Fas, siber suçlarla mücadele için Budapeşte Sözleşmesi’ni imzaladı

Adalet Bakanı Vehbi, sosyal, ekonomik ve psikolojik zararlarla mücadeleye Rabat’ın ciddi katılımını vurguladı

Fransa’nın Strazburg şehrinde düzenlenen Budapeşte Sözleşmesi’nin İkinci Ek Protokolün İmzalanmasına İlişkin Uluslararası Konferans sırasında konuşan Fas Adalet Bakanı Abdüllatif Vehbi (Şarku’l Avsat)
Fransa’nın Strazburg şehrinde düzenlenen Budapeşte Sözleşmesi’nin İkinci Ek Protokolün İmzalanmasına İlişkin Uluslararası Konferans sırasında konuşan Fas Adalet Bakanı Abdüllatif Vehbi (Şarku’l Avsat)
TT

Fas, siber suçlarla mücadele için Budapeşte Sözleşmesi’ni imzaladı

Fransa’nın Strazburg şehrinde düzenlenen Budapeşte Sözleşmesi’nin İkinci Ek Protokolün İmzalanmasına İlişkin Uluslararası Konferans sırasında konuşan Fas Adalet Bakanı Abdüllatif Vehbi (Şarku’l Avsat)
Fransa’nın Strazburg şehrinde düzenlenen Budapeşte Sözleşmesi’nin İkinci Ek Protokolün İmzalanmasına İlişkin Uluslararası Konferans sırasında konuşan Fas Adalet Bakanı Abdüllatif Vehbi (Şarku’l Avsat)

Fas Adalet Bakanı Abdüllatif Vehbi, dün Fransa’nın Strazburg şehrinde Budapeşte Siber Suçlarla Mücadele Sözleşmesi’nin İkinci Ek Protokolünü imzaladı. Söz konusu protokol, siber suçlarla mücadele konusunda son iki gün içinde düzenlenen uluslararası konferansın oturumlarında, onlarca yabancı ülke tarafından imzalandı.
Adalet Bakanı Vehbi, konferansta yaptığı konuşmada, bilişim suçları veya modern teknoloji veya internet kullanılarak işlenen suçlar ile ilgili olarak, “Bunlar doğal olarak kıtalararası suçlardır, devletlerin coğrafi sınırlarını tanımazlar ve yargı veya güvenlik yetki alanları tarafından gerekçelendirilmezler. Bu nedenle, Budapeşte Anlaşması, üye devletlerin siber suçlarla ilgili olarak her zaman gündeme getirdiği bir dizi sorunu çözüme ulaştırmak üzere geldi” ifadelerini kullandı.
Vehbi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 8 Kasım 2001’de kabul edilen Budapeşte Sözleşmesi’nin üye devletlerin bilişim suçu alanında cezai politikasını birleştirmeyi amaçladığını, aynı zamanda bilişim suçlarıyla mücadele alanında çeşitli ulusal makamlar arasında koordinasyonu sağladığını ve hız, etkinlik ve doğruluk ile öne çıkan uluslararası iş birliği için prosedüre dayalı kurallar oluşturmayı kolaylaştığını belirtti.
Vehbi, Fas Krallığının, terörizm ve kan dökme kültürünü destekleyen silahlı grupların tehdidinin artığı, kan dökülmesi ve masumların sindirilmesi düşüncelerini desteklemek için siber ortamın kullandığı bölgede oluşunu göz önünde bulundurarak, dünya genelinde siber suç tehdidinin artmasının ve bunun sonucunda ortaya çıkan sosyal, ekonomik ve psikolojik zarar konusunda farkında olduğunu belirtti. Fas Krallığı, 2018 yılı Ekim ayı başında, Fas Krallığı'nın resmi olarak Budapeşte Sözleşmesi’ne anlaşmaya üye olduğu zaman, sözleşmenin üye devletleri ile ilişki kurma arzusunu dile getirdi.
Bu bağlamda, Vehbi “Fas, siber suçlarla mücadele taahhüdünü vurgulayarak, Krallığın onayladığı elektronik sistemleri kullanılarak, ırkçı ve yabancı düşmanlığı niteliğindeki eylemlerin suç sayılması ilgili olan, Budapeşte Sözleşmesi’ne Birinci Ek Protokol’e de katıldı” dedi. Fas Krallığı’nın bilgisayar sistemleriyle ilgili her türlü suçla mücadelede gerçekçi ve ciddi katılımını vurguladı.
Bu bağlamda, Bakan Vehbi Fas Adalet Bakanlığının bir Ceza Muhakemesi Kanunu taslağı hazırladığını ve bunun Budapeşte Sözleşmesi ile uyum sağlama kapsamında geldiğini belirtti. Budapeşte Sözleşmesinin İkinci Ek Protokolü temel olarak, klasik adli iş birliği usullerinden veya istinabe usullerinden kaynaklanan yavaş işleyişle temsil edilen bir dizi soruna son verilmesi için, yeni mekanizmalar aracılığıyla üye devletler arasındaki iş birliğini ve kanıtların ifşasını geliştirmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda, dijital yollarla işlenen suç olaylarını azaltmak için zamandan ve emekten tasarruf sağlamak üzere hizmet sağlayıcılar ile taraf devletlerin makamları arasında ilk kez doğrudan iş birliği olanağını sağlamayı da hedefliyor. Bu nedenle, Fas Adalet Bakanlığı, yakın zamana kadar Fas yargısı için büyük zorluklar teşkil etmeye devam eden, siber suçlarla ilgili birçok eylemi suç sayan bir ceza kanunu taslağı hazırladı.



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.