Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı muhalefetin Bennett hükümetini düşürme planı

Mescid-i Aksa ile ilgili yapılan açıklamalar, İslami Hareketi kışkırtırken erken seçime gitme riski oluşturuyor

İsrail Başbakanı Naftali Bennett dün haftalık hükümet toplantısına başkanlık etti (Reuters)
İsrail Başbakanı Naftali Bennett dün haftalık hükümet toplantısına başkanlık etti (Reuters)
TT

Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı muhalefetin Bennett hükümetini düşürme planı

İsrail Başbakanı Naftali Bennett dün haftalık hükümet toplantısına başkanlık etti (Reuters)
İsrail Başbakanı Naftali Bennett dün haftalık hükümet toplantısına başkanlık etti (Reuters)

İsrail parlamentosu Knesset’teki Birleşik Arap Listesi'nin (Ra'am) lideri Mansur Abbas, bloğunun Başbakan Naftali Bennett hükümetini düşürmesi için bir nedeni olmadığını açıkladı. Başbakan Bennett ise dün haftalık hükümet toplantısının başında yaptığı konuşmada, “Bir damla milli ve medeni sorumluluğu olan herkes, bu iyi hükümetin bekası ve muhafazası için çok çalışmak zorunda” ifadelerini kullandı.
Bennett hükümetteki ortaklarına hitaben, “Tüm partilerin ve başkanlarının buna katılacaklarını biliyorum. Bu hükümetin bekası için istekli olduklarını zaten gösterdiler” şeklinde konuştu.
Mevcut koşullarda seçime gitmenin, ‘kaos yaratmaktan başka bir sonucu olmayan bir macera olacağını’ söyleyen Bennett, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümetin gündeminde çok önemli konular var. Birçok zorluğa rağmen tüm İsrail Devleti vatandaşlarının yararına çalışmaya devam ediyor. Bazen televizyon ekranlarında yapılan konuşmaları izledikten sonra siyasetin sadece bir oy verme oyunu olduğu izlenimi oluşabilir. Bu hükümet, bir yıl önceki gibi düşmanın karşısında parçalanmış ve çatışan bir devlet haline gelmememiz için güvenliğin sağlanması amacıyla çalışmaya ve görevlerini yerine getirmeye devam etmeli.”
Öte yandan Binyamin Netanyahu liderliğindeki muhalefet partilerinin başkanları, dün bir toplantı yaptılar. Toplantıda, Bennett hükümetini düşürmeyi amaçlayan bir plan hazırlandı. Toplantıya katılan bir kaynağa göre katılımcılar toplantıda, Bennett hükümetinin Knesset’te çoğunluğu kaybettiği, artık kamusal meşruiyetinin kalmadığı ve gayrimeşru bir hükümet haline geldiği konusunda fikir birliğine vardılar.
Siyasetten çekilmesi karşılığında hakkındaki yolsuzluk davalarını kapatmak için savcılıkla bir anlaşmaya varmayı planladığına dair söylentiler çıkaranların olduğunu söyleyen Netanyahu, “  Gerçekleri çarpıtıyorlar. İsrail'in istikrarlı bir ülke olmasını istemiyorlar” dedi. Böyle bir anlaşma yapmayacağını, tüm çabalarının artık hükümeti düşürmek ve kendi liderliğinde yeni bir hükümet kurmaya yönelik olduğunu vurgulayan Netanyahu, yarından sonraki gün veya önümüzdeki hafta hükümetten güvenoyunun çekilmesine yönelik bir plan ortaya koymak için çalıştığını açıkladı.
Buna karşın mevcut hükümetin çoğunluğu kaybetse de düşmeyeceği biliniyor. Yeni yasaya göre hükümete verilen güven oyu ancak en az 61 milletvekilinin çoğunluğuna sahip, yeni bir başbakan adayı öneren başka bir koalisyon kurulduğu takdirde geri çekilebilir.
Netanyahu şu ana kadar böyle bir çoğunluğu bulamadı. 60 milletvekilinden oluşan muhalefet saflarında yer alan, Eymen Udeh, Ahmed et-Tıybi ve Sami Ebu Şehade’nin milletvekilleri olduğu İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden Ortak Arap Listesi Bloku, Itamar Ben Gvir, Bezalel Smotrich ve diğer Arap karşıtı aşırı sağcılarla müttefik olan Netanyahu'yu başbakan olarak taçlandırmayı reddediyor.
Bu yüzden mevcut hükümetten kurtulmak için geriye tek yol kalıyor o da, erken seçimlerin yapılmasını sağlayacak bir yasa çıkarmak. Başta, yapılan anketlerin, yaklaşan seçimlerde siyasi arenadan silinme ihtimallerinin yüksek olduğuna işaret ettiği sağcı iki parti; Bennett liderliğindeki Yamina ve Adalet Bakanı Gideon Saar liderliğindeki Yeni Umut partileri olmak üzere hükümet koalisyonunda yer alan partilerin büyük çoğunluğu erken seçim fikrine karşı çıkıyorlar.
Bu yüzden Netanyahu, muhalefetteki yoldaşlarına hükümet koalisyonundaki partiler arasında yeni bölünmeler yaratmak için çalışmaya çağırdı. Netanyahu, hükümet koalisyonundaki bir parti ikna edilirse, kendi liderliğinde tamamen sağcı bir hükümet kurmanın mümkün olacağını söylese de yoldaşları, daha gerçekçi bir yaklaşım olması gerektiğini vurgulayarak, seçim tarihini öne almak için başka bir plan yapmasını önerdiler.
Seçmen tabanından ciddi bir baskı altında olan Mansur Abbas liderliğindeki Ra’am’dan dün akşam geç saatlerde yapılan açıklamada, parlamentoya erken seçim teklifi sunulması halinde oy kullanmama olasılığının araştırıldığı belirtildi.
Ra’am’dan üst düzey bir kaynak, bu yaklaşımın İsrail ve Ürdün arasındaki Tapınak Dağı’nın yönetimi meselesi ve yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik provokatif saldırılarının önlenmesi konusunda Naftali Bennett'e verilen bir tepki olduğunu’ belirtti. Bennett, dün hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, ‘yalnızca İsrail Devleti'nin başkenti olarak kabul edilen Kudüs'ün işlerine herhangi bir dış müdahalenin reddedildiğini’ söyledi. Bennett, “Mescid-i Aksa ve Kudüs ile ilgili kararları İsrail hükümeti verecek. Kudüs'teki tüm inançlardan insanlara saygı duymaya devam edeceğiz. Terörle mücadele konusunda herhangi bir partizan yahut siyasi düşüncenin olmadığını ve olmayacağını da açıkça belirtmek isterim. Elbette Tapınak Dağı ile ilgili herhangi bir karar, şehre egemen olan İsrail hükümeti tarafından, başka hiçbir husus göz önünde bulundurulmaksızın alınacaktır. İsrail hükümetinin kararlarına herhangi bir dış müdahaleyi kesinlikle reddediyoruz. Kudüs, tek bir devletin, İsrail Devleti'nin başkentidir” ifadelerini kullandı.
Amman'da Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamalara yanıt olarak Bennett'in yaptığı açıklamaları değerlendiren Mansur Abbas, “Ra’am’ın tutumu, işgal altındaki Kudüs'te bulunan kutsal mekanlar konusunda İsrail ve Ürdün arasında yapılacak anlaşmalara bağlı. Ra’am buna göre Likud Partisi’nin Knesset'i feshetmek için önereceği bir yasa tasarısının oylanmasına katılmaktan kaçınarak Bennett'i protesto etme kararı alabilir” dedi. Bu da Knesset'in feshedilmesinin onaylanabileceği ve konuyla ilgili müzakerelerin birkaç ay içinde başlayabileceği anlamına geliyor. Hükümet koalisyonu kurulurken partiler arasında yapılan anlaşmaya göre seçim olması durumunda Bennett başbakanlık görevinden ayrılacak ve yerine alternatif başbakan ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid geçecek. Hükümet ise geçici hükümet konumunda olacak, yani düşmeyecek.
Ancak bu durumda son sözü Ortak Arap Listesi Bloku söyleyecek. Eğer Knesset'in feshedilmesine karşı oy verirse, tasarı onaylanamayacak. Böylece 6 aydan daha kısa bir süre içinde Knesset’te aynı nedenden ötürü başka bir yasa tasarısı daha sunulamayacak.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.