ABD Senatosundan FED Başkanlığına ikinci dönem için aday gösterilen Powell'a onay

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD Senatosundan FED Başkanlığına ikinci dönem için aday gösterilen Powell'a onay

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Senatosu, Başkan Joe Biden tarafından ABD Merkez Bankası Başkanlığına ikinci dönem için aday gösterilen Jerome Powell'a onay verdi.
FED'in yüksek enflasyona karşı mücadele verdiği bir dönemde Powell'ın 4 yıllık ikinci bir dönem için bankanın başkanlığına adaylığı 19'a karşı 80 oyla onaylandı.
ABD Başkanı Biden, Senatonun Powell'ı onaylamasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, enflasyonla mücadelenin en önemli önceliği olduğunu yineledi.
Biden, "Senatonun FED'e adaylarımı onaylayarak enflasyonu kontrol altına almaya yönelik gündemimde ilerlediğini görmekten memnuniyet duyuyorum" ifadesini kullandı.

Powell'ın görev süresi şubatta dolmuştu
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın aday göstermesiyle 2018'de FED Başkanı olan Powell'ın görev süresi şubat ayında dolmuştu.
ABD Başkanı Joe Biden, 22 Kasım 2021'de FED Başkanlığına Jerome Powell'ı, Başkan Yardımcılığına ise Lael Brainard'ı aday göstermişti.
Princeton Üniversitesinde siyaset ve Georgetown Üniversitesinde hukuk eğitimi gören Powell, profesyonel kariyerine hukuk alanında başlamasına karşın birkaç yıl sonra finans sektörüne transfer olmuştu.
Kamu hizmetinden önce New York'ta avukat ve yatırım bankacısı olarak çalışan Powell, George H.W. Bush döneminde ABD Hazine Bakanlığında müsteşarlık yapmıştı.
Powell, dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından ise 2011'de FED'in Yönetim Kuruluna aday gösterilmişti.

Yeniden aday gösterilmesi büyük ölçüde memnuniyetle karşılanmıştı
Jerome Powell, ABD ekonomisinin güçlü olduğu dönemde Trump'ın faiz oranlarına ilişkin baskılarına direnmesi ve Kovid-19 salgının başlamasıyla finansal piyasalarda istikrarı sağlamaya yönelik aldığı kararlarla iki partinin de geniş desteğini kazanmıştı.
Kovid-19 salgının başlangıcında piyasaları desteklemek için Mart 2020'de faiz oranlarını sıfıra yaklaştıran ve acil varlık alım programlarını hayata geçiren Powell, Kovid-19 krizinde FED'in "ortalama" yüzde 2 enflasyonu hedefleyerek para politikası stratejisinde değişikliğe gitmesine öncülük etmişti.
Powell'ın yeniden aday gösterilmesi, Kovid-19 salgınında ekonomik toparlanma sürecini yönlendirdiği için banka yönetiminde büyük bir değişiklik olmamasını ümit eden yatırımcılar tarafından büyük ölçüde memnuniyetle karşılanmıştı.

Yükselen enflasyon FED'i para politikasında değişikliğe gitmeye zorlamıştı
Hızlı ekonomik toparlanmayla gelen enflasyondaki yükseliş FED yetkililerini para politikasında değişikliğe gitmeye zorlarken banka geçen yıl kasım toplantısıyla varlık alımlarının hızında azalmaya gitmeye başlamış, aralık toplantısında ise varlık alımlarını azaltma hızını artırmıştı.
FED, mart toplantısında ise 25 baz puan artışla 2018'den bu yana ilk kez faiz artırımına gitme kararı almıştı.
Banka son toplantısında da beklentiler dahilinde politika faizini 50 baz puan artışla yüzde 0,75-1,00 aralığına yükseltmişti. Salgın döneminde yaklaşık 9 trilyon dolara ulaşan bilançosunu ise 1 Haziran itibarıyla küçültmeye başlayacağını duyurmuştu.
ABD'de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), nisanda aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 8,3 artarak piyasa beklentilerinin üzerinde yükseliş göstermişti.
 



Suudi tahvilleri... Gelişmekte olan piyasaların kalbinde güvenli bir liman

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Suudi tahvilleri... Gelişmekte olan piyasaların kalbinde güvenli bir liman

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad (SPA)

Gelişmekte olan ekonomilerdeki borç piyasalarına yönelik temkinli küresel görünümün ortasında Suudi Arabistan, finansal istikrar ve iddialı ekonomik büyüme planlarının bir araya gelmesiyle cazip bir yatırım merkezi olarak ortaya çıkıyor.

Dünyanın en büyük varlık yöneticilerinden biri olan ve 4,6 trilyon dolardan fazla varlığı yöneten State Street Global Advisors'ın Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Yatırım Stratejisi ve Araştırma Başkanı Karine Kheirallah'a göre bu görüşler doğru.

Kheirallah Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Suudi Arabistan’ın sağlam finansal temellere ve iddialı bir büyüme stratejisine dayanan ‘cazip bir makroekonomik anlatı’ sunduğunu söyledi. Kheirallah, “Dünyadaki pek çok ekonomi yüksek borç yükü ve artan hizmet maliyetleriyle karşı karşıyayken, Suudi Arabistan geçtiğimiz aralık ayı itibariyle yüzde 29,9 gibi nispeten düşük bir borç/gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) oranına sahip” dedi.

Bu mali disiplin, Suudi Arabistan'ın yükselen piyasa devlet tahvili piyasasında istikrarlı ve güvenilir bir ihraççı olarak konumunu güçlendiriyor. Kheirallah, Suudi ekonomisinin önümüzdeki yıllarda yapısal reformlar ve özellikle petrol dışı sektörlerdeki stratejik yatırımlar sayesinde sürdürülebilir bir büyüme yakalamasını bekliyor. Bu büyümenin hızı diğer bazı gelişmekte olan piyasalarla karşılaştırıldığında en hızlısı olmasa da, gelişmiş ekonomileri geride bırakacağı ve Suudi tahvillerini istikrar ve uzun vadeli değer arayan yatırımcılar için tercih edilen bir seçenek haline getireceği açık.

Suudi ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde petrol dışı faaliyetlerdeki yüzde 4,9'luk büyümenin etkisiyle yıllık bazda yüzde 3,4 oranında büyüdü. Bu büyüme yıllık reel GSYİH büyümesine 2,8 puanlık bir katkı sağladı.

Vizyon 2030 bono piyasasını canlandırıyor

Kheirallah, Vizyon 2030'un Suudi Arabistan’ın sabit gelir piyasasını çeşitlendirerek, derinliğini artırarak ve küresel finansal standartlarla uyumlu hale getirerek güçlendirmede önemli bir rol oynadığını söyledi.

Güçlü kredi kalitesi ve gelişmiş küresel derecelendirmeler

Suudi ihraçlarının kredi kalitesine ilişkin olarak Kheirallah, Suudi Arabistan’ın güçlü mali tabanı ve Vizyon 2030'un başarılı bir şekilde uygulanması sayesinde gelişmekte olan piyasalar arasında en istikrarlı ve cazip ülke ihraççılarından biri haline geldiğini vurguladı.

Bu gelişme, Moody's'in Kasım 2024'te Suudi Arabistan'ın notunu A1'e yükseltmesi ve Standard & Poor's'un mart ayında notunu A+'ya yükselterek Krallığı en yüksek yatırım yapılabilir notlar arasına yerleştirmesiyle küresel kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına açıkça yansıdı.

Küresel endekslere dahil olma

Kheirallah, Suudi tahvillerinin başlıca küresel endekslere dahil edilmesinin küresel kurumsal yatırımcılardan gelen talebi önemli ölçüde artırmasını bekliyor. Suudi bonoları JP Morgan gibi endekslere dahil edildiğinde, bu endeksleri takip eden fonlar portföylerinin bir kısmını Suudi Arabistan'a ayırmak zorunda kalıyor ve ‘bu sadece düzenli yatırım akışını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yatırımcı tabanını emeklilik fonları ve devlet varlık fonları gibi büyük küresel kurumları da kapsayacak şekilde genişletiyor.’

fgthyj

Kheirallah, endekslere dahil edilmenin ‘piyasanın olgunluğunun ve şeffaflığının bir kanıtı’ olduğunu ve Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'un bir parçası olarak finansal piyasalarını geliştirme taahhüdünü yansıttığını belirterek, “Bu da nihayetinde gelecekte likiditenin artmasına ve borçlanma maliyetlerinin düşmesine yol açacaktır” dedi.

İhtiyaç ve sürdürülebilirlik arasında

Kheirallah, borcun GSYİH'ye oranındaki (%29,9) artışla ilgili olarak, bu artışın ekonomiyi çeşitlendirmek ve petrole bağımlılığı azaltmak için projeleri finanse etmeye yönelik stratejik planın bir parçası olduğunu açıkladı.

“Düşük faiz oranları sayesinde borç servis maliyetleri kontrol altında olsa da, faiz oranlarının önemli ölçüde yükselmesi veya yeterli ekonomik büyüme olmadan borç birikiminin devam etmesi durumunda riskler ortaya çıkacaktır” diyen Kheirallah, mali sürdürülebilirliği korumak ve borçlanmaya bağımlılığı en aza indirmek için çeşitlendirme çabalarının devam etmesinin ve petrol dışı gelirlerin artırılmasının önemini vurguladı.

Kheirallah sözlerini Suudi Arabistan'ın yüksek kredi notlarının yatırımcıların Krallığın ekonomik gidişatına olan güvenini yansıttığını, ancak bu notların korunmasının mali disiplinin sürdürülmesini ve hedeflenen yapısal reformların başarısını gerektirdiğini vurgulayarak tamamladı.