Yemen hükümeti Husilerin verdiği pasaportları kabul edecek

Söz konusu adım, BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'in çabalarının sonuç vermesinin ardından atıldı.

El-Alimi ve Grundberg 11 Mayıs'ta Aden'de bir araya geldi. (Birleşmiş Milletler)
El-Alimi ve Grundberg 11 Mayıs'ta Aden'de bir araya geldi. (Birleşmiş Milletler)
TT

Yemen hükümeti Husilerin verdiği pasaportları kabul edecek

El-Alimi ve Grundberg 11 Mayıs'ta Aden'de bir araya geldi. (Birleşmiş Milletler)
El-Alimi ve Grundberg 11 Mayıs'ta Aden'de bir araya geldi. (Birleşmiş Milletler)

BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'in çabaları, Yemen’de iki aylık ateşkesin sona ermesinden yaklaşık iki hafta önce,  ateşkes kapsamında Husilerin seyahat belgeleri engelini aşmayı başardı. Yemen Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynak, hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg’in Yemen vatandaşlarına Sana’dan verilecek pasaportla seyahat etmesine izin verilmesi önerisini memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Birleşmiş Milletler, ateşkesi kalıcı barış istişareleri için bir başlangıç noktası olarak hizmet edeceği umuduyla genişletmeyi hedefliyor.
BM elçisi, meşru Yemen liderleriyle görüşmek üzere Aden'e yeni bir ziyaret gerçekleştirdi. Grundberg'in çabaları, meşru hükümetin ateşkes döneminde Sana ve Husilerin kontrolündeki geri kalan bölgelere Sana’dan verilecek pasaportla seyahate onay verilmesiyle sonuçlandı. Bu da Sana Havaalanı’ndan uçuşların yeniden başlamasını sağlayacak.
Resmi açıklamaya göre hükümet, ateşkes döneminde Yemen halkına fırsat yaratmak için Sana Havaalanı’ndan Ürdün Haşimi Krallığı'na uçuşlar düzenlemeyi kabul etti. Sana ve diğer valilikler tarafından verilen pasaportlarla Sana Havaalanı’ndan yapılacak seyahatler Husilerin kontrolünde olacak. Husilerin meşru hükümet tarafından tanınmayan seyahat belgelerini kabul etmekteki ısrarı, 2 Nisan'da başlayan ateşkes kapsamında belirtilen iki seyahat noktasına uçuşların yapılmasını engelledi.
Yemen hükümeti, seyahat belgelerini onaylama kararının ‘halka hizmet etme ve 2014'ten bu yana Husi milis darbesinin yol açtığı acıları hafifletme konusundaki tam taahhüdü bağlamında geldiğini’ bildirdi. Hükümet bu adımıyla BM Özel Temsilcisi tarafından ateşkes şartlarının tam olarak uygulanmasında Husilerin uzlaşmazlığını çözme çabalarına da destek vermiş oldu. Husi grubu Hudeyde Limanı’nın başta gümrük olmak üzere birçok vergilere ve genel ticari mallar ve petrol türevlerinden elde edilen gelirlere el koymasına ve insanların acılarını hafifletmek ve çalışanların maaşlarını vermek yerine bu gelirleri askeri hedeflerini desteklemek için kullanmasına rağmen hükümet olumlu bir politika izlemeye devam ediyor.
Yemen hükümeti yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“BM Özel Temsilcisi’nin girişiminde yer alan taahhütler Yemen hükümetinin yasal statüsünde herhangi bir değişiklik gerektirmiyor ve herhangi bir Husi milisinin tanınması anlamına da gelmiyor. Bu taahhütler ayrıca herhangi bir resmi emsal oluşturmayacaktır. Yemen hükümeti, Sana ve diğer valilikler tarafından verilen belgelerde yer alan verilerden sorumlu olmayacaktır. Yemen hükümeti, Amman'daki büyükelçiliğine, seyahat edecek tüm vatandaşlara, masrafları hükümet tarafından karşılanmak üzere, izlenen yasal prosedürlere uygun olarak meşru pasaport verilmesini kolaylaştırmak için talimat verdi.”
Ateşkesin devamı ve barış yolunun açılması için istekli olduğunu duyuran hükümet, ateşkes şartlarının tam olarak uygulanması çağrısında bulundu.
Yemen hükümeti tüm ihlallerin durdurulması, yedi yılı aşkın bir süredir Taiz şehri ve halkına karşı devam eden acımasız kuşatmanın derhal sona erdirilmesi ve binlerce vatandaşın seyahatlerinin kolaylaştırılması için şehre giden geçitlerin açılmasına başlanması yönünde baskı yapılması çağrısında bulundu. Hükümet açıklamasında BM Elçisi’nden, darbecilerin kontrolü altındaki bölgelerde devlet çalışanlarının maaşlarının ödenmesi için Hudeyde Limanı’na giden petrol türevlerinin gümrük ve vergi gelirlerinin kullanılması için taahhüt istedi.
Husileri darbe yaparak devlet kurumlarını ve vatandaşların çıkarlarını ve yaşamlarını sekteye uğratmakla suçlayan Yemen hükümeti, ‘barış çabalarının ciddiyetinine işaret ederek milisleri samimi bir iradeyle ateşkesi uygulamaya’ çağırdı. Hükümet ayrıca barışın ulusal ve uluslararası referanslara göre Yemen'in egemenliğini, cumhuriyet sistemini, birliğini ve toprak bütünlüğünü” halkın özgürlük, sosyal adalet, eşitlik ve onurunu koruyacak bir şekilde tesis edilmesini istedi.
Yemen'den yapılan açıklamada, “Uluslararası toplum Husi milisleri ve destekçileri İran ve Hizbullah'a, savaşı uzatmamaları ve ulaşım yollarının istikrarını tehdit etmemeleri için baskı yapmalı” ifadeleri yer aldı.
Sana Havaalanı’ndan Ürdün başkentine uçuşların başlaması sürecinde BM Elçisi’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne Yemen'deki çabalarında yaşanan son gelişmeler hakkında brifing vermesi bekleniyor. Grundberg aynı zamanda mevcut ateşkesin uzatılması için uluslararası ve bölgesel destek talebinde de bulunacak.
Yemen halkının büyük bir kesimi ise grubun ideolojik oluşumunun doğası ve bölgedeki İran projesine bağlı ırkçı eğilimi nedeniyle Husilerin kalıcı barıştan taraf olmadığı görüşünde. Özellikle ateşkesin milislere güçlerini çeşitli cephelerde yeniden düzenleme fırsatı sağlamasından sonra, yeni bir savaşa ilişkin korkular geniş çapta yayılmış durumda.
Grundberg, Aden'de Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Başbakan Muin Abdulmelik ve Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Tarık Salih ile bir araya geldi.
BM Özel Temsilcisi, resmi internet sitesinden şu açıklamada bulundu:
 "Taraflar, savaşın siviller üzerindeki etkisini azaltmak ve insan ve malların hareket özgürlüğünü kolaylaştırmak için ateşkesin tüm unsurlarının uygulanmasına paralel olarak ilerleme kaydetmeliler. Tüm tarafları yapıcı bir şekilde çalışmaya ve insanların acısını hafifletmek için ateşkesin tüm unsurlarına uymaya çağırıyorum. Yemenli kadın ve erkeklerin meşru isteklerini karşılayan kapsamlı ve sürdürülebilir bir siyasi çözüme doğru ilerlemek için güven düzeyini yükseltmek, ateşkesten yararlanmak ve çözümleri belirlemek için Yemenli taraflara aktif desteğimi sağlamaya devam edeceğim.”



HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
TT

HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın uluslararası taraflarca sunulan ateşkes önerisini reddettiğini açıklamasının ardından, üç ay sürecek tek taraflı bir insani ateşkes ilan etti.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, ses kaydı olarak yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

“Ulusal sorumluluğumuz ve başta ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimi ve Uluslararası Dörtlü ülkelerinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve ABD) çabaları olmak üzere uluslararası çabalar doğrultusunda üç aylık bir süre için saldırıların durdurulmasını ve uluslararası bir izleme mekanizmasının oluşturulmasını içeren insani bir ateşkes ilan ediyoruz.”

Dagalu konuşmasına şöyle devam etti:

“Radikal İslamcı terörist hareket Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ve Ulusal Kongre Partisi dışında herkesin katıldığı bir siyasi sürece bağlıyız. Zira bu gruplar halkımızın son otuz yılda çektiği tüm acılardan sorumlu.”

Sudan iç savaşının her iki tarafı da son iki yıl içinde, tüm ateşkes anlaşmalarını ihlal ederek müzakere çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Orgeneral Burhan daha önce geçiş dönemi veya Sudan'ın geleceği ile ilgili herhangi bir anlaşma yoluyla HDK'yı muhafaza edecek veya iktidar ortaklığına geri getirecek herhangi bir çözümü reddettiğini vurgulamıştı. Orgeneral Burhan, ABD'nin Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos'u HDK lehine önyargılı olduğu gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, savaşı durdurmak için kendilerine sunulan ‘en kötü kart’ olarak gördüğü Uluslararası Dörtlü’nün girişimine olan güvensizliğini dile getiren Orgeneral Burhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Uluslararası Dörtlü’ye katılımını eleştirerek HDK'yı desteklemekle suçlarken, Suudi Arabistan'ın rolünü ve ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimini övdü.

Orgeneral Burhan'ın açıklamaları, 12 Eylül'de açıklanan ve ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın yer aldığı Uluslararası Dörtlü ülkelerinin girişimi etrafındaki tartışmaları yatıştırdı. En önemli özelliği üç aylık bir insani ateşkes olan girişim, Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası içeriyor. Bunu, kalıcı bir ateşkes ve sivil bir hükümete giden kısa bir geçiş dönemi izliyor. Girişimde, askeri bir çözümün olmadığına ve savaş sonrası dönemde İslamcıların siyasi sahneden uzaklaştırılacağı vurgulanıyor.

Şiddet devam ediyor

HDK, 7 Kasım'da insani ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak ertesi gün ordunun kontrolü altındaki Hartum ve Atbara'yı bombaladı. Bunu HDK üyelerinin ‘büyük kalabalıklar’ halinde Batı Kordofan'daki Babnusa şehrine ulaşarak oradaki ordu karargahını ele geçirmeye çalıştığı, ancak Güney Kordofan'daki Kadugli ve Dilling şehirlerini kuşatmaya devam ettiği yönünde bir açıklama izledi.

HDK kasım ayı ortalarında Sudan'ın kuzeyindeki Merowe Barajı'nı birkaç kez insansız hava araçları (İHA) ile hedef aldı ve şehirdeki ordu karargahını bombaladı.

Sudan ordusu 26 Ekim'de Sudan'ın batısını tamamen kontrol altına alan HDK’nın uzun süren kuşatmasının ardından Faşir’i kaybetti.

Çatışmalar Darfur bölgesinden, başkent Hartum’u batı Sudan'a bağlayan petrol zengini komşu eyalet Kordofan’a sıçradı.

Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinden bu yana, toplu katliamlar, etnik şiddet, kaçırma ve cinsel saldırıların yaşandığına dair haberler gelirken, insan hakları örgütleri HDK'nın kontrolündeki bölgelerde etnik katliamlar yaşandığını bildirdi.

Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre geçtiğimiz ayın sonundan bu yana, Kuzey Kordofan'dan yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş kişinin yanı sıra 100 binden fazla sivil Faşir'den komşu şehirlere kaçtı. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta, Washington'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Veliaht Prensin talebi üzerine Sudan'daki ‘zulmü’ sona erdirme niyetini açıkladı.

HDK ve BAE, Trump’ın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve Burhan, savaşı sona erdirmek için Washington ve Riyad ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

İki yıldan fazla süredir devam eden Sudan savaşında on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi, bu durum milyonlarca sivili tehdit eden ciddi bir açlık krizine yol açtı.


Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
TT

Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)

Irak’ta 11 Kasım’da yapılan parlamento seçimlerinde 65'ten fazla sandalye kazanan başlıca Sünni güçler ve partiler, ‘siyasi ve sosyal istikrarı korumak, anayasal hakları güvence altına almak ve devlet kurumlarında temsiliyeti güçlendirmek için çabaları birleştirmek ve ortak bir vizyonla çalışmak’ amacıyla ‘Ulusal Siyasi Konsey’in kurulduğunu duyurdu.

Konseyde eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, milletvekili Musenna es-Samarrai liderliğindeki Azim Partisi, Hamis el-Hancer liderliğindeki Egemenlik İttifakı, mevcut Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi liderliğindeki Ulusal Hasim İttifakı ve mahkeme kararıyla parlamento seçimlerine katılmaktan men edilen eski milletvekili Ahmed el-Cuburi'nin liderliğindeki Ulusal Cemahir Partisi yer alıyor.

Bazıları bu adımı memnuniyetle karşılarken, Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, sorunun Sünni partilerin ve isimlerin Türkiye, Ürdün, bazı Körfez ülkeleri ve İran dahil olmak üzere çok sayıda bölgesel destekçisinin bulunması ve buna karşın Şii tarafındaki herkesin (Koordinasyon Çerçevesi) Tahran ile ittifak halinde olmasından kaynaklandığını söyledi.


Yabancı basın, İsrail'in Gazze'ye giriş izni verme kararını ertelemesini eleştiriyor

Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
TT

Yabancı basın, İsrail'in Gazze'ye giriş izni verme kararını ertelemesini eleştiriyor

Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)

Kudüs'teki Yabancı Basın Derneği, dün İsrail Yüksek Mahkemesi'ni yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin verme kararını bir kez daha ertelediği için eleştirdi.

Hamas'ın İsrail'e saldırdığı Ekim 2023'teki Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana, İsrail yetkilileri yabancı medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin harap olmuş ve abluka altındaki bölgeye bağımsız olarak girmelerini engelledi.

İsrail ve Filistin topraklarındaki uluslararası medya kuruluşlarını temsil eden ve bünyesinde yüzlerce yabancı gazeteci barındıran Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi.

Mahkeme, 23 Ekim'de İsrail yetkililerine yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin verecek bir plan geliştirmeleri için 30 gün süre verdi.

Ancak sürenin pazartesi günü dolması üzerine mahkeme, İsrail hükümetine 10 günlük ek süre vererek kararını 4 Aralık'a erteledi.

Dernek, yaptığı açıklamada "derin hayal kırıklığını" dile getirerek, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin, İsrail hükümetine Gazze'ye serbest ve bağımsız erişim için yaptığı başvuruya yanıt vermesi için bir kez daha ek süre verdiğini öğrendiklerini belirtti.

Dernek, "Dilekçenin sunulmasından bu yana geçen 14 ay boyunca bu tür gecikmelere alıştık. İsrail hükümeti, Gazze'ye erişime izin vermek istemediğini ve böyle bir planı olmadığını defalarca açıkça belirtti" ifadelerini kullandı.