Filistin Yönetimi, uluslararası aktörlerin Ebu Akile’nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmaya katılmalarına izin verecek

Washington İsrail polisinin Ebu Akile’nin cenazesine müdahalesinden rahatsız. BM Güvenlik Konseyi tarafsız bir soruşturma yürütülmesini talep etti.

Başkan Abbas, öldürülen Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile için saygı töreni düzenledi (AFP)
Başkan Abbas, öldürülen Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile için saygı töreni düzenledi (AFP)
TT

Filistin Yönetimi, uluslararası aktörlerin Ebu Akile’nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmaya katılmalarına izin verecek

Başkan Abbas, öldürülen Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile için saygı töreni düzenledi (AFP)
Başkan Abbas, öldürülen Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile için saygı töreni düzenledi (AFP)

Filistin Yönetimi, gazeteci Şirin Ebu Akile’nin öldürülmesiyle ilgili soruşturma süreçlerine herhangi bir uluslararası aktörün katılmasına kapı açarken, İsrail ile ortak soruşturma yürütme konusundaki reddedici tutumunu sürdürüyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu ve Fetih Hareketi Merkez Komitesi üyesi Hüseyin eş-Şeyh, Filistin Yönetimi’nin uluslararası aktörlerin soruşturma süreçlerine katılmasını memnuniyetle karşılayacağını belirterek, süreçlere katılmak isteyen uluslararası aktörlerin yetkili merci olan Filistin Başsavcılığı ile iletişim kurabileceğini ifade etti.
Filistin Başsavcılığı Ebu Akile’nin öldürülmesine ilişkin ön raporunu Cuma günü yayınladı. Başsavcılığın raporunda, bölgede ateş açan tek kaynağın suç mahalline 150 metre uzaklıktaki işgal güçleri olduğu belirtildi.
Başsavcılığın raporu, Filistin’in İsrail’i resmi yollardan suçladığı anlamına geliyor. Tel Aviv başından beri bu suçlamayı yalanlamaya çalışıyor ama aksini ispat edemiyor.
İsrail Filistin Yönetimi ile ortak soruşturma yürütme ve Ebu Akile’yi öldüren kurşun üzerinde balistik inceleme yapmayı teklif etti. Ancak Yönetim bu teklifi reddetti. Şeyh, İsrail güçlerinin Ebu Akile’nin cenazesine yönelik müdahalesi sırasında yaşananların “bu soruşturmayı İsrail ile ortak yürütme konusundaki reddedici pozisyonlarını güçlendirdiğini” söyledi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün, Ebu Akile’ye Kudüs Yıldızı Nişan’ı verdi. Filistin devletinin İsrail işgal güçleri içindeki faillerin izini sürmekte kararlı olduğunu vurgulayan Abbas, İsrail’in konuyla ilgili hiçbir soruşturmaya ortak olmayacağını çünkü Ebu Akile’nin ölümünden sorumlu olduğunu ifade eti.
Polis Başmüfettişi General Yaakov (Kobi) Shabtai, İsrail polisinin Ebu Akile’nin cenazesine müdahalesi nedeniyle artan tepkiler üzerine polis memurlarının davranışları hakkında soruşturma başlatılması talimatı verdi.
İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Omer Barlev, “İsrail polisi gazeteci Şirin Ebu Akile’nin cenaze konvoyunun ilerlemesi için çalıştı. Fakat maalesef cenaze sırasında katılımcıların eliyle tehlikeli şiddet olayları yaşandı. Bu da sahadaki durumun karmaşıklaşmasına yol açtı” diyerek, Filistinlileri sorumlu tutmaya çalıştı.
İsrail Bölgesel İşbirliği Bakanı İsavi Feric, Ebu Akile'nin cenazesi sırasında İsrail polisinin uyguladığı şiddeti İsrail’e zarar verecek "ahlaki bir felaket" olarak nitelendirdi. Feric, Holon kentinde katıldığı bir kültürel etkinlikte yaptığı konuşmada, “Polisin Filistin bayraklarından korkmasını anlayamıyorum. Filistin bayrağı yasaları ihlal etmiyor. Filistinli bakanlarla oturduğumda, müzakere masasında İsrail ve Filistin bayrakları yan yana duruyor” ifadelerini kullandı.

Washington ve BMGK
İsrail polisinin Ebu Akile’nin naaşını taşıyan kişilere saldırarak naaşın neredeyse yere düşmesine sebep oldukları görüntüler büyük tepki çekti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Ebu Akile’ye taziyelerini sunarak, İsrail polisinin cenaze törenine müdahalesinden ‘ciddi rahatsızlık’ duyduğunu dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken adına Dışişleri Bakanlığı Ofisi’nden yapılan açıklamada, Washington’un “İsrail polisinin Ebu Akile'nin cenaze törenine izinsiz girdiği görüntüleri görmekten ciddi rahatsızlık duyduğunu” ifade etti. Açıklamada, “Her bir aile sevdiklerini onurlu ve engelsiz şekilde defnedebilmeyi hak ediyor. İsrailli ve Filistinli muhataplarımızla yakın temas halinde olmaya devam ediyoruz ve tarafları tansiyonu daha fazla artıracak eylemlerden kaçınmaya çağırıyoruz” denildi.
Arap ve uluslararası medyanın İsrail polisinin müdahale anına ilişkin servis ettiği görüntüler ABD içinde bile öfke dalgasıyla karşılandı. Söz konusu müdahaleyi canlı yayınlayan veya muhabirleri aracılığıyla aktaran ABD’deki medya kuruluşları, İsrail’in “polisler cenaze törenindeki katılımcılardan taş atanları engellemeye çalışıyordu ve onları dağıtmak için güç kullanmak zorunda kaldı” şeklindeki iddiasını yalanladı. Söz konusu kuruluşlar, İsrail polisinin saldırganlığını haklı kılacak hiçbir şey olmadığını ve polisin herhangi kışkırtma olmamasına rağmen cenazedekilere nedensiz bir şekilde saldırdığını ifade etti.
Aynı şekilde ABD Kongre üyelerinden bazıları İsrail polisinin cenaze törenine yönelik baskınından duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Demokrat Senatör Chris Murphy, Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, cenazeye baskın yapılmasının oldukça rahatsız edici olduğunu belirterek, olayı soruşturma talebinde bulundu.
Senatör Bernie Sanders, “İsrail güçlerinin Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’nin cenazesinde yas tutanlara saldırması rezalet” ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri “Filistinli ve Amerikalı gazeteci Şirin Ebu Akile’nin öldürülmesini” kınayan bir açıklama yayınladı. Güvenlik Konseyi Başkanı olarak ABD’nin yetkilerine göre yayınlanan açıklamada, “Konsey üyeleri 11 Mayıs tarihinde Filistin’in Cenin kentinde Ebu Akile’nin öldürülmesini ve başka bir gazetecinin yaralanmasını şiddetle kınıyor” denildi. Ebu Akile’nin öldürülmesi hakkında soruşturma başlatılması talep edilen açıklamada, “Güvenlik Konseyi üyeleri kurbanın ailesinin acısını paylaşıyor ve en derin taziyelerini sunuyor” ifadesi kullanıldı. Güvenlik Konseyi üyeleri Ebu Akile’nin ölümüyle ilgili ‘acil, kapsamlı, adil ve tarafsız bir soruşturma başlatma’ çağrısında bulunarak, hesap verebilirliğin sağlanmasının önemini vurguladı. Güvenlik Konseyi üyeleri ayrıca sivil olan gazetecileri koruma yükümlülüğünün altını çizdi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail güvenlik güçlerinin cenazenin taşınması sırasında Filistinlilere yönelik davranışlarından rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Ebu Akile’nin cenazesi sırasında ortaya çıkan görüntüleri şaşkınlıkla karşıladığını kaydetti.
İrlanda Dışişleri ve Savunma Bakanı Simon Coveney, “Şirin Ebu Akile’nin cenazesine yapılan saldırının görüntüleri çok çirkin” dedi.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.