Eski ABD Savunma Bakanı Esper Trump’ın birkaç ülkeyi vurmayı teklif ettiğini açıkladı

Donald Trump ve Mark Esper’in Eylül 2019 tarihinde yan yana çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Donald Trump ve Mark Esper’in Eylül 2019 tarihinde yan yana çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
TT

Eski ABD Savunma Bakanı Esper Trump’ın birkaç ülkeyi vurmayı teklif ettiğini açıkladı

Donald Trump ve Mark Esper’in Eylül 2019 tarihinde yan yana çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Donald Trump ve Mark Esper’in Eylül 2019 tarihinde yan yana çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)

Eski ABD Savunma Bakanı Mark Esper, eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde ‘tehlikeli durumlardan’ kaçınmayı başardığını söyledi. Amerikan CBS televizyonuna verdiği röportajda Esper, Trump ve ona yakın kişilerin iç ve dış politikada dile getirdikleri birtakım ‘tehlikeli’ önerilerden bahsetti. Esper’in söylediğine göre bu öneriler arasında İran'ı vurmak, Meksika'ya füze fırlatmak, Venezuela'ya askeri saldırı başlatmak, Küba'yı kuşatmak ve İslamcı terör örgütlerine bir uyarı mesajı göndermek için bir teröristin kopmuş kafasını domuz kanına bulamak yer alıyordu.
Eski ABD Savunma Bakanı Esper, geçtiğimiz Salı günü kitap raflarında yerini alan “Kutsal Yemin” (A Sacred Oath) adlı anılarını kaleme aldığı kitabının tanıtımı için verdiği röportajda, eski Başkan Trump’ın, siyahi ABD'li George Floyd'un polis tarafından gözaltına alındığı sırada boğazına bastırılarak öldürülmesini protesto etmek amacıyla sokaklara dökülen protestocuları vurmayı önerdiğini söyledi. Önerinin, çok kötü ve tehlikeli olduğunu ve hayata geçirilmesi halinde ülkeyi tehlikeli bir sürece sokacağını belirten Esper, “Bu tür öneriler birkaç haftada bir geliyordu ve biz onları engellemek zorundaydık” dedi.
Bu önerileri ele alırken ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley'den ‘ciddi bir destek’ aldığını ifade eden Esper, bu önerilerle mücadele için Milley ile birlikte ‘dört hayır’ adını verdikleri bir sistem kurduklarını açıkladı. Esper, “Bu fikre ulaştık. Orgeneral Milley ile bunu ele aldık. Bu sisteme, seçimlerden önce engellememiz gereken dört meseleye işaretle ‘dört hayır’ adını verdik. Bu meseleler; stratejik geri çekilmelerin, gereksiz savaşların, ordunun siyasileştirilmesinin ve askeri gücün kötüye kullanılmasının engellenmesiydi. Aylar geçtikçe, bu ‘hayır’lar, meseleleri kıyasladığımız bir standart haline geldi” şeklinde konuştu. George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından geçen süreci detaylı olarak anlatan Esper, “Eski ABD Başkanı (Trump), Floyd'un öldürülmesini kınamak için sokağa dökülen göstericileri bastırmaya yönelik senaryoları masaya yatırdı. St. John Kilisesi'nde çıkan yangının ardından Washington DC'ye 10 bin asker gönderme olasılığını tartışırken ‘onları basitçe vuramaz mısınız? Bacaklarından vurulamazlar mı?’ diye sordu” diye aktardı.
Röportajda bu tür davranışlara ancak muz cumhuriyetlerinde ve baskıcı rejimlerinde rastlanabileceğini belirten Esper, “Çin'deki Tiananmen Meydanı'nda olanları hatırlıyoruz” ifadelerini kullandı. 
Donald Trump ise yaptığı açıklamada, protestocuların vurulması çağrısında bulunduğu iddialarını yalanlayarak, “Bu bir yalan... Söylediklerimi destekleyecek 10 tanığım var. Mark Esper zayıf ve etkisizdi. Bu yüzden orduyu yönetmek zorunda kaldım” dedi.
Esper, Trump'ın, Meksika'daki uyuşturucu laboratuarlarını yok etmek için o bölgeye füze atıp atamayacaklarını sorduğunu da iddia etti. Esper, “Bunu yapamayız, çünkü bu uluslararası yasaların ihlalidir ve bizi çok etkileyecektir” diyerek Trump'ı böyle bir adım atmaması konusunda uyardığını söyledi. Ancak Esper’in aktardığına göre Trump, “Bunu yaptığımızı kimse bilmeyecek” yanıtını verdi. Trump'ın ofisinden bu ayrıntıyla ilgili iki kelimelik; “Yorum yok” açıklaması yapıldı.
Esper, dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Milley'i, Başkan'ın ABD seçimlerinden önce ‘İran dışında faaliyet gösteren İranlı bir komutanı öldürmek’ istediğini söyleyerek ‘şaşkına çevirdiğini’ iddia etti.
Esper, kitabında bu konuyla ilgili olarak şunları yazdı:
“Orgeneral Milley ve ben bu kişiyi ve bölgede yarattığı sorunları bir süredir biliyorduk. Ama neden şimdi? Yeni olan ne? Anlık bir tehlike mi söz konusu? Neden böyle bir adımı tartışmak için ulusal güvenlik ekibi bir araya getirilmiyor?”
Esper, Orgeneral Milley’in, Trump'ın  O'Brien'ı yeniden seçilmesine yardımcı olacak haberler için böyle bir adım atmaya ittiğini düşündüğünü aktardı.
Esper ayrıca O'Brien'ın uranyum zenginleştirmesi nedeniyle Tahran'a askeri bir saldırı başlatmaya zorladığından söz etti.
Eski ABD Savunma Bakanı kitabında, Trump yönetiminin ABD Kongresi'nin Ukrayna'ya yönelik milyonlarca dolar değerindeki askeri yardım konusunda birtakım çekinceleri olduğunu da yazdı. Bu yardımın 250 milyon dolarının Ukrayna’ya gönderilmesi için eski Başkan’ın (Trump) baskı yaptığına işaret eden Esper, kitabında, “Tartışıyorduk. Ona ‘Sayın Başkan, sonunda Kongre bu yardımı onayladı ve yasalaştı. Biz de bu yasayı uygulamalıyız’ dedim” diye yazdı. Esper, Trump'ın 2019 yılı yazında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i aradığını ve bu yardımın Kiev'e gönderilmesi karşılığında kendisinden bir ‘iyilik’ istediğini kaydetti.



UNIFIL, İsrail'in Güney Lübnan'daki Blida kasabasına düzenlediği silahlı saldırıdan endişe duyuyor

Güney Lübnan'daki UNIFIL güçleri (AFP)
Güney Lübnan'daki UNIFIL güçleri (AFP)
TT

UNIFIL, İsrail'in Güney Lübnan'daki Blida kasabasına düzenlediği silahlı saldırıdan endişe duyuyor

Güney Lübnan'daki UNIFIL güçleri (AFP)
Güney Lübnan'daki UNIFIL güçleri (AFP)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), İsrail'in dün sabah erken saatlerde Güney Lübnan'daki Blida kasabasına düzenlediği silahlı saldırıdan duyduğu endişeyi dile getirerek, bunun BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının ve Lübnan'ın egemenliğinin açık bir ihlali olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Alman Basın Ajansı'ndan (DPA) aktardığına göre, UNIFIL’ın dün yaptığı açıklamada, "İsrail'in Mavi Hat'ın kuzeyindeki bu eylemi, BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararı'nın ve Lübnan egemenliğinin açık bir ihlalidir" denildi.

Açıklama şöyle devam ett: "UNIFIL, olayla ilgili olarak Lübnan Silahlı Kuvvetleri ile temas halindedir."

Bir İsrail gücü, gece yarısından sonra Lübnan'ın güneyindeki Blida kasabasına girmiş, belediye binasına baskın düzenlemiş ve geceyi orada geçiren çalışan İbrahim Salame'yi öldürmüştü.


Hegseth, Çinli mevkidaşına Amerika'nın çıkarlarını "şiddetle savunacağı" güvencesini veriyor

Hegseth, Çinli mevkidaşına Amerika'nın çıkarlarını "şiddetle savunacağı" güvencesini veriyor
TT

Hegseth, Çinli mevkidaşına Amerika'nın çıkarlarını "şiddetle savunacağı" güvencesini veriyor

Hegseth, Çinli mevkidaşına Amerika'nın çıkarlarını "şiddetle savunacağı" güvencesini veriyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Çinli mevkidaşı Dong Jun ile yaptığı görüşmede, ABD'nin "çıkarlarını güçlü bir şekilde savunmaya devam edeceğini" söyledi.

Higseth, X platformunda yaptığı açıklamada, Çinli bakana, ABD'nin Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki faaliyetlerinden endişe duyduğunu söylediğini ve Hint-Pasifik bölgesinde güç dengesinin korunmasının önemini vurguladığını belirtti.


Kerrubi, milletvekillerini Putin'e 'aşırı sadakatle' suçladı

Reformcu Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, geçen mart ayında Kerrubi'yi evinde ziyaret etti (Ensaf Haber)
Reformcu Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, geçen mart ayında Kerrubi'yi evinde ziyaret etti (Ensaf Haber)
TT

Kerrubi, milletvekillerini Putin'e 'aşırı sadakatle' suçladı

Reformcu Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, geçen mart ayında Kerrubi'yi evinde ziyaret etti (Ensaf Haber)
Reformcu Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, geçen mart ayında Kerrubi'yi evinde ziyaret etti (Ensaf Haber)

İranlı reformcu lider Mehdi Kerrubi, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf'ın Rusya ile İran arasındaki ilişkilere "zarar vermemeleri" konusunda yerel grupları uyarmasından birkaç gün sonra, milletvekillerini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e "aşırı sadakat" göstermekle suçladı.

Reformcu medya organlarında dün yer alan açıklamalarda Kerrubi, güvenlik ve askeri teşkilatın siyasi ve ekonomik faaliyetlerini eleştirerek, "reformcuların yıllar önce yaptığı uyarıların artık gerçeğe dönüştüğünü" belirtti.

Kerrubi, "Parlamentodaki bazı askeri isimler Putin'e sadakatlerini göstermek için yarışıyor" dedi ve alaycı bir şekilde, "Komünist Tudeh Partisi iktidarda olsaydı bile Ruslara bu kadar destek vermezdi" ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kerrubi'nin bu açıklamaları, Kalibaf'ın eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'e yönelttiği, onları Tahran ile Moskova arasındaki stratejik ilişkilere zarar vermekle suçlayan eleştirilere yanıt niteliğindeydi.