Afrika'daki hızlı bölgesel dönüşümler ve güvenlikle ilgili zorluklar çerçevesinde tartışılmaya devam ediyor.

Yasa tasarısı meclise hava edildi

Cezayir hükümeti, bir hafta önce Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun başkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısında geniş bir şekilde tartışıldıktan sonra pazartesi günü 69 maddeden oluşan genel seferberlik yasa tasarısını meclise havale etti. Çoğu kişi değerlendirme ve okumalarında, seferberlik kavramını silahlı kuvvetlerin kabiliyetlerini herhangi bir tehlikeye karşı mücadelede gerekli seviyeye yükseltmekle ilişkilendirse de belirli bir seferberlik türünden bahsetmedi. Ancak medyada siyasi, sivil ve askeri olmak üzere seferberliği tüm boyutlarıyla kapsayan genel seferberlik ifadesini kullandı.

Yasa tasarısı, ülkenin istikrarına, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir potansiyel tehdide karşı savunma kapasitesinin güçlendirilmesi çalışmaları çerçevesinde ordu, devlet kurumları, ulusal kurum ve kuruluşlar ve tüm ulusal ekonomi için, kamu ve özel sektörün katılımıyla barıştan savaşa etkin geçişin sağlanması ve tüm ulusal kapasitelerin savaş çabalarının emrine verilmesi amacıyla genel seferberliğin nasıl hazırlanacağını ve uygulanacağını öngörüyor.

Mekanizmalar ve metinler

Yasa tasarısında mekan ve zaman açısından sınırlı bir tehdide karşı koymak için kısmi seferberlik planlarının ya da savaş çabalarına katkıda bulunan araçların sevk ve idaresinden, halk savunma önlemlerinin uygulanmasından sorumlu olan Milli Savunma Bakanlığı'nın denetimi altında tüm bakanlıkların ve sivil toplumun katılımıyla genel seferberlik planlarının uygulanmasına yönelik mekanizmalar tanımlanıyor. Genel seferberlik durumunda İnsanlar, mallar ve hizmetler savaş çabalarını desteklemek için kullanılır ve ordunun ihtiyaçlarıyla ilgili ürünlerin ve tüketim maddelerinin ihracatına kısıtlamalar getirilir.

Yasa tasarısının metnine göre genel seferberlik, ülkenin anayasal kurumlarına, bağımsızlığına veya toprak bütünlüğüne yönelik yakın bir tehdit olması ya da fiili yahut yakın bir saldırı olması durumunda, Bakanlar Kurulu'nda Cumhurbaşkanı'nın kararıyla kararlaştırılır ve seferberlik hali aynı mekanizma tarafından sona erdirilir.

sadfgh
Genel seferberlik planı Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanır (Cezayir Savunma Bakanlığı)

Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, genel seferberlik için ulusal stratejinin ana eksenlerini ve özel direktiflerini belirleme yetkisine sahip. Genel seferberliğin hayata geçirilmesi açısından, duruma göre başbakan, hükümet üyelerinin kendi yetki alanlarındaki faaliyetlerinin genel seferberlik ulusal stratejisi doğrultusunda koordinasyonunu, yönlendirilmesini ve kontrolünü sağlarken, genel seferberliğin hazırlanması ve uygulanmasıyla ilgili tüm faaliyetlerin genel denetimi Milli Savunma Bakanı'ndadır.

Seferberlik hazırlığı

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre  yasa tasarısı seferberliğin hazırlık aşamasında, ilgili bakanlıklar tarafından özel planların hazırlanmasını ve Milli Savunma Bakanlığı'nın genel seferberlik için genel planı hazırlayarak cumhurbaşkanının onayına sunmasını öngörüyor. Kritik makamlardaki kişilerin emekliliklerinin askıya alınması, halk savunma tedbirlerinin uygulanması, kişilerin ve mülklerin zapturapt altına alınması ve savunma ihtiyaçlarıyla ilgili kalemlerin ihracatına kısıtlamalar getirilmesi gibi adımlar atılarak insan ve malzeme rezervleri oluşturulur ve sivil toplum katılım görevi konusunda duyarlı hale getirilir.

İçişleri Bakanlığı, vatandaşlar ve seferber edilen maddi kaynaklar hakkında güncel bir veri tabanı oluşturarak ve sivil toplumu ve vatandaşları genel seferberlik durumlarında sorumlulukları ve görevleri konusunda duyarlı hale getirerek yerel toplum yetkililerinin yetkili askeri makamlarla koordinasyonunu sağlar. Sanayi Bakanlığı ise Milli Savunma Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla iş birliği içinde, sivil sanayi üretimini ordunun ihtiyaçlarına ve savaş çabalarına uygun hale getirmekle görevlidir.

Dışişleri Bakanlığı, yurt dışındaki vatandaşları genel seferberlikteki rollerinin önemi konusunda duyarlı hale getirmekle sorumludur. Saldırı veya yakın bir tehdit durumunda seferberliğe başvurmanın meşruiyeti konusunda kamuoyunu ve uluslararası ve bölgesel kurumları duyarlı hale getirmeye çalışır.

Yasa tasarısı hakkında

Yasa tasarısı, Cumhurbaşkanı’nın Yüksek Güvenlik Kurulu'nu dinledikten ve Millet Meclisi Başkanı ile Ulusal Halk Meclisi Başkanı'na danıştıktan sonra Bakanlar Kurulu'nda genel seferberlik kararı alabileceğini öngören Anayasa'nın 99’uncu maddesine dayanıyor. Bu madde, 97’nci maddeden 102’nci maddeye kadar genel seferberliği düzenleyen ve meşrulaştıran maddelerden sadece biridir.

dfgthy
Cezayir parlamentosu yasa hakkında karar verdi (AFP)

‘Genel seferberlik’ ifadesi, bir devletin ordusunun savaş veya yarı-savaş durumuna dönüştürülmesi ve devletin ekonomisinin, kurumlarının, yeteneklerinin, maddi ve insan kaynaklarının ve yasalarının uzun süreli bir savaşın gerekliliklerini sağlamak ve hedeflerine ulaşmak için yeniden yapılandırılması olarak tanımlanıyor. Cezayir, 1962 yılında bağımsızlığına kazandığından bu yana ‘özel veya kısmi’ iki seferberlik vakası dışında anayasal konseptine uygun olarak genel seferberlik ilan etmedi. Bu iki vakadan biri Fas ile 1963 yılındaki Kum Savaşı, ikincisi ise 1990'lı yıllardaki güvenlik krizi olarak da bilinen Kara On Yıl’dı.

Afet veya olağanüstü hal

Siyaset sosyolojisi araştırmacısı Dehu bin Mustafa, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu'nun yetkisi dahilinde olmayan genel seferberlik ilan etmediğini, ancak meclise sunulmak üzere genel seferberlik yasasını onayladığını söyledi. Dünyadaki her ülkenin tehditlere ya da savaşa karşı hazır olması gereken bir seferberlik kanunu olduğunu belirten Bin Mustafa, Cezayir'de 1986 yılının mart ayında çıkarılan 05/86 sayılı seferberlik yasasının, ihtiyat kanununun değiştirilmesi ve teknolojik ve siyasi değişikliklerle uyumlu hale getirilmesi için değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Bin Mustafa, sebeplerin bilinmediğini ya da saldırı yahut savaşla yüzleşmeye hazır olma, potansiyel dış tehditler ya da buna ilişkin sinyaller veren düşmanca eylemler olduğunu ve batı ve güney sınırlarında gerginlik işaretleri olduğunu açıkladı.

Yasanın duyurulma şeklinin kafa karışıklığına neden olduğunu söyleyen Bin Mustafa, medya ile yetkililerin yasanın içeriğini ve hedeflerini netleştirmesi gerektiğini belirterek, “Meclise sunulan seferberlik yasasını farklı kılan, savaş durumu ve barış durumundan savaş durumuna geçişle sınırlı olması, savaş çabasını ve bunu destekleyecek mekanizmaları tanımlaması ve afet ya da olağanüstü durumları içermeden milli seferberlik stratejisinin ana eksenlerini tanımlayan bir cumhurbaşkanlığı kararnamesinin çıkarılmasını onaylamasıdır” yorumunda bulundu.

Ulusal seferberlik stratejisinin entelektüel, kültürel, medya, ekonomik, sosyal, siber, sağlık ve yasal seferberliği kapsayacağını belirten Bin Mustafa, bunun da devleti, kaynaklarını ve toplumları bir savaş durumuna hazırlamak ve bu önlemleri test edip değerlendirmek anlamına geldiğini söyledi.

Dünyanın her ülkesinde bir seferberlik kanunu olduğu için bu kanunun savaş anlamına gelmediğini, ancak amacının siyasi belirsizlik ve uluslararası çalkantı ve gerginlikler çerçevesinde hazırlıklı olmayı sağlamak olduğunu söyledi.

Milli Savunma Bakanı

Cezayir anayasasına göre Cumhurbaşkanı olan Milli Savunma Bakanı, meclise sunulan taslağa göre ilgili bakanlarla koordinasyon içinde, genel seferberlik planını harekete geçirmekten, ordunun çalışmalarını desteklemekten ve hayati önem taşıyan malzemelerin tüketimini rasyonel hale getirmekten sorumludur. Ayrıca İçişleri Bakanlığı ile iş birliği içinde hayati ve hassas tesislerin korunmasının güçlendirilmesi de sorumlulukları arasında yer alır.

xsdfgrt
Yasa tasarısı, genel seferberliğin etkinliğinin korunmasını vurguluyor (Cezayir Savunma Bakanlığı)

Milli Savunma Bakanı, genel seferberlik sırasında adil bir tazminat ödenmesini sağlayarak, seferberlik ve savaş hâline ilişkin kişi, mal ve hizmet ihtiyaçlarının ordunun yararına yurtiçi kaynaklardan karşılanması yetkisine sahip. Söz konusu amaçların bu amaçlar dışında kullanılması ve savunma ihtiyaçlarıyla ilgili sarf malzemelerinin özel izin alınmadan ihraç edilmesi yasaktır.

Ceza yönü de var

Yasa tasarısında cezai yönler de mevcut. Genel seferberliğin etkinliğini korumak için ağır cezalar öngören yasa tasarısına göre seferberlik ve savaş hali için kullanılacak malları istismar eden veya bunu yapma yetkisini kötüye kullanan herkes üç yıldan 10 yıla kadar hapis ve 1 milyon dinara (yaklaşık 70 bin dolar) kadar para cezasına çarptırılır. Doğru bilgi vermeyen ya da seferberlik için tasarlanan ekipmanı gizlemeye çalışan herkes iki aydan üç yıla kadar hapis ve 300 bin dinara (2 bin 100 dolar) kadar para cezası ile cezalandırılır.

Seferberlik, halk savunma tedbirlerini uygulamayı reddetme ya da silahlanmayla ilgili yetkisiz açıklamalarda bulunanlar iki aydan bir yıla kadar hapis ve 100. Bin dinara (700 dolar) kadar para cezası alır.