Başağa, Libya'da diyalog ve uzlaşma için bir girişim başlattı

‘Parlamento’ Sirte'de ‘istikrar’ hükümetinin çalışmalarına başlamasını onayladı

‘Cumhurbaşkanı Muhammed el-Menfi ve yardımcısı ile Birlik Hükümeti Maliye Bakanı'nın Trablus'ta yaptığı toplantının Başkanlık Konseyi’ tarafından yayınlanan fotoğrafı
‘Cumhurbaşkanı Muhammed el-Menfi ve yardımcısı ile Birlik Hükümeti Maliye Bakanı'nın Trablus'ta yaptığı toplantının Başkanlık Konseyi’ tarafından yayınlanan fotoğrafı
TT

Başağa, Libya'da diyalog ve uzlaşma için bir girişim başlattı

‘Cumhurbaşkanı Muhammed el-Menfi ve yardımcısı ile Birlik Hükümeti Maliye Bakanı'nın Trablus'ta yaptığı toplantının Başkanlık Konseyi’ tarafından yayınlanan fotoğrafı
‘Cumhurbaşkanı Muhammed el-Menfi ve yardımcısı ile Birlik Hükümeti Maliye Bakanı'nın Trablus'ta yaptığı toplantının Başkanlık Konseyi’ tarafından yayınlanan fotoğrafı

Libya'nın doğusundaki Tobruk'taki Temsilciler Meclisi tarafından yeni başbakan olarak belirlenen Fethi Başağa, herkesle iletişim ve katılımın kapsamını genişletmeyi ve seçimlere yol açan değerler etrafında fikir birliğini amaçlayan bir girişim başlattı. Öte yandan Resmi bir Parlamento Sözcüsüne göre Temsilciler Meclisi, dün üyeleri tarafından oylama yaptıktan sonra bu yıl atadığı ‘istikrar hükümetinin’ Sirte şehrinde çalışmaya başlamasını onaylama kararı verdi.
Başağa, dün ülkenin doğusundaki Derne şehrinde yapılan hükümetin ikinci toplantısının ardından yaptığı açıklamada girişimin, kapsamlı diyalog ve ulusal uzlaşma çerçevesinden kaynaklandığını ve tüm siyasi, sosyal ve askeri akımları hedeflediğini söyledi. Sağlam bir sivil yaşam kurmak için hükümetin özellikle bu akımlarla temas kurmaya başladığını vurguladı.
Başağa, girişiminin ön plana çıkan hedeflerinin ‘Libya egemenliğini korumak, tüm taraflardan her türlü yabancı müdahaleyi önlemek, Libya halkının seçimler yapma konusundaki isteklerini gerçekleştirmek, şiddete başvurmamak ve her türlü çatışmayı önlemek, Libya meşruiyetine saygı duyma, yasama organlarından kaynaklanan yasa ve prosedürler, bağışlama, uzlaşma ve gelecekte hiçbir suç işlememe taahhüdü ile geçmişi gömmek’ olduğuna dikkat çekti.
Başağa'ya göre girişimin hedefleri arasında ayrıca, ‘güvenlik ve sivil kurumlar inşa etmek, uluslararası standartlara göre doğru bir şekilde bina etmek, yolsuzluğun önlenmesinde herkesle tam işbirliği yapmak, ulusal ekonominin iyileşmesi için kamu parasının israfını durdurmak, aynı zamanda vatandaşlara hizmeti iyileştirmeyi sağlamak da yer alıyor. Hükümetinin tüm akımlar, partiler, siyasi bloklar ve sivil toplum kuruluşları ile iletişim kurma arzusunu vurgulayan Başağa, ayrıca şeyhler, ileri gelenler ve âlimlerle, bunun yanı sıra uzlaşma ve ihtilaf hallinde seçkin rollere sahip kimselerle diyalog zeminini genişletmeye önem verdiklerinin altını çizdi.
Fethi Başağa, Başağa, konuşmasının bir bölümünde güvenlik ve askeri taburların militanlarına ve üyelerine de hitap ederek şu ifadeleri kullandı: “Hükümetimiz, tiranlığa ve teröre karşı savaşa direnmede devrimcilerin ve birçok askeri gücün krediye ve son söze sahip olduğunu kabul ediyor. Bu çabaların devam etmesi ve devleti yeniden kurma ve yeniden inşa etme çabalarına odaklanması gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle hükümet, bazılarıyla anlaşmazlığı gidermek, korkuları dağıtmak ve diğerleri için programını netleştirmek için askeri oluşumların liderleriyle görüşmeler ve diyaloglar başlatmaya önem veriyor.”
Libya'nın doğusundaki Tobruk'taki Temsilciler Meclisi tarafından yeni başbakan olarak belirlenen Fethi Başağa, Temsilciler Meclisi, Danıştay, Başkanlık Konseyi ve askeri ve güvenlik kurumlarını, yerinden edilenleri bölgelerine geri döndürmek için hükümetiyle birlikte çalışmaya çağırdı. Herkese hükümetiyle iletişim kurma ve onunla ulusal uzlaşma çabalarına katılma ve hükümetin inisiyatif ilkeleri çerçevesinde güvenlik ile siyasi ve toplumsal istikrarı pekiştirme çağrısında bulundu. Hükümeti bir kez daha şiddet kullanmamaya ve başkentteki görevlerini ve karargahını devralması için tehdit etmemeye özen gösterdiğine dikkat çekti.
Öte yandan Hükümetini kurmasının şartlarını savunan Başağa, Trablus'a girememesinin ana nedeninin ‘Birlik hükümetinin tepkisi' olduğunu iler sürdü. Seçimlerin zamanında yapılmamasının ve alınan tedbirlere rağmen seçimin engellenmesinin sorumluluğunun kendisine ait olduğunu söyledi. Bununla birlikte, hükümetinin başkent Trablus'taki görevlerini ve karargahını devralmak için şiddet kullanmamaya önem verdiğini vurguladı.
Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Buleyhık, dün gerçekleştirilen kapalı oturumunun çalışmaları, Birleşmiş Milletler misyonunun himayesinde düzenlenecek Kahire toplantıları sırasında taslak anayasayı değiştirmeye yönelik komitenin çalışmalarını ele aldığını söyledi. Mali Komite'nin, Fethi Başağa başkanlığındaki yeni istikrar hükümetinin cari yıl bütçesi önerisini resmi bir oturumda oylamaya hazırlanmak için 10 gün içinde incelemeyi bitireceğini açıkladı.
Temsilciler Meclisi dün akşam, cari yıl için taslak devlet bütçesini, onaylamadan veya reddetmeden önce, bu konudaki görüşünü bildirmek üzere Mali Komite’ye havale etti.
Buleyhık, geçtiğimiz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Kahire'de bulunan Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih’in, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Meşri ile henüz görüşmediğini ifade etti. Salih ile ABD'nin Kahire Büyükelçisi arasında dün gerçekleştirilen görüşmeye dikkat çeken Buleyhık, kendisini Trablus'ta ‘iktidarı gasp etmeye devam etmekle’ ve parlamenterlerin kararlarına uymayı reddetmekle suçlayan Geçici Hükümet Başkanı Abdulhamid ed-Dibeybe nedeniyle kötüleşen durum hakkında istişarede bulunmasının planlandığına işaret etti.
Öte yandan Dibeybe, dün akşam birçok hükümet bakanıyla birlikte, Libya'daki kalkınma projelerini etkinleştirmek için hayata döndürme planının bir parçası olarak Trablus'un batısındaki bir elektrik santrali projesini denetledi. Yaptığı açıklamada, projenin elektrik şebekesindeki açığı kapatmak için üretim kapasitelerini artırmayı hedeflediğini söyledi.
Bununla birlikte Birlik Hükümeti İçişleri Bakanı Halid Mazen, dün akşam Türkiye İçişleri Bakanlığı heyetiyle Trablus'ta yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki güvenlik işbirliğinin önemini vurguladı. Birlik Hükümeti Maliye Bakanı Halid el-Mebruk ise dün Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ve yardımcısı Abdullah el-Lafi'ye ABD'ye yaptığı son ziyaretin sonuçları hakkında bilgi verdi. Ayrıca, ‘vatandaşın şu anda yaşadığı zorluklar ışığında hükümetin mali durumunu’ da gözden geçirdiler. Hükümetin yükümlülüklerini yerine getirmenin sürekliliği vurgulanırken, küresel ekonomik krizin ülkedeki ekonomik durum üzerindeki yansımalarını azaltmanın altı çizildi.



Sudanlı bir yetkilinin İsrail ziyaretinin perde arkasında ne var?

Sudan ve İsrail arasında barış 23 Ekim 2020'de deklare edildi (AFP)
Sudan ve İsrail arasında barış 23 Ekim 2020'de deklare edildi (AFP)
TT

Sudanlı bir yetkilinin İsrail ziyaretinin perde arkasında ne var?

Sudan ve İsrail arasında barış 23 Ekim 2020'de deklare edildi (AFP)
Sudan ve İsrail arasında barış 23 Ekim 2020'de deklare edildi (AFP)

İsmail Muhammed Ali

Sudan basınının yerel ve İsrailli kaynaklara dayanarak naklettiği habere göre, Sudan Ordu Komutanı’nın Temsilcisi el-Sadık İsmail (daha önce genelkurmay başkanı olarak görev yapmıştı), geçen hafta gizli bir görevle Tel Aviv'i ziyaret etti. Ziyarette iki ülke arasındaki barış sürecinin tamamlanması ve Washington ile ilişkilerin daha da geliştirilmesi konuları ele alındı. Sudan makamları ise bu ziyaretle ilgili sessiz kaldı ve ne teyit etti ne de yalanladı.

 

Sudanlı bir medya kuruluşunun haberine göre, ziyaretin ana hatları, Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan'ın yeni ABD yönetimi (Trump yönetimi) nezdinde imajının parlatılması, Abu Dabi ile Port Sudan hükümetleri arasındaki gerginliğin yatıştırılması için İsrail ile koordinasyon etrafında dönüyor.

Peki, gözlemciler bu ziyareti ve sonuçlarını nasıl okuyor?

Karışıklık ve ittifaklar

Eski Sudan dışişleri bakanı İbrahim Taha Eyüp, The Independent Arabia’ya verdiği röportajda şunları söyledi: “Sudan’ı yöneten rejimin birçok krizden geçtiği, gören ve öngörü sahibi herkes için aşikardır. Bu krizlerin başında 25 Ekim 2021'de sivil yönetime yönelik darbe ve bunun sonucunda Port Sudan hükümetinin içeride, bölgesel ve uluslararası alanda maruz kaldığı izolasyon nedeniyle kaybettiği meşruiyet ve kabul görme krizi geliyor.”

Ardından ekledi, “Moskova'nın kendisine destek vereceğini umarak ona yöneldi ve Kızıldeniz'in sağ kıyısında ticari, askeri ulaşım açısından önemli olan Babul Mendeb Boğazı'nın girişinde bir deniz üssü kurmasına onay verdi. Ancak Ruslar bu teklife sıcak bakmadılar, Mısır ve Suudi Arabistan da bunu kendi çıkarlarına tehdit olarak görüp reddettiler. Rusya geri adım attı, Sudan yöneticileri ise gerçekleşmeyen sözlerine bağlı kalmaya devam ettiler.”

Eyüp sözlerine şöyle devam etti: “Daha sonra, onları ABD Başkanı Donald Trump'a ulaştıracak başka yolları denemeye başladılar. Dostu Binyamin Netanyahu aracılığıyla ona ulaşmaya çalıştılar çünkü Netanyahu'nun, Trump'ı kendileriyle görüşmeye ikna edebileceğine inanıyorlardı. İsrail ile barış konusunun gündeme getirilmesi ve daha yakın ilişkiler kurulması halinde bunun mümkün olabileceğini düşündüler.”

Ulusal güvenlik

Stratejik planlama ve uluslararası ilişkiler uzmanı Mücahit Bahit ise şöyle konuştu, “Sudan ile İsrail arasında barış 23 Ekim 2020'de ilan edildi. Barış anlaşmasının imzalanmasıyla Sudan, Mısır, Ürdün, BAE ve Bahreyn'in ardından İsrail ile barış anlaşması imzalayan beşinci Arap ülkesi oldu. Anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkileri düzeltecek ve iki ülke arasında tam diplomatik ilişki kurulmasını sağlayacaktı.”

Bahit şöyle devam etti; “Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) isyanının ve orduya karşı savaşının asıl sebebinin, Tel Aviv'in ulusal güvenliğini destekleyen, Sudan kaynaklarına ulaşmasını sağlayan açık ve gizli çıkarlarını gerçekleştirme arzusunun yanı sıra bölgede çıkarlarını koruyan, kırılgan bir hükümet üzerinde siyasi kontrole sahip olma isteği olduğu artık biliniyor.”

Bahit devamla, “Sudan, egemen bir devlet olarak, özellikle ulusal güvenliğini olumlu veya olumsuz etkileyen ülkelerle ilişkileri aracılığıyla çıkarlarını koruma hakkına sahiptir. Ülkeler arasındaki anlaşmalar öncesinde, özellikle de dosyanın hassas olduğu durumlarda, bir gizlilik söz konusu olur. İç siyasete etkisi, askeri ve sivil kamuoyunda devletin kararına karşı bir tepki oluşturabilecek olması nedeniyle İsrail ile barış da hassas bir dosya. Mutabakatların sağlanması ve görüşlerin tamamlanmasının ardından ziyaret açıklanacak ve kamuoyuna anlaşmaların detayları aktarılacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Sudan ile İran arasındaki ilişkilerin, her iki ülkenin Sudan ile farklı çıkarları bulunduğundan İsrail ile barıştan etkilenmeyeceğini kaydetti. Karar vericilerin, ortak ilişkileri sarsacak şekilde komşu ülkelerle bölge ülkelerinin çıkarlarının kesişmemesi için son etapta Sudan ulusal güvenlik dosyasına olumlu yansıyacak, en büyük faydayı sağlayacak stratejik planlamalar yapacaklarını belirtti.

Silahlanma yarışı

Sudanlı yazar Osman Mirgani ise “İsrail ile ilişkiler, Şubat 2020'de Uganda'da gerçekleşen Burhan-Netanyahu görüşmesi, Sudan hükümetinin barışı kabul etmesiyle Hartum’un terörü destekleyen devletler listesinden çıkarılması ve ardından anlaşmanın imzalanmasıyla artık sır olmaktan çıktı. Hem Ordu Komutanı Abdulfettah el Burhan hem de HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hemdeti) İsrail ile ilişkileri gelişti. Hemdeti İsrail’den dinleme ve casusluk için askeri teçhizat elde etmeye çalıştı” ifadelerini kullandı.

Mirgani şöyle devam etti, “İsrail, Sudan hava sahasının İsrail uçaklarına açılması gibi birçok taviz elde etmiş olsa da Sudan savaşının Tel Aviv'in ordu ile HDK arasında seçim yapmasını ya da üçüncü bir seçenek olarak, iki taraflı oynamasını zorunlu kılan bir silahlanma yarışı dayattığı açıktır.”

“Burhan, İsrail desteğine stratejik bir seçenek olarak değil, HDK’nin önünü kesmek için taktiksel bir çözüm olarak bakıyor olabilir” diye ilave etti.

Sudanlı yazar, Ortadoğu'daki mevcut durum göz önüne alındığında, İsrail'in Sudan ile ikili ilişkiler üzerindeki kontrolünü sürdürmek için bunu kabul etme veya uyma ihtimalini dışladı.

Barış anlaşmasının tamamlanması

Sudan gazetelerinin haberine göre Burhan'ın Temsilcisi, Netanyahu'ya çeşitli mesajlar iletmekle görevlendirildi. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Sudanlı Temsilci, Ordu Komutanı’nın iki ülke arasındaki barış adımlarının tamamlanması, önümüzdeki dönemde İsrail'in Sudan'a destek vermesi karşılığında anlaşmalar imzalanması için düzenlemeler yapılması yönündeki isteğini iletti.

Sudanlı Temsilci, ülkenin savaşın başlangıcından bu yana bölgesel ve uluslararası düzeyde yaşadığı yalnızlaşma ve baskıların, bu savaşta arzu edilen zaferin elde edilebilmesi için her taraftan nitelikli askeri desteğe acil ihtiyacın, Tel Aviv'i rahatsız eden İran ile yakınlaşma kararını Ordu Komutanına dayattığını da açıkladı. Burhan, temsilcisi aracılığıyla, anlaşmanın en kısa sürede tamamlanması için Tel Aviv'in koyduğu her türlü yükümlülük ve şartı yerine getireceğine söz verdi.

İki ülkenin 2020 yılında karşılıklı ekonomik ve ticari ilişkilere başlayarak, ilişkileri normalleştirmeye hazır olduklarını duyurduklarını hatırlatalım. Ancak bu adım, o dönemde sivil ve siyasi çevrelerden geçiş hükümetinin ülkeyi bu tür kararlara ve ilişkilere zorlayamayacağını savunan eleştiriler gelmesine neden olmuştu.