Mısır’dan Tunus’un siyasi ve anayasal reformlarına destek

Said - Medbuli görüşmesinde Arap ülkeleri arasında yeni mekanizmaların kurulması çağrısında bulunuldu.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’yi Kartaca Sarayı’nda kabul etti. (Mısır Başbakanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’yi Kartaca Sarayı’nda kabul etti. (Mısır Başbakanlığı)
TT

Mısır’dan Tunus’un siyasi ve anayasal reformlarına destek

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’yi Kartaca Sarayı’nda kabul etti. (Mısır Başbakanlığı)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’yi Kartaca Sarayı’nda kabul etti. (Mısır Başbakanlığı)

Mısır’dan yapılan açıklamada ‘Tunus liderliğinin siyasi ve anayasal yolda yaptığı reformlara olan tam destek’ yinelendi. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’yi Kartaca Sarayı’nda kabul etti. Tunus Başbakanı Necla Budenin de katıldığı görüşmede Cumhurbaşkanı Said başta ‘Mısır ve Tunus arasındaki ikili iş birliği olmak üzere Arap ülkeleri arasındaki iş birliğini ilerleten geleneksel olmayan yeni mekanizmaların kurulması ve benimsenmesi’ çağrısında bulundu.  
Mısır Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Said, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi’ye selamlarını gönderdi. ‘Sisi’nin zamansal mesafeleri kısaltarak Mısır’ın tarihi olarak kritik bir aşamadan çıkmasını sağladığını ve büyük bir kalkınma ve imar hamlesi başlattığını’ söyledi. 
İki ülke arasındaki ilişkileri ‘özel bir kardeşlik ilişkisi’ olarak nitelendiren Said ‘Mısır ve Tunus'un tarihi ve kültürel bağları olan derin ilişkilere sahip olduğunu, Tunus olarak bu ilişkiden gurur duyduklarını ve Mısır’ın tarihsel olarak sürekli Tunus’un yanında yer aldığını’ söyledi. Said sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mısır’ın başarıları bizim için gurur kaynağı olmaya devam edecek. El ele vererek, iş birliği içinde Arap halklarının özlemlerini karşılayan bir kalkınma ve refah aşamasına geçmek istiyoruz. Mısır’ın Rönesans Barajı’yla ilgili tutumu ile bizim tutumumuz aynıdır. Çünkü Tunus’un güvenliği Mısır’ın güvenliğiyle doğrudan bağlantılıdır.”  
Uluslararası ve bölgesel meselelerde Mısır ile koordinasyonun önemini vurgulayan Said, ‘krizlerin aşılması, karşılıklı ticaret ve yatırıma teşvik için uygun ortamın sağlanmasına yönelik ikili çalışmaların artırılması’ gerektiğini belirtti. 
Mısır Başbakanı Medbuli de Cumhurbaşkanı Sisi’nin kendisinden, Mısır’ın Tunus liderliğinin, siyasi ve anayasal yolda yaptığı reformlara olan tam desteğini iletmesini istediğini söyledi. Medbuli ayrıca Tunus’un Rönesans Barajı konusunda Mısır’a sunduğu ‘kararlı destek’ için teşekkür etti. Mısır’ın Tunus’a ekonomik reformlar ve sosyal güvenlik konularında tecrübelerini aktarmaya hazır olduğunu belirten Mebduli, Cumhurbaşkanı Said’in siyasi yol haritasına tam destek vereceklerini vurguladı.  
Mısır Başbakanı Mebduli ve Tunus Başbakanı Necla Buden Başbakanlık Merkezi’nde ikili toplantı gerçekleştirdi. Buden, Cumhurbaşkanı Said’in geçen yıl Mısır’ı ziyaret etmesinin ardından iki ülke ilişkilerinde bir sıçrama yaşandığını ifade ederek Sisi’nin Tunus yönetimine olan kararlı desteği için teşekkür etti. Buden Mebduli’ye Cumhurbaşkanı Said’in ilan ettiği ‘yol haritasının’ ayrıntılarına dair bilgi vererek Tunus’un Mısır’ın su güvenliğine olan desteğini yineledi. Mebduli de Tunus’un, Etiyopya’nın inşa ettiği Rönesans Barajı konusunda kararlı bir şekilde Mısır’ın yanında yer almasını takdir ettiklerini söyledi.
Buden ve Mebduli önceki akşam Mısır-Tunus Ortak Ekonomik Forumu’na başkanlık etmişti. Mebduli forum kapsamında şu açıklamada bulunmuştu:
“Bu forum oldukça kritik bir zamanda düzenlendi. Kovid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle zorlu ekonomik süreçlerden geçiyoruz. Bu krizlerin etkilerinin en aza indirilmesi için bu forumun çalışmalarını önemsiyorum. Onlarca yıl sonra küresel enflasyondaki artışlar birçok ülkeyi vurdu. Ukrayna savaşı ise istisnasız tüm sektörleri olumsuz etkiledi. Özellikle dar gelirli sınıflar bu krizlerden en çok etkilenenler oldu. Bu konulardaki etkileşimimizi ve işbirliğimizi artırmamız zorunluluk arz ediyor.”
Buden de açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Kovid-19 salgını ve Ukrayna savaşı nedeniyle ortaya çıkan mevcut zorluklar, çabalarımızı birleştirmemizi ve vatandaşlarımızın çıkarlarına olacak bir şekilde iş birliğini arttırmamızı zorunlu kılıyor. Mısır-Tunus ekonomik ilişkilerini düzenleyen mekanizma örnek olacak niteliktedir. Bu ilişkilerimizi daha da güçlendirmeliyiz.”  



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.