Almanya’da güvenlik birimlerinde çalışan 327 aşırılık yanlısı tespit edildi

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv
TT

Almanya’da güvenlik birimlerinde çalışan 327 aşırılık yanlısı tespit edildi

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv

Almanya’da 3 yıl içiresinde asker, polis ve istihbarat teşkilatları gibi güvenlik birimlerinde çalışan 327 aşırılık yanlısının belirlendiği bildirildi.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Thomas Haldenwang, Alman güvenlik birimlerinde aşırılık yanlılarına ilişkin hazırlanan raporu tanıttı.
Raporda, Haziran 2018’den Temmuz 2021’i kapsayan dönemde güvenlik birimlerinde aşırılık yanlısı oldukları şüphesiyle 860 çalışan hakkında inceleme yapıldığı belirtildi.
Bunların 327’sinde özgürlükçü demokratik temel düzene karşı olduklarına ilişkin gerçek ipuçlarının tespit edildiği aktarılan raporda, bunların 138’nin federal, 189’nun da eyaletlerdeki güvenlik birimlerinde çalıştıkları ifade edildi.
Raporda, bu kişilerin büyük bölümünün aşırı sağ yanlısı olduğuna işaret edildi.
Alman ordusunda 83, Federal Poliste 18, gümrük biriminde 4, Federal Kriminal Dairesinde (BKA) 4, Federal Mecliste polis biriminde, Anayasayı Koruma Teşkilatında ve Dış İstihbarat Teşkilatında da 1’er aşırı sağcının tespit edildiği bilgisi paylaşılan raporda, eyaletlerde de 177 aşırı sağ vakası olduğu kaydedildi.
Raporda, bu kişiler hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı veya suç duyurusunda bulunulduğu aktarıldı.
İçişleri Bakanı Faeser, kamuda çalışanların büyük bölümünün anayasaya bağlı olduğunu ifade ederek, ancak özellikle güvenlik birimlerinde aşırılık yanlılarının tespit edilmesi gerektiğini söyledi.
Belirlenen her vakanın kararlılıkla takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Faeser, bu konuda tüm yasal olanakların kullanılmasını istedi.
Faeser, kamuda çalışan anayasa düşmanlarına karşı mevcut disiplin yasasıyla mücadele edilebileceğini, ancak davaların çok uzun sürdüğünü belirterek, aşırılık yanlılarının hızla kamu hizmetinden çıkarılması gerektiğini, bunun için bir yasa tasarısı hazırlanacağını duyurdu.
Faeser, "Demokratik hukuk devletimizin aşırı sağcılar tarafından içeriden sabote edilmesine izin vermeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Haldenwang da aşırılık yanlılarının güvenlik birimlerinde yeri olmadığını vurgulayarak, “Bu tür olaylar, devletimize olan güveni sarsmaktadır ve özgürlükçü demokratik düzenin zemininde duran çalışanların yüzüne vurulan bir tokattır" dedi.



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.