Lübnan’da seçimler Sünnilerin ruh halindeki değişimin boyutunu test ediyor

Lübnan’da seçimler Sünnilerin ruh halindeki değişimin boyutunu test ediyor
TT

Lübnan’da seçimler Sünnilerin ruh halindeki değişimin boyutunu test ediyor

Lübnan’da seçimler Sünnilerin ruh halindeki değişimin boyutunu test ediyor

Bugün Lübnan'da güvenliği bozmaya ve seçmenler üzerinde baskı kurmaya çalışanları engellemek amacıyla yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşen seçim sürecinin nasıl sonuçlanacağı ile ilgili tahminleri etkileyecek çok sayıda faktör söz konusu. Özellikle rekabetin yoğun olduğu seçim bölgelerinde bu faktörleri görmezden gelmek mümkün değil. Lübnan Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan’ın Sünni Müslümanların oy oranını yükseltmek için yapılan son çağrı olan sandık başına gitmeleri çağrısının yansımalarıyla ilgili de tahminler öne sürülüyor. Müftü Deryan’ın vaazlarıyla birlikte vaiz ve imamlar,  Sünnileri sahayı parlamentoda kendilerini doğru şekilde temsil etmeyen güçlere terk etmeme çağrısı için adeta seferber oldular.
Lübnan'daki diplomatik çevreler, Sünni seçmenlerin ağırlığından, Deryan'ın çağrısına karşılık veren seçim mekanizmalarından ve cami imamlarının sandık başına gitmekte tereddüt edenleri ikna etmesini bekledikleri ve oy oranının belirlenmesi gereken bu kitleyi seçim sürecine katılmaları çağrılarından duydukları memnuniyeti dile getirerek Müftü Deryan’ın çağrısına Sünnilerin verecekleri yanıtı bekliyor.
Sünni Müslümanların ruh halindeki değişimin ve seçmen katılım oranının değişmesinin arkasında Müftü Deryan'ın Sünni seçmenlerin sandık başına gitmeleri konusundaki ısrarcı çağrısının olduğunu bilen seçim mekanizmalarından sorumlu kişilerin açıklamalarına güvenen Arap ve yabancı diplomatlar, seçimlere katılım oranın yüksek olup olmayacağına ilişkin detaylı bilgi sahibi değiller.
Aynı çevre, karma seçim yasasının kartların yeniden karılmasına yol açtığını da kabul ediyor. En son durum çerçevesinde seçim sonuçlarıyla ilgili belirsizliğin arkasında özellikle Sünnilerin ağırlıklı olduğu seçim bölgelerinde, bir yandan ‘düşman kardeşlerin’ tercihli oyları almak için aynı liste üzerindeki tartışmalarının bir yandan da bir kardeşini desteklemek için müdahale eden bazı resmi çevrelerin etkisine tepki olarak Beyrut'un kuzeyindeki Metn ilçesi ve Sayda (Sidon) - Cezzine bölgelerinde olabileceklere benzer bir takım sürprizlerin olabileceği göz ardı edilmiyor.
Sünnilerin arasında sandık başına gitmede tereddüt edenlerin sayısı Müftü Deryan ve eski başbakanların yaptığı çağrı öncesindeki kadar fazla değil. Hatta eski Başbakan Saad Hariri, seçimlere katılmama kararı aldıktan sonra seçimleri boykot çağrısı yapmadı ve seçim sürecine müdahale etmekten kaçındı. Fakat Hariri'nin seçimlere müdahale etmekten kaçınması bazı grupları bundan alıkoyamadı. Özellikle Beyrut'ta seçimleri boykot çağrısını tekrarlanırken bazıları seçimlere katılan adayların afişlerini yırttılar. Bu tür adımlar, Dar-ul Fetva’nın seçimlerin boykot edilmemesi çağrısıyla önemli ölçüde azalmaya başlamasıyla bu grupların kendi başlarına hareket ettikleri ve onlara kimsenin siyasi koruma sağlamadığı ortaya çıktı.
Arap ve yabancı diplomatik çevreler, bazı etkili resmi organların bir aday lehine diğerine müdahale ettiğini yahut Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın Siyda-Cezzine bölgesinde aynı listeden aday olan başlıca iki müttefiki Ziyad Esved ve Emel Ebu Zeyd arasındaki anlaşmazlığı çözmek için müdahale girişiminde olduğu gibi aynı listedeki iki ayın seçimlerden uzaklaştırıldığını izlediler.
Öte yandan Lübnan Kuvvetleri (LK)ve Ketaib partileri arasındaki rekabete Değişim Güçleri Partisi’nin katılmasıyla Maruni Hıristiyanlar arasındaki en sert seçim yarışının siyasi yansımalarını yakından takip ediyorlar. Beyrut’un kuzeyindeki Betrun, Kura, Beşeri ve Zağrata ilçelerini kapsayan üçüncü seçim bölgesinde 17 binden fazla seçmenin oy kullanması çerçevesinde (Maruni Hristiyan) Marada Hareketi Partisi’nin ve (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareketi’nin (ÖYH) sandıktan çıkması sürpriz bir gelişme olmayacaktır.
Arap ve yabancı diplomatlar, siyasi güçlerin bu akşam sona erecek seçim maratonuyla ilgili başlattıkları seferberlik sonucunda Beyrut'un ikinci seçim bölgesindeki 16 binden fazla seçmenin de katılımıyla sonuçların değişeceğini düşünüyorlar.
Söz konusu diplomatik çevrede seçim sonuçlarına ilişkin beklentiler bulunmazken türetilmiş olan tahminleri de bu tür beklentilere dayanmıyor. Şarku'l Avsat'a konuşan Arap bir diplomatik kaynağa göre seçmenlerin görüşlerini araştıran uzman kurumlardan alınan ön veriler de buna işaret ediyor. Öte yandan Şii İkilisi (Hizbullah-Emel Hareketi), fazla oylarını LK’yi engellemek için sembolik bir varlık dışında herhangi bir etkiye sahip olmadığı bölgelerde ÖYH’ye yönlendirmek için yapabileceklerini araştırıyor. Bir yandan da Baalbek-Hermel, Zahle ve Beyrut ilçelerinde, Şii İkilisi’nin seçim listelerindeki adaylara oy verecek bölgeleri ve gruplar belirleniyor.
Buna karşın ÖYH, müttefiki Hizbullah'ın gücüne, LK’den daha üstün bir parlamento bloğuna liderlik etmesine izin verecek sandalye sayısına ulaşmaktan ziyade ÖYH lideri Cibran Basil’in Maruni Hıristiyan partilerin uzlaşı belgesindeki müttefikinden ayrışmaya çalışmasına rağmen Şiilerin oylarıyla Hristiyan sokağındaki aktif güçlere karşı çıkarak siyasi hesaplarını görmek için inisiyatif almak istiyor.
Sünnilerin ağırlığının dilekler çerçevesinde kaldığı ilçelerde yüksek oy oranlarıyla ilgili tahminler, Müftü Deryan'ın çağrısıyla Sünnilerin ruh halindeki değişime rağmen, sandık merkezlerinde test ediliyor. Oyların kimin çıkarına olacağını ve seçim listelerinin alacakları oy oranlarını kestirmek zor olduğundan Sünni sokağını ne gibi sürprizlerin beklediği merak konusu. Bu da Şii İkilisi’nin seçim listesi ve Şii İkilisi ile yollarını ayıran Ahbaş Grubu (İslami Hayır Projeleri Cemiyeti) tarafından desteklenen diğer seçim listesi karşısında Beyrut’ta Sünnilerin oylarının dağılmasına yol açıyor.
Bu yüzden Beyrut’un ikinci seçim bölgesi, Trablusşam ve Akkar’da meydana gelecek sürprizler, mevcut duruma hakim olmaya devam ederken hiçbir liste, ‘Değişim için Beyrut’ listesi de dahil ana listeler arasında dağılacak parlamento sandalyelerinin çoğunluğunu kazanamayacak.



Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
TT

Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)

Suriyeli bir kaynak, Hikmet el-Hicri’ye bağlı güçlerin, Suveyda vilayetinin batı kırsalında yer alan kamu güvenlik birliklerine yönelik saldırılarını üçüncü gününde de sürdürdüğünü bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, Alman haber ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Kanun dışı gruplar ya da Hikmet el-Hicri’ye bağlı ‘Ulusal Muhafızlar’ adıyla bilinen unsurlar, dün akşam kamu güvenliği noktalarına saldırı düzenledi” dedi.

Kaynak, “Kanun dışı unsurlarla çıkan çatışmalarda kamu güvenliği personelinden yaralananlar oldu. Saldırganlar arasında ölü ve yaralılar bulundu, silahlı kişileri taşıyan bir araç imha edildi” ifadelerini kullandı.

Aynı kaynak, kamu güvenliği güçlerinin amacının bölgenin istikrarını sağlamak ve halkın geri dönüşünü kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu unsurların tekrar eden saldırıları ve roketli bombardımanı, sivillerin geri dönmesini engellediği gibi, zeytin hasadı yapan çiftçileri dahi hedef aldı” diye konuştu.

Dera’nın doğu kırsalındaki yerel bir kaynak, el-Hicri’ye bağlı silahlı unsurları taşıyan bir aracın roketle vurulduğunu, saldırıda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını, aracın ise tamamen tahrip olduğunu açıkladı.

Suveyda içinden gelen bilgilerde, vilayetin batı kırsalında kamu güvenliği güçlerine yönelik saldırıda en az 5 Dürzi militanın öldüğü, 10’dan fazla militanın da yaralandığı, kamu güvenliği personelinin öldürüldüğü iddiaların ise ‘el-Hicri’ye bağlı güçlerin moralini yükseltmeyi amaçlayan asılsız bilgiler’ olduğu belirtildi.

Suveyda Valisi Mustafa el-Bekkur, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Değerli Suveyda halkı, bugün bazı disiplinsiz silahlı grupların, Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında güvenlik ve istikrarı sarsma girişimiyle, çatışma çözme noktalarına ve iç güvenlik güçlerine saldırdığı bilgisini aldık. Bu eylemler, yalnızca kişisel çıkarlara ve kaos ile yağma eğilimine işaret ediyor; vilayetn değerleriyle ve halkının ahlakıyla bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.

Bekkur açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Sizi bu tür uygulamalara karşı durmaya, halkın güvenliğiyle oynayan ya da insanların kaderini istismar etmeye çalışan herkesi engellemeye çağırıyoruz. Güvenlik ve istikrar ortak sorumluluktur; toplumu korumak her onurlu bireyin görevidir. Çıkar peşinde koşanlara sesleniyorum: Yeter artık. Ülke sizin hayallerinizden büyüktür ve Suveyda halkı, yıkıcı projelerinize kanmayacak kadar basiretlidir.”

Suveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki de sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Çeteler ve milisler, üçüncü gününde de iç güvenlik güçlerinin bulunduğu noktaları hedef almaya devam ediyor… Vilayetteki iç güvenlik komutanlığından talimat net: Ateş geldiği yer tespit edilip görüntülendikten ve ihlal belgelenip doğrulandıktan sonra yalnızca kaynaklara karşılık verilecektir.”

Paylaşımında, sivillere ve ‘toprağını ve namusunu savunmayı amaç edinen şerefli gruplara’ seslenen Abdulbaki, “Güvenlik güçlerinin ihlal gerçekleştirdiği ya da sizi hedef aldığı yönündeki söylenti ve yalanlara kapılmayın. Bu haberler asılsızdır ve nerede çatışma yaşanırsa tamamen bilgimiz dahilindedir. İç güvenlik güçleri, sivillerin güvenliğini korumak, gerginliği artırmamak ve istikrarı sağlamak için çalışmaktadır. Suriye devleti dışında ne bizim ne de sizin için güvenlik ve istikrarın garantisi yoktur. Halkımıza defalarca söyledik: Kan, kanı çeker; fitne ise öldürmekten beterdir. Bizim elimiz her zaman onurlu insanlara açıktır” ifadelerini kullandı.

Suveyda’daki Ulusal Muhafızlar’a yakın sosyal medya sayfalarında yer alan paylaşımlarda, Suveyda’nın batı kırsalında şiddetli çatışmaların yaşandığı bildirildi. Paylaşımlara göre, geçici hükümete bağlı kamu güvenliği güçleri, insansız hava araçları (İHA), orta menzilli silahlar ve havan topları kullanarak el-Mecdel köyünü hedef aldı ve komşu köylere doğru yeni cepheler açmaya çalıştı. Bu durumun, el-Mecdel köyüne yönelik bir baskın girişimini hedefleyen tehlikeli bir tırmanış olduğu öne sürüldü.

Aynı kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın bölgeye takviye gönderdiğini ve el-Mecdel çevresinde bir saatten fazla süren ateş noktalarına karşılık verdiğini aktardı.

Suriye hükümet güçlerinin Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında kontrolü elinde tuttuğu, yerel güçlerin ise Suveyda kent merkezi ile vilayetin güney ve doğu kırsalını denetiminde bulundurduğu belirtildi.


Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
TT

Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail'den 15 Filistinlinin cenazesini aldığını duyurdu.

İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan hastane, yaptığı açıklamada, "Ceset değişim anlaşmasının 13. grubu kapsamında 15 Filistinli şehidin cenazesi Nasır Tıp Kompleksi'ne ulaştı. Teslim alınan cenaze sayısı 330'a ulaştı" ifadelerini kullandı.

İsrail, perşembe günü Gazze'de öldürülen bir rehinenin kalıntılarını teslim aldı ve bugün de on beş cesedi teslim etti.


İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
TT

İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).

İsrail'in açıklamaları ve eylemleri, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Batı Şeria'daki yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik ölümcül saldırılarını eleştirmesinin ardından, mevcut ABD yönetimi içinde nadir görülen bir tutuma ilişkin endişeleri ortaya koydu.

Rubio, bu saldırıların Başkan Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planını baltalayabileceği korkusunu ifade ederken yumuşak bir dil kullansa da İsrail hükümet çevreleri bunları "endişe kaynağı olarak değerlendirdi ve yerleşimlere karşı sert bir tutuma dönüşmelerini önlemek için çaba gösterilmesi gerektiğini" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail'in 12. Kanalından aktardığına göre siyasi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'deki küçük ayrıntılara odaklanma yaklaşımından vazgeçmeli" ifadesini kullandı.

Yerleşimci saldırıları dün de devam etti. Yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Salfit'in batısında, Deyr İstiya ve Kafr Haris kasabaları arasında bulunan Hacı Hamida Camii'ne saldırdı. Caminin bazı kısımlarını ateşe verdiler ve duvarlarına ırkçı sloganlar yazdılar.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, caminin bulunduğu yeri araştırmak üzere asker gönderdiğini ancak herhangi bir şüpheliyi tespit edemediğini, "olayı İsrail polisi ve güvenlik güçlerine ilettiklerini" ifade etti.