Beşşar Esed'in İran ziyaretinin sonuçları

Rejim, kargaşanın üstesinden geldi. Ancak yine de zayıflık, kaynak eksikliği ve yönetişim üzerinde zayıf kontrol ile karakterize ediliyor

Suriye rejimi, insan gücü ve ekonomik kaynak eksikliği ile müttefikleri Rusya ve İran'a bağımlı kalacaktır (AFP)
Suriye rejimi, insan gücü ve ekonomik kaynak eksikliği ile müttefikleri Rusya ve İran'a bağımlı kalacaktır (AFP)
TT

Beşşar Esed'in İran ziyaretinin sonuçları

Suriye rejimi, insan gücü ve ekonomik kaynak eksikliği ile müttefikleri Rusya ve İran'a bağımlı kalacaktır (AFP)
Suriye rejimi, insan gücü ve ekonomik kaynak eksikliği ile müttefikleri Rusya ve İran'a bağımlı kalacaktır (AFP)

Hüda Rauf
Suriye Rejim Lideri Beşşar Esed, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de dahil olmak üzere İranlı yetkililerle görüşmek üzere Tahran'ı ziyaret etti. 2011 yılında Suriye'de iç savaşın patlak vermesinden bu yana Esed'in yurtdışındaki hareketlerinin azlığı ve İran'a yapılan ikinci ziyaret olması nedeniyle ziyaretin önemli sonuçları var. İlk ziyaret, dönemin İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in istifasıyla sonuçlanmıştı. Zarif, Esed’in, söz konusu ziyarette yalnızca Kudüs Gücü Eski Komutanı Kasım Süleymani görüşerek Dışişleri Bakanlığı'nın rolünü göz ardı etmesini protesto etmek için istifa etmişti.
Bu nedenle, ziyaret zamanlama ve sonuçları nedeniyle büyük önem taşıyor. Koronavirüs (Kovid-19) salgınının 2020 yılının Şubat ayında ortaya çıkmasından bu yana Hamaney pek fazla kişi ile bir araya gelmedi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Hamaney, Esed ile yaptığı görüşmede, tanık olduğu iç savaşta ‘Suriye Direnişi’ olarak adlandırdığı duruma övgüde bulundu. Ayrıca iki ülke arasındaki ilişkilerin genişletilmesi çağrısında bulunan Hamaney, “Bugün Suriye, savaştan önceki Suriye değil, bugün Suriye'nin saygısı ve güveni eskisinden daha yüksek ve herkes Suriye'ye bir güç olarak bakıyor" dedi. Görüşmede Esed, İran'ın son kırk yılda özellikle Filistin ile ilgili bölgesel meselelerdeki tutumuna övgüde bulundu. Rejim Lideri, “İsrail'in bölgede gücünü tesis etmesini engelleyen faktör, İran ve Suriye ilişkileri ve direnişleridir" dedi.
Savaşın bitişinin yaklaşması ve bölge ülkelerinin Esed ile ilişkilerin gelişmesini ve Suriye'nin Arap kucağına dönmesini kabul etmesiyle birlikte bazı Arap-Suriye ilişkileri düzeldi. Bu aynı zamanda yeniden yapılanma çabalarına katılımın da önünü açıyor. Arap ülkeleri Suriye'ye yatırım yapmaya başlamadan önce İran'ın ilişkileri daha da güçlendirmeye çalışması mümkündür. Bu nedenle İran kendisini Suriye'de siyasi ve ekonomik nüfuzun temel taşı olarak konumlandırmak istiyor.
Beşşar Esed rejiminin kargaşayı atlattığı söylenebilse de hala zayıflık, kaynak eksikliği ve yönetim üzerindeki zayıf kontrolü ile karakterize ediliyor. Esed ekonomik olarak hâlâ iç sorunlardan muzdarip ve nüfusun neredeyse yaklaşık üçte ikisi günde 1,90 dolarlık yoksulluk sınırının altında yaşarken, işsizlik oranlarının yüzde 50'den fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu kritik ekonomik durum, ABD yönetiminin uyguladığı ekonomik yaptırımların (2020 yılının Haziran ayında yürürlüğe giren Cesar-Sezar Yasası) yanı sıra Kovid-19 pandemisi nedeniyle 2020 yılında daha da ağırlaştı. Esed ayrıca kontrol ve otorite sorunları yaşıyor. Türkiye, Suriye'nin kuzeyini işgal ederken ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) de ülkenin doğusunu kontrol ediyor ve Suriye'nin güneyinde sık sık çatışmalar yaşanıyor. Bu nedenle Esed, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün gibi bazı Arap ülkeleriyle temas kurdu ve Arap Birliği ile ilişkilerini normalleştirmek istiyor. Türkiye ayrıca bir milyon Suriyeli mülteciyi Suriye'ye döndürmek için çabalıyor. Ukrayna krizi, Rusya’nın dikkatini dağıtıyor. Bu nedenle Suriye rejiminin dış ilişkilerinde, bir miktar güce ve eşitliğe sahip olduğunu göstermek için İran'a her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Esad, hareket özgürlüğünü korumayı vurgulamak istiyor, ancak Suriye savaş öncesi statüsünü kolayca geri kazanamayacak. İnsan gücü ve ekonomik kaynak eksikliği yaşayan Suriye rejimi, Suriye üzerindeki kontrolünü ve aralarındaki rekabeti güvence altına almak isteyen müttefikleri Rusya ve İran'a bağımlı kalacaktır. Suriye rejimi devlet kurumlarını yeniden inşa etmek için adımlar atmış olsa da müttefikleri Rusya ve İran'ın yeniden inşa ve yapılanma için kaynakları yok.
Esad'ın karşı karşıya olduğu zorluk, İran ile ilişkisini ve Arap-Suriye ilişkilerinin geri dönüşünü nasıl dengeleyeceği olmaya devam edecek. Özellikle Ukrayna krizi devam ederken Rus dikkatinin dağılması sonucu Esed, bir yandan İran'ın diğer yandan da Arap ve Körfez ülkelerinin desteğine gittikçe daha fazla ihtiyaç duyuyor.



Birleşmiş Milletler: Gazze'ye giren yardım okyanusta bir damla

Yardım taşıyan bir kamyon Kerem Şalom sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters).
Yardım taşıyan bir kamyon Kerem Şalom sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters).
TT

Birleşmiş Milletler: Gazze'ye giren yardım okyanusta bir damla

Yardım taşıyan bir kamyon Kerem Şalom sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters).
Yardım taşıyan bir kamyon Kerem Şalom sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters).

Birleşmiş Milletler İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher, İsrail'in 11 haftalık ablukanın ardından Pazartesi günü Kerem Şalom sınır kapısından dokuz kamyon dolusu yardımın Gazze'ye girmesine izin verdiğini söyledi.

Fletcher, “Ancak bu, acilen ihtiyaç duyulan yardımların yanında devede kulak kalır ve yarın sabahtan itibaren Gazze'ye daha fazla yardımın girmesine izin verilmelidir. Yağmalamayı en aza indirmek için düzenli bir yardım akışı olmalı ve insani yardım çalışanlarının birden fazla güzergah kullanmasına izin verilmelidir. İnsani yardım müdahalesi ticari mallarla tamamlanmalıdır."

İsrail ordusu Pazartesi günü yaptığı açıklamada, çocuklar için gıda da dahil olmak üzere insani yardım taşıyan beş BM kamyonunun Kerem Şalom sınır kapısından Gazze Şeridi'ne girmesine izin verildiğini söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kıtlık haberleriyle ilgili küresel endişeleri yatıştırmak için kuşatma altındaki şeride sınırlı miktarda yardım girmesine izin vermek zorunda kaldı.

Bugün erken saatlerde Netanyahu, İsrail'in “diplomatik nedenlerle” Gazze'de bir kıtlıktan kaçınması gerektiğini söyledi.

Telegram kanalında yayınlanan bir videoda hem pratik hem de diplomatik nedenlerle Gazze'deki nüfusun kıtlığa sürüklenmesine izin vermemeliyiz diyen Netanyahu, İsrail destekçilerinin bile kitlesel açlık sahnelerine tahammül edemeyeceğini sözlerine ekledi.

Netanyahu ayrıca güçlerinin Gazze Şeridi'nde tam kontrolü ele geçireceğini ve Hamas'ın yardımları yağmalamasını engellediklerini vurguladı. Hükümetinin aşırı sağcı üyelerinden gelen eleştirilere cevaben Netanyahu şunları söyledi: “Gazze Şeridi içinde yoğun bir mücadele veriyoruz ve ilerleme kaydediyoruz. Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçireceğiz. Bunu yapmak için de bizi durduramayacakları bir şekilde yapmalıyız."

İsrail Başbakanı “Hamas'ı yenmenin bir parçası, muazzam askeri baskının yanı sıra, temelde tüm Gazze'nin kontrolünü ele geçirmektir, savaş ve zafer planı budur” dedi.