Pakistan "Taliban"ın ikinci gelişiyle karşı karşıya

Nisan ayında yapılan 34 terör saldırısında çok sayıda kişi hayatını kaybetti.

Pakistanlılar, Mayıs 2002’de Karaçi'deki Sheraton Oteli önünde Fransız vatandaşlarını taşıyan bir otobüse çarpıp patlamaya neden olan bir arabanın enkazını inceliyor (AFP)
Pakistanlılar, Mayıs 2002’de Karaçi'deki Sheraton Oteli önünde Fransız vatandaşlarını taşıyan bir otobüse çarpıp patlamaya neden olan bir arabanın enkazını inceliyor (AFP)
TT

Pakistan "Taliban"ın ikinci gelişiyle karşı karşıya

Pakistanlılar, Mayıs 2002’de Karaçi'deki Sheraton Oteli önünde Fransız vatandaşlarını taşıyan bir otobüse çarpıp patlamaya neden olan bir arabanın enkazını inceliyor (AFP)
Pakistanlılar, Mayıs 2002’de Karaçi'deki Sheraton Oteli önünde Fransız vatandaşlarını taşıyan bir otobüse çarpıp patlamaya neden olan bir arabanın enkazını inceliyor (AFP)

Pakistan-Afgan sınır bölgesinde terör ve aşırılık dalgasının tırmanması, Pakistan'ın batı sınırlarında istikrarsızlaşmaya yol açtı. Pakistan medyası bu durumu Pakistan Talibanı'nın ikinci gelişi olarak tanımlıyor. Çoğu kişi Mart'ı en çok saldırının olduğu en kötü dönem olarak tanımladı. Pakistan Talibanı saldırıların çoğunu Afganistan'ın içinden başlattı. Pakistan Çatışma ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü (PICSS) tarafından yayınlanan rakamlara göre, Nisan ayında militan saldırılarında bir önceki aya göre yüzde 24'lük bir artış görüldü. Nisan ayında gerçekleşen 34 saldırıda 55 kişi öldü ve en az 25 kişi yaralandı. Mart ayında 26 saldırı gerçekleşti ama can kaybı çok daha fazlaydı. 4 Mart’ta Peşaver'deki bir Şii camisine düzenlenen intihar saldırısında 77 kişi öldü, 288 kişi yaralandı. Bu saldırının sorumluluğunu DEAŞ’in "Horasan" kolu üstlendi.
Rakamlar, Mart ayındaki saldırı sıklığının Şubat ayına göre iki kat arttığını ve güvenlik durumunun hızla kötüye gittiğini gösteriyor.
 Pakistan hükümeti kısa süre sonra Pakistan Talibanı'nın ülkedeki sivil ve askeri hedeflere saldırı başlatmak için Afgan topraklarını kullandığı için Kabil'deki Taliban rejimine şikayetini iletti.
 Kabil, Afganistan'ın sınır kasabalarında saklanan Pakistan Talibanı'nı şu ana kadar dizginlemeyi başaramadı.
 Pakistan açısından bakıldığında, Pakistan Talibanı, sınır bölgesindeki Pakistan kara kuvvetlerinin yoğun mevcudiyeti nedeniyle toprak ele geçirecek bir konumda görünmese de sivil yaşamı önemli ölçüde bozma yeteneğini gösteriyor.
Pakistan ordusu, sınır bölgesinde intihar bombacılarını eğiten "Taliban"ın birkaç eğitim merkezini imha etti. Bu, Taliban'ın intihar saldırıları başlatması için çok az alan bıraktı. Bununla birlikte, Kabil’deki Taliban rejimi Afganistan'ın sınır kasabalarında saklanan Pakistan Talibanı'nı dizginlemek için ordunun sınır bölgelerinde vur-kaç operasyonlarına odaklanıyor.



Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılması için uzun süre çalışan ‘Maestro’ lakaplı avukat Gilles Duvier hayatını kaybetti

Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)
Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)
TT

Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılması için uzun süre çalışan ‘Maestro’ lakaplı avukat Gilles Duvier hayatını kaybetti

Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)
Merhum Fransız avukat Gilles Duvier (X)

Filistin davasının uluslararası mahkemelerdeki en büyük savunucularından biri olan ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkartan Fransız uluslararası hukuk avukatı Gilles Duvier salı günü 68 yaşında hayatını kaybetti.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Monte Carlo radyosundan aktardığına göre, Duvier’in yol arkadaşı avukat Abdulmecid Marari şu ifadeleri kullandı: “O, ilkeler ve genel olarak haklı davalar, özellikle de Filistin davası için yaşadı. Her yerde savaş suçlularına karşı yakalama kararı çıkarmaya çalıştı.”

2023 yılında, aralarında Duvier'in de bulunduğu Filistinli mağdurların avukatları, İsrail işgalinin Gazze Şeridi halkına karşı işlediği soykırım ve etnik temizlik suçlarıyla ilgili olarak Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) bir şikâyet dilekçesi sundu.

Duvier, savaş suçlarından sorumlu olanların hesap vermesini sağlamaya kendini adamış 500'den fazla avukat ve hukuk uzmanından oluşan küresel bir ağ olan Uluslararası Avukatlar Komitesi'ni kurdu.

Bu komite, davaların UCM’ye taşınmasında etkili oldu ve Netanyahu ile Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılmasını sağladı.

Duvier, 400 avukatla birlikte Filistin halkı adına UCM'ye yaptıkları şikâyetle ilgili olarak şunları söylemişti: “Filistin davasında bir soykırım davasının tüm kriterlerine sahip olduğumuz benim için çok açık. Hükümetler hangi kampa katılacaklarını, insan haklarını mı yoksa soykırımı mı destekleyeceklerini seçmek zorunda. Uluslararası hukuk ve insan hakları hakkında konuşmalar yapıp sonra da hiçbir şey yapmadan saldırıyı kabul edemezler.”

“Eğer UCM hiçbir şey yapmazsa, bu mahkemenin sonu olur” diyen Duvier, “Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkartmak için elimizde yeterli kanıt var” ifadelerini kullanmıştı.