Batı, Rusya ile mücadelesinde tek yürek olmaya devam mı edecek yoksa görüş ayrılıkları yüzünden bölünecek mi?

Washington ve Londra ile Batı Avrupa arasında gittikçe artan görüş ayrılıkları mevcut

Ukrayna'nın Mariupol kentindeki bir Rus askeri (AFP)
Ukrayna'nın Mariupol kentindeki bir Rus askeri (AFP)
TT

Batı, Rusya ile mücadelesinde tek yürek olmaya devam mı edecek yoksa görüş ayrılıkları yüzünden bölünecek mi?

Ukrayna'nın Mariupol kentindeki bir Rus askeri (AFP)
Ukrayna'nın Mariupol kentindeki bir Rus askeri (AFP)

Rusya’yı zayıflatma şeklinde stratejik bir hedef belirleyen ABD ve İngiltere ile böyle bir durumun olası sonuçlarından endişe duyan Batı Avrupa ülkeleri arasında Ukrayna’yı destekleme konusunda gittikçe artan bir görüş ayrılığı mevcut.
Bu görüş ayrılığı, ABD Başkanı ile Fransa Cumhurbaşkanı arasındaki tutumların zıtlığında görülüyor. Zira Joe Biden 26 Mart'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ‘iktidarda kalmasının mümkün olmadığını’ söylerken Emmanuel Macron 9 Mayıs'ta Rusya'yı ‘aşağılayarak’ barışın inşa edilemeyeceğini söylemişti.
Açıklamalar bir yana, örneğin ABD ve İngiltere, Ukrayna'ya Fransa ve Almanya'dan çok daha fazla silah sağlıyor. Basında yer alan teyit edilmemiş ancak sık sık dönen haberler, ABD istihbarat servislerinin Ukrayna'ya aktif bir şekilde yardım sağladığını öne sürüyor.
Aynı şekilde Washington ve Londra, Moskova'ya yaptırım uygulama konusunda Paris ve Berlin'den daha hevesli. Avrupalılar çatışmaya diplomatik bir çözüm bulunabileceğini umarken ABD ve İngiltere buna hiç inanmıyorlar.

Rusya’yı zayıflatmak
Brüksel merkezli Wilfried Martens Avrupa Çalışmaları Merkezi’nden araştırmacı Eoin Drea “Anglosfer dünyası Ukrayna'yı kurtarırken, Avrupa Birliği (AB) kendini kurtarıyor” ifadelerini kullandı.
Drea, ABD merkezli Politico dergisinde yayınlanan bir yazısında “AB kararsız davranışlar sergilemeye devam ediyor” dedi.
Buna karşılık Washington, Ukrayna'ya silah tedarik etmek için on milyarlarca dolar harcıyor. Fransa'nın Eski Washington Büyükelçisi ve eski Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Gerard Araud “ABD'nin Ukrayna'ya desteği farklı bir boyut kazanıyor. Bu kadar para harcadığımızda amaç yatırım gelirleri elde etmek oluyor” dedi.
Biden'ın açıklamasının ardından ABD yönetimi ‘rejim değişikliği’ arayışında olduğunu teyit etmese de Washington uzun vadede Rusya'yı ‘zayıflatmaya’ çalışıyor. Nitekim bu, Savunma Bakanı Lloyd Austin tarafından daha önce dile getirilmişti.
Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan Araud, mevcut durumun, Çin ile mücadelesini uzun vadeli stratejik önceliği olarak korumaya devam eden Washington için ‘tek bir ABD askerini kullanmadan Rus gücünü zayıflatabilmesi için bir fırsat olduğunu’ belirtti.
Araud “Ukraynalılar mükemmel ve Ruslar kötü bir şekilde savaştıkları için ABD’liler kendilerine bunun Rusları zayıflatmak için iyi bir fırsat olduğunu ve Putin düşerse, bunun da iyi olacağını söylüyorlar” dedi. İngiltere’nin tutumu hakkında konuşan Araud “İngilizler ABD’lilerin adımlarını takip ediyor. Brexit'ten bu yana başka olası bir politikaları olmadı” dedi.

Avrupa savaşın sonuçlarına daha çok maruz kalıyor
Avrupa tarafına bakacak olursak, eski İtalyan diplomat Marco Carnelos, tabi ki tarihi nedenlerden ötürü Rusya'ya ciddi anlamda düşman olan Doğu Avrupa ülkeleri ile saldırı karşısında Ukrayna'yı destekleyen Batı Avrupa ülkeleri arasında ‘çatlaklar’ olduğunu, ancak Doğu ülkelerinin Washington'dan daha ılımlı olduğunu ve savaşın sonuçlarına ondan daha çok maruz kaldıklarını söyledi.
Carnelos durumu özetleyerek, “Soru şu: Avrupalılar Moskova'da olası bir rejim değişikliği için ne gibi bir bedel ödemeye hazırlar?” dedi. Askeri bir tırmanış tehlikesi bir tarafa ‘ABD’nin hedefinin gerçekleştirilmesi için ödenecek ekonomik bedelin çok ağır olacağını’ belirtti.
Ulusal Sanat ve El Sanatları Konservatuarı’ndan (CNAM-Paris) Endüstriyel Ekonomi Profesörü Sébastien Jean, ‘ekonomik açıdan bakılırsa ABD ve İngiltere'nin etkilere maruz kalması ile Almanya başta olmak üzere AB’nin maruz kalması arasında gerçek bir orantısızlık olduğunu’ söyledi.
Jean “ABD ve ona kıyasla daha az ölçüde İngiltere, önemli enerji üreticilerinden. İthalata bağımlılıkları daha az” dedi.

Avrupalılar arasındaki büyük görüş ayrılığı
Savaşın neden olduğu kaosun, paladyum, potas, nikel ve bu gibi ‘sanayi için önemli malzemeler de dahil olmak üzere ham veya suni temel maddelere’ yansıdığını söyleyen Profesör “Çok güçlü olan ancak aynı zamanda çok enerji harcayan Alman sanayisi bu sarsıntıya karşı oldukça savunmasız durumda. Aynı şey İngiltere için geçerli değil. Çünkü sanayisi daha az güçlü. ABD için de geçerli değil. Coğrafya olarak uzak bir konumda ve başka tedarik kanalları var” dedi.
Jean, zengin Batı Avrupa ülkeleri ile Doğu Avrupa ülkelerinin aynı safta olduğu ABD’liler ve İngilizler arasında ‘bu kadar görüş ayrılığı yaşanmasının sebebinin bu olduğunu’ söyledi.

Avrupa bir kez daha mı bölünüyor?
ABD’li askeri tarihçi Edward N. Luttwak, Twitter hesabından yaptığı paylaşımında “Avrupa'nın Ukrayna'ya verdiği sözlü destek, Polonya'nın büyük cömertliğinden tutun Almanya'nın çok yavaş ve çok zayıf teslimatlarına ve orta bir tutum sergileyen İtalya'ya kadar maddi destekteki büyük farklılıkların üstünü kapatıyor” değerlendirmesinde bulundu. Gerard Araud “ABD’nin katı tutumu yüzünden gittikçe artan bir gerilim olmasına rağmen bu, AB’yi şu ana kadar ortak kararlar almaktan alıkoymadı” dedi.



Hamas ateşkes görüşmelerinin bir parçası olarak 10 rehineyi serbest bırakmayı kabul etti

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarından dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarından dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Hamas ateşkes görüşmelerinin bir parçası olarak 10 rehineyi serbest bırakmayı kabul etti

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarından dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarından dumanlar yükseliyor (Reuters)

Hamas bugün (Çarşamba)  yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde ateşkese ulaşma çabalarının bir parçası olarak 10 rehineyi serbest bırakmayı kabul ettiğini belirtirken, İsrail'in “uzlaşmazlığı” nedeniyle devam eden ateşkes görüşmelerinin “zor” olduğunu kaydetti.

Hamas, devam eden ateşkes görüşmelerinin yardım akışı, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve kalıcı bir ateşkes için “gerçek garantiler” de dahil olmak üzere birçok anlaşmazlık noktasıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.

İsrail bugün yaptığı açıklamada askerlerini Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir koridorda tutmak istediğini ve bunun görüşmeleri rayından çıkarabilecek bir koşul olduğunu söyledi.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan İsrailli bir yetkili, İsrail'in 60 günlük ateşkes süresince Şerit'te “Morag” olarak adlandırdığı doğu-batı koridoru da dâhil olmak üzere bölgede kuvvetlerini bulundurma isteğinin müzakerelerde bir tıkanma noktası olduğunu söyledi.

Morag, Refah ile Han Yunus arasında yer alan bir Yahudi yerleşiminin adı ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu koridorun iki şehir arasında uzanmasını önermişti.

Morag koridorunda tutunmak, İsrail'in yüz binlerce Filistinliyi güneye, Mısır sınırında ‘insani şehir’ olarak adlandırdığı küçük bir alana itme planının kilit unsurlarından biri.

Hareketi eleştirenler, bunun Gazze'nin iki milyon sakininden birçoğunu yer değiştirmeye zorlamanın bir işareti ve İsrail hükümetinin bölgenin kontrolünü sürdürme planının bir parçası olduğundan korkuyor.

Halen onlarca rehineyi elinde tutan ve İsrail'in teslim ol çağrılarını reddeden Hamas, herhangi bir kalıcı ateşkes anlaşmasının parçası olarak İsrail'in tüm güçlerini geri çekmesini istiyor. Gazze'de kalıcı bir İsrail varlığını ise şiddetle reddediyor.

ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin İsrail başbakanı üzerindeki baskısı, Hamas ile İsrail arasında Doha'nın ev sahipliğinde Gazze'de iki aylık bir ateşkes sağlanması ve savaşın sona erdirilmesine yönelik görüşmelerin başlatılmasını amaçlayan dolaylı müzakereleri harekete geçirdi.

Hamas kaynaklarıŞarku'l Avsat'a Trump ve Netanyahu'nun Beyaz Saray'da bir araya gelmesinin ardından müzakerelerde “ilerleme” kaydedildiğini söylerken, Netanyahu Çarşamba günü Fox News'e verdiği röportajın tanıtım klibinde “kısmi bir ateşkes anlaşmasına varma ihtimalinin yüksek olduğunu” söyledi.

Hamas, Washington'un Netanyahu üzerindeki baskısına güvenerek, savaşın tamamen durdurulmasını garanti altına alacak bir anlaşmaya varılmasını istiyor.

Trump Netanyahu ile iki gün üst üste (Pazartesi ve Salı) iki kez bir araya geldi ve Beyaz Saray'daki 90 dakikalık ikinci görüşme Gazze dosyasına ayrıldı.