Fransa'daki Lübnanlı seçmenlerin seçim ikilemi

Paris’te oy kullanmak için sırada bekleyen Lübnanlılar. (Şarku’l Avsat)  
Paris’te oy kullanmak için sırada bekleyen Lübnanlılar. (Şarku’l Avsat)  
TT

Fransa'daki Lübnanlı seçmenlerin seçim ikilemi

Paris’te oy kullanmak için sırada bekleyen Lübnanlılar. (Şarku’l Avsat)  
Paris’te oy kullanmak için sırada bekleyen Lübnanlılar. (Şarku’l Avsat)  

Fransa'da ikamet eden Lübnan vatandaşları, Fransız makamlarının katkılarıyla Büyükelçilik tarafından hazırlanan seçim merkezlerinde parlamento seçimleri için oy kullandı. Sabah erken saatlerde seçim merkezleri önünde oy vermek için sıraya giren Lübnanlılar, seçimlerin ülkelerinde nitelikli bir değişime neden olması yönündeki dileklerini ifade ettiler. Fransa, ABD’den sonra en çok Lübnanlı seçmenin bulunduğu ülke olarak dikkat çekiyor. ABD’de kayıtlı seçmen sayısı 27 bin 982 iken Fransa’daki seçmen sayısı 27 bin 813. Lübnan’ın Paris Büyükelçiliği’ndeki kaynaklar, yerel saatle 17-00'a kadar seçimlere katılım oranının yüzde 50 civarında gerçekleştiğini, bu oranın sandıklar kapanana kadar yüzde 60’lara çıkacağının tahmin edildiğini aktardı.  
 Lübnanlıların yoğun olarak yaşadığı semtlerden birinde ikamet eden Fransız vatandaşı François, Lübnanlı seçmenlerin oy verme arzusunun etkileyici olduğunu söyledi. Lübnan’daki siyasi yapıya dair bir fikrinin olmadığını itiraf eden François, bununla birlikte Lübnanlıların bir değişim istediğinin açık olduğunu değerlendirdi. 15. Seçim Merkezi’nin kurulduğu mahallede bir kıyafet dükkânı işleten Nadine, ‘Lübnan’ı az çok biliyorum yönetimin başarısız olduğunu işitiyorum, Lübnanlıların değişim arzusuyla eski yaşamlarını kazanmak için seçimlere hevesli bir şekilde katılım göstermesi oldukça etkileyici’ diye yoru-laamda bulundu.  
Fransa’da Versay Sarayı’nın bulunduğu bölgede oy kullanmaya gelen bazı vatandaşlar yanlarında ailelerini de getirdi. Elektrik mühendisi olarak çalışan Sami, oy kullanmaya çocuklarıyla birlikte geldi. Şarku’l Avsat’a konuşan Sami, ‘’Lübnanlıların Fransızlardan daha az sorumluluk bilincinde olmadığını göstermek istiyoruz, çocuklarım ülkemizi önemsediğimizin bilincine varmalı. 2019’dan beri yüzbinlerce Lübnanlının değişim talebiyle sokaklara dökülmesinin boşa gitmemesi için bu seçimlerin önemli olduğuna inanıyorum, ülkemizdeki yara hala kanıyor ve halkımız sefalet içinde.’’ dedi.  
 Söylediklerinin bire bir aktarılmasını rica eden Sami, ‘’Ben de sivil halk hareketinin içindeydim ve protestolara katıldım. Ancak en büyük hayal kırıklığım, hareketin liderlerinin birbirini anlamaktan aciz olduklarını gördüğümde yaşadım. Tarihi bir fırsatı kaçırdılar, sonuç olarak devirmek istedikleri siyasi tabakanın yerinde kalmasına imkan tanımış oldular’’ ifadelerini kullandı.  
Şarku’l Avsat, 2018’den sonra seçmen sayısında önemli artışın yaşandığı Fransa’da, seçimlerde oy kullananların arasında gençlerin ağırlıkta olduğunu gözlemledi. Geçtiğimiz yıllara kıyasla gençlerin seçimlere daha fazla katılım sağlaması değişim isteğini göz önüne seriyor. Fransa’daki seçmen sayısının artmasının başlıca sebepleri arasında, nüfus oranlarındaki artış ve son yıllarda farklı meslek gruplarının bu ülkeye göç etmesi geliyor. Eczacılık Fakültesinde öğrenci olan Sirc, ailesiyle birlikte aylardır ülkedeki seçim tartışmalarını izlediğini ve yurt dışında olması hasebiyle hiçbir psikolojik baskıya maruz kalmaksızın özgür iradesiyle istediği adaylara oy kullanacağını söyledi. Fransa’da 70 sandık içeren 40 seçim merkezi bulunuyor. Lübnan’daki seçimlere katılan birçok aday, seçmen sayısının yüksek olduğu Fransa’da seçim propagandaları yaptı. Büyükelçilik seçim noktalarının Mega Center olarak adlandırılan bir merkezde toplanması yönünde girişimde bulunmuştu, ancak vatandaşlar uzun mesafeler kat etmek istemedikleri yönünde şikayet dilekçeleri sundular. Bazı seçim noktalarında seçmenler uzun bir süre sıra bekleyişinden şikayetçi oldu, bazıları ise belirlenen süre içinde başvurdukları halde isimlerinin seçmen listesinde yer almamasından yakındı.  



Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı: Yerleşimcilerin idari gözetimine son verme kararı onları suç işlemeye teşvik ediyor

El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)
El Halil kentindeki Eski Şehir'de yerleşimcilerin yürüyüşü esnasında güvenlik önlemleri alan İsrail askerleri (WAFA)

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail'in yerleşimcilerin idari gözetimini iptal etme kararının onları daha fazla suç işlemeye teşvik ettiği ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, İsrail Savunma Bakanı'nın ‘Filistinli vatandaşlara karşı suç ve ihlal işleyen yerleşimcilerin idari tutukluluk hallerinin kaldırılmasına yönelik kararını, tutuklananların sayısı çok az olmasına rağmen, ciddi bir endişeyle karşıladıklarını’ bildirdi.

Bakanlık, bu kararın aşırılık yanlısı yerleşimcileri ‘Filistinlilere, topraklarına ve mülklerine karşı terör uygulamaya teşvik ettiğini ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, ‘yerleşimci milislerin terörizmini engellemek, devam eden cezasızlıklarına son vermek ve Filistin halkını işgalcilerin tecavüzünden korumak için etkili uluslararası eylem’ çağrısında bulundu.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı uygulamasına son verme kararı aldığını duyurdu.

Katz yaptığı açıklamada, ‘Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistinli terör tehditlerine maruz kaldığı ve yerleşimcilere karşı haksız uluslararası yaptırımların uygulandığı bir gerçeklikte, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilere karşı idari gözaltı kararlarının kullanımını durdurmaya karar verdiğini’ belirtti.

AFP'nin aktardığına göre Katz, “İsrail devletinin yerleşim sakinlerine karşı bu tür tehlikeli bir adım atması uygun değildir” dedi.