İsrail’den havalanan Türk yolcu uçağında panik: 9 kişi gözaltına alındı

İsrail: Tel Aviv-İstanbul seferini yapan bir yolcu uçağında yolculara uçak kazası fotoğraflarının gönderilmesinin ardından 9 kişi gözaltına alındı

Tel Aviv Ben Gurion Uluslararası Havalimanı (Reuters arşiv)
Tel Aviv Ben Gurion Uluslararası Havalimanı (Reuters arşiv)
TT

İsrail’den havalanan Türk yolcu uçağında panik: 9 kişi gözaltına alındı

Tel Aviv Ben Gurion Uluslararası Havalimanı (Reuters arşiv)
Tel Aviv Ben Gurion Uluslararası Havalimanı (Reuters arşiv)

İsrail’in Tel Aviv kentindeki Ben Gurion Uluslararası Havalimanı’ndan kalkan bir uçaktaki yolcuların cep telefonlarına gönderilen fotoğraf yüzünden uçak, havalimanına geri döndü.
Uçaktaki yolculara, Iphone telefonlarda bulunan AirDrop özelliği ile bir uçak kazasına ait fotoğrafların gönderilmesi uçakta paniğe yol açtı. 9 kişinin olaydan sorumlu olduğu düşünülüyor.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail Havacılık Otoritesi Sözcüsü Ofer Levler, İsrail’den İstanbul’a gidecek Türk Hava Yolları’nın yan kuruluşu AnadoluJet’e ait yolcu uçağında yaşananların siber saldırı olmadığını açıkladı.
Yapılan açıklamada polisin olaya neden olan dokuz kişinin uçaktan çıkarttığı ve bu kişilerin yanlış bilgi yaymaktan gözaltına alındıklarını açıkladı. Aralarında İsrail vatandaşı olan 9 kişi, İsrail’de en fazla 3 yıl hapis cezası alabilir. Levler, Channel 12 kanalına yaptığı açıklamada polisin ve güvenlik yetkililerinin zanlıların neden böyle bir şey yaptığını açıklayacağından emin olduğunu belirtti. Levler, görüntüler nedeniyle endişeye kapılan yolcuların uçuş ekibine haber verdiğini ve pilotun havalimanına geri dönerek doğru bir karar verdiğini açıkladı.
Adının Diana olduğunu belirten bir yolcu, “Olay sırasında bir kadın bayıldı, bir başka yolcu ise panik atak geçirdi” dedi.
Levler, güvenlik kontrolünden sonra uçağın yeniden havalandığını açıkladı.
AirDrop, Iphone telefonlar arasında dosya, resim ve ses aktarımı yapılmasını sağlıyor. Kullanıcılar, kendilerine gönderilen mesajı kabul edebilir veya reddedebilir.
 



Japonya ve Güney Kore’de nükleer silah tartışması: ABD’ye güvenmiyoruz

"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
TT

Japonya ve Güney Kore’de nükleer silah tartışması: ABD’ye güvenmiyoruz

"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)
"Atom Bombası Kubbesi" diye de bilinen Hiroşima Barış Anıtı, ABD'nin atom bombası saldırısında ölenlerin anıldığı başlıca yerlerden (Reuters)

Japonya ve Güney Kore, ABD'nin güvenlik garantilerine yönelik şüpheleri nedeniyle nükleer silah geliştirmeyi tartışıyor. 

Reuters'ın analizinde, Japonya'da iktidardaki Liberal Demokrat Parti'den (LDP) bazı siyasetçilerin Washington'ın güvenlik garantilerine daha şüpheci yaklaşmaya başladığı aktarılıyor. 

Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergisi politikası ve NATO'ya yönelik eleştirilerinin bu tutumu kuvvetlendirdiği belirtiliyor. 

LDP'li eski savunma bakan yardımcısı Rui Matsukawa, şunları söylüyor: 

Trump çok öngörülemez, bu belki de onun gücü ama biz her zaman B planını düşünmek zorundayız. Bu da bağımsız olmak ve nükleer silah edinmek anlamına geliyor.

Japonya, II. Dünya Savaşı'ndan sonra nükleer silah üretmeme, bulundurmama ve ülkeye sokmama ilkesini benimsedi. Tokyo yönetimi, 1960 tarihli ABD-Japonya Güvenlik Anlaşması kapsamında Washington'ın "nükleer şemsiyesi" altına girdi. 

Ancak Çin, Kuzey Kore ve Rusya'nın nükleer kapasitesine karşı kamuoyunda ve siyasette farklı sesler yükselmeye başladı.

Analizde, Japonya'nın teknik olarak "nükleer eşiğe" yaklaştığına işaret ediliyor. 45 ton plutonyuma, uranyum zenginleştirme kapasitesine, gelişmiş füze teknolojisine ve uzay programına sahip olan Japonya, isterse birkaç yıl içinde, hatta bazı uzmanlara göre 6 ayda nükleer silah geliştirebilir. 

Japonya'da özellikle genç kuşaklar arasında, ABD'nin 6 Ağustos 1945'te Hiroşima'ya, 9 Ağustos 1945'te de Nagasaki'ye düzenlediği atom bombası saldırılarının anılarının giderek silindiğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle gençler arasında nükleer caydırıcılığın gerekli olabileceği görüşünün güç kazandığı yazılıyor. 

Analize göre Japonya'da gündemde olsa da nükleer silah geliştirmeye destek henüz büyük değil. Ancak 1953'te imzalanan savunma anlaşması kapsamında ABD'nin "nükleer şemsiye" koruması altına giren Güney Kore'de durum bunun tam tersi.

Trump yönetimine güvensizliğin arttığı ülkede yapılan kamuoyu yoklamalarına göre halkın yaklaşık yüzde 75'i Güney Kore'nin kendi nükleer silahlarını geliştirmesini destekliyor. 2022'de yapılan anketteyse bu oran yaklaşık yüzde 61'di.

Muhtemel nükleer saldırılara karşı ABD'nin koruması altındaki Seul yönetimi, kendi silah programını 1970'lerde sonlandırmıştı. ABD, Kuzey Kore'yi nükleer silah üretmekten caydırmak için Güney Kore'ye yerleştirdiği nükleerleri de 1991'de çekmişti.

Ancak Washington'ın izlediği politika başarılı olmadı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün geçen yılki verilerine göre Pyongyang yönetiminin elinde kullanıma hazır 50 nükleer savaş başlığı var. Ayrıca ülkenin 40 başlık daha üretmek için yeterli kapasiteye sahip olduğu düşünülüyor.

Independent Türkçe, Reuters, Asahi