Tarih öncesi dev köpekbalıklarının diş sorunları varmış

Kalın dikenli avlar dünyanın en büyük köpekbalığında diş sorunlarına neden olmuş olabilir

Dişlerinde bir soruna neden olan bir elektrik balığı yiyen bir megalodon köpekbalığının tasviri
Dişlerinde bir soruna neden olan bir elektrik balığı yiyen bir megalodon köpekbalığının tasviri
TT

Tarih öncesi dev köpekbalıklarının diş sorunları varmış

Dişlerinde bir soruna neden olan bir elektrik balığı yiyen bir megalodon köpekbalığının tasviri
Dişlerinde bir soruna neden olan bir elektrik balığı yiyen bir megalodon köpekbalığının tasviri

Dünyanın tarih öncesine ait en büyük köpekbalığının bir ortodontiste ihtiyacı mı var dı, yoksa sorunu kötü beslenmesi miydi?
ABD’deki Kuzey Karolina Üniversitesi'nden ve Kuzey Karolina Doğa Bilimleri Müzesi'nden araştırmacılar, Miyosen ve erken Pliyosen dönemi boyunca denizlere hakim olan okul otobüsü büyüklüğünde bir yırtıcı olan ve 11 ila 3,7 milyon yıl önce soyu tükenmiş megalodon köpekbalığının deforme olmuş dişini incelediler ve bulgularını dün PeerJ dergisinde yayınladılar.
Çalışmada hedeflenen köpekbalığının yaşı 4 inçti ve araştırmacılar, karşılaştırma için aynı dönemde yaşayan iki yaşındaki bir boğa köpekbalığını da incelediler. Araştırmacılar dişlerin içinde neler olduğunu inceleyebilmek için deforme olmuş dişlerin nano-CT görüntülemesini gerçekleştirerek bu şekilsiz dişleri her iki tipteki doğal dişlerle karşılaştırdı ve garip şekilli üç dişin tamamının, bir çift diş patolojisi formu gösterdiğini buldu.
Patolojik dişlerin doğal dişlerden daha fazla iç kanalı olması, gelişme sırasında iki dişin eksik ayrılma veya birleşme olasılığını ortaya çıkarırken, araştırmacılar yaralanmanın daha olası bir nedenle beslenmeyle ilgili olduğunu öne sürdüler.
Kuzey Karolina Üniversitesi'nde doktora öğrencisi ve araştırmanın ortak yazarı Haviv Avrahami, üniversitenin web sitesinde yayınlanan bir raporda konuyla ilgili şunları söyledi:
“Modern köpek balıklarının dişlerindeki şekil bozukluklarının, ağız içinde gelişen dişlerin taşıyıcı bandını delen keskin bir şeyden kaynaklanabileceğini biliyoruz. Modern köpekbalıklarında gördüklerimize dayanarak, yaralanmanın büyük olasılıkla dikenli bir balığı çiğnemekten veya bir vatoz dikeninden kaynaklandığı görülüyor. Ayrıca Megalodon'un Panama çevresinde yuvalanma alanları olduğunu ve modern vatoz türlerinin akrabalarının da bu bölgede yaşadığını biliyoruz. Bu dikenler çok kalınlaşabilir. Dolayısıyla bu tür bir diş yaralanması, Megalodon'un kötü bir öğle yemeği yediğini gösterebilir”.
Kuzey Karolina Üniversitesi Doğa Bilimleri Müzesi Paleontoloji Bölüm Başkanı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Lindsey Zanno ise şunları söylüyor: “Yırtıcı-av karşılaşmalarını düşündüğümüzde, sempatimizi avdan yana kullanma eğilimindeyiz. Ancak büyük bir avcı olan devasa bir mega köpekbalığının dahi hayatı hiç de kolay değildi.”



Mars'a ve diğer gezegenlere gönderilmek üzere minik bir uzay aracı tasarlandı

Fotoğraf: (Schafer ve ekip arkadaşları/Nature)
Fotoğraf: (Schafer ve ekip arkadaşları/Nature)
TT

Mars'a ve diğer gezegenlere gönderilmek üzere minik bir uzay aracı tasarlandı

Fotoğraf: (Schafer ve ekip arkadaşları/Nature)
Fotoğraf: (Schafer ve ekip arkadaşları/Nature)

Bilim insanları Dünya atmosferinin erişilmesi güç bölgelerini ve nihayetinde diğer gezegenleri incelemek için güneş enerjisiyle çalışan küçük uzay araçları fırlatmak istiyor.

Fikrin arkasındaki araştırmacılar, bu küçük cihazların havada süzülebildiğini ve taşıdığı algılama araçlarıyla hem iklimimizi izleyebileceğini hem de Mars'ı keşfedebileceğini söylüyor.

Geleneksel uzay araçlarının aksine atmosferde süzülmek için yakıt gerektirmiyorlar. Bunun yerine, 150 yıldır nesneleri havaya kaldırmak için kullanılan ve fotoforez diye bilinen süreçle ışıktan elde edilen enerjiyi kullanıyorlar.

Bu uzun geçmişe rağmen, fotoforezin pratik kullanımı gerçekten küçük nesnelerle veya çok güçlü yapay ışıkla sınırlıydı ve pratik cihazlar işe yaramıyordu. Ancak araştırmacılar delikli levhalardan, doğal güneş ışığını kullanarak havada kalabilen, 1 santimetre uzunluğunda bir uçan cihaz yaptıklarını düşünüyor.

Uçan yapı, küçük desteklerle birbirine tutturulmuş iki adet ince, delikli zardan yapıldı. Bunlarla küçük bir disk oluşturuluyor ve daha sonra bu disk havada kalabiliyor.

Bu araçlar Dünya atmosferinin üst katmanlarına kadar ulaştırılabilir. Biraz daha büyütülebilirlerse, atmosferi izlemek ve diğer bilimsel çalışmalar için kullanılmalarını sağlayacak antenler ve devreler taşıyabilirler.

Bilim insanları aynı tasarımın nihayetinde diğer gezegenlere de götürülebileceğini öne sürüyor. Örneğin halihazırda Mars'a uydu göndermek neredeyse imkansız derecede pahalı ancak bu küçük uzay aracıyla bunu yapmak araştırmacıların o gezegendeki koşulları izlemesine olanak tanıyabilir.

Penn Üniversitesi'nden Igor Bargatin yeni araştırmayla ilgili bir makalede, "Bu teknolojinin tam potansiyeli gerçekleştirilebilirse, bu türden bir sürü veya bir dizi fotoforetik uçan araç gelecek 10 yıl içinde mezosferin sıcaklığı, basıncı, kimyasal bileşimi ve rüzgar dinamikleri hakkında yüksek çözünürlüklü veriler toplayabilir" diye yazıyor.

Çalışma, hakemli dergi Nature'da yayımlanan "Photophoretic flight of perforated structures in near-space conditions" (Yakın uzay koşullarında delikli yapıların fotoforetik uçuşu) başlıklı makalede anlatılıyor.

Independent Türkçe