Almanya'da her gün en az 4 kişi ırkçı veya Yahudi aleyhtarı şiddetin mağduru oluyor

Almanya'da her gün en az 4 kişi ırkçı veya Yahudi aleyhtarı şiddetin mağduru oluyor
TT

Almanya'da her gün en az 4 kişi ırkçı veya Yahudi aleyhtarı şiddetin mağduru oluyor

Almanya'da her gün en az 4 kişi ırkçı veya Yahudi aleyhtarı şiddetin mağduru oluyor

Almanya'daki Sağcı, Irkçı ve Yahudi Karşıtı Şiddet Mağdurları için Danışma Merkezleri Derneği (VBRG) Yönetim Kurulu Üyesi Robert Kusche, Almanya'da her gün en az 4 kişinin ırkçı veya Yahudi aleyhtarı şiddetin mağduru olduğunu söyledi. Berlin'de, AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kusche, geçen yıl aşırı sağcı, ırkçı ve Yahudi aleyhtarı şiddetin artış gösterdiğini belirterek, 2021'de kendilerinin 1830 ırkçı ve Yahudi aleyhtarı saldırıyı kaydettiklerini söyledi.
Kusche, Almanya'daki sağcı şiddet konusunda endişeli olduklarına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"2021'de aşırı sağcı, ırkçı ve Yahudi aleyhtarı şiddeti artış gösterdi. Geçen yıl, 5 cinayet gördük. Her gün en az 4 kişi, ırkçı veya Yahudi aleyhtarı şiddetin mağduru. Aşırı sağcı şiddet nedeniyle öldürülen insanlar ve çok sayıda vaka görüyoruz, ülkenin doğusu başta olmak üzere tüm Almanya'yı tarıyoruz. Sadece 9 eyalette bir yılda 1300 vaka kaydettik. İnsanlar, nefret suçu motivasyonu, ırkçılık ve antisemitizm nedeniyle saldırıya uğruyor. Bu, insanlar ve mağdurlar için korkunç. Gerçekten çok endişeliyiz."
Yaşadıkları ana zorluklardan birinin özellikle devlet kuruluşlarını daha iyi izleme konusu olduğuna işaret eden Kusche, "Resmi rakamlar daha iyi olmalı çünkü hala bizimkilerden daha düşük. Bağımsız bir izleme yapıyoruz. Sadece iyi bir izlemeyle Almanya'da ırkçılığa karşı etkili programlar geliştirebiliriz." dedi.
"Durumu iyileştirmek için işleri gerçekten hızlandırmak gerekiyor"
Kusche, sadece son 3 yılda ırkçılık ve antisemitizm nedeniyle 17 cinayet yaşandığını aktararak, şunları kaydetti:
"Göçmen topluluğunun korkmasını tamamen anlıyoruz ve Alman hükümetinin bu konuda daha fazlasını yapması gerektiğini söyleyerek onları destekliyoruz. Halihazırda bazı iyileştirmeler görüyoruz. Alman hükümetiyle zaten Alman İçişleri Bakanı'nın 10 maddelik bir planı olduğunu ifade ettim. Siyasi sürecin genellikle zamana ihtiyacı olduğunu da biliyoruz ve sonunda mağdur olan insanları ya da göçmen oldukları için bir sonraki kurban olmaktan korkanları anlayabiliyorum. Nefret suçları, ırkçılık ve antisemitizm ile mücadelede durumu iyileştirmek için işleri gerçekten hızlandırmak gerekiyor."

"Eylem planı, henüz mükemmel değil"
Hanau saldırısında yaralanan ve kardeşini kaybeden Said Etris Haşimi de AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Almanya'daki tüm aşırı sağcı suçlara bakıldığında ırkçı şiddet konusunda endişeli olduğunu söyledi.
Aşırı ağcı şiddette muazzam bir artış görüldüğünü ve buna karşı harekete geçme zamanı olduğunu belirten Haşimi, şu ifadeleri kullandı:
"Alman hükümeti, ilk kez aşırı sağcılığa karşı 10 maddelik bir eylem planı başlattı. Bunun çok geç kalınmış bir adım olduğunu söyledim. Bu konsept veya eylem planı, henüz mükemmel değil. Bu atılması gereken ilk adım ve federal içişleri bakanının aşırı sağcıları nasıl çökertmek istediğini görmeliyiz. Federal hükümetin sonunda aşırı sağın sistemimizdeki en büyük güvenlik açığı olduğunu kabul etmesi iyi ve doğrudur. Şimdi bunu ele almanın zamanıdır."
Haşimi, Kovid-19 salgınının patlak vermesinden bu yana geçen iki yılda "korona inkarcılarının" aşırı sağ üzerinde güçlü bir etki kazanmayı başardığını söyleyerek, "Bu bazı insanları endişelendiriyor çünkü kimse bunun nereye gittiğini bilmiyor" dedi.



Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
TT

Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)

USA Today'in haberine göre, yapılan bir araştırmada Cumhuriyetçilerin yaklaşık yarısı, adayları Donald Trump'ın Demokrat rakibi Kamala Harris karşısında kaybetmesi halinde ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyeceklerini söylerken, bazıları da ‘kayıtsız kalmayacaklarını ve seçimin sonucunu iptal etmek için harekete geçeceklerini’ ileri sürdü.

100'den fazla ülkede hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından yapılan araştırmada, Demokratların yaklaşık dörtte birinin Harris'in kaybetmesi halinde sonuçları kabul etmeyecekleri ve Cumhuriyetçilere kıyasla daha az sayıda olmak üzere bazı Demokratların sonuçları ‘iptal ettirmek için harekete geçecekleri’ bildirildi.

Ankette katılımcılara seçim sonuçlarını bozmak için ne tür bir ‘eylemde’ bulunacakları sorulmadı.

Söz konusu ankete göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 46'sı ve Demokratların yüzde 27'si adaylarının kaybetmesi halinde sonucu kabul etmeyeceklerini belirtti. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 14'üne karşılık Demokratların yüzde 11'i ‘harekete geçeceklerini’ söyledi.

xcvd

WJP Direktörü Elisabeth Andersen sonuçların ‘ürkütücü’ olduğunu ve Amerikalıların neredeyse üçte birinin kendi adaylarının kaybetmesi halinde başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek istemediğini gösterdiğini vurguladı.

Sonuçlara göre Cumhuriyetçilerin sadece yüzde 29'u seçim sürecinin yolsuzluktan arınmış olduğunu söylerken, bu oran Demokratlarda yüzde 56.

Andersen, “Özellikle Cumhuriyetçiler arasında, ancak bazı bölgelerde de Demokratlar arasında bu sürece güvenin çok düşük olduğunu görebilirsiniz. Dolayısıyla bu sonuç bize seçim sonrasında yaşanabilecek potansiyel çatışmanın bir göstergesi gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

USA Today, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki Brennan Adalet Merkezi tarafından mayıs ayında yapılan ve seçim görevlilerinin yüzde 36'sının taciz ya da kötü muameleye maruz kaldığını, yüzde 16'sının tehdit edildiğini ve her 10 görevliden 7'sinin tehditlerin 2020 seçimlerinden bu yana arttığını söylediğini ortaya koyan bir araştırmaya işaret etti.