Tunus Cumhurbaşkanı Said’e destek gösterisi düzenlendi

Tunus Başbakanı: Ekonomik ve sosyal reformlar treni kalktı

Tunus’un başkentinde toplanan göstericiler ülkelerinin bayraklarıyla Cumhurbaşkanı Kays Said’e destek sloganları attı (AFP)
Tunus’un başkentinde toplanan göstericiler ülkelerinin bayraklarıyla Cumhurbaşkanı Kays Said’e destek sloganları attı (AFP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Said’e destek gösterisi düzenlendi

Tunus’un başkentinde toplanan göstericiler ülkelerinin bayraklarıyla Cumhurbaşkanı Kays Said’e destek sloganları attı (AFP)
Tunus’un başkentinde toplanan göstericiler ülkelerinin bayraklarıyla Cumhurbaşkanı Kays Said’e destek sloganları attı (AFP)

Tunus’un başkentindeki ana caddeler, Cumhurbaşkanı Kays Said’in 25 Temmuz 2021’de uygulamayı vaat ettiği siyasi, ekonomi ve sosyal reformlarla ilgili rotaya yönelik destek gösterilerine tanık oldu. Başkentteki Habib Burgiba Caddesi'nde toplanan yüzlerce destekçi “Diyaloğa Hayır… Referanduma Hayır… Hesap Sormadan Seçimlere Hayır” sloganları attı.
Göstericiler ayrıca “Hızlandırmaya Evet… Süreci Karmaşıklaştırmaya Hayır”, “Tunus Özgürdür, Terör Gidicidir”, “Tunus Egemendir… Egemenlik Milletindir”, “Hepimiz Kays Said’iz” sloganlarını kullandı.
Gösterilerdeki gençlerin çoğu, Tunus’ta 2011 Devrimi döneminde kullanılan “Emek, Özgürlük, Onur” sloganını attı. Tunus’un seçimlerine destek anlamı taşıyan bu gösterilerde her yer bayraklarla kuşandı.
25 Temmuz Hareketi Siyasi Bürosu Başkanı Ahmed Mebruk, reform sürecini desteklemek için “yozlaşmışlardan hesap sorulması, siyasi suikastlar, terör ve Tunus’un kaynaklarının gasp edilmesiyle ilgili dosyalarının açılması” gerektiğini vurguladı.
25 Temmuz Hareketi yöneticilerinden Kemal el-Herabi, bu yürüyüşün finansman kaynaklarıyla ilgili yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı veya Başbakanlık’tan ödenek aldıkları yönündeki iddiaları yalanlayarak, yurtiçinden ve yurt dışından birkaç iş insanının yaptığı bağışlarla toplamda yaklaşık 55 bin Tunus dinarı (yaklaşık 18 bin dolar) değerinde bir fon oluşturduklarını aktardı.
Tunus İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin, güvenlik birimlerinin gösterilerin güvenliği sağlamak için yaptıkları hazırlıkları denetlemek amacıyla dün sabah saatlerinde başkentteki Habib Burgiba Caddesi'ni dolaştı. Şerafeddin, yaptığı konuşmada, “Paralı askerlerin sosyal medyadaki kiralık bazı sayfalar üzerinden safsataları yayma çabalarına rağmen ülkedeki güvenlik durumu çok iyi. Kaynağı yabancı ülkelerde olan bu sayfalar para karşılığında Tunus’un çıkarlarını baltalamak ve yabancıların çıkarlarına hizmet etmek için düşünce özgürlüğü atmosferini ve Tunus makamlarının demokrasi havası oluşturma arzusunu istismar ediyor” dedi.
Abir Musa liderliğindeki Özgür Anayasa Partisi, Kays Said’in kararlarını protesto için 15 Mayıs’ta düzenleyeceğini ilan ettiği “Kartaca Sarayı’na Yavaş Yürüyüş”ün İçişleri Bakanlığı tarafından engellenmesine atıfta bulunarak, otorite sahiplerinin ülkeyi kasıtlı olarak sözlü talimatlarla yönetmelerini kınadı. Necla Buden hükümetinin Kays Said’i destekleyen grupların etkinlik düzenlemesine itiraz etmediğini, onların önünü açtığını ve gösterilere katılımları kolaylaştırdığını ancak herhangi bir gerekçe sunmadan Özgür Anayasa Partisi’nin yürüyüş düzenleme talebini reddettiğini belirten parti, bu durumu ‘çifte standart’ olarak nitelendirdi.
Öte yandan Tunus’ta Yeni Cumhuriyet Hareketi adında bir parti kuruldu. Bundan birkaç gün önce de Ahmed Necib eş-Şabi liderliğinde Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin kuruluşu duyurulmuştu. Nahda Hareketi’nin Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni güçlü bir şekilde desteklediği belirtiliyor.
Yeni Cumhuriyet Hareketi Kurucu Heyeti’nde yer alan Ferhat Radavi, 25 Temmuz sürecini destekleyen, iç ve dış her türlü baskı ve müdahaleye karşı ülkenin egemenliğine ve karar alma bağımsızlığına bağlı olan tüm barışçıl halk hareketlerini ön şartsız desteklediklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Said’in başlattığı ulusal diyalogun 25 Temmuz süreci zaferinin güvencelerinden biri olduğunu kaydeden Radavi, bu sürecin başarılı olması adına şartların sağlanması ve hedeflerini gerçekleştirmek için göstermelik olmaması ve aceleye getirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Başbakan Necla Buden, 1 Mayıs Dünya İşçi Bayramı kutlama töreninde yaptığı konuşmada, “Ekonomik ve sosyal reformlar treni kalktı” dedi. Bu reformlar yoksul ailelerin durumunun iyileştirilmesi, zarar eden kurumların ve yenilebilir enerji sektörünün desteklenmesi gibi büyük projeleri kapsıyor. Buden Tunus hükümetinin göreve başladığı ilk günden beri karşılaştığı büyük zorluklara rağmen ülke içinde ve dışındaki yükümlülüklerini yerine getirmede başarı kaydettiğini söyledi.
Buden, Sosyal İşler Bakanı Malik el-Zahi ve Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS) Başkanı Nureddin et-Tabubi’nin de katıldığı törende şunları kaydetti:
“Tüm bu zorluklara kıyasla övünme hakkına sahip olduğumuz ciddi ve olumlu adımlar attığımızı söyleyebilirim. İç ve dış borçları ödediğimizi, ücretleri vaktinde yatırdığımızı, temel gıda malzemelerinden zaruri ihtiyaçları temin ettiğimizi ve aynı zamanda sınırdaki kaçakçılık ile haksız rekabetle mücadele ettiğimizi söylesek abartmış olmayız. En asgari sosyal yardımları ve hatrı sayılır bir döviz rezervi temin ettik.”



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.