Yaygın gıda takviyeleri gelecekte kalbe zarar verebilir

Yaygın gıda takviyeleri gelecekte kalbe zarar verebilir
TT

Yaygın gıda takviyeleri gelecekte kalbe zarar verebilir

Yaygın gıda takviyeleri gelecekte kalbe zarar verebilir

Diyetinizde yeterli miktarda kalsiyum almak, yaşamınız boyunca kemiklerinizi sağlıklı ve güçlü tutmanın anahtarı olabilir. Bu nedenle, yaşlı yetişkinlerin osteoporoz ve kemik kırığı gibi sorunları önlemeye yardımcı olması için kalsiyum takviyesi almaları sıklıkla önerilmekte.
Şarku’l Avsat’ın sağlık internet portalı ‘eat this not that’tan aktardığı habere göre 50 yaşından sonra kalsiyum takviyesi almanın çeşitli yan etkileri arasında, yaşlandıkça kalbinize zarar vermesi bulunuyor.
Akademik tıp dergisi British Medical Journal’da (BMJ) yayınlanan yeni çalışmada, araştırmacılar yaş ortalaması 74 olan 2 bin 600'den fazla kişiyi inceledi. İncelenen kişiler aort kapak kalsifikasyonu hafif ve orta düzeyde kabul edilen hastalardı. Katılımcıların üçte biri kalsiyum takviyesi alırken, diğer üçte biri kalsiyum ve D vitamini takviyesi aldı. Son gruptakiler ise hiç takviye almadı.
Araştırmacılar, beş buçuk yıldan fazla bir süre sonra, yalnızca kalsiyum takviyesi alanların ölüm riskinin yüzde 24 arttığını keşfettiler. Kalsiyum ile birlikte D vitamini takviyesi almak da bu oranı yüzde 31'e çıkardı.
Açıklamayı yapan Cleveland Clinic'te Kardiyovasküler Bölümü Başkanı ve çalışmanın Baş Araştırmacısı Dr. Samir Kapadia, ek kalsiyum alımının yararlı olamayacağını ve hatta zararlı olabileceğini söyledi. Kapadia, “Besin takviyesi alıyorsanız, almaya devam edip etmemeniz gerektiğini öğrenmek için bir uzmana danışmanız önemli” dedi. Ayrıca, “Bir iç hastalıkları doktoru ve vitamin uzmanı olarak, olası zararlardan kaçınmak için minimum düzeyde kalsiyum takviyesi kullanmayı önerdiğini" vurguladı.
Öte yandan “Vitamin Çözümü: İki Doktor Vitaminler ve Sağlık Hakkındaki Kafa Karışıklığını gideriyor” kitabının yazarı Ariel Levitan MD konuyla ilgili açıklamasında “Uzun zamandır fazla vitamin almanın böbrek taşları ve kabızlık gibi bir dizi potansiyel yan etkiye neden olabileceğini biliyorduk. En büyük endişe, kalp ve muhtemelen meme dokusu gibi dokularda kalsiyum birikmesi” ifadelerini kullandı.
Levitan, çoğu insanın yalnızca beslenme yoluyla yeterli kalsiyum aldığını belirtiyor. Örneğin, “süt ürünleri, kara sebzeler, badem, alternatif süt ürünleri, nohut vb.” gibi gıdalarda kalsiyum bulunuyor.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe