Tom Cruise, Top Gun: Maverick'in setinde içkiyi yasaklamış

Top Gun: Maverick'in çekimlerinde Tom Cruise oyunculardan formdan düşmemelerini istemiş

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Tom Cruise, Top Gun: Maverick'in setinde içkiyi yasaklamış

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Hollywood yıldızı Tom Cruise'un Top Gun: Maverick'in çekimleri sırasında rol arkadaşlarından formlarını korumalarını ve içki içmemelerini istediği iddia edildi. Cruise'un yasağı nedeniyle sette herhangi bir kutlama yapılmamış. 
Mirror'ın haberine göre 59 yaşındaki aktör, zorlu sahneleri tamamlayabilmeleri için rol arkadaşlarına sıkı programlar uygulatmış.
Birleşik Krallık merkezli tabloid gazetenin bildirdiğine göre filmde Teğmen Bradley Bradshaw'u canlandıran Miles Teller, "Zorlu bir çekimden sonra gerçekten birkaç bira içebileceğimiz günler vardı. Ancak akşamdan kalmış biçimde yüksek hızlarda uçmak istemezsiniz" dedi. 
Top Gun: Marevick'in çekimlerinde yaşananları yakından takip eden bir kaynağınsa, "Çoğu sette oyuncular ve ekip sosyalleşir, içmeye gider. Ancak Top Gun'da onlara partileri minimumda tutmaları söylendi" ifadelerini kullandığı aktarıldı. 
Bir düğün için istisna yapıldığını ifade eden Teller, "Ertesi gün 100 derece sıcakta uçuş eğitimi vardı. Zorluydu" dedi. 
1986 yapımı ilk Top Gun'da da rol alan Tom Cruise savaş pilotlarının beyazperdede mümkün olduğunca gerçekçi görünmesi için elinden geleni yapmış. 
Hollywood yıldızı, rol arkadaşlarının savaş pilotu eğitimlerinin yanı sıra kokpitlerdeki 4K kameralarla elde edilecek görüntülerin iyileştirilmesi için kurs almalarında da ısrar etmiş.
Cruise, çekimlerin "göz korkutucu olacağını" ve "kan ter içinde kalmadan kimsenin bu filmde yer alamayacağını" söylemiş. 
Yapıma çok fazla para harcandığını ve setteki baskının yüksek olduğunu dile getiren oyuncu Greg Tarzan Davis, "Bir keresinde jeti çalıştırdık ve hemen kendimi hasta hissettim. Ama güçlü bir şekilde devam etmem gerekiyordu" dedi. 
Tom Cruise'un bir diğer yapımı Görevimiz Tehlike 7'nin (Mission: Impossible 7) çekimleri sırasında ekip üyelerine çok sert tepki verdiği basına yansımıştı. Kovid-19 kurallarına uyulmadığı gerekçesiyle küplere binen Cruise çalışanları kovmakla tehdit etmişti. 
Independent Türkçe, Mirror, We Got This Covered



5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
TT

5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)

Tunç Çağı'nda Avrasya'da yaşanan veba salgının yayılmasında koyunların kritik bir rol oynamış olabileceği tespit edildi. 

İnsanlara bulaşan pek çok hastalık hayvansal kökenli. Hayvanlarda bulunan patojenler bir noktada insanlara geçerek onlar arasında yayılıyor. 

Tarihteki en ölümcül zoonotik hastalıklardan biri olan veba da sıçanların üzerinde yaşayan pireler yoluyla insanlara bulaşarak milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Diğer yandan 14. yüzyıldaki Kara Ölüm diye bilinen salgından sorumlu patojen, yaklaşık 5 bin yıl önce yayılmaya başlayan patojenden genetik olarak farklı. İnsanlar arasında yayılan bu Yersinia pestis türünün yaklaşık 2 bin yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor.

Ancak uzmanlar bu patojenin insanlara nasıl sıçradığını bilmiyordu. Bilim insanları hayvanlardaki hastalıkların geçmişte insanlara nasıl bulaştığını öğrenerek gelecekte yaşanabilecek bu tür olaylara karşı hazırlıklı olabilir.

Aralarında Harvard Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı bir araştırma ekibi, Tunç Çağı'ndaki Yersinia pestis'in kökenini saptamak için bugünkü Rusya'da bulunan Arkaim arkeolojik kazı alanındaki hayvanlarının kemiklerini ve dişlerini inceledi.

Araştırmacılar 4 bin yıllık bir koyunda, o dönemde insanlara bulaştığı bilinen Y. pestis türünü tespit etti.

Bilim insanları koyundan alınan Y. pestis genomunu diğer eski ve modern genomlarla karşılaştırdı. Koyundan alınan örnek, aynı zamanlarda yakın bir bölgede yaşayan bir insana bulaşan patojenin genomuna çok benziyordu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de dün (11 Ağustos) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Christina Warinner şöyle diyor:

Bir koyuna ait olduğunu bilmeseydik, herkes bunun başka bir insan enfeksiyonu olduğunu varsayardı; neredeyse ayırt edilemezler.

Ekip, patojenin henüz bilinmeyen bir yaban hayvanından koyunlara ve oradan da insanlara sıçradığını tahmin ediyor. Öte yandan hastalığın insanlardan koyunlara bulaşmış olması da muhtemel. 

Sözkonusu patojen, diğer veba salgınlarından farklı olarak pireler aracılığıyla bulaşmasını sağlayacak genetik materyalden yoksun. Araştırmacılar bu nedenle başka bir kaynaktan yayılmış olması gerektiğini söylüyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden makalenin bir diğer yazarı Dr. Felix Key "Elimizdeki bulgular eski koyun ve insan enfeksiyonlarının, hâlâ bilinmeyen bir kaynaktan muhtemelen münferit olaylarla yayıldığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Sıradaki adım, o kaynağı bulmak.

Araştırmacılar o dönemde bölgede yaşayan Sintaşta-Petrovka halkının sığır, koyun ve at yetiştiriciliğiyle ilgilendiğine de dikkat çekiyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Taylor Hermes "Bu erken dönem çoban topluluklarının tahıl depoları, fareleri ve pireleri çekmezdi ve daha önce Sintaşta bireylerinde Y. pestis enfeksiyonları bulunmuştu" diyerek soruyor: 

Kayıp halka çiftlik hayvanları olabilir mi?

Bu toplulukların kullandığı hayvanların yabandaki canlılarla temasa geçmesi hastalığın yayılmasını sağlamış olabilir.

Bilim insanları bunu ve patojenin kısa sürede nasıl geniş bir alana yayıldığını anlamak için çalışmalarına devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Cell