Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasının etkileri, yakın ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde siyaset ve ekonomi anlamında hissediliyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ‘özel askeri operasyon’ olarak nitelendirdiği savaşın doğrudan etkilerinden biri de Avrupa Birliği’nin (AB) sarsılması ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) ‘uyanması’ oldu.
Ukrayna’daki savaş, Finlandiya ve İsveç’i tarafsızlık konusunda uzun süredir devam eden yaklaşımlarını yeniden düşünmeye sevk etti.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’nun askeri üniformasını giymesi ne anlama gelir?
Ukrayna’daki savaş nedenlerinden birinin Putin’in Avrupa’nın güvenlik yapısını değiştirme ve NATO’nun doğuya yayılmasını durdurma niyeti olduğunu varsayarsak, bu hedef uzak görünüyor.
Çünkü, Rusya’nın Ukrayna’nın (ve Gürcistan’ın) NATO’ya girmesini engellemesine karşılık, NATO’nun doğudaki varlığını pekiştirdiğini, kuzeyde genişlediğini ve Baltık Denizi kıyılarındaki varlığını artırdığını görüyoruz.
İsveç Eski Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını, Almanya’nın Eylül 1939’da Polonya’ya saldırmasına benzetti.
Güçlü bir devletin komşu bir devlete saldırması bakımından iki vakanın benzer olduğunu söyleyen Bildt konuya ilişkin görüşlerini şöyle anlattı;
“Bu konuda yaptığım karşılaştırma 1939 Hitler ve Polonya. Avrupa tarihinde yapılabilecek tek karşılaştırma budur, açık mesaj budur. Putin Ukrayna’yı bağımsız bir devlet olarak kabul etmiyor. Bunun çok önemli bir tarihi hata olduğuna inanıyor.”
Rusya’nın saldırısının, Avrupa güvenlik sistemini, özellikle de yıllarca süren durgunluğun ardından NATO saflarını sağlamlaştırma açısından derinden değiştirdiğine vurgu yapan Bildt, AB’nin bir güvenlik birliği olarak güçlendirilmesinin giderek daha önemli hale geldiğine dikkat çekti.
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği hakkında görüşü sorulan Bildt, “24 Şubat'taki işgalden sonra, İsveç ve Finlandiya’nın eskisinden çok daha sağlam bir güvenlik garantisine ihtiyaç duyduğu değişen bir güvenlik durumu var. Bu takdirde NATO üyeliği tek seçenek” dedi.
ABD eski Başkanı Donald Trump’ın, askeri harcamalar konusunda isteksiz olan, NATO’daki Avrupalı üye ülkelere yönelik eleştirisini herkes hatırlıyor.
Mevcut gelişmeler ışığında artık Avrupa’da askeri harcamalar artacak.
NATO’ya üye Avrupa ülkeleri, savaşın ardından gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) en az yüzde 2’sini savunmaya harcamayı kabul etti.
Almanya, bir yıl içinde savunma harcamalarını GSYİH’nın yüzde 0,5’ine eşdeğer olacak şeklinde artırdı.
Daha da önemlisi NATO, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinden bu yana iki ülkenin NATO ile ilişkilerini geliştirmesine dayanarak, Finlandiya ve İsveç’i saflarına dahil etmeye hazırlanıyor.
Finlandiya
Avrupa’nın en kuzeyinde yer alan Finlandiya’nın kuzeybatıda İsveç, kuzeyde Norveç ve doğuda Rusya ile kara sınırı var.
Buradaki en önemli şey, Finlandiya ile Rusya arasındaki kara sınırının bin 340 kilometre olması ve Finlandiya’nın 1809 ile 6 Aralık 1917'de bağımsızlık ilanı arasında Rus İmparatorluğu’nun bir parçası olması.
Nüfusu 5 milyon 500 bin olan ülke, Soğuk Savaş sırasında tarafsız kaldı. Komşusu İsveç de onu izledi.
Finlandiya ordusunun sayısı, yaklaşık 900 bin askeri eğitimli sivile ek olarak 23 bin askeri içeriyor.
Finlandiya Hava Kuvvetleri’nin 55’i savaş uçağı olmak üzere 192 uçağı var. Kara kuvvetinde 200 tank ve 850 top bulunuyor.
Ukrayna’da yaşananlar, Helsinki’deki liderliği tarafsızlığın artık mümkün olmadığına ve topraklarına yönelik bir Rus saldırısının mümkün olduğuna ikna etti.
Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Nisan ayında yaptığı bir açıklamada, “Rusya Ukrayna’yı işgal ettiğinde her şey değişti” dedi.
İsveç
Kuzey Avrupa’da yer alan İsveç, batı ve kuzeyde Norveç, doğuda ise Finlandiya ile sınır komşusu ve güneybatıda Danimarka’ya bir tünel ile bağlı.
450 bin kilometrekareden fazla yüzölçümü ile Kuzey Avrupa’nın en büyük, Avrupa’nın beşinci ve AB’nin ise üçüncü en büyük ülkesi olan İsveç’in nüfusu 10 milyon 400 bin.
Tarihsel olarak İsveç birçok aşamadan geçti, ancak ilk birleşik İsveç krallığı 12. yüzyılın başlarında ortaya çıktı.
Ülke, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları da dahil olmak üzere çeşitli dönemlerde tarafsızlık yaklaşımını benimsedi ve buna devam ediyor.
Soğuk Savaş sırasında NATO üyeliğinin ve Varşova Paktı’nın dışında kaldı, ancak ABD ve diğer Batılı ülkelerle güçlü ilişkiler kurdu.
İsveç ordusu 25 bin askerden oluşuyor. Hava Kuvvetleri’nde 300 ila bin arasında uçak bulunduğu tahmin edilirken, donanmada ise 5’i denizaltı 180 varlığı bulunuyor.
İsveç’in Rusya ile bir kara sınırı yok ancak ‘Rus endişesi’ onu Finlandiya toprakları, Baltık Denizi suları ve Kuzey Kutbu’nun buzu ile birleştiriyor.
Ukrayna’nın işgali, Magdalena Anderson başkanlığındaki İsveç hükümetini konuyu görüşmek üzere bir iç tartışma başlatmaya zorladı.
Bu konuda müttefik ülkelerle yapılan istişareler bağlamında, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüşülecek.