Irak’ta Sadr Hareketi’nin silahlı kanadı Seraya es-Selam’ın komutanı uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü

Zikar vilayetinde hakkında yakalama kararı bulunan bir kişi el bombasını patlatarak kendisini öldürdü.

Bağdat’ın bir sokağında görülen Irak askeri (EPA)
Bağdat’ın bir sokağında görülen Irak askeri (EPA)
TT

Irak’ta Sadr Hareketi’nin silahlı kanadı Seraya es-Selam’ın komutanı uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü

Bağdat’ın bir sokağında görülen Irak askeri (EPA)
Bağdat’ın bir sokağında görülen Irak askeri (EPA)

Irak’ın güneyindeki Meysan vilayetinin kent merkezi Amara’da Sadr Hareketi’nin askeri kanadı Seraya es-Selam komutanı Abbas Dinar eş-Şuveyli’nin kimliği belirlenemeyen kişilerce düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğü bildirildi. Meysan Operasyonlar Komutanı Tümgeneral Muhammed ez-Zubeydi saldırının gerçekleştiği bölgenin sorumlu komutan, personel ve askerleri hakkında soruşturma başlatılması talimatı verdi.
Sadr Hareketi yöneticilerinden Ali Davay’ın 10 yıldan uzun bir süredir Meysan Valiliği görevinde bulunduğu dikkate alındığında, Sadr Hareketi’nin vilayetin büyük bir bölümünde etkili olduğu söylenebilir. Resmi makamlar saldırının sebebi veya failleri hakkında herhangi bir detay açıklamadı. Bazı kaynaklar Zubeydi’nin uğradığı suikast ile 2019 yılında Asaib Ehlil Hak yöneticisi Visam el-Ulyavi’nin öldürüldüğü suikast eylemi arasında ilişki kuruyor. Nitekim Sadr Hareketi unsurları Ulyavi suikastını tertip etmekle suçlanıyor. Asaib Ehlil Hak Genel Sekreteri Kays el-Hazeli, Şubat 2021’de Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’a Visam Ulyavi’nin kardeşi Husam Ulyavi’nin ölümüyle bir ilgisinin olmadığını açıklama çağrısı yapmıştı. Hazeli, Husam ve Visam’ı aynı el tarafından öldürüldüğünü ifade etmişti.
Sosyal medya platformlarındaki çok sayıda kullanıcı ve aktivist, yaklaşık iki hafta önce aşiretler arası bir anlaşmazlığı çözmek amacıyla taraflar arasında arabuluculuk yaptığı sırada uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden istihbarat yetkilisi Ali Cemil Halef’in katil zanlısı Hekim ez-Zeydi’ye yönelik önceki gün düzenlenen ve dramatik bir şekilde sonlanan tutuklama operasyonuyla ilgili gelişmeleri takip etmeye devam ediyor. Tutuklama operasyonu kapsamında evi güvenlik güçleri tarafından kuşatılan Zeydi, evin çatısına çıkarak telefonundan canlı yayın açtı. Hükümete, hükümet güçlerine ve kendisini ‘rezil eden’ aşiretlere küfürler eden Zeydi, beraberinde makineli bir tüfek bulunduğunu ve yanındaki kardeşiyle birlikte ölmeden güvenlik güçlerine teslim olmayacağını söyledi.
Zeydi kendisine ateş açılmasını veya tutuklanmasını önlemek amacıyla canlı yayının ilerleyen kısımlarında çocuklarından birini rehin alan aldı. Güvenlik makamları daha sonra yaptığı açıklamada Zeydi’nin el bombasının pimini çekerek intihar ettiğini ve olay yerindeki iki subayın yaralandığını bildirdi. Zanlının ölümüyle birlikte güvenlik kuşatmasının sona ermesinin ardından hükümete bağlı Güvenlik Medya Ağı olayın detaylarıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamaya göre, Irak’ın güneyindeki Zikar vilayetinin Şatra ilçesinde meydana gelen olayda maktul beraberinde hafif ve orta ağırlıkta silahlar ve el bombalarıyla birlikte evine girdi ve aile bireylerini canlı kalkan olarak kullandı. Güvenlik güçlerinin evi kuşatmayı ve kadın ile çocukları olay yerinden uzaklaştırmayı başardığı ifade edilen açıklamada, zanlının el bombasını patlatarak kendisini öldürdüğü ve operasyonu gerçekleştirmekle görevli iki subayın yaralanmasına yol açtığı aktarıldı. Operasyonun ardından yerel medyada sağlık ve askeri kaynaklara dayandırılan bir haberde, zanlının el bombası patlatması sonucu Kurmay Albay Fehmi Hüseyin’in bir gözünü kaybettiği belirtildi.
İstihbarat yetkilisi Ali Cemil’in mensubu olduğu aşiretin lideri Şeyh Lazım Cican el-Halfi, Cemil’in Hekim ez-Zeydi tarafından öldürüldüğü iddiasını yalanlayarak, bu olayın aşiretler arasında yeni bir soruna neden olabileceğini söyledi. Halfi, açıklamasında, “Bugün medyada görülen şahıs Tuğgeneral Ali Cemil’in katili değildir. Ancak medya bültenleri onu bu şekilde lanse etti. Görülen zanlı Beni Zeyd aşiretine mensup. O (Hekim) haklarında tutuklama emri çıkarılan çekişmenin taraflarından biri. Görülen şahıs Tuğgeneral’in katil zanlısı değildi. Aşiret çekişmelerine sebep olmakla suçlanıyordu. Tuğgeneral Cemil’in suikast eylemini gerçekleştiren kişi Abude aşiretinden. Abude aşireti bunu kabul etti. İlgili mercilerin Tuğgeneral’in öldürülmesi davasındaki incelemeleri sürüyor” dedi.
Irak’ın güney vilayetlerinin çoğu günübirlik aşiretler arası çatışmalardan yıllardır mustarip. Bu çatışmalarda her yıl onlarca kişi hayatını kaybediyor. Hükümet makamları ise bu çatışmaları engellemek veya sınırlandırmak için uygun bir yol bulamıyor.



UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bugün, 50'den fazla çalışanının Gazze Şeridi'nde İsrail ordusu tarafından alıkonuldukları sırada kötü muameleye maruz kaldıklarını ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını açıkladı.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana, aralarında öğretmen, doktor ve işçilerin de bulunduğu 50'den fazla UNRWA personeli gözaltına alındı ve kötü muameleye maruz kaldı. En korkutucu ve insanlık dışı şekillerde muamele gördüler. Dövüldüklerini ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını bildirdiler” ifadelerini kullandı.

Lazzarini, paylaşımında, İsrail ordusu tarafından gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan bir personelin şu ifadesine yer verdi: “Yaşadığım kâbusun sona ermesi için ölmeyi diledim.”

Gözaltına alınanların ‘uykusuz bırakıldığını, aşağılandığını, ailelerine zarar vermekle tehdit edildiğini ve üzerlerine köpek salındığını’ belirten Lazzarini, “Birçoğu itirafta bulunmaya zorlandı ki bu her türlü standarda göre dehşet verici ve utanç verici bir durum” dedi.

İsrail ordusundan suçlamalara henüz bir yanıt gelmedi.

UNRWA, Filistinlilere insani yardım hizmeti sağlayan başlıca Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu. Ancak İsrail Knesset'i, İsrail kurumlarının UNRWA ile iş yapmasını yasaklayan bir yasa çıkardı.

Bu yasa, kurumun en çok ihtiyaç duyduğu dönemde faaliyetlerini aksatıyor.

Knesset, UNRWA'nın Gazze Şeridi'ndeki Hamas mensuplarını koruduğu suçlamaları nedeniyle ajansın çalışmalarına karşı bu yasayı kabul etti. BM ve bazı bağışçı devletler, bir soruşturma komisyonunun asılsız olduğu sonucuna vardığı bu suçlamaları reddediyor.

Lazzarini'nin yorumları, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) dün İsrail'in savaştan harap olmuş Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine tam bir abluka uygulamasından 50 günden fazla bir süre sonra Filistinlilere karşı insani yükümlülüklerine ilişkin bir haftalık oturumlara başlamasıyla geldi.

İsrail oturumlara katılmamasına rağmen, bunları meşruiyetini elinden almayı ve itibarını zedelemeyi amaçlayan ‘sistematik bir zulmün parçası’ olarak değerlendirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar dün yaptığı açıklamada, “Mahkemede olması gereken İsrail değil, BM ve UNRWA'dır” dedi.