Sudan krizini çözme amaçlı üçlü mekanizma forumunun zorlukları neler?

Bölünme ve kutuplaşma, çatışmayı sona erdirme amaçlı diyaloğun başlamasından önce geliyor

Sudanlı yetkililer, bazı siyasi liderleri serbest bırakırken, sokak hareketine öncülük eden direniş komitelerinin liderlerini ve bir dizi eylemciyi alıkoymayı sürdürdü (Reuters)
Sudanlı yetkililer, bazı siyasi liderleri serbest bırakırken, sokak hareketine öncülük eden direniş komitelerinin liderlerini ve bir dizi eylemciyi alıkoymayı sürdürdü (Reuters)
TT

Sudan krizini çözme amaçlı üçlü mekanizma forumunun zorlukları neler?

Sudanlı yetkililer, bazı siyasi liderleri serbest bırakırken, sokak hareketine öncülük eden direniş komitelerinin liderlerini ve bir dizi eylemciyi alıkoymayı sürdürdü (Reuters)
Sudanlı yetkililer, bazı siyasi liderleri serbest bırakırken, sokak hareketine öncülük eden direniş komitelerinin liderlerini ve bir dizi eylemciyi alıkoymayı sürdürdü (Reuters)

İsmail Muhammed Ali
Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi’nden (IGAD) oluşan mekanizmanın çağrı yaptığı hazırlık forumu, 10 Mayıs Salı günü Sudan’ın başkenti Hartum’da başladı. Forum, Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan’ın 25 Ekim’de ülkede olağanüstü hâl ilan etmesi ve anayasal belgenin çalışmasını askıya alması sonrasında ortaya çıkan siyasi krize son verecek bir çözüme ulaşmak için, Sudanlı sivil ve askeri partileri diyalog masasında bir araya getirmeyi amaçlıyor. Burhan’ın söz konusu hamlesi, siyasi ve toplumsal güçlerin çoğunluğu tarafından darbe olarak nitelendiriliyor.

İki gün devam edecek olan söz konusu forum, bir dizi partinin ve meslek kuruluşunun ‘orduyu ve iktidardaki sivil müttefiklerini güçlendirmeyi amaçladığı’ için forumun faaliyetlerine katılmayı reddetmesi ortasında düzenleniyor. Bu reddin yanı sıra direniş komiteleri, devrimci hareket için 12, 16, 19 ve 26 Mayıs’ta milyonluk yürüyüş düzenlemeyi içeren bir program açıkladı. Durum, forumun başlangıcından bu yana olumsuz engeller ve zorluklarla karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
Ancak gözlemciler, Sudan arenasındaki şiddetli bölünme ve kutuplaşma ortasında bu forum aracılığıyla Sudan’daki yönetim sorununa pratik çözümler bulmak için üçlü mekanizmanın çabalarını nasıl değerlendiriyor? Ayrıca bu krize yönelik olumlu sonuçlar doğuracak bir atılım yapmak ne kadar mümkün?

Tüketim ve bürokrasi
Sudan Üniversitesi’nde Siyasi Ekonomi Profesörü el-Hav Hamad, “Üçlü mekanizmanın bürokrasi tarafından kontrol edildiği açık. Sadece ‘buradayız ve varız’ demek istiyor. Yaptığı şey sadece küresel sistemin kaynaklarını tüketmek. Üçlü mekanizmanın önderlik ettiği bu toplantı ölü doğdu. Sudan sokaklarının askeri projeye ve devletin militarizasyonuna karşı olduğu göz önüne alındığında, siviller ve ordu arasındaki önceki ortaklığı hiçbir güvence olmaksızın yeniden kurmaya çalışıyor” açıklamasında bulundu.
Hamad, “Bu hazırlık forumuna göre şu anda sarf edilen çabalar, gelecekte gerçek çözümler bulma çabalarından ziyade bir çıkar evliliğidir ve boştur. Ordunun, hatalarını ve iktidardaki başarısızlıklarını kabul ettiği bir zamanda ana oyuncuların, birçok sorunla karşı karşıya olan bir projeyle geçiş dönemini boşa harcamaya devam etmeye çalıştıkları açıktır. Ramazan Bayramı vesilesiyle yaptıkları konuşmalar, devrimci pozisyonlarının yasını tutuyor” dedi.
Siyasi ekonomi profesörüne göre bu ikilemin çözümü, en fazla altı aylık bir süre içinde tek bir ulusal ordunun kurulması şartıyla, ‘Sudan sokaklarındaki gücü ordudan devralacak güvenilir siyasi güçlerden oluşan’ bir yürütme komitesi oluşturarak, sivil otoriteyi yeniden kurmakta yatıyor. Ayrıca geçiş döneminin sonunda özgür ve adil seçimlere uzanan sivil bir hükümet kurma görevini üstlenecek bir parlamentonun oluşturulması da şart koşuluyor.

Önemli adım
Hartum’daki Uluslararası Afrika Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi Profesörü Muhammed Halife Sıddık, “Bu forum, ülkedeki belirsizlik gölgesinde önemli bir adımdır. Bu nedenle kriz durumu hakkında düşünmek için siyasi güçler arasındaki herhangi bir toplantı veya diyalog, desteklenmesi gereken olumlu bir eylemdir. Ancak sorun şu ki bazı siyasi güçler, bu hazırlık forumunu boykot etti. Çünkü bu aşamanın, feshedilen Ulusal Kongre Partisi dışındaki tüm siyasi güçlerin katılımını gerektiren bir geçiş aşaması olduğunu bilmesine rağmen, diyaloğu belirli güçlerle sınırlamak istiyor. Vatan konusunda oybirliği sağlansın diye, daha önce eski rejime katılmış olsa dahi, hiçbir parti veya grubun diyalogdan izole edilmemesi, kamu çıkarının bir gereğidir” ifadelerini kullandı.
Sıddık, “Herkesin bu diyaloğa katılımı, geçiş döneminin seyrinin engellenmeyeceğini garanti eder. Bu nedenle bu foruma katılmayı reddeden güçler kendi bakış açılarını gözden geçirmelidir. Geçiş dönemini tamamlamak, genel seçimlere ulaşmak, siyasi, ekonomik ve güvenlik bozulmalarına yol açan devletsizlik durumunu sona erdirmek için birleşik bir vizyona ulaşılana kadar herkesin katılımı önemlidir” dedi.

Darbeyi sonlandırma
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin (ÖDBG) taraflarından biri olan Sudan Kongresi, üçlü mekanizmanın hazırlık toplantısına katılmayı reddettiğini açıkladı. Kongre, darbe haline son vermeyen ve ‘geçiş döneminin geriye kalan döneminde Sudan sokaklarının taleplerini dile getiren ve uzlaşı sağlanan noktaları hayata geçirmeye çalışan tam bir sivil otorite aracılığıyla’ sivil demokratik geçiş yolunu onarmayan hiçbir siyasi sürecin parçası olmayacağını vurguladı. Kongre, “Bu toplantı, buna olanak tanımaz. Çünkü krizin mahiyetini, taraflarını ve meselelerini tanımlamakta hata yapıyor. Saiklerini ve yapısının mahiyetini gizlemek isteyen darbe gerekçelerini meşrulaştırıyor” dedi. Yapılan açıklamada barışçıl göstericilerin öldürülmesinin devam etmesi, tutuklamalar, olağanüstü hâl ve diğer zalimane uygulamalarla temsil edilen darbeci otoritenin faaliyetleri ortasında, herhangi bir siyasi süreçten bahsetmenin mümkün olmadığı belirtildi.
Kongre, darbeyi ve bir emrivakiye teslim olmayı reddeden katı tavrını sürdürdüğüne dikkati çekti. Sudan Kongresi ayrıca, darbeciler yenilene ve sivil demokratik dönüşüm yolu restore edilene kadar barışçıl direniş yoluyla darbeye karşı direnmek için tüm devrimci güçlerle birlikte çalıştığını kaydetti.

Orduyu güçlendirme
Sudan Komünist Partisi resmi sözcüsü Fethi Fadl, askeri bileşenin iktidara dahil edilmesi amacıyla üçlü mekanizmanın çabaladığı her türlü siyasi çözüm sürecine karşı olduklarını açıkladı. Fadl, “Bu, ordunun ekonomik kontrolü ve güçlendirilmesi ve şirketlerinin Maliye Bakanlığı’nın vesayeti dışında var olması, ayrıca başta altın olmak üzere ülkenin ekonomik kaynaklarının ve topraklarının sürekli yağmalanması anlamına gelir” dedi.

Sağır diyalog
Aynı şekilde Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Sudan Baas Partisi Sözcüsü Adil Halfullah, sağır bir diyalog olduğu için partisinin, üçlü mekanizma tarafından çağrı yapılan diyaloğa katılmayı kabul etmediğini söyledi. Halfullah, partisinin askeri darbeyi ve sonuçlarını reddettiğini, onlarla uzlaşmadığını, bir emrivakiye teslim olmadığını dile getirirken, ‘darbeciler yenilene ve sivil demokratik dönüşüm yolu restore edilene kadar barışçıl direniş yoluyla darbeye karşı direnmek için tüm devrimci güçlerle birlikte çalıştığını’ vurguladı.

Yanıt veren güçler
Sudan Ulusal Ümmet Partisi, üçlü mekanizmanın toplantılarına katıldığını ve barışçıl bir çözüm için her türlü girişimi memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Üçlü mekanizmaya ve Sudan- Sudan diyaloğu için hazırlık forumuna desteğini dile getiren parti, yaptığı açıklamada siyasi bürosunun ‘yer, zaman, gündem ve foruma katılımla ilgili ayrıntılı vizyonunu’ oybirliğiyle onayladığını belirtti. ÖDBG’den başlayarak, devrim güçleri için birleşik bir pozisyona ulaşmak için yoğun bir çaba sarf edeceğini belirten Parti, barışçıl bir çözüm ortamı yaratmanın önemli olduğunu söyledi ve “Bu durum, en önemlileri ‘olağanüstü halin kaldırılması, direniş komitelerinin liderlerinin serbest bırakılması ve protestolarla eş zamanlı olarak güvenlik birimleri tarafından işlenen ağır ihlallerin durdurulması’ olan somut pratik adımlarla gerçekleştirilir” dedi.
Parti, yaşayan devrimin tüm güçlerine ve anavatan ve onun asil devriminin gündemine bağlı Meslek Grupları’na da ‘sivil yönetimi sağlamaya ve demokratik dönüşüm yolunu yeniden tesis etmeye yönelik’ siyasi sürecin başarısı için çalışma çağrısı yaptı.

Anayasal düzenlemeler
BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz, daha önce misyonunun ‘siyasi partilerden, ordu liderlerinden, direniş komitelerinden, sivil toplum örgütlerinden, Sufi tarikatlarından ve yerli yönetimlerden olumlu tepkiler aldığını’ belirtmişti. Peretz ayrıca, kendilerinin bir diyalog masası etrafında oturmak istediklerini, ancak diğer tarafların ise katılım isteksizliğini dile getirdiklerini söylemişti.
Öte yandan hazırlık forumunda ‘siviller ve ordu arasındaki ilişkiyi düzenleyen anayasal düzenlemeler, geçiş kurumlarının inşası, Egemenlik Konseyi’nin oluşturulması, başbakan ve hükümetin seçilmesi, yasama konseyinin oluşturulması ve serbest ve adil seçimlere ulaşmak için geçiş hükümeti programının belirlenmesi’ meseleleri ele alınıyor.
Son günlerde bir diyalog atmosferi oluşturma çerçevesinde Sudanlı yetkililer, bazı siyasi liderleri serbest bırakırken, sokak hareketine öncülük eden direniş komitelerinin liderlerini ve bir dizi eylemciyi alıkoymayı sürdürdü.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.