Bosna Savaşı'nın 4 kurbanı daha toprağa verildi

Fotoğraf: (Ahmed Bešić - AA)
Fotoğraf: (Ahmed Bešić - AA)
TT

Bosna Savaşı'nın 4 kurbanı daha toprağa verildi

Fotoğraf: (Ahmed Bešić - AA)
Fotoğraf: (Ahmed Bešić - AA)

Bosna Hersek’in Bratunac bölgesindeki Veljaci Anıt Merkezi’nde, Bosna Savaşı’nın 4 kurbanı daha defnedildi.  Toprağa verilen kurbanların, 1954 doğumlu Mehmed Imamovic, 1964 doğumlu Salih Mehic, 1969 doğumlu Salim Kadric ve 1983 doğumlu Salimir Hodzic olduğu; kurbanlardan Mehic ve Hodzic’in 1992’de, Imamovic ve Kadric’in ise 1993’te öldürüldüğü kaydedildi.
Cenaze namazını, Bosna Hersek İslam Birliği Başkanı Husein Kavazovic kıldırdı.
Cenaze törenine katılan Salimir Hodzic’in teyzesi Sadeta Suljic, "Nasıl öldürüldüklerini sadece Allah bilir. İşkenceye uğradılar ve sonrasında yakıldılar." ifadesini kullandı.
Salih Mehic’in oğlu Bekir Mehic de babasını hatırlamadığını, öldürüldüğünde sadece iki yaşında olduğunu söyleyerek, babasına ait çok az fotoğrafın bulunduğunu anlattı.
Mehic, "Babam, 1992’nin sonlarında, İsviçre’den ülkesini korumak için geldi ve canını vatanı için feda etti. Geçen yıla kadar babamdan hiçbir haber alamamıştık. Geçen sene, amcam beni aradı ve babamın kemiklerinin bulunduğunu söyledi." diye konuştu.
Cenaze töreninde bulunan Sırp Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Ramiz Salkic, bu bölgede yaşan Boşnaklara uygulanan zulüm ve soykırımın her adımda gözlendiğini vurguladı.
1992'de başlayan Bosna Savaşı, 14 Aralık 1995'e kadar sürdü
Sırp meclisi, 21 Aralık 1991'de Yugoslavya içinde federal bir yapı olarak Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti'nin kurulması ve aynı zamanda Krajina Sırp Cumhuriyeti'nin tanınması kararı aldı. Bu karar temelinde, 9 Ocak 1992'de Bosna Hersek Sırp Halkı Cumhuriyeti ilan edildi.
Bosna Hersek'in, 29 Şubat-1 Mart 1992'de yapılan referandum sonucunda bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Sırpların kontrolündeki Yugoslav ordusu ve Sırp paramiliter birlikler, Müslüman Boşnaklara karşı etnik temizlik başlattı.
14 Aralık 1995'e kadar süren Bosna Savaşı'nda 100 binden fazla kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 2 milyon kişi göç etmek zorunda kaldı.



Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)

Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği bombardıman öncesinde Tahran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadığı vurgulandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan basınında ABD istihbaratının gizli bir raporunun sızdırılmasını sert bir dille eleştirmişti. Söz konusu raporda ABD'nin İsrail'i desteklemek için İran'ın başkent Tahran'ın güneyindeki Fordo ve ülkenin orta kesimlerindeki Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği askeri saldırının işe yarayıp yaramadığını sorguluyordu.

Bu özel saldırıların gerçekleştirilmesinden bu yana Trump, saldırıların üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini sürekli olarak vurguladı.

Ancak uzmanlar, İran'ın bu nükleer tesislerdeki yaklaşık 400 kilogramlık yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu boşaltarak saldırıyı önlemiş olabileceği ihtimalini ortaya attılar.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt dün, Fox News haber ağına yaptığı açıklamada, “Size temin ederim ki, ABD, saldırılardan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun taşındığına dair herhangi bir kanıta rastlamadı” dedi. Leavitt, bunun aksini iddia eden haberlerin ‘yanlış bilgi içerdiğini’ vurguladı.

Beyaz Saray Sözücüs, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda nükleer tesis sahalarında bulunanlar, cumartesi gecesi yapılan başarılı saldırılar sonucunda devasa enkaz altında gömülü durumda.”

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün yaptığı açıklamada, ‘güvenilir bilgilere’ göre Tahran'ın nükleer programının ‘son saldırılardan ciddi şekilde zarar gördüğünü’ söyledi.

Ratcliffe, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada bu kararın, tarihi olarak güvenilir ve doğru bir kaynaktan/yöntemden elde edilen yeni bilgilere dayandığını, bu bilgilere göre İran'ın birçok önemli nükleer tesisinin tahrip edildiğini ve yeniden inşasının yıllar alabileceği belirtti.

Tahran dün, 12 gün süren savaş sırasında İsrail ve ABD'nin bombardımanları sonucunda nükleer tesislerinin büyük hasar gördüğünü kabul etti.

Öte yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, Fransa merkezli televizyon kanalı France 2'ye verdiği demeçte, UAEA’nın çatışmaların başlamasından itibaren zenginleştirilmiş uranyumu artık denetleyemediğini, ancak bu maddenin kaybolduğu veya saklandığı izlenimi vermek de istemediğini söyledi.

ABD merkezli televizyon ağı CNN'in salı günü yayınladığı gizli bir belgeye göre ABD'nin İran’a düzenlediği saldırılar, Trump'ın sürekli söylediğinin aksine, İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek yerine sadece birkaç ay geriye götürdü.

Belgenin yayınlanması Trump'ı öfkelendirdi. Trump, Savunma Bakanı Pete Hagerty'nin perşembe sabahı saat 8.00’da (dünya saatiyle 12.00) ‘ABD’li büyük savaş pilotlarının şerefini savunmak için’ bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.